Irak’taki Şii milis gücü Ketaib-i Hizbullah: ABD’nin yaptırımları gülünç

Irak’ın Anbar Valiliği’ndeki Ayn el Esad Hava Üssü’ndeki ABD askeri araçları (Reuters-Arşiv)
Irak’ın Anbar Valiliği’ndeki Ayn el Esad Hava Üssü’ndeki ABD askeri araçları (Reuters-Arşiv)
TT

Irak’taki Şii milis gücü Ketaib-i Hizbullah: ABD’nin yaptırımları gülünç

Irak’ın Anbar Valiliği’ndeki Ayn el Esad Hava Üssü’ndeki ABD askeri araçları (Reuters-Arşiv)
Irak’ın Anbar Valiliği’ndeki Ayn el Esad Hava Üssü’ndeki ABD askeri araçları (Reuters-Arşiv)

İran ile yakın bağları olan güçlü bir silahlı grup olan, Irak’taki Şii milis gücü Ketaib-i Hizbullah, Irak ve Suriye’deki ABD güçlerine yönelik saldırılar nedeniyle Washington tarafından gruba uygulanan yaptırımları küçümsedi.

Ketaib-i Hizbullah, ABD üslerine yönelik bu tür saldırıların amacının ‘düşmanı bitkin düşürmek’ olduğunu da bildirdi.

ABD tarafından Cuma günü yapılan açıklamada, ABD’ye ve onun Irak ve Suriye’deki ortaklarına yönelik saldırılara katıldıkları suçlamasıyla, Ketaib-i Hizbullah’ın birçok üyesine ve İran tarafından desteklenen bir başka Şii gruba yaptırım uygulanacağı bilgisi verildi.

İsrail ile Filistin Hamas hareketi arasında 7 Ekim’de başlayan savaş sonucunda bölgede gerilimin tırmanmasıyla birlikte, ABD, İran’ı ve desteklediği silahlı grupları, Ekim ortasından bu yana 60’tan fazla saldırı düzenlemekle suçluyor.

Bu saldırılarda en az 59 ABD askeri yaralandı, ancak hepsi ordu hizmetine geri döndü.

Ketaib-i Hizbullah grubunun güvenlik yetkilisi Abu Ali el Askari, dün Telegram üzerinden yaptığı açıklamada yaptırımları ‘gülünç ve saçma’ olarak nitelendirdi ve bu adımların grubun operasyonlarını etkilemeyeceğini söyledi.

Askari, “Irak’taki İslami Direniş Örgütü’nün düşmanlara karşı saldırıları, saflarında kayıplara neden olan ve araçları tahrip eden veya kafalarını karıştıran veya dikkatlerini dağıtan saldırılar, düşmanı bitkin düşürme stratejisine göre gidiyor” diye ekledi.

ABD yaptırımlarıyla hedef alınan Ketaib-i Hizbullah ile bağlantılı olanlar arasında grubun karar alma organının bir üyesi, dışişleri şefi ve İran Devrim Muhafızları ile birlikte çalıştığı iddia edilen bir askeri komutan da yer alıyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı ayrıca, milis grubu Ketaib Seyyid Şuheda ve onun Genel Sekreteri Abu Ala el Walai’yi ‘Özel Olarak Tanımlanmış Küresel Teröristler’ olarak sınıflandırdı.

Walai ise Telegram’da yaptığı bir açıklamada, yaptırımları ‘onur madalyası’ olarak nitelendirdi.

Yaptırımlar, listeye alınanların ABD’deki varlıklarını donduruyor ve genellikle ABD’lilerin onlarla iş yapmasını engelliyor.

Ayrıca onlarla belirli işlemlerde bulunanlar da yaptırımlara maruz kalma riskiyle karşı karşıya.

ABD’nin Suriye'de 900 askeri ve komşusu Irak’ta da 2 bin 500 askeri bulunuyor.

Bu askerler, 2014 yılında iki ülkenin geniş alanlarını kontrol altına alan, ancak daha sonra mağlup edilen DEAŞ’ın geri dönüşünü engellemeye çalışan yerel güçlere tavsiye ve yardım sağlıyor.



Rusya, "İran nükleer" çıkmazının çözümüne katkıda bulunmaya hazır olduğunu dile getirdi

 İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 17 Ocak 2025'te Moskova'daki görüşmelerinin ardından imza töreni için bir araya geldi, (AP)
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 17 Ocak 2025'te Moskova'daki görüşmelerinin ardından imza töreni için bir araya geldi, (AP)
TT

Rusya, "İran nükleer" çıkmazının çözümüne katkıda bulunmaya hazır olduğunu dile getirdi

 İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 17 Ocak 2025'te Moskova'daki görüşmelerinin ardından imza töreni için bir araya geldi, (AP)
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 17 Ocak 2025'te Moskova'daki görüşmelerinin ardından imza töreni için bir araya geldi, (AP)

Rusya, İran ve ABD'nin diplomatik ilişkilerinde çıkmaza girmesinin ardından, özellikle uranyum zenginleştirme konusunda tarafların kırmızı çizgilerini korumaya devam etmeleri üzerine, bu çıkmazdan çıkılması için belirleyici bir rol oynamaya hazır olduğunu açıkladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı Donald Trump arasında yapılan son telefon görüşmesi, Moskova ve Washington'un İran'ın nükleer silaha sahip olmasını engelleyecek bir formül bulmaya önem verdiğini gösterdi.

Gelecekteki herhangi bir nükleer anlaşma, Rusya'nın daha önce 2015 nükleer anlaşmasında üstlendiği ve tekrarlayabileceği bir görev olan İran'ın fazla uranyumunun elden çıkarılması gibi teknik çözümler gerektiriyor. Tahran ayrıca anlaşmayı güvence altına almak ve gelecekte ABD'nin çekilmesini önlemek için Moskova ve diğer ülkeleri de sürece dahil etmeye çalışıyor.

Putin'in yakında Tahran'ı ziyaret etmesi planlanıyor. Analistlere göre bu ziyaret, gelecekteki herhangi bir nükleer anlaşmada Rusya'nın tutumunu koordine etmek için fırsat oluşturacak.