Gazzeliler katliamlarla Sina'ya gitmeye mi zorlanıyor?

Filistinlilerin Gazze’den ayrılmak ya da kalmak arasında karar verme lüksü yok

Gazze Şeridi'nin güneyine gitmek üzere Selahaddin Caddesi boyunca yürüyen Filistinliler, 11 Kasım 2023 (EPA)
Gazze Şeridi'nin güneyine gitmek üzere Selahaddin Caddesi boyunca yürüyen Filistinliler, 11 Kasım 2023 (EPA)
TT

Gazzeliler katliamlarla Sina'ya gitmeye mi zorlanıyor?

Gazze Şeridi'nin güneyine gitmek üzere Selahaddin Caddesi boyunca yürüyen Filistinliler, 11 Kasım 2023 (EPA)
Gazze Şeridi'nin güneyine gitmek üzere Selahaddin Caddesi boyunca yürüyen Filistinliler, 11 Kasım 2023 (EPA)

Salim er-Reyyis

İsrail'in Gazze Şeridi'ne karşı son savaşına başladığı 7 Ekim 2023 tarihinde, Gazze’nin doğusundaki ve kuzeyindeki İsrail ile sınır bölgelerinde yaşayan bazı Filistinliler, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki şehirlerin merkezlerine kaçtılar. İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik daha önceki başlattığı savaşlardan ve kara işgallerinden edindikleri tecrübelerle bölgelerinin ve evlerinin bombardımanların ilk hedefi olacağını düşünüyorlardı. Ancak İsrail ordusunun kara harekatı planları ve yöntemlerini alışılagelmişin dışına çıkarıp değiştirmesi nedeniyle bu konuda biraz yanılıyorlardı.

Gazzeliler, ilk olarak korkmalarından ve evlerinin uçaklar ve tanklarla hedef alınmasından dolayı evlerini terk ettiler. Ancak Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki bölgelerden, mahallelerden, şehirlerden yeni bir yerinden edilme sürecinin onları beklediğini bilmiyorlardı. Savaşın altıncı gününde bazı uluslararası kuruluşlar ve çalışanları, Gazze Şeridi'nin kuzeyini terk ederek güneye, özellikle Han Yunus’a gittiler. Bölge sakinlerinden bazıları da onları takip etti.

Hamas Hareketi’ni ve onun askeri kanadı Kassam Tugayları’nı ortadan kaldırmak amacıyla büyük bir kara saldırısına hazırlanan İsrail ordusu, savaşın yedinci gününün sabahında Gazze Şeridi’ni doğudan batıya ikiye ayıran Gazze’nin kuzeyinde yaşayanlardan güneyine gitmelerini istedi.

Kuzeydeki Gazzelilerin çoğu, İsrail ordusu Gazze’ye karadan girip kuzeyi güneyden ayırana kadar güvende olduklarını düşünerek güneye gitmeyi reddetti.

Onlarca insan, kendilerini bekleyen dehşetin çocuklarına dokunmasından endişe duyarak, güneyi kuzeye bağlayan doğuda Selahaddin Caddesi ve batıda er-Raşid el-Bahr Caddesi olmak üzere iki ana yoldan güneye gitmek üzere kuzeyden ayrıldılar. Onlarca yerleşim bölgesinin yoğun bombardımanlarla hedef alınmasından sonra yüzlerce insan da peşlerinden gitti. Geride kalanlar, bombardımanlar nedeniyle büyük bir yıkımla karşı karşıya kaldı. Ancak Gazzelilerin bir bölümü, İsrail ordusunun Gazze’ye karadan giriş anı gelip de Gazze Şeridi’ni dünyanın en gelişmiş silahlarıyla donatılmış askerleriyle dolu tanklarla ve askeri araçlarla ikiye bölmesine kadar güvende olduklarına inandıkları için evlerini terk etmeyi reddetti.

Zorla yerinden etme

Gazze şehrinden İslam Abdulmuti (42), ticari bir şirkette muhasebeci olarak çalışıyordu. Kara harekatı başlamadan önce Gazze şehrinin merkezi yoğun şekilde bombalanmıştı. Bu yüzden kendisi ve ailesi, İsrail'e kaçmaya karar verdiler. Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Beleh’teki bir aile dostunun evinde iki gün kaldılar. Ancak sığındıkları evin yanındaki binanın doğrudan hedef alınması nedeniyle Gazze şehrindeki evlerine dönmeye karar verdiler. Abdulmuti, bu kararı nasıl aldıklarıyla ilgili olarak, “’Öleceksek kendi evimizde ölelim. Neden yerinden edilip başka insanların evlerinde ölelim ki?’ dedik” ifadelerini kullandı.

sdferg
Gazze Şeridi'nin kuzeyinden güneye doğru yerinden edilen Filistinli bir aile, 10 Kasım 2023 (AFP)

Gazzelilerin ilk gidişlerinde ve dönüşlerinde kuzey-güney yolu açıktı. Arabası olanlar arabalarıyla gidebilse de bu durum uzun sürmedi. İsrail’in zaman geçtikçe yoğunlaşan bombardımanlarının etkisiyle Gazze’deki evlerine geri döndüler. İsrail ordusu, önceden uyarmaksızın doğudan uçaklar ve tanklarla, batıdan ise denizden savaş gemileriyle düzenlediği bombardımanlarla çocuk, kadın ve yaşlı onlarca sivili evlerinde öldürdü.

Abdulmuti ve ailesi evlerinde kalmaya çalıştılar. Ancak gece gündüz hız kesmeden devam eden bombardımanın yoğunluğu ve çocuklarını saran terörün boyutuyla duyduğu endişe nedeniyle ve İsrail ordusunun geriye kalanların da güneye gitmeleri yönündeki uyarılarının artmasıyla, savaşın otuz dördüncü gününde bölgeyi terk etmek zorunda kaldılar. Selahaddin Caddesi boyunca yürümek zorunda kaldıklarını söyleyen Abdulmuti, “Üç kilometreden uzun bir yol boyunca tanklar ve işgalci İsrail askerleri arasında yürüdük” dedi.

Gazze Şeridi’nin güneyindeki yerinden edilmiş insanların çoğu, büyükannelerinin, büyükbabalarının, anne ve babalarının 1948 yılında yerlerinden edilmesinden 70 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra yerinden edilmeyi reddediyorlar.

Ancak Abdulmuti’ye göre ailenin ikinci kez yerinden edilmesi, ilkinden farklıydı. Bu kez İsrail bombardımanlarının dehşetinden, bazı akrabalarını ve ailelerini gömemeden ya da yaralıları tedavi edilmeleri için hastaneye götüremeden öldürülmekten kaçan onlarca ailenin yerinden edilmesiydi. Ambulansların ve ilk yardım ekiplerinin yaralılara ulaşamadığını söyleyen Abdulmuti, “Hastaneler bombalanıyordu, bazı hastaneler ise İsrail ordusu tarafından kuşatılmıştı” şeklinde konuştu.

Bir daha yerinden edemeyecekler

Abdulmuti, İsrail, ABD ve diğer ülkelerin Gazze Şeridi’ndeki sayıları 100 binden fazla olan nüfusun tamamını yerinden etme niyetlerinin konuşulduğu bir dönemde, Gazze Şeridi dışına özellikle Mısır’ın Sina Yarımadası’na yerinden edilme fikrini reddediyor. Abdulmuti, “Bombalama, yıkım ve öldürülme korkusuyla kaçtığımız doğru, ama Gazze'nin dışına çıkmayacağız. Ben ve ailem, dünyanın herhangi bir yerine yerleşip sığınmaktansa burada ölmeyi tercih ederiz” şeklinde konuştu.

sadfe
Gazze şehrinden Gazze’nin güneyine kaçan Filistinliler, 22 Kasım 2023 (AP)

Gazze’de yerinden edilmeye karşı olan sadece Abdulmuti değil. Konuştuğumuz Filistinlilerin çoğu, Gazze Şeridi'nin güneyine doğru yerinden edilmiş durumda. Ancak, dedelerinin ve babalarının 1948 yılında yerinden edilmelerinin üzerinden geçen 70 yılı aşkın bir sürenin ardından bir kez daha yerinden edilmeyi, Filistin şehirlerine ve köylerine bir daha dönememe fikrini reddediyorlar.

Gazze şehrinin doğusundan Gazze’nin güneyine yerinden edilenlerden biri olan Mikail Mubarek (38), Gazze Şeridi'nde yaşayanların İsrail ve diğer ülkelerin Filistinlileri yerinden etme planı olduğuna dair basında yer alan haberleri yakından takip ettiğini belirtti. Mubarek, “Dedelerimizin ve babalarımızın sürgün edildiğini unutmadığımız bir dönemde Sina’ya yerinden edilmemizle ilgili pek çok haber ve analiz duyuyor ve okuyorum. Dedemin o günlere dair anlattıklarını, yaşananları ve sonrasında yaşananları unutmadım” ifadelerini kullandı.

Yerinden edilen insanlar karar verme özgürlüklerine sahip olmadıklarını ve İsrail’in bombardımanları nedeniyle Sina'ya göç etmek zorunda kalacaklarını düşünüyorlar.

Mubarek, komşu Arap ülkelerine, hatta Batı ülkelerine giden ilk Filistinli mültecilerin deneyimlerinin, onların torunlarının bugüne kadar eğitim, çalışma, sağlık ve hatta hareket özgürlüğü konularında ayrımcılığa maruz kaldıklarını gösterdiğine dikkati çekti. Bu yüzden bu deneyimi yaşamayı reddettiğini ve bunu yaşamasını gerektiren hiçbir gerekçenin olmadığını vurgulayan Mubarek, “Neden yerinden edilmeleri sürdürmek isteyeyim ki? Öleceğimizden mi korkuyoruz? Ya bugün ya yarın ya da 20 yıl sonra hepimiz öleceğiz. Kendi toprağımda, onurumla ölmem önemli” diye konuştu.

Karar onların değil

Ancak yerinden edilen bazı Gazzeliler, karar verme özgürlüklerine sahip olmadıklarını, İsrail’in bombardımanları nedeniyle Sina'ya göç etmek zorunda kalacakları ve bu yüzden Gazze Şeridi'nin güney sınırlarına ve ötesine itileceklerini düşündükleri için yerlerinden edilme ihtimaliyle ilgili farklı görüşlere sahipler.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı habere göre Havadan ve tanklardan düzenlenen bombardımanların ve İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin kuzeyinin iç kesimlerine başlattığı kara saldırısı nedeniyle ailesine yiyecek ve su temin edemeyen Ahmed Hüsnü, İsrail savaşının 40’ıncı gününde Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’ndan kaçmak zorunda kalanlardan biri.

dsvfe
İsrail'in Han Yunus'ta bir eve düzenlediği bombardıman sonrası enkazda arama kurtarma çalışmaları yürüten Filistinliler, 22 Kasım 2023 (Reuters)

İsrail'in Gazzelileri kolayca yerinden edemeyeceğine inanan Hüsnü, “İsrail, Gazze'deki Filistinlilere: ‘Hadi Sina'ya gidin!’ diyor. Ancak biz gitmek ya da kalmak arasında bir seçim yapacağız. Atalarımız, İsrail’in katliamları nedeniyle yerinden edildi. Bizler de birkaç gün önce İsrail katliamları nedeniyle yerimizden edildik. Belki bize yönelik katliamlar devam edecek ve Filistin topraklarının dışına, belki de Sina'ya göç etmek zorunda kalacağız” şeklinde konuştu.

Diğer Gazzeliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri yerlerinden etmeye ve göç etmeye zorladığı konusunda Hüsnü ile aynı fikirde. Öte yandan katliamlarına devam eden İsrail, yarısından fazlası kadın ve çocuk olmak üzere 7 Ekim’den bu yana Gazze’de 14 binin üzerinde Filistinliyi öldürdü. Yaklaşık 6 bin 500 kişi kayıp. Çok sayıda yaralı var. Bu durum Gazzelilere nereye gidecekleri ya da nerede kalacakları konusunda karar verme hakkı tanımıyor.

asdefwr
Gazze Şeridi'nin güneyinde Mısır sınırı yakınlarında devriye gezen Hamas güvenlik güçleri, 2019 (Reuters)

Mahmud Nasır (39), özellikle dört çocuk babası olması nedeniyle göç edip etmemekte kararsız olan yerinden edilen insanlardan biri. Çocuklarını ölüm riskinden ve İsrail’in bombardımanlarından korumak zorunda olan Nasır, “Göç etmek istemiyorum, ama işgalci İsrail bizi buna zorlayabilir. Karar verme lüksümüz yok. Büyük ihtimalle kefenimi ve çocuklarımın kefenini taşıyıp Mısır sınırında oturacağım. Ya bizi içeri alacaklar ya da orada ölüme terk edileceğiz” ifadelerini kullandı.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla’dan dergisinden çevrilmiştir.



Nükleer roketler, Mars yolculuğunu kısaltabilir

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Nükleer roketler, Mars yolculuğunu kısaltabilir

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Mars'a yapılan görev sürelerini kısaltabileceğini ve güneş sisteminin en uzak noktalarına yolculukları mümkün kılabileceğini iddia ettikleri yeni bir nükleer itki sistemi geliştirdi.

Ohio Eyalet Üniversitesi'nden bir ekip, daha az yakıtla daha hızlı seyahat etmek için  roket yakıtını doğrudan ısıtmak için sıvı uranyum kullanan çığır açıcı bir buluşa imza attı.

Araştırmacılara göre santrifüjlü nükleer termal roket (CNTR) sistemi, mevcut roket teknolojilerinin yanı sıra diğer nükleer itki motorlarından da daha verimli.

Ohio State Üniversitesi'nden makine ve havacılık mühendisliği doçenti Dean Wang, "Son yıllarda insanları Ay'a geri göndermeyi ve Ay-ötesi uzayda çalışmayı düşündüğümüz için nükleer termal itki teknolojisine olan ilgi epey arttı" dedi.

Ancak bunun ötesinde, geleneksel kimyasal motorlar uygulanabilir olmayabileceğinden yeni bir sisteme ihtiyaç var.

Kısmen NASA tarafından finanse edilen araştırma, yeni nesil motorlarda asteroitlerden elde edilebilecek metan gibi kimyasal bileşikler de dahil farklı yakıt türlerinin kullanılabileceğini öne sürüyor.

Düzgünce test edilebilmesi için hâlâ aşılması gereken birkaç teknik ve mühendislik zorluğu bulunuyor ve bunun 5 yıl daha sürmesi bekleniyor.

Başarılı olması durumunda, artırılmış kabiliyetler Mars'a yapılacak insanlı gidiş-dönüş görevlerini yaklaşık üç yıldan bir yıla düşürecek ve Satürn'le Neptün gibi dış gezegenlerde robotik görevlere olanak tanıyacak.

Ohio State Üniversitesi'nde mühendislik alanında doktora öğrencisi olan Spencer Christian, "Örneğin aynı görevi bir yılda tamamlamak yerine, Mars'a güvenli bir tek yönlü yolculuğu 6 ayda yapabilirsiniz" dedi.

Ne kadar iyi çalıştığına bağlı olarak,  CNTR motorunun prototipi bizi geleceğe taşıyor.

Araştırma ekibi, teknolojinin zorlu koşullar altında ne kadar iyi performans gösterdiğini görmek için bir laboratuvar gösterimi yapmayı umuyor.

Ekip ayrıca nükleer itki araştırmalarına daha fazla fon ayrılması çağrısında bulunarak, bunun uzay ajansları için "sürekli bir öncelik" olması gerektiğini belirtti.

Roket, Acta Astronautica adlı akademik derginin eylül sayısında yayımlanan "Addressing challenges to engineering feasibility of the centrifugal nuclear thermal rocket" (Santrifüjlü nükleer termal roketin mühendislik fizibilitesindeki zorlukların ele alınması) başlıklı çalışmada ayrıntılı olarak ele alındı.

Independent Türkçe


Kral III. Charles niçin sık sık Transilvanya'yı ziyaret ediyor?

Mihai Eminescu Vakfı Başkanı Caroline Fernolend, ülkeye yaptığı yardımlardan dolayı Charles'a minnettar olan Romanyalılar arasında (AFP/Arşiv)
Mihai Eminescu Vakfı Başkanı Caroline Fernolend, ülkeye yaptığı yardımlardan dolayı Charles'a minnettar olan Romanyalılar arasında (AFP/Arşiv)
TT

Kral III. Charles niçin sık sık Transilvanya'yı ziyaret ediyor?

Mihai Eminescu Vakfı Başkanı Caroline Fernolend, ülkeye yaptığı yardımlardan dolayı Charles'a minnettar olan Romanyalılar arasında (AFP/Arşiv)
Mihai Eminescu Vakfı Başkanı Caroline Fernolend, ülkeye yaptığı yardımlardan dolayı Charles'a minnettar olan Romanyalılar arasında (AFP/Arşiv)

Mayıs 2023'te taç giyerek Britanya monarşisinin başına geçen Kral III. Charles'ın neredeyse her sene Romanya'nın Transilvanya bölgesine gitmesi dikkat çekiyor.

Prenses Diana'nın ölümünün ardından 1998'de ilk kez Romanya'yı ziyaret eden Charles, sonrasında neredeyse her yıl buraya döndü. 

Viscri köyünde konutu, Zalanpatak'ta misafirhanesi olan Kral buralarda doğayla iç içe bir hayat sürüyor. 

WiFi'ın olmadığı konutlarında odun sobasıyla ısınıp ve yabani çayırlarla gözlerini dinlendiriyor. 

Sık sık doğa yürüyüşlerine çıkan Kral, 2023'te Zalanpatak'a gittiğinde tüm köyü pikniğe çağırdı. Yaklaşık 100 kişinin katıldığı etkinlikte köylüler peynir, ekmek ve erik rakısı ikram etti. 

"Kral III. Charles niçin sık sık Romanya'yı ziyaret ediyor?" sorusunun peşine düşen Washington Post, Balkan ülkesindeki biyolojik çeşitlilik, geleneksel tarım ve bakir doğaya işaret ediyor. 

Şubat 2024'te kanser teşhisi konan Kral III. Charles'ın çevre, hayvanlar ve kültürel mirasın korunması ve sürdürülebilirliğe verdiği önem vurgulanıyor. 

Romanya'da faaliyet gösteren vakıflarla ekolojik projelere ve tarihi eserlerin restorasyonuna destek veren Kral, hem bölgeleri geliştiriyor hem de turizmin büyümesine katkıda bulunuyor.

Kral o sırada orada değilse turistler mülklerini ziyaret edebiliyor. 

76 yaşındaki Britanya Kralı'nın Drakula'ya ilham kaynağı olan III. Vlad, namıdiğer Kazıklı Voyvoda'yla uzaktan akraba olduğu da Amerikan gazetesinin haberinde hatırlatıldı. 

Bir diğer akrabası Kont Tibor Kalnoky, aynı zamanda arkadaşı olan Charles için şunları diyor:

Romanya onun hayatının parçası. Aktarmaya çalıştığı tüm mesajları, uğruna mücadele vermek istediği değerleri burada görüyor. 25 yılı aşkın süredir gelmesi de çok şey söylüyor. 

Diğer yandan Kral'ın bölgeye verdiği önemin olumsuz sonuçlar doğurabileceğini savunanlar da var. Bu ilginin, kırsaldaki zorlukları, Romanya'nın zayıf ekonomisini ve gençlerin bu nedenle göç etmesini görünmez kıldığını öne sürüyorlar.

Independent Türkçe, Washington Post, AP


Geçen yılın Oscar galibi yine iddialı: Yeni adayını seçti

Brezilya'nın en tanınmış oyuncularından Wagner Moura, The Secret Agent'ta askeri diktanın peşini bırakmadığı rejim muhalifi Marcelo'ya hayat veriyor (Neon/Mubi)
Brezilya'nın en tanınmış oyuncularından Wagner Moura, The Secret Agent'ta askeri diktanın peşini bırakmadığı rejim muhalifi Marcelo'ya hayat veriyor (Neon/Mubi)
TT

Geçen yılın Oscar galibi yine iddialı: Yeni adayını seçti

Brezilya'nın en tanınmış oyuncularından Wagner Moura, The Secret Agent'ta askeri diktanın peşini bırakmadığı rejim muhalifi Marcelo'ya hayat veriyor (Neon/Mubi)
Brezilya'nın en tanınmış oyuncularından Wagner Moura, The Secret Agent'ta askeri diktanın peşini bırakmadığı rejim muhalifi Marcelo'ya hayat veriyor (Neon/Mubi)

Kleber Mendonça Filho'nun yönettiği The Secret Agent (O Agente Secreto), 98. Akademi Ödülleri'nde En İyi Uluslararası Film dalında Brezilya'nın resmi adayı oldu. Karar, Brezilya Sinema Akademisi tarafından açıklandı.

1970'lerde geçen filmde Netflix'in sevilen dizisi Narcos'la tanınan Wagner Moura, askeri diktatörlükle ters düşen ve kısa sürede hedef haline gelen bir teknoloji uzmanını canlandırıyor. Kahraman, suikastçılar peşine düşmeden önce memleketine dönüp küçük oğluyla kavuşmaya ve ülkeyi terk etmeye çalışıyor. Suikastçıların arkasında ise yozlaşmış bir devlet yetkilisi yer alıyor.

Hâlâ Buradayım, Brezilya'ya ilk Oscar'ını getirmişti

Geçen yıl Walter Salles imzalı Hâlâ Buradayım (Ainda Estou Aqui), Brezilya'ya En İyi Uluslararası Film dalında ülkenin ilk Oscar'ını getirmişti.

The Secret Agent dünya prömiyerini bu yıl Cannes Film Festivali'nde yapmış ve Moura'ya En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazandırmıştı. Aynı zamanda Mendonça Filho da festivalde En İyi Yönetmen ödülüne layık görülmüştü. 

Hollywood Reporter'ın başyazarı David Rooney, filmi "Brezilya'nın geçmişindeki travmaları ciddiyetle ele alırken sürreal mizahı da harmanlayan, yönetmenin bugüne kadarki en güçlü eseri" diye tanımlıyor. Rooney, Filho'nun bu filmle "dünyanın önde gelen çağdaş sinemacıları arasına girmesi gerektiğini" vurguluyor.

Bu film için Rooney, "Walter Salles'in geçen yıl Oscar kazanan filmi Hâlâ Buradayım'la aynı damardan besleniyor ama tamamen farklı bir yerde duruyor" değerlendirmesinde bulunuyor.

Mendonça Filho, 2023'te Cannes'da gösterilen Retratos Fantasmas adlı belgeseliyle de övgü toplamıştı.

ABD'de filmin dağıtımını Neon üstlenirken, Birleşik Krallık, İrlanda, Hindistan ve Latin Amerika haklarını Mubi aldı.

Adaylığa giden uzun yol

Bu yıl Brezilya'yı Oscar'da hangi filmin temsil edeceği ülkede yoğun tartışmalara yol açtı. Cannes'da iki ödül kazanan The Secret Agent, başından beri en güçlü aday olarak görülüyordu. Ancak Karim Aïnouz'un öğrencisi Gabriel Mascaro'nun yönettiği The Blue Trail (O Último Azul) yerel gişede büyük başarı elde etti. Marianna Brennand'ın ilk uzun metrajı Manas ise Sean Penn, Walter Salles ve iki kez Altın Palmiye kazanan Jean-Pierre ve Luc Dardenne kardeşlerin yapımcı olarak ekibe katılmasıyla uluslararası alanda öne çıktı.

Oscarlı yıldızdan destek

Hâlâ Buradayım'ın başrol oyuncusu Fernanda Torres, pazar günü yaptığı Instagram paylaşımında aday adayı filmlerin gücünü överek, "Brezilya sineması küllerinden doğan bir anka kuşu gibi yeniden yükseliyor" dedi. Torres, The Blue Trail ve Manas'ı da anarak kendi tercihini The Secret Agent'tan yana kullandığını açıkladı.

The Secret Agent, gelecek ay Filmekimi kapsamında izleyiciyle buluşacak.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Deadline