Lübnan Genelkurmay Başkanı’nın görev süresinin uzatılmasına yönelik prosedürler araştırılıyor

Lübnan Genelkurmay BaşkanıBakanlar Kurulu kararıyla veya Temsilciler Meclisi yasama oturumunda onay verildi.

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Joseph Avn, Güney Lübnan’daki Uluslararası Güçler (UNIFIL) Komutanı Aroldo Lazaro ile bir araya geldi (Ordu Komutanlığı internet sitesi)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Joseph Avn, Güney Lübnan’daki Uluslararası Güçler (UNIFIL) Komutanı Aroldo Lazaro ile bir araya geldi (Ordu Komutanlığı internet sitesi)
TT

Lübnan Genelkurmay Başkanı’nın görev süresinin uzatılmasına yönelik prosedürler araştırılıyor

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Joseph Avn, Güney Lübnan’daki Uluslararası Güçler (UNIFIL) Komutanı Aroldo Lazaro ile bir araya geldi (Ordu Komutanlığı internet sitesi)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Joseph Avn, Güney Lübnan’daki Uluslararası Güçler (UNIFIL) Komutanı Aroldo Lazaro ile bir araya geldi (Ordu Komutanlığı internet sitesi)

Bakanlar Kurulu aracılığıyla Başbakan Mikati’nin gündem dışından onaya sunduğu öneriyle, ya da bir dizi temsilci tarafından yasama oturumunda onaylanmak üzere sunulan bir yasa teklifiyle General Joseph Avn’ın Genelkurmay Başkanlığı’nın uzatılması kararının uygulamaya konması bekleniyor. Özellikle parlamento yeter sayısının Şii İkili’nin (Hizbullah ve Emel) desteğiyle sağlanacağı garanti edilirken, hükümetin bu süreyi güvenli bir şekilde uzatma konusunda ilerleme kaydedememesi durumunda Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, bu konuda adım atma sözü verdi. Meclis Başkanı ve Hizbullah liderliğiyle iletişim kuran siyasi güçler de kararlarını verdiklerini ve bundan geri dönüş olmadığını belirtiyor.

Bu çerçevede General Avn’ın görev süresinin uzatılmasına hükümetin girişimi eşlik edecek. Başbakan Mikati ise bir Genelkurmay Başkanı ile İdare ve Genel Müfettişlik müdürlerinin atanması yoluyla Askeri Şura’nın toplanması için yeterli çoğunluğun sağlanması yönünde taahhütte bulundu. Çünkü bu atamalarla gerçekleştirilmeden, askeri kurumun aktif hale getirilmesi ve Genelkurmay Başkanlığı’ndaki boşluğu dolduracak, Ordu Komutanının yokluğunda adına hareket edecek birinin sağlanması için uzatma yeterli değil.

İletişim görevi, (Dürzi) İlerici Sosyalist Parti (İSP) Genel Başkanı Teymur Velid Canbolat tarafından yürütülüyor. Canbolat, müttefik ve muhalif tüm siyasi güçlerle iletişim kurarak siyasi çıkmazı kırmak başlığı altında, parti genel başkanlığına seçildiğinden bu yana en geniş kapsamlı toplantıyı gerçekleştirecek. Çünkü başta ‘cumhurbaşkanını seçme ufkunun tıkanması ve askeri kurumun boşluğa girmesinin engellenmesi’ olmak üzere ülkenin tanık olduğu istisnai koşullar, farklılıkları örgütleme konusunda bile iletişimi gerektirdiğinden, öne çıkan siyasi konulara yaklaşımda bakış açılarını yakınlaştırmaya çalışmak amacıyla koşulsuz bir diyaloğa girmeyi gerektiriyor. Ordu Komutanı General Joseph Avn’ın 10 Ocak’ta emekli olması beklenirken, emekliliğin uzatılması için gerekli ortamın hazırlanarak bundan kaçınılması amaçlanıyor.

Canbolat’ın sürdürdüğü toplantıların, kapsamlı olması isteniyor. İSP’den bir kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Canbolat’ın herkesle en iyi iletişimi kurabilen isim olduğunu ve zaman zaman tanık olunan olumsuzlukları ortadan kaldırmak için ortamın soğutulması ve rakipleriyle ilişkilerinin normalleşmesine, müttefikleriyle ise güçlendirilmesinin gerekliliğine bağlı olduğunu söyledi.

Kaynak, Canbolat’ın toplantılarını gelecek hafta (Maruni Hristiyan) Ketaib Partisi Başkanı Sami Cemayel, Bağımsızlık Hareketi lideri Milletvekili Mişel Muavvad ve diğerleriyle yapacağı toplantıyla tamamlayacağını açıkladı. Kaynak, Demokratik Toplantı üyesi temsilcilerle aralarındaki mevcut koordinasyon çerçevesinde Değişim Güçleri’ne mensup bazı temsilcilerle, ortak parlamento komitelerinin gündeminde yer alan mevzuat konularıyla ilgili temaslarını kesmediğini söyledi.

Kaynak ayrıca Canbolat’ın siyasi güçlerle iletişimin, Meclis Başkanı Berri ile doğrudan görüşmeler yoluyla ya da İSP’nin eski Genel Başkanı Velid Canbolat’ın yaptığı görüşmeler aracılığıyla kendisine açık olmasından kaynaklandığını belirtti.

(Dürzi) İSP ile (Şii) Hizbullah arasındaki görüş ayrılıklarının örgütlenmesinin hala var olduğunu ve sona ermediğini söyleyen kaynak, partinin eski lideri Gazi el-Aridi’nin, Velid Canbolat ve partinin koordinasyon ve irtibat yetkilisi Vefik Safa ile zaman zaman kurduğu iletişimin yanı sıra partinin Genel Sekreteri siyasi asistanı Hüseyin Halil ile olan iletişimi yoluyla bu görevi üstlendiğini söyledi. Kaynağa göre Milletvekili Vail Ebu Faur da acil siyasi ve geçim sorunlarına ve bunlara mümkün olduğunca çok çözüm sunma gerekliliğine ayak uydurmak için geçici Başbakan Necib Mikati ile iletişimden sorumlu.

Canbolat’ın geçen salı günü Milletvekili Süleyman Franciyye ile kayınpederi iş insanı Muhamed Zindan’ın daveti üzerine uzun bir görüşme gerçekleştirdiği ortaya çıktı. Toplantıya eski Milletvekili Aladdin Taro ve Canbolat’ın eski danışmanı Hüssam Harb’ın yanı sıra milletvekilleri Vail Ebu Faur ve Faysal es-Saye’nin da katıldığı belirtildi.

Toplantının Canbolat ve Franciyye ile sınırlı bir dinleme içerdiği, atmosferinin olumlu olduğu ve başkanlık dosyasına yaklaşımdaki farklarının Canbolat ve Franciyye aileleri arasındaki tarihsel ilişkinin derinliğini değiştirmediği belirtildi. Ayrıca kaynak, askeri kurumda istikrarın sağlanması, General Avn’ın görev süresinin uzatılması ve Genelkurmay Başkanı ile Genel İdare ve Genel Müfettişlik direktörlerinin atanması yoluyla Askeri Konsey’de yeterli çoğunluğun sağlanması gerektiği konusunda uzlaşı sağlandığını söyledi.

İSP kaynağına göre askeri kurumda istikrarı korumayı amaçlayan çabaları desteklemeyi ve İsrail’in kendisini hedef alan saldırganlığı nedeniyle Lübnan’ın yaşadığı istisnai koşullar ışığında bu kurumun yeteneklerini felce uğratmama konusunda da anlaştılar.

Aynı kaynak ayrıca, General Avn’ın bazı dost ve bağışçı ülkelerin daveti üzerine yurtdışına çalışma ziyaretleri yaptığı için özür dilediğini ortaya koydu. Kaynağa göre General ayrıca, Genelkurmay Başkanlığı’ndaki boş kadroya atıfta bulunarak, kendisi adına birisinin yokluğundan dolayı Kuveyt’i ziyaret ettiği için de özür diledi.

Kaynak, Canbolat’ın Güçlü Cumhuriyet bloğunu temsil eden parlamento heyetiyle yaptığı görüşmede oluşan olumlu atmosfere değindi. Kaynak ayrıca General Avn’ın görev süresinin uzatılmasında herhangi bir sorun olmadığını, Lübnan Kuvvetleri’nin bu uzatmayı İç Güvenlik Kuvvetleri Genel Müdürü Tümgeneral İmad Osman’ın görev süresinin uzatılmasıyla ilişkilendirme gereği görmediğini, çünkü bu konuya girmek için henüz çok erken olduğunu, Tümgeneral Osman’ın Mayıs ayında emekli olacağını açıkladı.

Ancak Lübnan Kuvvetleri, İSP’nin yasama oturumlarını zorunluluktan dolayı reddetme tavrını yeniden gözden geçirme talebine yanıt vermezken, çünkü parlamentonun işlevinin bozulmasına izin verilemeyeceğini söyledi.

Özgür Yurtsever Hareket lideri Milletvekili Cibran Basil’in Canbolat ile görüşmesiyle ilgili olarak ise Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Canbolat, Genelkurmay Başkanının görev süresinin uzatılmasını desteklediğinin dolaylı olarak kendisine bildirilmesinin ardından Basil’in Batroun’da görüşme davetine olumlu yanıt verdi. Ancak Canbolat, bu uzatmanın bir ordu komutanı ile idare ve müfettişlik direktörlerinin atanmasıyla ilişkilendirilmesi karşısında şaşkınlık yaşadı. Bu durum, toplantının sivil barışı ve bir arada yaşamayı sürdürmek amacıyla atmosferi temizlemek ve gerginlik düzeyini azaltmak için Cebel-i Lübnan’ın şehir ve kasabalarındaki ortak komitelerin çalışmalarını teşvik etmekle sınırlı kalmasına yol açtı.



İsrail istihbaratı, Gazze'yi işgal etmenin savaşın hedeflerine ulaştıramayacağını doğruladı

Tel Aviv'deki protestocular dün Gazze savaşının sona ermesini ve Hamas tarafından tutulan İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını talep etti. (Reuters)
Tel Aviv'deki protestocular dün Gazze savaşının sona ermesini ve Hamas tarafından tutulan İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını talep etti. (Reuters)
TT

İsrail istihbaratı, Gazze'yi işgal etmenin savaşın hedeflerine ulaştıramayacağını doğruladı

Tel Aviv'deki protestocular dün Gazze savaşının sona ermesini ve Hamas tarafından tutulan İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını talep etti. (Reuters)
Tel Aviv'deki protestocular dün Gazze savaşının sona ermesini ve Hamas tarafından tutulan İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını talep etti. (Reuters)

Tel Aviv'deki siyasi kaynaklar dün, hükümetin Gazze şehrini işgal etme kararıyla ilgili İsrail siyasi ve askeri liderliği içindeki iç tartışmaların bir kısmını açıkladı. Bu tartışmalardan, ordu ve istihbarat liderlerinin bu işgalin Yahudi devletine hiçbir şey katmayacağına ve savaşın hedeflerinin, özellikle Hamas'ın teslim olması ve rehinelerin sağ olarak serbest bırakılması gibi hedeflerin hiçbirine ulaşamayacağına emin oldukları anlaşılıyor. Onlara göre bu işgal, orduyu uzun bir yıpratma savaşına sürükleyecek ve bu da Hamas'ın hedefine ulaşmasını sağlayacak. Ayrıca, can kaybı (100'den fazla askerin ölümü) ve kaynaklar (yılda 30 milyar şekel) açısından son derece maliyetli olacak ve İsrail'i izole bir devletten dünyanın paryası haline getirecek.

Haaretz'in askeri analisti Amos Harel, İsrail ordusunun Rehineler ve Kayıp Kişiler Koordinasyon Birimi'ndeki subayların, Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli rehinelerin ailelerine, Gazze şehrini işgal etmek için yapılacak bir askeri operasyonun, hayatta olan rehinelerin hedef alınma ve ölen rehinelerin ortadan kaybolma riskini artıracağını söylediklerini aktardı. Subaylar, İsrail ordusunun rehinelerin nerede oldukları hakkında kesin bilgiye sahip olmadığını vurgulayarak, rehinelerin ailelerine ‘Hamas'ın psikolojik terörüne’ hazırlıklı olmalarını söyledi.

Hamas tarafından tutulan İsrailli rehinelerin aileleri bu açıklamaya, “ordudaki bu tür bir inanca ve aynı zamanda Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in gereksiz bir savaşa girme kararına şok olduklarını” söyleyerek yanıt verdiler. Dün yaptıkları açıklamada, “İlk operasyon (Gideon'un Savaş Arabaları) başarılı olamadıysa, ikinci veya yedinci operasyon da başarılı olamaz. Masada (ateşkes ve esir takası için) bir anlaşma var, bu anlaşma rehinelerin sonuncusunu geri getirecek ve savaşı sona erdirecek” ifadelerini kullandılar.

Gazze Şeridi sınırında bulunan İsrail askeri aracı, 4 Eylül 2025 (Reuters)Gazze Şeridi sınırında bulunan İsrail askeri aracı, 4 Eylül 2025 (Reuters)

Amos Harel dün yaptığı açıklamada, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun birkaç gün içinde İsrail ordusuna Gazze şehrinde büyük çaplı bir askeri operasyon başlatma emri vereceğini ima ettiğini bildirdi. Harel, “Operasyonun Gazze'nin işgali ve Hamas'ın yenilgisiyle sonuçlanacak sürekli ve sürdürülebilir bir operasyon olacağının kesinliği yok, çünkü operasyonun tamamı yarı güçle yürütülüyor” dedi.

Harel, Netanyahu ile çalışan ve hükümet ve güvenlik konseyi toplantılarındaki açıklamalarına aşina olan subayların, ‘Başbakan’ın rehineler ve ailelerinin durumuna karşı tüm sempatisini yitirdiğine ve onun siyasi hayatta tutunması, iktidarda kalması ve hapishaneye girmemesi ile ilgilendiğine uzun zamandır ikna olduklarını’ belirtti.

Ma'ariv gazetesinin askeri muhabiri Alon Ben David de aynı izlenimi aktardı. Ben David dün haftalık köşesinde şu ifadeleri kullandı: “Gazze'nin işgali Filistinliler için insani bir felaket, İsrail için ise askeri ve siyasi bir trajedi olacaktır. Tek umut, Hamas'ın tutumunu yumuşatması veya ABD Başkanı Donald Trump'ın müdahale ederek Netanyahu'ya bu gereksiz adımdan geri dönmesi için uzun bir merdiven sunmasıdır.”

Ben David sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu gerçekleri Netanyahu'ya sundum ve o da bunları çok iyi anladı: Şu anda yaklaşık bir milyon nüfusa sahip olan Gazze şehri, Gazze Şeridi'ndeki diğer şehir ve kasabalardan doğası gereği farklı. Binalarının çoğu halen ayakta ve bunların altında Hamas'a ait işlevsel bir tünel ağı var. Bu ağın sadece küçük bir kısmı şehrin önceki işgali sırasında hasar gördü. İsrail ordusunun tahminlerine göre, şehrin yer üstü ve yer altının tamamen işgal edilmesi ve temizlenmesi yaklaşık 100 savaşçının hayatına mal olacak ve en az bir yıl sürecek. Bu tahmin, karar vericilere bekleyenin sadece başka bir askerî harekât değil, ağır ve uzun bir savaş olduğunu ve bunun Hamas'a karşı kesin bir zaferle sonuçlanacağını kimsenin garanti edemeyeceğini açıkça belirtmek için kabineye de sunuldu. Gazze, ikiye katladığımız, sonra tekrar tekrar katladığımız, artık daha fazla katlanamayacağı noktaya gelene kadar katladığımız bir kâğıt parçası gibi.”

Ben David, İsrail istihbaratının Hamas'ın eylem ve kararlarına ilişkin analizlerinin, Hamas'ın İsrail güçlerini durdurmak için askeri gücünün yetersiz olduğunun tamamen farkında olduğunu gösterdiğini açıkladı. Hamas, Stalingrad tarzı bir savaşa, yani son savaşçıya kadar direnişe hazırlanmıyor, daha çok manevra kuvvetlerini yoran gerilla savaşına hazırlanıyor.

Gazze Şeridi'nin kuzeyinden orta kesimlere doğru ilerleyen Filistinliler, 4 Eylül 2025 (AP)Gazze Şeridi'nin kuzeyinden orta kesimlere doğru ilerleyen Filistinliler, 4 Eylül 2025 (AP)

Diğer siyasi kaynaklara göre, Netanyahu'ya Hamas'a karşı savaşı kesin olarak sona erdirmek için geniş bir hareket alanı tanıyan ABD yönetimi, onun bitmek bilmeyen savaşına karşı sabırsızlık belirtileri göstermeye başladı. Bunun kanıtı, Trump'ın bu hafta yaptığı, ‘İsrail'in kamuoyu nezdinde savaşı kazanamadığı’ yönündeki açıklamasıdır.

Üst düzey bir İsrailli istihbarat görevlisine göre Trump, “Bizi ‘kaybedenler’ olarak tanımlamaktan bir adım uzakta ve bildiğimiz gibi o asla kaybedenlerin tarafında yer almaz. Her gün Gazze kumlarına daha da gömülüyoruz; geleceğimiz ve güvenliğimiz kadar önemli olan uluslararası sahnede kaybımızı derinleştiriyoruz. Dünya artık Gazze Şeridi'nde ne aradığımızı anlamıyor ve İsrail her geçen gün daha da izole oluyor. Öyle ki parya devlet haline gelmek üzereyiz. Bu sadece akademik veya kültürel bir boykot değil, İsrail ordusunun savaşmaya devam etmek için ihtiyaç duyduğu ekipmanı elde etme kabiliyetini de doğrudan etkileyen bir boykot.”

Diğer yandan Yedioth Ahronoth gazetesi, bir yandan Amerikan baskısı, diğer yandan Hamas'ın esnekliğinin Netanyahu'ya bu savaşta tırmandığı yüksek ağaçtan inip ülkeyi ve bölgeyi getirdiği felaketlerden kurtarması için uzun bir merdiven sağlayabileceğini savundu.


İsrail Gazze kulelerini hedef alıyor... Hamas tutuklu kartını açıyor

Filistinliler, dün Gazze Şehri'nin batısındaki Maştaha Kulesi'ni hedef alan İsrail hava saldırısının ardından yükselen dumanı izliyor (EPA)
Filistinliler, dün Gazze Şehri'nin batısındaki Maştaha Kulesi'ni hedef alan İsrail hava saldırısının ardından yükselen dumanı izliyor (EPA)
TT

İsrail Gazze kulelerini hedef alıyor... Hamas tutuklu kartını açıyor

Filistinliler, dün Gazze Şehri'nin batısındaki Maştaha Kulesi'ni hedef alan İsrail hava saldırısının ardından yükselen dumanı izliyor (EPA)
Filistinliler, dün Gazze Şehri'nin batısındaki Maştaha Kulesi'ni hedef alan İsrail hava saldırısının ardından yükselen dumanı izliyor (EPA)

İsrail, Hamas'a esirlerini serbest bırakması için baskı yapma çabalarının bir parçası olarak dün Gazze Şehri'ndeki kuleleri yıkma politikasına yeniden başladı. Bu gelişme, Hamas'ın Gazze Şehri'ndeki iki rehinenin videosunu yayınlayarak esir sorununu gündeme getirmesinden birkaç saat sonra gerçekleşti. Bu hamle, şehri işgal planını bozma girişimi olarak yorumlandı.

Uçaklar, yüzlerce dairenin bulunduğu ve Gazze şehrinin batısındaki en yüksek binalarından biri olarak kabul edilen Maştaha Kulesi'ni iki aşamalı olarak füzelerle bombaladı. İsrail ordusu, Hamas'ın kulenin içinde “terörist” altyapı kurduğu gerekçesiyle saldırdığını iddia etti, ancak kule yönetimi bunu yalanlayarak yalnızca yerinden edilmiş sivillerin kuleye girmesine izin verildiğini vurguladı.

Bu arada Kassam Tugayları, iki tutuklunun görüntülerini yayınladı. Tutuklulardan biri, esir alanların kendisine Gazze'de kalacağını söylediğini, bunun da İsrail ordusunun kente saldırısı sırasında hayatının tehlikede olacağı anlamına geldiğini belirtti.

Öte yandan, Mossad eski başkanı Yossi Cohen, muhalefet liderleri Avigdor Lieberman ve Gadi Eizenkot'un Binyamin Netanyahu'ya karşı muhalefet partilerini birleştirmek için açıkladığı girişimi desteklediğini söyledi.

Bu arada, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Filistin devletini tanıma kararının arkasında durduğunu belirterek, İsrail'in tehditlerinin kendisini caydırmayacağını ifade etti.


Suudi Arabistan, Netanyahu'nun Filistinlilerin yerinden edilmesine ilişkin açıklamalarını kınadı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AFP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AFP)
TT

Suudi Arabistan, Netanyahu'nun Filistinlilerin yerinden edilmesine ilişkin açıklamalarını kınadı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AFP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AFP)

Suudi Arabistan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Filistinlilerin Refah Sınır Kapısı da dahil olmak üzere topraklarından zorla çıkarılması ve zorla yerinden etme amacıyla abluka ve açlığa devam edilmesiyle ilgili tekrarlanan açıklamalarını en sert şekilde kınadı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı'ndan dün yapılan açıklamada, söz konusu uygulamaların uluslararası hukuk ve ilkelerin yanı sıra, en temel insani standartların da açıkça ihlali olduğu belirtilerek, Krallığın bu konuda Mısır'a tam desteğinin sağlandığı ifade edildi.

Suudi Arabistan, başta Güvenlik Konseyi daimi üyeleri olmak üzere uluslararası toplumun, İsrail'in Filistin halkına ve topraklarına yönelik saldırgan politikalarını durdurmak için müdahale etmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, gerekçesi ne olursa olsun her türlü yerinden etme eylemini reddetti ve işgalci yetkililerin soykırım ve sivillere yönelik ağır ihlallerden sorumlu tutulması çağrısını yineledi.

Bu suç ve ihlallere derhal son verilmesi, Filistin halkına koruma sağlanması ve 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurma yönündeki meşru haklarının yerine getirilmesi gerektiğini vurgulayan bakanlık, bölgenin güvenlik ve istikrarının ancak bu şekilde sağlanabileceğini kaydetti.

Körfez İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri Casim el-Budeyvi ise bu tehlikeli ve sorumsuz açıklamaları en şiddetli şekilde kınayarak, bunların etnik temizlik suçunu işlemeyi açıkça teşvik eden ve tüm uluslararası sözleşmeler, normlar ve yasaları açıkça ihlal eden beyanlar olduğunu ifade etti.

El- Budeyvi, bölgesel ve uluslararası düzeyde reddedilen bu tür tehlikeli açıklamaların ve uygulamaların, işgal güçlerinin adil ve kapsamlı bir barışa ulaşma çabalarını engellemek ve başkenti Doğu Kudüs olan 1967 sınırları içinde bağımsız bir Filistin devleti kurma şansını baltalamak için izledikleri saldırgan tutumu bir kez daha kanıtladığını vurguladı.

Uluslararası toplumu, tüm taraflarıyla birlikte, hukuki ve insani sorumluluklarını acilen üstlenmeye, bu tehlikeli uygulama ve açıklamaları durdurmak için kararlı ve acil önlemler almaya, bölge ve dünya istikrarını tehdit eden durumun tırmanmasını önlemeye ve başta Arap Barış Girişimi ve uluslararası meşruiyet kararları temelinde, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkı ve bağımsız devletini kurma hakkı olmak üzere meşru haklarını desteklemek için çalışmaya çağırdı.