Mısır dışındaki seçmenlerin cumhurbaşkanlığı seçimine etkisi

Seçimler cuma günü 121 ülkede başlıyor.

Mısır Göç Bakanı, cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılımı teşvik etmek amacıyla ‘Oyunu Paylaş’ kampanyası kapsamında, Suudi Arabistan'daki Mısır toplumunun önde gelenleriyle bir araya geldi. (Mısır Göç Bakanlığı)
Mısır Göç Bakanı, cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılımı teşvik etmek amacıyla ‘Oyunu Paylaş’ kampanyası kapsamında, Suudi Arabistan'daki Mısır toplumunun önde gelenleriyle bir araya geldi. (Mısır Göç Bakanlığı)
TT
20

Mısır dışındaki seçmenlerin cumhurbaşkanlığı seçimine etkisi

Mısır Göç Bakanı, cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılımı teşvik etmek amacıyla ‘Oyunu Paylaş’ kampanyası kapsamında, Suudi Arabistan'daki Mısır toplumunun önde gelenleriyle bir araya geldi. (Mısır Göç Bakanlığı)
Mısır Göç Bakanı, cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılımı teşvik etmek amacıyla ‘Oyunu Paylaş’ kampanyası kapsamında, Suudi Arabistan'daki Mısır toplumunun önde gelenleriyle bir araya geldi. (Mısır Göç Bakanlığı)

Mısır’ın 121 farklı ülkedeki büyükelçilikleri ve konsolosluklarında bulunan 137 seçim merkezi, ülke  dışında ikamet eden Mısırlılara cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy kullanmaları için gelecek cuma günü itibariyle üç günlük süre boyunca kapılarını açacak. Seçimler Mısır’da ise 10, 11 ve 12 Aralık tarihlerinde düzenlenecek.

Üçüncü dönem de görev yapması beklenen mevcut Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin yanı sıra Vefd Partisi Genel Başkanı Abdussened Yemame, Sosyal Demokrat Partisi Genel Başkanı Ferid Zahran ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Hazim Ömer, 6 yıllık başkanlık dönemi için yarışacak.

Yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri, ülke dışındaki Mısırlıların oy kullanmasına izin verilen dördüncü seçim olacak. 25 Ocak 2011 Devrimi sonrasında, oy kullanma haklarının ilan edildiği bir yargı kararı alınmıştı. Bu seçimler, 2012 ve 2014'te olduğu gibi, önceden kayıt gerektirmeden büyükelçilik ve konsolosluklarda doğrudan oy kullanmalarına izin verilen ikincisi sayılıyor.

Göç Bakanlığına göre ülke dışında yaklaşık 14 milyon Mısırlı olduğu tahmin ediliyor. Bunların yaklaşık üç milyonu, Riyad'daki Mısır Büyükelçiliği ve Cidde'deki konsolosluk binası olmak üzere yalnızca iki seçim komitesinin bulunduğu Suudi Arabistan'da ikamet ediyor. Yurt dışındaki Mısırlıların sayısı artarken, son seçimlerde oy sayılarında bir tutarsızlık kaydedildi.

Kalkınma ve İnsan Hakları Diyalog Forumu'nun daha önceki bir raporunda belgelenen verilere göre, 2012 başkanlık seçimlerinde seçmen sayısı yaklaşık 314 bine ulaştı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre 2014'te 318 binin üzerinde kaydedilen bu rakam, 2018 seçimlerinde ise 157 binin üzerindeydi. Suudi Arabistan ve Kuveyt'teki seçim komisyonlarında en yüksek oy oranları kaydedildi. Kuveyt’i Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Katar izledi.

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdür Yardımcısı ve siyasi sistemler konusunda uzman bir araştırmacı olan Dr. Amr Haşim Rebi, yurtdışındaki Mısırlıların oy kullanmaya sınırlı katılımını iki ana nedene bağladı. İlkinin oy kullanmanın önündeki engellerle, ikincisinin ise seçimlerin ciddiyetinin sağlanmasıyla ilgili olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’a konuşan Rebi şunları söyledi:

Yüz binlerce Mısırlının yaşadığı ülkelerde, geniş coğrafyalara rağmen yalnızca bir veya iki seçim merkezi bulunuyor. Örneğin Suudi Arabistan ve Kanada'da yalnızca iki oy verme merkezi bulunurken, ABD’de beş genel merkez mevcut. Bunlar coğrafi genişliğe göre sınırlı alanlar. Bu, henüz çözülmemiş bir sorun.

Kahire Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü Hasan Selame ise Gazze’deki savaşa işaretle, Mısır'ın ulusal güvenliğine yönelik tehditler ışığında seçimlerin düzenlenmesinin Mısırlıların hem yurt dışında hem de yurt içinde katılımının artmasına katkıda bulunacağını vurguladı. Selame açıklamasında şunları söyledi:

Son yıllarda Mısırlıların yurt dışındaki katılım oranları arzu edilenin altındaydı. Ulusal Yabancılar Otoritesi tarafından daha fazla olanak sağlanmasına bağlı olarak önümüzdeki seçimlere daha fazla katılım bekliyorum.

Suudi Arabistan'daki Mısırlılar Genel Birliği Başkan Yardımcısı Adil Hanefi, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, Suudi Arabistan'daki Mısır topluluğunun geniş katılımın önündeki her türlü engeli ortadan kaldırmak için çalıştığını belirtti:

Yalnızca Riyad ve Cidde'de oy veriliyor. Ancak zamanlaması nedeniyle büyük ivme kazanan seçimlerin önemine ilişkin bilinçlendirme turlarının düzenlenmesinin yanı sıra Mısırlılar Genel Birliği oy verme günlerinde seçmenleri taşımak için otobüsleri erkenden hazırlamaya başladı. Birlik, Suudi Arabistan dahilindeki uzak bölgelerde bulunan Mısırlıların oy verme günlerinde rahatça oy kullanabilmeleri için toplu taşımayı kolaylaştırıp düzenleyerek bu engelleri aşmaya çalışıyor.

Mısır Temsilciler Meclisi'nin ülke dışındaki Mısırlıları temsil eden üyesi Gada Ademi, oy verme yerlerine bazen uçak ile seyahati gerektiren uzun mesafelerin bulunması nedeniyle seçimlerde oy kullanamayacak göçmenler için bir mazeret bulunacağı yönündeki umudunu dile getirdi. Milletvekili konumu ile parlamentodan seçmenlerin elektronik ortamda oy kullanmasına ilişkin bir çalışma talep ettiğini de ekledi.

Komite merkezinin işyerlerine yakınlığı ve onlara kolay erişim de dahil olmak üzere Mısır'da yaşayanlara sağlanan büyük kolaylıklar göz önüne alındığında yurt dışındaki oy oranlarının ülke içindeki ile karşılaştırılamayacağını vurguladı.



Cezayir destekli ayrılıkçı hareket Polisario Cephesi Türkiye’ye muhalif Suriyeli Kürtlere ev sahipliği yapmasının arkasındaki gerçek ne?

Cezayir’den Türkiye ile stratejik bağlarına rağmen Kürtlere ev sahipliği yapma hamlesi (Reuters)
Cezayir’den Türkiye ile stratejik bağlarına rağmen Kürtlere ev sahipliği yapma hamlesi (Reuters)
TT
20

Cezayir destekli ayrılıkçı hareket Polisario Cephesi Türkiye’ye muhalif Suriyeli Kürtlere ev sahipliği yapmasının arkasındaki gerçek ne?

Cezayir’den Türkiye ile stratejik bağlarına rağmen Kürtlere ev sahipliği yapma hamlesi (Reuters)
Cezayir’den Türkiye ile stratejik bağlarına rağmen Kürtlere ev sahipliği yapma hamlesi (Reuters)

Sagir el-Haydari

Cezayir destekli ayrılıkçı hareket Polisario Cephesi tarafından Cezayir’de düzenlenen bir konferansta Suriyeli Kürt liderlerin ve destekçilerinin ağırlanması, Ankara ile ilişkilere zarar verip vermeyeceğine dair soru işaretlerine yol açtı.

Türkiye Kürtlerin yoğunlukta olduğu YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) karşı sert bir tutum sergilerken, Suriye'de özerk bir yönetim kurulmasını reddediyor. Bu doğrultuda hem Irak hem de Suriye'de hızlı gelişmelere sahne olan PKK ve SDG kontrolü altındaki bölgelerine yoğun bombardımanlar düzenliyor.

Cezayir’in devrik Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejiminin düşmesinden haftalar sonra böyle bir hamlede bulunması, önemi ve Şam-Ankara-Cezayir hattına olası yansımaları konusunda spekülasyonlara kapıyı araladı.

Cezayir'in Fas'a karşı kullandığı ayrılıkçı hareket Polisario Cephesi lideri İbrahim Gali'nin de hazır bulunduğu konferansa katılan Kürt aktivistler ile İsveçli iklim aktivisti ve Kürt savunucusu Greta Thunberg, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni (KDSÖY) simgeleyen Rojava bayrağını göndere çekti. Türkiye, PKK gibi Kürt hareketleri SDG ve YPG’yi ‘terör örgütleri’ olarak sınıflandırıyor.

Anlaşılmaz tutumlar

Bu gelişmeyi, Cezayir ile ilişkileri karanlık bir tünele giren Mali'de, iktidardaki askeri cunta ile Türkiye arasındaki yakınlaşmaya Cezayir'in karşılık verme çabası olarak değerlendirenler de var, bunu Rabat ile Ankara arasındaki yakınlaşmaya bir yanıt olarak değerlendirenler de.

Cezayir, kısa bir süre önce Türkiye ile stratejik ortaklık içindeydi. Bu, Ankara'nın Kuzey Afrika ülkesinde büyük yatırımlar yapmasına yol açtı.

Geçtiğimiz aylarda Cezayir'e karşı söylemini artıran ve onu defalarca Bamako'yu istikrarsızlaştırmaya çalışmakla suçlayan Türkiye ile Mali'deki askeri cunta arasında kayda değer bir yakınlaşma yaşandı. Mali’deki askeri cunta yönetimi, Türkiye'den insansız hava araçları (İHA) satın aldı. Cezayir ordusu Eylül 2024'te bunlardan Bayraktar TB2 model İHA’yı iki ülke arasındaki sınır bölgesinde tespit etti.

xz scdfvbg
Temkinli davranan Ankara’dan Cezayir'in Suriyeli Kürtlere ev sahipliği yapma hamlesi

hakkında kamuoyu önünde yorum yapılmadı (AFP)

Öte yandan Mali'de 2015 yılında imzalanan önemli bir anlaşmayla sonuçlanan uzlaşı çabalarına destek veren Cezayir, Bamako'yu kızdıran bir hamleyle Cumhurbaşkanı Abdelmecid Tebbun tarafından kabul edilen muhalif İmam Mahmud Diko gibi Malinin tartışmalı dini kanaat önderleri ve ayrılıkçı isimlerini ağırlamaktan çekinmedi.

Safsatalar

Türkiye, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) yanı sıra PKK ve YPG'yi de zayıflatmaya çalışıyor. Cezayir'deki konferansa bu Kürt yapıları ve örgütlerinin üyeleri ve destekçileri katıldı.

Cezayirli siyasi araştırmacı Sabir Belidi yaptığı değerlendirmede, “Aslında Cezayir'e düşman olduğu bilinen çevreler tarafından Cezayir’de huzursuzluk yaratmak ve Ankara ile arasını açmak amacıyla Cezayir'in topraklarında Türk karşıtı bir yapılanmayı kabul ederek kamuoyuna Mali ordusunu destekleyen Türklerden intikam alındığı izlenimi verilmeye çalışılıyor. Bunlar safsatalardan ibaret” ifadelerini kullandı.

Cezayir'deki Kürt varlığının çok yeni ve son yıllarda Suriye krizinin dayattığı insani koşullarla ilgili olduğunu söyleyen Belidi, “Cezayir hükümeti Suriyeli mültecilerin kabulü için kimlik, etnik köken ve milliyet temelinde kabul gibi belirli bir kriter belirlemedi” dedi.

axscdfvgbrthy
Kürtler, Polisario Cephesi liderleriyle birlikte KDSOY’u simgeleyen Rojava bayrağıyla poz verdiler (Sosyal medya siteleri)

Türkiye'nin bunun Cezayir'in stratejik güvenliğine doğrudan bir tehdit olduğunu bilmesine rağmen Mali ordusunu çeşitli araçlarla hatta uzman ve teknisyenlerle desteklediği biliniyor. Ancak Cezayir'in, özellikle de konu son derece karmaşık olduğu için bu tür bir hesaplaşmaya başvurmadan Türklerle meseleyi ele almak için kendi kartları ve seçenekleri var.

İlişkiler tehlikede

Türkiye'nin bu hamleyle ilgili yorum yapmamış olması, özellikle de SDG ile Suriye’deki Türkiye destekli güçler arasındaki çatışmalar çerçevesinde bölgesel olarak çok önemli bir aşamaya gelinmişken, Ankara'daki resmi çevrelerin nasıl bir açıklama yapacağı konusundaki beklentileri arttırıyor.

Uluslararası ilişkiler uzmanı Taha Avdeoğlu yaptığı açıklamada, “Bu hamlenin, Türkiye-Cezayir ilişkilerini tehlikeye attığına şüphe yok. Fakat şimdiye kadar Ankara'dan herhangi bir yorum ya da bir kınama açıklaması duymadık. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin Cezayir'in bu toplantıya ev sahipliği yapmasıyla ilgili bazı hususları beklediği aşikâr” dedi. Özellikle iki taraf arasında gerçekleşen ziyaretlerden sonra Türkiye'nin Cezayir ile ilişkilerini sürdürmek için çaba sarf edeceğine inandığını ifade eden Avdeoğlu, “Son dönemde Cezayir'in de Ankara'dan füze satın alma ve daha fazla iş birliği yapma arzusunu dile getirmesi nedeniyle aralarında stratejik ilişkiler söz konusu” şeklinde konuştu.

Türkiye'de Cezayir'in bu hamlesine ilişkin açıklama ya da detaylara dair bir beklenti ve bekleyişi olduğunu söyleyen Avdeoğlu, “Öyle görünüyor ki Ankara, bu Kuzey Afrika ülkesiyle büyük bir krizin başlamasını istemiyor. Ancak Türkiye’deki hem hükümete yakın hem de muhalif medya organları Ankara'yı Cezayir'le bu konuda bir anlaşmazlık yaşamaya itmeye çalışıyor” yorumunda bulundu.

Cezayir’in yanıtı

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre Cezayir cumhurbaşkanının resmî ikametgâhı olan el-Muradiye Sarayı'na yakın bir siyasi kaynak yaptığı açıklamada Cezayir'in Türkiye ile arasındaki ilişkileri germek istediği yönündeki iddiaları reddederek, meselenin Polisario Cephesi'nin Kürt liderleri Tinduf kamplarında ağırlamasıyla ilgili olduğunu söyledi. Kimliğinin gizli tutulması kaydıyla konuşan kaynak, konferansa ev sahipliği yapanın Cezayir değil, Polisario Cephesi olduğunun altını çizerek “Cezayir, Polisario Cephesi ile müttefik ve liderlerini ve mültecileri kendi topraklarında, Tinduf vilayetindeki kamplarda ağırlıyor” diye ekledi.

Öte yandan Cezayir'in Ankara'daki Büyükelçiliği de dün bir basın açıklaması yayınlayarak Fas'taki bazı medya kuruluşlarının Cezayir'in bir Kürt heyetine davetiye gönderdiği yönündeki iddialarını yalanladı. İddiaları ‘hayal ürünü’ olarak nitelendiren Cezayir'in Ankara Büyükelçisi Belani, “Bir Kürt heyetinin Cezayir'e davet edildiği iddialarının tamamen asılsız olduğunu belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.

Cezayir ile Türkiye arasındaki güçlü ve stratejik ilişkilerinin, hiçbir karışıklığa veya düşmanca bir belirsizliğe uğramayacağını yineleyen Büyükelçi Belani, ülkesinin dış politikasının temel taşı olarak diğer ülkelerin iç işlerine karışmama ilkesine olan bağlılığını vurguladı.