Yerinden edilmiş Sudanlı kadınlar yiyecek ve ilaç için altınlarını satıyor

Sudan’da iç savaşın devam etmesi ve maaşların ödenmemesi kadınları mücevherlerini satmak zorunda bırakıyor

Sudan’ın altın üretiminin büyük kısmı geleneksel madencilik yoluyla elde ediliyordu (Reuters)
Sudan’ın altın üretiminin büyük kısmı geleneksel madencilik yoluyla elde ediliyordu (Reuters)
TT

Yerinden edilmiş Sudanlı kadınlar yiyecek ve ilaç için altınlarını satıyor

Sudan’ın altın üretiminin büyük kısmı geleneksel madencilik yoluyla elde ediliyordu (Reuters)
Sudan’ın altın üretiminin büyük kısmı geleneksel madencilik yoluyla elde ediliyordu (Reuters)

Yerinden edilmiş Sudanlı kadınlar için evlilik yüzüğü artık kutsal sayılmazken, aylardır süren savaş yangını nedeniyle ‘nişan yüzüğü’ de nişanlılar arasındaki değerli konumunu kaybetti. Artık ‘yemek karşılığı altın’ denklemi, ihtiyaçların baskısı altında yiyecek almak için mücevherlerinden vazgeçmek durumunda kalan yerinden edilmiş kadınlara zorla dayatılıyor.

Sudan, ordu ile Hızlı Destek Güçleri arasında, özellikle yerinden edilmiş kişileri ve mültecileri etkileyen savaşın başlamasından bu yana ciddi ve acı bir ekonomik krizle yüzleşiyor. Savaş, çatışmanın durmasına yönelik net bir ufuk olmaksızın 8’inci ayına girerken durum daha da kötüleşti. Bu durum, özellikle eşlerinin ve aile reislerinin çoğunun işini kaybetmesi ve sınırlı gelire sahip olanların maaşlarının aylardır ödenmemesi nedeniyle, yerinden edilmiş kadınları altın takılarını satmak zorunda bıraktı. Genç kız Zeyneb el-Sıddık, Şarku’l Avsat’a “Sudan'da savaşan tarafların silahlarıyla binlerce kişi öldüğü sürece, açlığın ve yerinden edilmenin devam etmesi ve sevgi sembollerinin işe önemsiz hale gelmesi garip değil” dedi.

Genç kız “Geçen Mayıs ayında düğünümün yapılması planlanıyordu, savaşın başlamasından sonra ertelendi. Nişanlım üç bilezik ve bir yüzüğü (Nişan hediyeleri) satmama ve kendim ve ailem için el-Cezire eyaletinde bir ev kiralamama ayrıca hediyelerin satışından geri kalan kısmı yeme, içme gibi diğer aile ihtiyaçları için kullanmama izin verdi. Düğün törenini ne zaman yapabileceğimizi biliyorum” dedi.

Zeynep bu durumda yalnız değil, yerinden edilmiş başka bir kadın olan ve adının verilmesini istemeyen W.T. biri kanser hastası olan iki aile üyesinin sağlık masraflarını ödemek için yüzüğünü satmak zorunda kaldığını anlattı. Kadın Şarku’l Avsat’a “İlaç alacak ve hastane masraflarını ödeyecek param yoktu, bir arkadaşım bana biraz para gönderdi. Ancak eczaneye gittiğimde ilacın fiyatını çok yüksek olduğunu gördüm ve ilacın parasını tamamlamak için hemen altın piyasasına giderek, hatıralarım sebebiyle çok sevdiğim yüzüğümü sattım” dedi. Krizin bir başka boyutu da Hartum’da çatışmaların başladığı atmosfere dayanıyordu. Zira başkent sakinleri, ilk başta canlarını kurtarmak her şeyden önemli olduğu için ve durumun geçici olacağını düşündükleri için paralarını ve değerli eşyalarını yanlarında almadan, güvenli sığınaklara akın etmişti. Yerinden edilen insanlar savaşın uzamasını ve güvenlik kaosunun büyüyeceğini beklemiyordu ancak sonrasında evleri yağmalandı ve bazı aileler bunu evlerine döndüklerinde fark etti.

Zorlu saha koşulları, Sudan lirasının yabancı paralar karşısında değer kaybetmesine bağlı olarak gözle görülür bir artışa sahne olan altın piyasalarına da yansıdı ve gram altının alış fiyatı yaklaşık 63 bin liraya ulaştı. Ülkede satın alma gücü düşerken, büyük bir durgunluk yaşanıyor.

Resmi tahminlere göre Sudan’ın 2022’nin ilk yarısında altın satışından elde ettiği gelir 1,3 milyar doları buldu. Altın piyasasındaki tüccarlardan biri, adının anılmaması şartıyla Şarku’l Avsat’a ‘Herkes satmak istiyor. Çatışmaların başlamasından bu yana çoğu çalışanın maaşlarının ödenmemesi nedeniyle, ailelerin ekonomik durumu genel olarak dayanılmaz hale geldi. Bu nedenle kadınlar altın takılarını satmak için bize geliyor. Altını gramı 53 bin liraya alıyoruz. Esnaf olarak biz de durgunluktan muzdaribiz ve aldığımızı ne zaman satabileceğimizi bilmiyoruz” dedi.



Hamas, Netanyahu'yu Gazze ile ilgili basın toplantısında yalanlar uydurmakla suçladı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

Hamas, Netanyahu'yu Gazze ile ilgili basın toplantısında yalanlar uydurmakla suçladı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

Hamas, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu, Gazze'deki askeri operasyonları genişletme planının ‘savaşı sona erdirmek için en iyi yol’ olduğunu açıkladığı basın toplantısında ‘yalanlar uydurmakla’ suçladı.

Hamas Siyasi Büro Başkanı Medya Danışmanı Tahir el-Nunu, dün Fransız Haber Ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada, Netanyahu'nun basın toplantısında yalanlar söylediğini belirtti. Nunu,  Netanyahu'nun gerçekle yüzleşemediğini, aksine gerçeği gizleyip yanıltmaya çalıştığını ifade etti.

Netanyahu'nun yalan söylemeye ve halkı aldatmaya devam ettiğinin altını çizen Nunu, İsrail Başbakanı’nın gazetecilerin Gazze Şeridi'ne girmesini engellemesinin, yalanlarının en büyük kanıtı olduğunu belirtti.

Uluslararası toplumu, Gazze'deki ‘soykırım ve açlık savaşını durdurması için Netanyahu'ya baskı yapmaya’ çağıran Nunu, ayrıca gazetecilerin ve medya çalışanlarının Gazze'ye girerek soykırım ve açlık suçlarının tüm gerçeklerini görmelerine izin verilmesi için baskı yapılmasını istedi.

Netanyahu, Gazze şehrini kontrol altına almak için askeri planı açıkladığı basın toplantısında şunları söyledi:

“Kararımızı aldık, talimatı verdik, ordudan yabancı gazetecileri, daha fazla yabancı gazeteciyi, çok sayıda gazeteciyi davet etmesini istedik. Güvenliği sağlamak konusunda bir sorun var, ancak bunu sorumlu ve dikkatli bir şekilde yaparak güvenliği sağlayabileceğimizi düşünüyorum.”

Talimatların iki gün önce yayınlandığını belirten İsrail Başbakanı, daha fazla ayrıntı vermedi.

İsrail, 7 Ekim 2023’teki saldırıdan bu yana gazetecilerin Gazze Şeridi'ne girmesini engelledi. Yalnızca muhabirleri özenle seçilen sınırlı sayıda medya kuruluşunun İsrail ordusu tarafından denetlenen turlar kapsamında bölgeye girmesine ve haberlerin sıkı askeri denetime tabi tutulmasına izin verdi.

Uluslararası medya, İsrail'in 22 aydır sürdürdüğü savaşı haberleştirmek için Gazze'deki yerel gazetecilere güveniyor.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'ne (RSF) göre İsrail, Gazze Şeridi’nde 20 aydır devam eden savaş sırasında yaklaşık 200 gazeteci öldürdü, bunlardan en az 45'i görev başındayken öldürüldü.

RSF, İsrail'i ‘yabancı gazetecilerin girişini engelleyerek ve bilgi alınması üzerinde sıkı bir sansür uygulayarak Gazze'ye medya ablukası uygulamakla’ suçluyor.