Gazze'deki kan bankaları acil nakil ihtiyacıyla mücadele ediyor

Stoklarının bir kısmının tükendiği kan bankasında, mevcut kan miktarı çok sınırlı hale geldi. 0 Rh negatif kan grubu stoku ise tamamen tükendi

Her gün yüzlerce yaralı hastanelere geliyor, binlerce yaralı kan nakline ihtiyaç duyuyor (Meryem Ebu Dakka- Independent Arabia)
Her gün yüzlerce yaralı hastanelere geliyor, binlerce yaralı kan nakline ihtiyaç duyuyor (Meryem Ebu Dakka- Independent Arabia)
TT

Gazze'deki kan bankaları acil nakil ihtiyacıyla mücadele ediyor

Her gün yüzlerce yaralı hastanelere geliyor, binlerce yaralı kan nakline ihtiyaç duyuyor (Meryem Ebu Dakka- Independent Arabia)
Her gün yüzlerce yaralı hastanelere geliyor, binlerce yaralı kan nakline ihtiyaç duyuyor (Meryem Ebu Dakka- Independent Arabia)

İzzeddin Ebu Ayşe 

Ömer, Güney Gazze'deki Han Yunus şehrinde bulunan Nasır Tıp Merkezi'ne yaralı olarak getirildi.

Diz bölgesinden kan kaybediyordu ve tedaviyi üstlenen doktora göre bir şarapnel parçası nedeniyle çok büyük miktarda kan kaybetti.

Laboratuvar testlerinin ardından, Ömer'in kan seviyesinin 4 civarında, çok düşük olduğu, ancak kan grubu nadir bulunan 0 Rh negatif olduğundan kan bankasında ihtiyacı olan kan bulunamadı.

Bu nedenle hastaneye ulaştıktan yaklaşık bir saat sonra yaşamını yitirdi.

Kan bağışları sınırlı

Ömer'in durumu, hastanelere ulaşmadan önce büyük miktarda kan kaybeden yaralılar arasında sıkça görülüyor.

Ayrıca, bazı yaralılar kan nakline ihtiyaç duyuyor ancak Gazze'de şu anda kan nakli yapılamadığı için bu kişiler her an hayatlarını kaybetme riski altındalar.

Hamas ile İsrail arasındaki yoğun çatışmanın 21'inci gününde, Sağlık Bakanlığı, yaralanmaların hızla artmasının bir sonucu olarak kan ünitelerinde ciddi bir eksiklik yaşandığını ve Şifa Hastanesi'nin kan bankasının sürekli bombardıman ve yakıt eksikliği nedeniyle çalışamaz hale geldiğini bildirdi.

Ancak savaşın 41'inci gününde durum daha da zorlaştı. Kan bankası stoklarının büyük bir kısmı tükendi ve mevcut kan miktarı çok sınırlı hale geldi.

Üstelik 0 Rh negatif kan grubu stoku tamamen tükenmiş bulunuyor.

Kan birimlerinin eksikliği nedeniyle Sağlık Bakanlığı, Gazze sakinlerinden kan bağışında bulunmalarını istedi.

Kan Bankası Yardımcı Direktörü Enver el-Malhi, "Kan temininde büyük zorluklarla karşı karşıyayız. Çeşitli kan gruplarından yaklaşık sekiz bin üniteye sahiptik, ancak hepsi tükendi" dedi.

Gazze'deki hastanelere 31 binden fazla yaralı ulaştı, bu da uzman kan bankasının tüm kan birimlerinin tükenmesine neden oldu.

Al-Malhi, "Yaralıların yaklaşık yüzde 40'ı kan nakline ve yüzde 10'u da kan nakline ihtiyaç duydu" diye ekledi.

Sağlık Bakanlığı, Gazze sakinlerinden acil olarak kan bağışı yapmalarını istedi, ancak sınırlı sayıda insan bu çağrıya cevap verdi.

Malhi'ye göre, savaşın başlangıcından bu yana yaklaşık üç bin ünite kan toplandı, ancak bu miktar çok az ve eksikliği gidermek için yetersiz.

Her gün yüzlerce yaralı hastanelere gelirken binlerce yaralı kan nakline ihtiyaç duyuyor.

Dışardan kurtuluş yok

Kan Bankası verilerine göre, depolama dolaplarında mevcut olan kan ünitesi sayısı 1500.

Bunların içinde ise 0 Rh negatif kan grubu stoku tamamen tükenmiş durumda. Malhi, bu kan grubunun tüm yaralılara verilebildiği ve sadece kendi grubundan alınabildiği için en çok talep gören grup olduğunu ve bu nedenle hızla tükendiğini belirtti.

Bu kan grubunun eksikliği özellikle cerrahların çalışmalarını zorlaştırıyor, çünkü yaralıları kurtarmak için genellikle 5'ten fazla kan ünitesine ihtiyaç duyuyor.

Malhi'ye göre, "kan bağışçıları kan bankasına sadece her 4 ila 6 ayda bir kan bağışlayabiliyorlar, bu da bağışçıların sürekli kan bağışı yapmasını zorlaştırıyor. Bunun çözümü ise dışarıdan gelecek kan ünitelerine izin vermek olabilir."

Kan bağışçılarının çoğu kan bankasına ulaşmak için uzun mesafeleri yürümek zorunda kaldıkları için tükenmiş durumdalar.

Saddam, "Ben yorgundum ve doktorlar bana dinlenmemi söylediler, ancak kanımı almaya başladıklarında bayıldım. Açtım ve en az iki gündür su içmemiştim" diye konuştu.

Kan birimlerinin eksikliğinin yanı sıra, sağlık çalışanlarıyla ilgili başka bir sorun daha var. Filistin Sağlık Bakanı Mey el- Keyle, "Gazze'de kan torbaları, kan türü testi için araçlar ve hatta kan nakli çözeltileri bulunmuyor" dedi.

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları başlamadan önce, bölgedeki hastaneler zaten ilaç eksikliği yaşıyordu ve ilaçların yüzde 44'ü eksikti.

Tıbbi tüketim malzemelerinde de yüzde 32'lik bir eksiklik vardı ve laboratuvarlar ile kan bankaları için kullanılan tek kullanımlık malzemelerde yüzde 60'lık bir eksiklik bulunyordu. 

Keyle'ye göre, hastanelere gelen çok sayıdaki yaralı, Gazze'deki yara pansumanları, anesteziler ve kan bankalarındaki tek kullanımlık malzemelerin hızlı bir şekilde tükenmesine neden oldu.

Merkezi laboratuvarlar, malzeme ve elektrik eksikliği nedeniyle ciddi bir zorluk yaşadı ve yaralılara hizmet vermeye devam edemedi.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Witkoff'un önerisi: Hamas arabuluculara cevabını ‘notlarla’ iletti

Dün Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısının ardından feryat eden Filistinli bir kadın (Reuters)
Dün Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısının ardından feryat eden Filistinli bir kadın (Reuters)
TT

Witkoff'un önerisi: Hamas arabuluculara cevabını ‘notlarla’ iletti

Dün Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısının ardından feryat eden Filistinli bir kadın (Reuters)
Dün Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısının ardından feryat eden Filistinli bir kadın (Reuters)

Hamas kaynakları bugün, hareketin ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un 60 günlük ateşkes önerisiyle ilgili cevabını arabuluculara ilettiğini doğruladı.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar, Hamas'ın ortak bir Filistin pozisyonu oluşturmak amacıyla Katar'da ve Beyrut dahil diğer başkentlerde Filistinli grupların liderleriyle yoğun temaslarda bulunduğunu ve toplantılar düzenlediğini bildirdi.

Kaynaklar, Hamas liderliği ve gruplar açısından cevabın olumlu olarak nitelendirilebileceğini, ancak İsrail işgaline karşı açık bir önyargı taşıyan teklifin taşıdığı tüm olumsuzluklara rağmen, uygulanmasının başarılı olması için bazı notların da eklenmesi gerektiğini belirtti.

Kaynaklar, teklifle ilgili yapılan tüm düzenlemelerin oybirliğiyle kabul edildiğine dikkat çekerek, İsrail'e baskı yapma konusunda samimi bir Amerikan iradesi olması halinde teklifin kabul edileceğini ifade ettiler.

Kaynaklar, yanıtta yer alan notlardan birinin, İsrailli esirlerin Witkoff belgesinde belirtildiği gibi ilk hafta sadece iki gün içinde teslim edilmesini önlemeyi, bunun yerine son anlaşmada olduğu gibi aşamalı olarak iki ay boyunca anlaşmanın tam olarak etkili olmasını sağlamayı amaçladığını açıkladı.

Hareket kaynakları dün Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada, teklife ilişkin yorumlarla birlikte olumlu bir yanıt verileceğini belirttiler.

Filistinli bir kadın, Cuma günü Gazze Şehri'ne düzenlenen İsrail hava saldırısının ardından çığlık atıyor (Reuters)Filistinli bir kadın, Cuma günü Gazze Şehri'ne düzenlenen İsrail hava saldırısının ardından çığlık atıyor (Reuters)

Kaynaklar o dönemde teklifin birçok ‘tuzak’ taşıdığını ve birçok koşulunun Filistinliler için durumu daha da karmaşık hale getirdiğini ifade etmişti. Kaynaklar, 60 günlük sürenin ateşkes anlaşmasını açıkça bağlayıcı hale getirmemesi ve İsrail'i buna bağlamadan, hatta başarılı olması halinde süreyi uzatmadan gevşek bir şekilde ortaya koyması da dahil olmak üzere, sunulan metinde birçok ikilemin belirgin olduğuna dikkat çekti. Bu durum, İsrail'in kalan esirlerin teslimi için belirlenen yedinci günden sonra istediği zaman Gazze'de Lübnan tarzı saldırılar gerçekleştirmesine ve altmış günün ardından savaşı tamamen yeniden başlatmasına açıkça izin verecektir.

Teklif ayrıca esir takası için üzerinde anlaşmaya varılmış herhangi bir kriter olmaksızın belirli bir sayı belirliyor ve sadece 125 müebbet ve yüksek cezalı mahkûmun serbest bırakılmasını öngörüyor ki bu sayı hayatta kalan ve ölen İsraillilerin sayısıyla orantılı olmadığı gibi bir önceki ateşkes aşamasında kullanılan kriterlere bile ulaşmıyor.

Kaynaklar o dönemde Hamas liderliğinin teklifin metnini inceledikten sonra, canlı ve ölü esirlerin serbest bırakılmasının bedeli konusunda bile İsrail'in ateşkes vizyonunu benimsediğini gördüklerini söyledi.

Kaynaklar, teklifte savaşı sona erdirecek net bir garantiden bahsedilmediğini, konunun müzakerelerin kaderine bırakıldığını, bunun da esasen savaşı sona erdirmek istemeyen ve herhangi bir anlaşmaya uymayı reddeden İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun elinde kalacağı anlamına geldiğini açıkladı.

Anlaşma metninin İsrail'in çekilmesi ve hatta yardım girişinin devam etmesi konusunda da herhangi bir garanti vermediğini belirten kaynaklar, insani yardım maddesinin de bir önceki anlaşmada kabul edilen insani yardım protokolünün uygulanmasına atıfta bulunmadığına, bunun yerine müzakereler ve anlaşmanın uygulanması sırasındaki gelişmelere göre devreye sokulmasını öngördüğüne dikkat çekti. Başka bir deyişle anlaşma metni, tüm ihtiyaçları karşılamadan ve enkazı kaldırmak için ağır ekipman ve diğerlerini getirmeden, İsrail'in bu insani dosyada üstünlüğünü korumasına izin veriyor.

İsrailli siyasi kaynaklar anlaşma metninin ne savaşın sona ermesini ne İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmesini ne de insani yardımın serbestçe girişine izin verdiğini doğruladı.

Hamas kaynakları, teklifin herhangi bir anlaşma için İsrail'in ve Netanyahu hükümetinin koşullarını öne sürdüğünü, Filistinlilere ise hiçbir şey garanti etmediğini ve sadece hareketten net bir ödül olmaksızın esirleri teslim etmesini istediğini söylüyor.

Yeni anlaşma ateşkesin 60 gün sürmesini, ABD Başkanı Donald Trump'ın taraflara bu süre zarfında taahhütte bulunma garantisi vermesini ve ilk gün 5 İsrailli esir ile 9 cesedin, yedinci gün de aynı sayıda kişinin serbest bırakılmasını öngörüyor.

Anlaşma, insani yardımın iki tarafın üzerinde mutabık kalacağı bir anlaşma yoluyla yapılmasını ve sadece Birleşmiş Milletler (BM) ve Kızılay gibi mutabık kalınan kanallar aracılığıyla dağıtılmasını, yani özel sektöre hiçbir malın verilmemesini öngörüyor.