Hizbullah’a muhalif güçler sınır bölgelerinde BMGK’nın 1701 sayılı kararının uygulanmasını istediler

Nasrallah ile Hayye arasındaki görüşme koordinasyonun devam ettiğini gösterdi.

Hamas'ın Lübnan'daki yetkilisi Halil el-Hayye ve Lübnan'daki temsilcisi Usame Hamdan, Nasrallah ile görüşmelerinin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundular. (Reuters)
Hamas'ın Lübnan'daki yetkilisi Halil el-Hayye ve Lübnan'daki temsilcisi Usame Hamdan, Nasrallah ile görüşmelerinin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundular. (Reuters)
TT

Hizbullah’a muhalif güçler sınır bölgelerinde BMGK’nın 1701 sayılı kararının uygulanmasını istediler

Hamas'ın Lübnan'daki yetkilisi Halil el-Hayye ve Lübnan'daki temsilcisi Usame Hamdan, Nasrallah ile görüşmelerinin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundular. (Reuters)
Hamas'ın Lübnan'daki yetkilisi Halil el-Hayye ve Lübnan'daki temsilcisi Usame Hamdan, Nasrallah ile görüşmelerinin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundular. (Reuters)

Lübnan çevreleri, yürürlüğe girmesi beklenen Gazze Şeridi’ndeki geçici ateşkes anlaşmasıyla birlikte güney sınırında durumun sakinleşmesini bekliyor. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ile Hamas'ın Lübnan'daki yetkilisi Halil el-Hayye arasında dün (Çarşamba) Beyrut'ta yapılan toplantıda da Hizbullah'ın Gazze’deki geçici ateşkes anlaşmasına uyması konuşulan konular arasında yer aldı. Öte yandan Lübnan’da Hizbullah’a muhalif siyasi güçler, sınır bölgelerinde silahlı grupların konuşlanmasının önlenmesi yönündeki talepleri çerçevesinde, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararının uygulanmasını istediler.

Şarku'l Avsat'a konuşan kaynaklar, Hizbullah’ın defalarca kez savaşa müdahil olmasının amacının Gazze savaşıyla ilgili olduğunu ve Güney Lübnan’ın bir destek ve baskı cephesi olarak görüldüğünü açıkladığını belirtti. Gazze'deki ateşkesin Güney Lübnan'da sahadaki durum için de geçerli olacağını belirten kaynaklar, Gazze'de durumun yatışmasının Lübnan'a da sükûnet getirmesinin mantıklı olduğunu söylediler. Kaynaklar, İsrail'in Güney Lübnan'da ya da Gazze Şeridi'nde herhangi bir gerilimi tırmandırması durumunda, Hizbullah’ın kaçınılmaz olarak karşılık vereceğinin altını çizdiler.

Gazze’deki geçici ateşkes, Hizbullah Genel Sekreteri ile Hamas’ın Beyrut’taki üst düzey isimleri arasındaki görüşmede de masaya yatırılan konulardan biriydi. Ancak Nasrallah ile Halil el-Hayye arasındaki görüşmeye ilişkin resmî açıklamada bu ayrıntıya yer verilmedi. Açıklamada, toplantı sırasında 7 Ekim'den bu yana yaşananların gözden geçirildiği, başta Gazze Şeridi olmak üzere tüm direniş cephelerindeki pozisyonların, gelişmelerin ve imkanların değerlendirildiği belirtildi. Hizbullah tarafından yapılan açıklamada vaat edilen zafere ulaşmak için uyumlu ve kararlı şekilde çalışmaya devam etmenin ve kesintisiz koordinasyonun önemi vurgulandı.

Nasrallah ile yapılan toplantıya katılanlardan biri olan Hamas’ın Lübnan'daki temsilcisi Usame Hamdan, Hizbullah’a yakın el-Ahd haber sitesine yaptığı açıklamada, beklenen insani ateşkesin toplantıda görüşülen konular arasında yer aldığını söyledi. Hamdan’a göre toplantıya katılan taraflar, savaş boyunca direniş tarafından ağır darbeler almasaydı, düşmanın bu geçici ateşkesi kabul etmeyeceğini, bundan dolayı geçici ateşkesin, Filistinli esirlerin acılarını dindirmek ve bu savaşta zaferin çekirdeği olan Filistin halkının kararlılığının çeşitli düzeylerdeki bileşenlerini yeniden yapılandırmak için bir fırsat olduğunu vurguladılar.

Lübnan Dışişleri Bakanlığı

Lübnan, Gazze’deki ateşkesi, Filistin’deki gerilim karşısında siyasi çözümlerin yeniden masaya yatırılmasına olanak tanıyan bir kapı olarak görüyor. Lübnan resmî kurumları, Filistin'deki geçici ateşkesin, savaşın Lübnan'a sıçramasını önlediğini düşünüyorlar. Lübnan Dışişleri ve Göçmenler Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Katar, ABD ve onları destekleyen tüm ülkelerin Gazze Şeridi'nde insani ateşkes ve esir takası anlaşması yapılması adına yorulmak bilmez çabalarından duyulan memnuniyet dile getirildi. Bakanlık, insani ateşkesin, zorla yerinden edilen Gazzelilerin geri dönüşüne ve topraklarında kalmalarına uygun bir zemin hazırlayacak şekilde Gazze Şeridi'nde tam ve kalıcı ateşkesin, başta gıda ve ilaç olmak üzere insani yardımların derhal ve ön şartsız olarak Gazze’ye girişinin önünü açmasının büyük önem taşıdığını vurguladı.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

Bu çalışmayla başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulması ve Ortadoğu’da barış, güvenlik, istikrar ve refahın sağlanmasıyla Filistin sorununa adil ve kapsamlı bir siyasi çözüm getirmesini umuyoruz.

BMGK’nın 1701 sayılı kararı

Öte yandan Hizbullah’ın güneydeki savaşa dahil olması, Lübnan'da bölünme yaratmaya devam ediyor. (Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi (LK) dün, BMGK’nın 1701 sayılı kararının uygulanması talebini yeniledi. LK Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Richard Kouyoumjian, ‘1701 Şimdi’ (1701 NOW) adlı konferansta yaptığı konuşmada, Lübnan'ı üç meşruiyetin koruduğunu belirtti. Bunlardan birincisi, zayıflıklarına rağmen devletin ve kurumlarının meşruiyeti, ikincisi, güneyde konuşlandırılan ordunun meşruiyeti, orduyu destekleyen halkın meşruiyeti ve Lübnan devletinin aldığı egemen kararların meşruiyeti olduğu, üçüncüsünün ise BMGK kararlarında, özellikle de 1701 sayılı karar çerçevesinde uluslararası hukukun meşruiyeti olduğunu söyledi.

Kouyoumjian, BMGK’nın 1701 sayılı kararının uygulanmasının, özellikle iki temel hüküm içerdiğinden Lübnan'ın trajedi ve felaketlerle dolu böyle bir savaşa sürüklenmesini önlemenin garantörü olacağını vurguladı. Bu hükümlerden birincisinin, Mavi Hat ile Litani Nehri arasında, Lübnan meşru güçleri ve BM Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) güçleri dışında silahlı gruplardan ve onlara ait her türlü silah ve askeri teçhizattan arındırılmış bir alanın oluşturulması, ikincisinin ise Taif Anlaşması hükümlerinin ve BMGK’nın 1559 ve 1680 sayılı kararlarının tam olarak uygulanması olduğunu belirtti.

“Lübnan’ın savaşa girmesinde ulusal çıkarları daha mı yüksek? Lübnan politikası savaşa girebilmemiz için mi başarısız oldu? Lübnan’ın, ülkenin güvenliğiyle ilgilenen büyük güçlerle yaptığı görüşmeler, savaşa girebilmemiz için mi başarısız oldu?” sorularını sıralayan Kouyoumjian, kendi sorularına “Tabii ki hayır, Meclis Başkanı Nebih Berri ve geçici Başbakan Necib Mikati'nin 1701 sayılı karara tam bağlı olduklarını duyduk” yanıtını verdi. Ancak uluslararası kararlar açısından Lübnan'ın durumunun Gazze'den farklı olduğuna dikkati çeken Kouyoumjian, “Lübnan’da bağımsız egemen bir devlet, bir hükümet, resmî kurumlar ve bu ülkeyi ilgilendiren uluslararası kararlar var. Dolayısıyla İsrail tüm bunları aşamaz. Biz de bu yönde baskı yapmalıyız. Uluslararası hukuka bağlı kalmaya devam edeceğiz. Bundan sonra bize herhangi bir saldırı olursa, her olay tartışılır” şeklinde konuştu.



Avustralya'da Filistinlileri desteklemek için kitlesel gösteriler düzenlendi

Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
TT

Avustralya'da Filistinlileri desteklemek için kitlesel gösteriler düzenlendi

Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)

Merkez sol hükümetin Filistin devletini tanıma niyetini açıklamasının ardından İsrail ile Avustralya arasında gergin ilişkiler yaşanırken, bugün binlerce Avustralyalı Filistinlileri desteklemek için düzenlenen mitinglere katıldı.

Filistin Eylem Grubu, Avustralya genelinde 40'tan fazla eylem düzenlendiğini ve Sidney, Brisbane ve Melbourne gibi eyalet başkentlerindeki yürüyüşlere büyük kalabalıkların katıldığını belirtti.

Söz konusu gösteriler, bu ayın başlarında Sidney Liman Köprüsü’nde on binlerce kişinin katıldığı yürüyüşün ardından gerçekleşti. Bu yürüyüş, Kanberra'nın Gazze Şeridi'ndeki savaşa ilişkin tutumunda bir dönüm noktası olarak görüldü.

fdve
Sidney'deki göstericiler (Reuters)

Filistin Eylem Grubu, Brisbane'de yaklaşık 50 bin kişi olmak üzere, toplam 350 bin kişinin yürüyüşlere katıldığını duyurdu, ancak polis buradaki sayının yaklaşık 10 bin olduğunu bildirdi. Polis, Sidney ve Melbourne'daki kalabalığın sayısına ilişkin tahminlerde bulunmadı.

ı8o9p0
Avustralya genelinde 40'tan fazla gösteri düzenlendi ve Sidney, Brisbane ve Melbourne gibi eyalet başkentlerindeki yürüyüşlere büyük kalabalıklar katıldı. (Reuters)

Sidney'de yürüyüşü düzenleyen Josh Lees, Avustralyalıların ‘Gazze Şeridi'ndeki soykırıma son verilmesini ve hükümetin İsrail'e yaptırım uygulamasını talep etmek için’ şehrin meydanlarına akın ettiğini söyledi. ‘Özgür Filistin’ sloganları atan katılımcıların birçoğu Filistin bayrakları taşıdı.

yuı8
Sidney'de düzenlenen yürüyüşte Filistin bayrağı taşıyan bir kız (EPA)

Öte yandan, ülkenin Yahudi topluluğunun çatı örgütü olan Avustralya Yahudileri Yürütme Konseyi Eş Başkanı Alex Ryvchin, Sky News'e verdiği demeçte, yürüyüşlerin ‘güvenli olmayan bir ortam yarattığını ve yapılmaması gerektiğini’ ifade etti.

 

o90p
Sidney'de Gazze'ye destek yürüyüşü sırasında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu aleyhine açılan bir poster (AFP)

Protestolar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun geçen hafta, Avustralya hükümetinin bu ay Filistin devletini tanıma niyetini açıklaması üzerine Avustralyalı mevkidaşı Anthony Albanese'ye yönelik sert söylemlerinin şiddetini artırmasının ardından patlak verdi.

dcfgthy
Yaklaşık 350 bin kişi yürüyüşlere katıldı, bunlardan 50 bini Brisbane'deydi. (AFP)

Avustralya ile İsrail arasındaki diplomatik ilişkiler, İşçi Partisi liderliğindeki Albanese hükümetinin Fransa, Birleşik Krallık ve Kanada'nın benzer adımlarının ardından Filistin devletini tanıyacağını açıklaması sonrası gerginleşti.

dfgthy
İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları 60 binden fazla kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. (AFP)

Avustralya, bu tanıma kararının Filistin Yönetimi'nden aldığı taahhütlere bağlı olduğunu, bu taahhütler arasında Hamas'ın gelecekteki herhangi bir devlette yer almayacağına dair taahhüdün de bulunduğunu belirtti.

fo90p
Gazze Şeridi'ndeki savaş sırasında öldürülen gazetecilerin posterleri, Sidney'de düzenlenen bir yürüyüşte (AFP)

Avustralya bu kararı 11 Ağustos'ta, on binlerce kişinin Sidney Liman Köprüsü’nde Gazze Şeridi'ne yardım ve barış çağrısında bulunduğu yürüyüşün ardından açıkladı. İsrail, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine düzenlediği saldırının ardından yaklaşık iki yıldır Gazze Şeridi’ne yönelik askerî harekât yürütüyor.

Filistinli yetkililer, İsrail saldırıları sonucunda Gazze Şeridi'nde 60 binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini belirtiyor ve insani yardım kuruluşları gıda kıtlığı nedeniyle yaygın açlık tehlikesi olduğu konusunda uyarıda bulunuyor.


SDG: Halk Meclisi seçimleri ‘formalite’ niteliğinde olup Suriye halkının iradesini yansıtmamaktadır

Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)
Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)
TT

SDG: Halk Meclisi seçimleri ‘formalite’ niteliğinde olup Suriye halkının iradesini yansıtmamaktadır

Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)
Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrolü altındaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (KDSÖY) bugün yaptığı açıklamada, önümüzdeki ay yapılması planlanan Halk Meclisi seçimlerinin ‘demokratik olmadığını ve Suriye halkının iradesini yansıtmadığını’ belirterek, bu seçimleri 50 yılı aşkın süredir devam eden ‘ötekileştirme ve dışlama’ politikasının bir devamı olarak değerlendirdi.

KDSÖY tarafından yapılan açıklamada, seçimlerin şu anda yapılmasının ‘Suriye halkının yaklaşık yarısını katılımdan mahrum bıraktığı’ belirtilerek, bunun ‘seçimlerin kapsamlı bir siyasi çözümün gerekliliklerini karşılamayan formalite icabı bir adımdan ibaret olduğunun kesin kanıtı’ olduğu ifade edildi.

Suriye Yüksek Seçim Komisyonu dün, güvenlik sorunları nedeniyle Suveyda, Rakka ve Haseke'de oy kullanmanın ertelendiğini duyurdu.

KDSÖY, Suriye'nin kuzey ve doğusunu ‘5 milyondan fazla Suriyelinin haklarını reddetme politikasını meşrulaştırmak için’ güvensiz olarak nitelendirmenin tamamen anlamsız olduğunu vurgulayarak, bu bölgelerin ‘Suriye'nin diğer bölgelerine kıyasla en güvenli bölgeler’ olduğunu belirtti.

hy
Bedevi savaşçıların Suveyda'ya ilerlemesini engelleyen İç Güvenlik Güçleri’nin kontrol noktasında ellerini kaldıran Bedevi savaşçılar (Reuters)

KDSÖY, ‘tek taraflı bir zihniyetle dayatılan her türlü önlem veya kararı reddettiğini’ ve bu yaklaşımla alınan kararların ‘Suriye'nin kuzey ve doğu bölgeleri için bağlayıcı olmayacağını’ kaydetti.

KDSÖY, uluslararası topluma ve Birleşmiş Milletler’e (BM), Suriye'deki siyasi çözümle ilgili BM'nin 2254 sayılı kararına aykırı olduğunu düşünerek bu seçimleri tanımamaları çağrısında bulundu.

BM Güvenlik Konseyi, 2015 yılında Suriye'ye ilişkin 2254 sayılı kararı yayınladı. Bu karar, mezhepçi olmayan bir hükümetin kurulması ve yeni bir anayasanın hazırlanması da dahil olmak üzere siyasi bir çözüm için bir yol haritasının oluşturulmasını içeriyor.

KDSÖY’nin askeri kanadı olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG), 14 yıllık iç savaşın ve geçen yılın sonlarında Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Suriye'yi birleştirmek için yapılan çabaların bir parçası olarak, geçtiğimiz mart ayında Suriye hükümeti ile devlet kurumlarına katılmak üzere bir anlaşma imzaladı.

Söz konusu anlaşma, SDG ve KDSÖY’nin Şam hükümetiyle yeniden bütünleşmesinin önünü açmayı amaçlıyor.


Yemen hükümetinin aldığı önlemler Husi savaş ekonomisini sarsıyor

Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
TT

Yemen hükümetinin aldığı önlemler Husi savaş ekonomisini sarsıyor

Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)

Yemenli araştırmacılar ve ekonomistler, Yemen riyalinin toparlanması ve parasal dengenin yeniden sağlanmasının ardından hükümetin son dönemde aldığı tedbirlerin Husi savaş ekonomisi üzerinde somut baskı oluşturmada başarılı olduğunu vurguladı.

Şarku'l Avsat'a konuşan araştırmacılar, hükümetin ithalatı düzenleyen ve döviz spekülasyonunu yasaklayan tedbir ve kararlarının, Aden'deki Merkez Bankası'na inisiyatifi geri kazandırdığını ve hükümet kontrolündeki bölgelerle Husi kontrolündeki bölgeler arasındaki parasal uçurumun kapanmasına katkıda bulunduğunu, dolayısıyla grubun döviz kurlarını kontrol etme kabiliyetini ortadan kaldırdığını değerlendiriyor.

Uzmanlara göre, bu önlemler Husileri karşı önlemler almaya yöneltti; bunların en dikkat çekeni, kendi kontrolleri altındaki bölgelerdeki banka ve şirketlerin, hükümet kontrolünde bulunan bölgelerdeki ticari kuruluşlarla işlem yapmasını engellemek ve ek vergiler ve haraçlar koymak oldu. Grubun, mal akışını engellemek ve işletme faaliyetlerini durdurmak gibi halkın acılarını daha da artıracak popülist politikalara başvurması bekleniyor.