Uyanın: İklim krizinin acısını en çok Amerika'nın en yoksulları çekiyor

Yıkıcı etkiler çoktan başladı bile

(Ethan Swope/AP/2023)
(Ethan Swope/AP/2023)
TT

Uyanın: İklim krizinin acısını en çok Amerika'nın en yoksulları çekiyor

(Ethan Swope/AP/2023)
(Ethan Swope/AP/2023)

Louise Boyle 

Birleşik Devletler, kendi "altın standart" niteliğindeki iklim raporunu yayımladı: Kanunun gerektirdiği, iklim krizine ilişkin bu kapsamlı değerlendirme yaklaşık her 5 yılda bir yapılıyor. Yüzlerce bilim insanı ve uzmanın katılımıyla hazırlanan rapor, artan küresel sıcaklıkların bugün ABD'yi nasıl etkilediğine ve gelecekte nelerin beklediğine dair net (ve endişe uyandıran) bir fikir veriyor.

Raporda, sezgilere dayanıyor gibi gelen ama artık göz ardı edilemeyecek bir bulgu da var. Tüm Amerikalılar iklim değişikliğinden etkilense de "yetersiz hizmet alanlar ve ağır yük altındakiler" en çok zarar görenler.

Başka bir deyişle sıcak hava dalgaları, orman yangınları, deniz seviyesinin yükselmesi, şiddetli fırtınalar; bunların hepsi siyah, kahverengi ve Asyalı topluluklara, Amerikan yerlilerine ve ülkenin en yoksul yurttaşlarına daha fazla zarar veriyor. Finansal, fiziksel, zihinsel ve sosyal nitelikteki bu ağır yükler, Amerikan yaşamının dokusuna işlenmiş tarihi adaletsizliklere katkıda bulunmaktan başka bir şey yapmıyor.

İklim değişikliğiyle beraber sağlık hizmetleri, sigorta ve emlak maliyetlerinin yanı sıra gıda da daha az erişilebilir ve daha pahalı hale gelecek. Afet desteğine yapılan harcamalar arttıkça kamu bütçeleri daralacak ve sosyal yardım programlarına daha az kaynak kalacak. Tehlikeli sıcak günlerin artmasıyla çalışma saatleri kısalacağından açık havada çalışanlar gelir kaybına uğrayacak.

Bir de dolar ve sent cinsinden hesaplanması mümkün olmayan yıkıcı etkiler var. 5. Ulusal İklim Değerlendirmesi (NCA-5), "yaşam kalitesi; suç ve aile içi şiddetin artması, akıl sağlığının zarar görmesi, mutluluğun düşmesi ve açık hava rekreasyon ve oyun fırsatlarının azalması gibi ölçülmesi daha zor şekillerde iklim değişikliğinin tehdidi altında" olduğuna dair uyarıyor.

Nereye bakarsanız bakın, bu etkiler çoktan başladı bile. Sigorta ve birikimleri olmayan en yoksul Floridalılar, 2022'deki Ian Kasırgası'nın yarattığı yıkımın ardından yeniden inşa için en çok mücadele eden kesim olurken uzun vadeli borç ve mali sıkıntıya düşme riskine daha fazla girdiler.

Siyah Amerikalıların ipotekli konut (mortgage) kredisi ve ev almasını engelleyen, "kırmızı çizgi çekme" (redlining) adlı tarihi ve ırkçı uygulama, birçok mahalleyi daha yüksek sel riski altında bırakıyor. Katrina Kasırgası 2005'te New Orleans'ı vurduğunda ölenlerin yarısı Afrika kökenli Amerikalılardı. Bölgenin neredeyse her üç siyah sakininden biri, evi yıkıldıktan sonra şehre bir daha geri dönmedi.

Arizona'nın Phoenix şehrinin bu yaz eşi benzeri görülmemiş kadar günü yaklaşık 38 santigrat derecenin üzerinde geçirmesi sonucu sıcaklığa bağlı ölümler 2023'te rekor seviyeye çıktı. Nihai sayının, acımasız sıcaklıklardan pek kaçamayan çok sayıda kişiyi içermesi bekleniyor: Konut piyasasındaki fırlama ve pandeminin süregelen etkileri nedeniyle son 4 yılda bu şehirdeki evsizlik yüzde 46 arttı.

Bu karmaşık sorunlar yumağını çözmeye yönelik adımlar atılıyor. Biden yönetimi, iklim kriziyle mücadeleye milyarlar yatırarak finansmanın yüzde 40'ının "çevresel adalet" şemsiyesi altındaki programlara yönlendirilmesini zorunlu kılıyor.

Örneğin Navajo Ulusu'nda, kabile üyeleri güneş enerjisi teknolojilerinde çalışmak üzere eğitiliyor ve birçok hanenin güvenilir elektrik ve içme suyundan hâlâ yoksun olduğu topluluklarda yenilenebilir enerji kaynakları yaygınlaştırılıyor. Massachusetts'teki bir grup şehrin sağlık departmanı, özellikle hava kirliliği ve standartların altındaki konutlardan mustarip yerlerdeki astım hastalarına yardım amacıyla fon alıyor.

Bunlar kesinlikle olumlu gelişmeler fakat yeterli değil. İklim kriziyle mücadele, artık kaçamayacağımız etkilere uyum sağlamanın ötesine geçiyor. İklim değişikliğinin, geniş bir boşluktan derin bir yarığa dönüştürmekle tehdit ettiği servet eşitsizliğini, ABD'nin enine boyuna incelemesi gerekecek.

ABD, ülke içindeki karbon ayak izini azaltma yolunda önemli adımlar atsa da çok yakıt tüketen sürücü koltuğuna iyice yerleşenler, en zengin Amerikalılar. En zengin hanelerin başında gelen yüzde 10'luk kesim, ABD'nin toplam emisyonlarının yüzde 40'ından fazlasından sorumlu; en zengin Amerikalıların yüzde 1'iyse tek başına bunun yüzde 15-17'sini oluşturuyor.

Elbette iklim krizi, ortak bir küresel mücadele ve küçük bir derece artışı, öngörülemeyen sonuçların ortaya çıkma ihtimalini artırıyor.

NCA-5 şöyle belirtiyor:

Gezegenin hızlı ısınmaya nasıl tepki vereceğiyle ilgili belirsizlikler ve geleceğe yönelik yok sayılamayacak felaket senaryoları hâlâ olsa da gelecek büyük ölçüde insanların elinde.

Tarihteki en büyük karbon ayak izine sahip ülke olan Amerika'nın liderlik edebileceğine dair umut verici işaretler gösterdiği bu mücadele, sadece daha geniş çapta dünyaya değil, bazı durumlarda birkaç blok ötede yaşayanlara da fayda sağlayabilir.

Ancak bunun için bazı Amerikalı elitlerin, kafalarını giderek ısınan kumdan çıkarması gerekiyor.

Independent Türkçe



Florida’da göçmenler için faaliyete geçen yeni bir gözaltı merkezi: Aligator Alcatraz

ABD Başkanı Donald Trump, Florida Valisi Ron DeSantis (solda) ve İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, Allegator Alcatraz Göçmen Gözaltı Merkezi’ni gezdiler (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Florida Valisi Ron DeSantis (solda) ve İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, Allegator Alcatraz Göçmen Gözaltı Merkezi’ni gezdiler (AFP)
TT

Florida’da göçmenler için faaliyete geçen yeni bir gözaltı merkezi: Aligator Alcatraz

ABD Başkanı Donald Trump, Florida Valisi Ron DeSantis (solda) ve İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, Allegator Alcatraz Göçmen Gözaltı Merkezi’ni gezdiler (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Florida Valisi Ron DeSantis (solda) ve İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, Allegator Alcatraz Göçmen Gözaltı Merkezi’ni gezdiler (AFP)

Florida Eyalet Başsavcılığı, sınır dışı edilmesi planlanan ilk düzensiz göçmen grubunun, Florida eyaletindeki doğal vahşi yaşam alanı Everglades’in derinliklerinde inşa edilen ve yetkililer tarafından ‘Alligator Alcatraz’ (Timsahlı Alcatraz) olarak adlandırılan yeni bir gözaltı merkezine yerleştirilmesinin planlandığını açıkladı.

Florida’nın Cumhuriyetçi Başsavcısı James Uthmeier, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Aligator Alcatraz bu gece, sabıka kaydı olan yüzlerce düzensiz göçmeni kabul etmeye başlayacak” dedi.

Gözaltına alınacak kişilerin tam olarak ne zaman ve nereden geldikleri net değil, ancak yetkililer onların otobüslerle tesise nakledileceklerini açıkladılar.

Merkez, eğitim amaçlı kullanılan bir havaalanında bulunuyor. Florida Valisi Ron DeSantis'in açıklamasına göre tam kapasiteyle çalışmaya başladığında yaklaşık 3 bin tutukluyu barındırabilecek.

Everglades’in merkezinde 16 kilometreden fazla bir alana yayılmış olarak 8 gün içinde inşa edilen tesiste, 200’den fazla güvenlik kamerası, 8 bin 500 metreden fazla dikenli tel ve 400 güvenlik görevlisi bulunuyor.

Trump yönetiminden bir yetkiliye göre Florida'daki kolluk kuvvetleri tarafından federal hükümetin G-287 Programı kapsamında gözaltına alınan göçmenler bu merkeze nakledilecek. G-287 Programı, ABD Göçmenlik ve Gümrük İdaresi tarafından yönetiliyor ve yerel polise, gözaltına aldıkları göçmenleri sorgulama ve sınır dışı edilmeye hazırlamak üzere gözaltında tutma yetkisi veriyor.