Dünya kritik sıcaklık sınırını ilk kez aştı

Bu kırılma geçici olsa da küresel Paris Anlaşması'nın üst ısınma sınırı aşıldı

(Reuters)
(Reuters)
TT

Dünya kritik sıcaklık sınırını ilk kez aştı

(Reuters)
(Reuters)

Dünya, dönüm noktası niteliğindeki sıcaklık olan 2 santigrat dereceyi ilk kez aştı; geçici bir adım olsa da bilim insanları, iklim kriziyle mücadelede rotadan çok uzaklaşıldığı uyarısında bulunuyor.

Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi'nin (ECMWF) ön verilerine göre cuma günü küresel ortalama sıcaklık, kayıtların tutulmaya başlamasından bu yana ilk kez sanayileşme öncesi seviyelerden 2,06 derece daha yüksekti.

Bu kırılma geçici olsa da iklim krizinin en zararlı sonuçlarını önlemek için küresel Paris Anlaşması'nda belirlenen üst ısınma sınırı aşıldı.

Copernicus İklim Değişikliği Servisi Direktör Yardımcısı Samantha Burgess sosyal medyada yaptığı açıklamada şöyle dedi: 

En iyi tahminimize göre küresel sıcaklığın 2,06 santigrat dereceyle, 1850-1900 (yani sanayileşme öncesi) seviyelerinin üzerine 2 santigrat dereceden fazla çıktığı ilk gün buydu.

Cuma günü gezegen, Paris Anlaşması'nda belirlenen üst sınır olan 2 dereceyi geçici olarak aştı (ECMWF/Copernicus)​​​​​​​
Cuma günü gezegen, Paris Anlaşması'nda belirlenen üst sınır olan 2 dereceyi geçici olarak aştı (ECMWF/Copernicus)

Bu ön verilerin gerçek yaşamdaki gözlemlerle doğrulanması için birkaç haftaya ihtiyaç var.

Dünyadaki tüm meteoroloji istasyonlarından elde edilen verilerin ortalaması olan küresel sıcaklık, insanların sanayi devrimi sırasında aşırı miktarda petrol, doğalgaz ve kömür yakmaya başlamasından bu yana tırmanıyor.

2 derece sınırının aşılması Birleşmiş Milletler'in (BM) yeni bir raporunun, dünyanın bu yüzyılda 2,9 derecelik bir artışa doğru hızla ilerlediği uyarısında bulunmasıyla aynı dönemde gerçekleşti.

BM Çevre Programı'nın (UNEP) pazartesi günü yayımladığı Emisyon Açığı raporuna göre, Paris Anlaşması'nın alt sınırı olan 1,5 derecede kalma şansının olması için ülkelerin gelecek 6 yıl içinde emisyonlarını yüzde 42 azaltması gerekiyor.

Fakat UNEP raporunda, büyük ölçüde fosil yakıtlardan kaynaklanan emisyonların geçen yıl yüzde 1,2 arttığı belirtildi.

Gezegenin, halihazırda 1,3-1,4 derece civarındaki sıcaklığı haziranda geçici olarak dönüm noktası niteliğindeki 1,5 dereceyi geçmişti.

Cuma günü geçici olarak aşılan 2 derece sınırı Paris Anlaşması'nın koyduğu sınırlarda başarısızlığa uğrandığı anlamına gelmese de iklim uzmanları zamanımızın daraldığını söylüyor.

Matematik ve bilgisayar bilimleri alanından emekli öğretim üyesi Eliot Jacobson, X'te şöyle yazdı:

Bu eğilim devam ederse, 2030'ların başında 1,5 santigrat derece aşılacak.

Arjantin'deki orman yangını yoğun sıcak hava dalgası sırasında büyürken, itfaiyeciler yükselen alevlerle mücadele ediyor (AP)​​​​​​​
Arjantin'deki orman yangını yoğun sıcak hava dalgası sırasında büyürken, itfaiyeciler yükselen alevlerle mücadele ediyor (AP)

Isınmadaki her küçük artışla birlikte gezegen daha fazla zincirleme felaket ve aşırı hava olayı yaşıyor.

İklim krizinin, döngüsel bir fenomen olan El Nino'yla üst üste binerek çifte darbe vurması sonucu 2023'te sıcaklık, yangın, sel ve fırtına rekorları kırıldı. Bu yıl şimdiye kadarki en sıcak yıl olma yolunda ilerliyor.

Sivil toplum kuruluşu İklim Eylem Ağı Küresel Siyasi Strateji Başkanı Harjeet Singh, The Independent'a 2 derecelik artışın "sadece bir istatistik olmadığını", "hareket halindeki bir küresel iklim krizi" olduğunu söyledi.

Singh şöyle ekledi:

Fosil yakıtlara bağımlı bir kalkınma modelinin bedeli bu: Gezegene zarar veriyor ve hayatlara mal oluyor.

Eşi benzeri görülmemiş sıcaklıklar, iki hafta sonra Dubai'de başlayacak ve dünya liderlerinin emisyonları azaltmak için daha fazlasını yapma yönünde artan bir baskı altında kalacağı küresel iklim zirvesi Cop28'de bir aciliyet atmosferi yaratıyor.

Independent Türkçe



Evrimin faturası: İnsan beyni büyüdükçe daha hızlı yaşlanıyor

Beynin, hayatta kalmada kritik rol oynayan bölgeleri, ilk bozulanlar gibi görünüyor (Pixabay)
Beynin, hayatta kalmada kritik rol oynayan bölgeleri, ilk bozulanlar gibi görünüyor (Pixabay)
TT

Evrimin faturası: İnsan beyni büyüdükçe daha hızlı yaşlanıyor

Beynin, hayatta kalmada kritik rol oynayan bölgeleri, ilk bozulanlar gibi görünüyor (Pixabay)
Beynin, hayatta kalmada kritik rol oynayan bölgeleri, ilk bozulanlar gibi görünüyor (Pixabay)

İnsan beyninin daha fazla büyüyen bölgelerinin daha hızlı yaşlandığı saptandı. 

6 ila 7 milyon yıl önce ortaya çıkan insanları, yakın akrabaları olan diğer primatlardan ayıran en önemli özelliklerden biri büyük bir beyne sahip olması. 

Milyonlarca yıllık evrim sürecinde büyümekle kalmayıp karmaşık bir yapıya da bürünen insan beyni, dille iletişim kurmaktan geleceği planlamaya kadar pek çok avantaj sağlıyor.

Öte yandan hakemli dergi Science Advances'ta yayımlanan yeni bir çalışmaya göre, bütün bunların bir bedeli de var. 

İnsan ve diğer primatların beyninin nasıl yaşlandığını gözlemlemek isteyen araştırmacılar, 480 insan ve 189 şempanzenin beyin taramalarını inceledi. 

Şempanzeler, insanların atası değil fakat iki tür de ortak bir atadan evrimleşti. İnsan beyni ise, şempanzelerinkinin üç katı büyüklükte.

Bilim insanları iki beyinde de 17 ayrı bölge olduğunu kaydetti. Bunların bazıları eşit boyuttayken, bir kısmı insanlarda daha geniş bir alana yayılmıştı. 

Bunlardan biri de gözlerin hemen arkasında yer alan ve karar vermede kritik rol oynayan orbitofrontal korteksti. 

Ardından yaşlanma sürecini inceleyen ekip, iki türün beyninin de zaman içinde küçüldüğünü gözlemledi. 

Ancak bazı kısımlar daha hızlı küçülürken, insan beynindeki en hızlı yaşlanmanın, orbitofrontal korteks ve evrimsel süreçte daha fazla büyümenin görüldüğü diğer bölgelerde gerçekleştiği bulundu.

Araştırmacılar ayrıca babun ve Hint şebeğinin beynini de şempanzelerle karşılaştırdı. Öte yandan bu kıyaslarda, beyin genişlemesi ve yaşa bağlı gerileme arasında bir ilişki saptanmadı. 

Heinrich Heine Düsseldorf Üniversitesi'nden ve çalışmanın yazarlarından Dr. Sam Vickery, beynin en hızlı genişleyen bölümlerinin, en karmaşık işlerden sorumlu olduğunu söylüyor. Bu durum, sözkonusu bölgelerin daha çabuk yıpranıp küçülmesini açıklayabilir.

Ancak insan beynindeki daha büyük kısımların neden daha hızlı küçüldüğünü açıklamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. 

Çalışmada yer almayan bazı uzmanlar da bulguların daha fazla katılımcıyla desteklenmesi gerektiğini düşünüyor. University College London'dan antropolog Dr. Aida Gomez-Robles "İnsanlardaki yaşlanmaya ilişkin benzer çalışmalar genellikle binlerce kişiyi içeriyor" diyerek ekliyor:

Bulgular, bu bölgelerin bazıları için geçerli ancak hepsi için geçerli olup olmadığını bilmiyoruz.

Bulguların kesin bir şekilde doğrulanması halinde ilginç bir durum da ortaya çıkıyor: İnsanların hayatta kalma şansını artırarak şempanzelerden daha uzun ömürlü olmasını sağlayan bölgeler, aynı zamanda ilk yaşlanan kısımlar.

Yaşın ilerlemesiyle ortaya çıkan bazı sorunlar, evrimin bir avantajla beraber bir dezavantaj da getirmesinin sonucu olabilir. Dr. Vickery şu ifadeleri kullanıyor:

Böyle muhteşem bir beynimiz var ama bunun bir bedeli de var.

Independent Türkçe, Science Alert, New York Times, Science Advances