Suudi Arabistan Veliaht Prensi Expo 2030 zaferinin ardından konuştu: Eşi benzeri görülmemiş bir Expo sunacağız

Riyad, ilk tur oylamada 119 oyla büyük başarı elde etti

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Uluslararası Sergiler Bürosu Genel Sekreteri ile birlikte Riyad'ın Expo 2030-zaferinin duyurulmasının ardından bir basın toplantısı düzenledi (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Uluslararası Sergiler Bürosu Genel Sekreteri ile birlikte Riyad'ın Expo 2030-zaferinin duyurulmasının ardından bir basın toplantısı düzenledi (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Expo 2030 zaferinin ardından konuştu: Eşi benzeri görülmemiş bir Expo sunacağız

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Uluslararası Sergiler Bürosu Genel Sekreteri ile birlikte Riyad'ın Expo 2030-zaferinin duyurulmasının ardından bir basın toplantısı düzenledi (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Uluslararası Sergiler Bürosu Genel Sekreteri ile birlikte Riyad'ın Expo 2030-zaferinin duyurulmasının ardından bir basın toplantısı düzenledi (Şarku’l Avsat)

Uluslararası Sergiler Bürosu, (The Bureau International des Expositions/BIE) Suudi Arabistan’ın Expo 2030'a ilk turda 119 oy alarak ev sahipliği yapmaya hak kazandığı büyük zaferini duyurdu. Duyurudan sonra Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ülkesinin ‘Expo tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir Expo versiyonu sunacaklarını’ söyledi. Veliaht Prens, Riyad’ın Expo’ya ev sahipliği yaparak elde ettiği zaferin, aynı zamanda ülkesinin öncü rolünü pekiştirdiğini vurguladı.

Riyad, Fransa'nın başkenti Paris'in batısındaki Issy-les-Moulineaux’de yapılan ilk tur oylamada İtalya'nın Roma şehrini ve Güney Kore'nin Busan şehrini büyük bir farkla geride bıraktı.

Riyad, BIE üyesi 180 ülkenin ‘her ülkeye bir oy’ ilkesi çerçevesinde yaptığı gizli e-oylamada 119 oy alarak büyük bir zafer elde etti. Suudi Arabistan, İtalya ve Güney Kore, salı günü öğleden sonra yapılan 173'üncü BİE Genel Kurulu toplantısında dosyalarını son kez sundu.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Bin Selman, Riyad’ın zaferinin ardından Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz Al Suud'u tebrik etti. Ülkesine oy veren ülkelerin yanı sıra rakip iki ülkeye de teşekkür etti.

Veliaht Prens, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

Suudi Arabistan’ın Expo 2030'a ev sahipliği yapma hakkını kazanması, öncü ve önemli rolünün yanında sahip olduğu uluslararası güveni de pekiştiriyor. Bu güven, Suudi Arabistan’ı Expo'nun da aralarında bulunduğu önde gelen uluslararası etkinliklere ev sahipliği yapmak için ideal bir destinasyon haline getiriyor.

Veliaht Prens, ülkesinin bu uluslararası fuarı en yüksek düzeyde yenilikle düzenleyerek, tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir versiyonunu sunacağını kaydetti. Ayrıca, fırsatlara en iyi şekilde yatırım yapmak ve gezegenimizin bugün karşı karşıya olduğu zorluklara çözümler sunmak amacıyla en son teknolojileri kullanacağının altını çizdi. Expo 2030’un en parlak beyinleri bir araya getiren uluslararası bir fuar olmasını sağlayacaklarını aktaran Veliaht Prens, insanlığın parlak yarınları için aktif ve olumlu bir rol oynamaya katkıda bulunmakta kararlı olduklarını bir kez daha vurguladı.

Veliaht Prens, sözlerini şöyle sürdürdü:

Expo 2030'a ev sahipliği yapmamız, Suudi Arabistan 2030 Vizyonu hedeflerinin ve planlarının doruğa ulaştığı yılla aynı zamana denk gelecek. Bu sebeple fuar, bu eşi ve benzeri görülmemiş dönüşüm yolculuğundan çıkarılan dersleri dünyayla paylaşmak için harika bir fırsat olacak.

Veliaht Prens, fuarın ‘Değişim Çağı: Birlikte Geleceğe Bakıyoruz’ üst başlığı ve ‘daha iyi bir yarın, iklim eylemi, herkes için refah ve tüm imkanlardan yararlanmak’ alt başlıklarına ulaşmak için aracı olacağını kaydetti. Ayrıca, katılımcı ülkelerin dosyasında yer alan taahhütlerini yerine getirmek amacıyla Riyad'ın Expo 2030'da dünyayı kucaklamaya hazır olduğunu belirtti.

Suudi Arabistan Expo 2030’un Riyad'da gerçekleştirilmesi için adaylığını açıkladığında çalışma, Veliaht Prens'ten büyük ve doğrudan bir destek aldı. Suudi Arabistan, 29 Ekim 2021 tarihinde bu konuyla ilgili BIE’ye resmi talepte bulunduğunu duyurdu.

Paris’teki uzun günün detayları

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Riyad'ın Expo 2030'a ev sahipliği yapma teklifini sunduğu konuşmasında, Riyad’ın İtalya’nın başkenti Roma ve Güney Kore’nin Busan şehri ile rekabet ettiği yarışın kazananı olacağını söylediğinde yanılmıyordu. Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad, 7 yıl sonra gerçekleşecek Expo 2030’a ev sahipliği yapma hakkını kazandı. Prens Faysal bin Ferhan, dün öğleden sonra BIE Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, 130 ülkenin Riyad'ın adaylığını desteklediğini açıkladı.

Suudi Arabistanlı üst düzey bir yetkili, fuarın organizasyonunu ülkesinin kazanacağını doğrudan duyurdu. Prens Faysal bin Ferhan'ın açıklamaları ise üç heyetin konuşmalarının hemen ardından yapılan oylamanın sonucuyla teyit edilmiş oldu. Oylamada Suudi Arabistan 119 oy aldı. Onu, 29 oyla Güney Kore ve 17 oyla İtalya takip etti. Çıkan sonuçlar, Suudi Arabistan’ın açık ara farkla oylamayı kazandığını gösterdi.

BIE Genel Sekreteri, Suudi Arabistan'ın ilk turda oyların üçte ikisini aldığını ve ilk turda aday bir ülkenin oylamayı kazanmasının ender görülen bir durum olduğunu açıkladı.

Dün BIE Genel Kurulu toplantısı öncesinde ilk söz Güney Kore heyetine verildi. Resmi konuşmayı yapan Başbakan, Güney Kore'nin ‘herkesle çalışmak istediğini ve birlikte dünyayı değiştirebileceğimizi’ ifade etti. Son konuşmacı ise Suudi Arabistan heyeti oldu. Güney Kore’nin sözcüleri, Busan'ın adaylığının taşıdığı avantajları, çocukların ve yeni nesillerin hayalini gerçekleştirme arzusunu ve Seul'ün Expo 2030'u organize etme konusundaki ilgisinden herkesin faydalanmasını istediğini vurguladı. Güney Kore heyeti, doğayı ve çevreyi korumaya, temiz enerji, yapay zeka, deniz suyunun tuzdan arındırılması, sağlık ve iletişim alanlarında somutlaştırdığı teknolojik ilerleme çerçevesinde Busan'ın temsil ettiklerine dikkat çekti. Güney Kore heyetine göre, Expo 2030 ‘insanlığın birlikte çalışma, yaratıcılık, yenilikçilik ve özgürlük rüyasının’ somutlaşmış hali olmalı. Katılımcılara seslenen Güney Kore heyeti, “Sürdürülebilirlik ve barış dolu bir dünya için çalışalım. Bunun için tek seçeneğiniz: Busan” ifadelerini kullandı.

Başkent Roma'nın Expo 2023 adaylığını tanıtan İtalya heyetinin sunumunda, ilk çağların en ünlü başkentinin önemine vurgu yapıldı. Hem tarihte hem de günümüzde temsil ettiklerinin fazlasıyla vurgulanması dikkati çekti. İtalya heyeti, Roma’nın geçmişin olduğu gibi bugünün ve geleceğin de öne çıkan yüzü olması gerektiğini vurguladı. Heyet, İtalya'nın çeşitliliği ve zenginliğinin yanı sıra Roma'nın ‘yaşayan, misafirperver, sanata ve yaratıcılığa kollarını açan, esaslı sakinlere sahip, medeniyetin ve dinler arası diyaloğun başkenti bir şehir olduğunu ve geçmişle geleceği birleştirmenin ideal formülü olan Roma'da her şeyi başarılabileceğini’ vurgulamak için bir aktris ve uluslararası şampiyon tenisçi Jannik Sinner’ın yüzünü kullandı.

Suudi Arabistan’ın sunumu

Dışişleri Bakanı Bin Ferhan başkanlığındaki Suudi Arabistan heyeti ise Suudi Arabistan'ın ‘Dünyadan Dünyaya’ başlığı altında, Suudi Arabistan ile dünya ülkeleri arasında en büyük iş birliği ilişkileri ağını kurmaya odaklanacak bir fuar düzenlemek için çalışacağını teyit ettiği bir sunum yaptı. Suudi Arabistan’ın, ‘Tek dünya, tek koridor’ başlığı altında Riyad Expo 2030'a katılmalarını sağlamak için yardıma ihtiyacı olan 100 ülkeye yardım etmek üzere 384 milyon dolar tahsis etmek istemesi, bu iş birliğinin bir tezahürü niteliğindeydi.

Bakan Ferhan, ülkesinin kalkınma hedeflerine odaklanma, tüm düzeylerdeki ilerlemeleri hızlandırma ve başta iklim sorunları, sürdürülebilir kalkınma ve uluslararası iş birliği olmak üzere günümüz dünyasının zorluklarıyla mücadele ettiğini belirtti. Prens Faysal bin Ferhan, ülkesinin 2030 sergisinin ‘farklı bir versiyonu’ için çalışma taahhüdünü iletti.

Suudi Arabistan'ın Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) temsilcisi Prenses Hayfa el-Mukrin ise Suudi Arabistan'ın 2030 yılına kadar atacağı ve herkes için eğitim, sağlık, çevre ve refah fırsatları sağlamaya, akıllı şehir projesi ve çevrenin korunması için çalışmaya yönelik her adımda tüm ülkelerle el ele çalışacağını söyledi. Prenses Mukrin, Roma ve Busan’ın aday sunumlarına kıyasla tüm alanlarda yatırım projeleri başlatmak için ‘2025 yılı itibariyle tüm yaratıcılar, hayalperestler ve girişimciler için platformlar başlatılmasının’ önemini vurguladı. Riyad'ın ‘çözümler sağlamak ve 2030 sonrası bir gündem geliştirmek’ için çalışmak istediğini de ifade eden Prenses Mukrin, “Gençlik ve canlılıkla dolu bir ülkenin kalbi olan Riyad, sizi ağırlamak için daha fazla beklemek istemiyor” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Misafir ağırlamanın yolu: Expo

Expo 2030'a ev sahipliği yapmak için adaylığını açıklayan 5 şehirden ikisi başlarda yarıştan çekildi. Bu şehirlerden biri Rusya’nın başkenti Moskova, diğeri ise Ukrayna'nın Karadeniz'e bakan şehri Odessa’ydı. Odessa, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali nedeniyle adaylıktan geri çekildi. Moskova’nın adaylığı, BIE tarafından bu kadar önemli bir etkinliğin düzenlenmesi için gerekli koşulları karşılamadığı gerekçesiyle değerlendirilmedi. Böylece Riyad, Roma ve Busan, bu küresel etkinliğe ev sahipliği yapma umuduyla iddialı bir plan ortaya koyan yarışmacılar arasında kaldı.

Expo, ilk kez 1851 yılında İngiltere’nin başkenti Londra'nın ev sahipliğinde düzenlendi. Ardından Fransa’da, sonrasında Avrupa ülkelerinin başkentlerinde, ABD’de, Japonya, Çin ve diğer ülkelerde yapıldı. Riyad, Roma ve Busan, birbirini takip eden kilometre taşlarını aştı ve dün öğleden sonra 180 üye ülkenin katılımıyla e-oylamanın yapıldığı o belirleyici an geldi çattı. Merkezi Paris'te bulunan BIE, rakiplere sunumlarını yapmaları ve ‘kazanacaklarına’ inandıkları başlıca noktalara değinmeleri için son bir fırsat daha verdi. BIE Genel Sekreteri, her iki tarafa da verilen ve 20 dakikayı aşmayan süreye uyulması gerektiğini vurgulamıştı. Bu yüzden verilen bu ‘son şans’, geçtiğimiz haziran ayında rakiplere verilenden tamamen farklıydı.

Oylama sonuçlarının X platformunda (eski adıyla Twitter) açıklanmasının ardından düzenlenen kısa basın toplantısında konuşan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ülkesinin zaferinin küresel konumu ve uluslararası toplumun ona olan güveni açısından büyük önem taşıdığını vurguladı. Ülkesinin uluslararası fuarlarda dengeleri değiştirecek yeni bir Expo versiyonu sunacağının altını çizen Prens Bin Ferhan, Suudi Arabistan’ın ‘elde ettiği olağanüstü başarıdan ve BIE Genel Kurulu’nun ülkesine olan güveninden gurur duyduğunu’ da sözlerine ekledi. Güney Kore ve İtalya'nın yaptığı sunumlara dikkati çekerek, Riyad’a oy veren ülkelere teşekkür iletmeyi ihmal etmeyen Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, fuarın ‘sadece Suudi Arabistan için değil, tüm dünya için’ olduğunu vurguladı. Riyad’ın tüm ülkelerin Expo’nun konsepti, planlaması ve uygulamasına katılması için bazı çalışmalar yapacağını ve bu ülkelere Expo’ya katılmaları için bir fırsat vereceğini söyleyen Prens Faysal Bin Ferhan, “Tüm ülkelere hoş geldiniz diyoruz” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’a konuşan BIE Genel Sekreteri Dimitri Kerkentzes, “Bugün gördüğümüz nihai sonuçlar çerçevesinde Suudi Arabistan'ın gerçekleştirdiği olağanüstü kampanya nedeniyle Suudileri tebrik ediyorum. Suudi Arabistan'daki hiç kimse, dünyanın Expo 2030'u görmek istediğinden şüphe etmesin. Veliaht Prens'in Vizyon 2030 projesiyle 2030 yılına kadar Riyad'da muhteşem işler yapıldığına tanık olacağımıza inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Başkent Paris'in güneyinde kalan Issy-les-Moulineaux şehrinin merkezinde yer alan Konferans Sarayı, sabahın erken saatlerinden itibaren yoğun güvenlik önlemleri, basının ve halkın olağanüstü ilgisi altında, heyetleri taşıyan resmi siyah araçların gittiği müstahkem bir kaleye dönüştü.

BIE, basın çalışanlarının Konferans Sarayı’nın bodrum katında bulunan basın merkezine erişimini belirli bir gazeteci ve fotoğrafçı listesiyle sınırlandırdı. Bu sayede her heyetin yerini alması için erken gelmesini sağlayarak izdiham oluşmasını engelledi. Toplanan coşkulu kalabalık, bir yandan şarkılar söylüyor, bir yandan tezahürat yapıyordu. Suudi Arabistan ile büyük bir basın heyeti gönderen ve yoğun bir halkla ilişkiler kampanyası başlatan Güney Kore arasındaki yoğun rekabet öne çıktı. Güney Kore Cumhurbaşkanı Yoon Suk-yeol, Busan'ın adaylığını desteklemek ve bir halkla ilişkiler kampanyası yürütmek için geçtiğimiz hafta Paris'i ziyaret etmişti. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni de Avrupa ülkelerine baskı uygulayarak İtalya’yı desteklemeleri çağrısında bulunmuştu. Fransız bir kaynağa göre, kampanyada en etkili olan yöntem, ilgi odağından uzakta gerçekleşen temaslardı. Kazanan ülkenin belirlenmesinde en büyük rolü Afrika Birliği (AfB), Avrupa Birliği (AB), Arap Ligi (AL) ve Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) gibi coğrafi gruplar oynadı.



Muhammed bin Zayed, Katar Emiri ile İsrail'in saldırganlığını görüştü ve BAE'nin Doha ile dayanışmasını yineledi

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayed, Katar Emiri Temim bin Hamad ile Doha'da bir araya geldi. (WAM)
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayed, Katar Emiri Temim bin Hamad ile Doha'da bir araya geldi. (WAM)
TT

Muhammed bin Zayed, Katar Emiri ile İsrail'in saldırganlığını görüştü ve BAE'nin Doha ile dayanışmasını yineledi

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayed, Katar Emiri Temim bin Hamad ile Doha'da bir araya geldi. (WAM)
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayed, Katar Emiri Temim bin Hamad ile Doha'da bir araya geldi. (WAM)

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ile iki ülke arasındaki ikili ilişkileri ve bu ilişkileri güçlendirmenin yollarını, ayrıca İsrail'in Katar topraklarına yönelik saldırısıyla ilgili gelişmeleri görüştü. Kardeşlik ziyareti kapsamında Katar'ın başkenti Doha'daki Emirlik Divanı'nda düzenlenen toplantıda Şeyh Muhammed bin Zayed, BAE'nin Katar ile tam dayanışma içinde olduğunu ve Katar'ın egemenliğini, topraklarının ve halkının güvenliğini korumak için alınan tüm önlemleri desteklediğini yineledi.

sdcfgr
Eşlik eden heyetlerin huzurunda yapılan görüşmelerden (WAM)

Muhammed bin Zayed, söz konusu saldırının Katar'ın egemenliğine ve uluslararası hukuk ve normlara açık bir ihlal teşkil ettiğini ve bölgedeki güvenlik, istikrar ve barış fırsatlarını baltaladığını vurguladı. Muhammed bin Zayed ayrıca, Şeyh Temim bin Hamad Al Sani'nin çabalarını ve bölgeye barış ve istikrar getirme yönündeki gayretlerini övdü.

BAE Devlet Başkanı'na, Dubai Veliaht Prensi, Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Şeyh Hamdan bin Muhammed bin Raşid Al Mektum, Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnun bin Zayed Al Nahyan, Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Şeyh Seyf bin Zayed Al Nahyan, Başkanlık Divanı Kalkınma İşleri Başkan Yardımcısı Şeyh Ziyab bin Muhammed bin Zayed Al Nahyan ve Başkanlık Divanı Özel İşler Başkan Yardımcısı Şeyh Hamdan bin Muhammed bin Zayed Al Nahyan ile bir dizi üst düzey yetkili ve bakan eşlik etti.

Şeyh Muhammed bin Zayed, Katar ziyaretini tamamladıktan sonra Doha Havalimanı'nda Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ve bir dizi Katarlı üst düzey yetkili tarafından uğurlandı.


Trump, İsrail'e Katar'daki Hamas liderliğine saldırması için yeşil ışık mı yaktı?

Katar'ın başkenti Doha'da çok sayıda patlama duyulduktan sonra dumanlar yükseliyor (Reuters)
Katar'ın başkenti Doha'da çok sayıda patlama duyulduktan sonra dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Trump, İsrail'e Katar'daki Hamas liderliğine saldırması için yeşil ışık mı yaktı?

Katar'ın başkenti Doha'da çok sayıda patlama duyulduktan sonra dumanlar yükseliyor (Reuters)
Katar'ın başkenti Doha'da çok sayıda patlama duyulduktan sonra dumanlar yükseliyor (Reuters)

Üst düzey bir İsrailli yetkili, ABD Başkanı Donald Trump'ın, İsrail'in savaş uçaklarıyla Katar'a düzenlediği saldırıya yeşil ışık yaktığını söyledi.

Beyaz Saray yetkilisi, Washington'un Katar'daki İsrail saldırısı hakkında önceden bilgilendirildiğini açıkladı.

İsrail savaş uçakları, Hamas liderlerinin Doha'da kaldıkları yerlere 12 füze attı.

Rapora göre, 1997 yılında İsrail'in Ürdün'de suikast girişiminde bulunduğu Hamas'ın kıdemli lideri Halid Meşal, İsrail'in hedef aldığı toplantıya katılan hareketin liderleri arasındaydı.

ABD'nin Katar Büyükelçiliği, dün Doha'da Hamas yetkililerini hedef alan İsrail saldırılarının ardından vatandaşlarına “yerinde kalma” çağrısında bulundu.

İsrail Hava Kuvvetleri, Trump'ın Gazze önerisini görüştüğü sırada Katar'ın başkenti Doha'da Hamas liderliğinin üst düzey yetkililerini hedef alan bir hava saldırısı düzenledi. İsrail ordusu, saldırıda hassas mühimmat kullanıldığını duyurdu.

Katar Dışişleri Bakanlığı sözcüsü dün, İsrail ordusunun Doha'daki Hamas Siyasi Büro üyelerinden bazılarının yaşadığı yerleşim yerlerini hedef alan bir saldırı düzenlediğini doğrulayarak, bu "suç teşkil eden saldırıyı" şiddetle kınadığını ifade etti.

Sözcü Mecid el-Ensari, X hesabından yaptığı açıklamada, İsrail saldırısının "tüm uluslararası hukuk ve normların açık bir ihlali olduğunu ve Katarlıların ve Katar sakinlerinin güvenliği ve emniyeti için ciddi bir tehdit oluşturduğunu" belirtti.

Katar Dışişleri Bakanlığı, güvenlik, sivil savunma ve ilgili makamların olaya derhal müdahale etmeye ve sonuçlarını kontrol altına almak için gerekli önlemleri almaya başladığını vurguladı. Bakanlık, soruşturmaların en üst düzeyde devam ettiğini ve daha fazla ayrıntının en kısa sürede duyurulacağını ifade etti.


Arap ve uluslararası toplum, İsrail'in Katar'ın egemenliğini ihlal etmesini kınadı

Genç bir adam, Doha'daki İsrail saldırısının ardından yükselen dumanlara bakıyor (AFP)
Genç bir adam, Doha'daki İsrail saldırısının ardından yükselen dumanlara bakıyor (AFP)
TT

Arap ve uluslararası toplum, İsrail'in Katar'ın egemenliğini ihlal etmesini kınadı

Genç bir adam, Doha'daki İsrail saldırısının ardından yükselen dumanlara bakıyor (AFP)
Genç bir adam, Doha'daki İsrail saldırısının ardından yükselen dumanlara bakıyor (AFP)

Körfez, Arap ve uluslararası ülkeler ve kuruluşlar, dün öğleden sonra başkent Doha'da Hamas siyasi büro üyelerinin ikamet ettiği konut binalarını hedef alan İsrail saldırısını kınadı.

Katar Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, bu suç niteliğindeki saldırının tüm uluslararası hukuk ve normların açık bir ihlali olduğunu ve Katar vatandaşlarının ve ülkesinde yaşayanların güvenliği ve emniyeti için ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtti.

Bakanlık, Katar'ın bu saldırıyı şiddetle kınadığını ve İsrail'in bu pervasız davranışına, bölgesel güvenliğe yönelik müdahalelerine ve kendi güvenliği ile egemenliğini hedef alan herhangi bir eyleme müsamaha göstermeyeceğini ifade etti.

Suudi Arabistan

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı,Doha'ya tam dayanışma ve destek verdiğini teyit ederek, Katar'ın alacağı her türlü önlemi desteklemek için tüm imkanlarını kullanacağına söz verdi.

Suudi Arabistan, İsrail'in uluslararası hukuk ve normları açıkça ihlal eden suç eylemlerine devam etmesinin vahim sonuçları olacağı konusunda uyarıda bulundu.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, uluslararası toplumu bu günahkar saldırganlığı kınamaya ve bölgenin güvenliğini ve istikrarını baltalayan İsrail'in ihlallerine son vermeye çağırdı. 

Kuveyt

Kuveyt Dışişleri Bakanlığı ise İsrail'in bu acımasız saldırısının tüm uluslararası hukuk ve normları açıkça ihlal ettiğini, bölgenin güvenliği ve istikrarına ciddi bir tehdit oluşturduğunu ve uluslararası güvenlik ve barışı doğrudan baltaladığını vurguladı.

Kuveyt, Güvenlik Konseyi'ni uluslararası güvenlik ve barışı korumakla yükümlü olduğu sorumluluklarını yerine getirmeye ve İsrail'in bölge ülkelerine yönelik sistematik saldırılarını durdurmak için ciddi ve etkili adımlar atmaya çağırarak tutumunu yineledi.

Kuveyt, Katar'ın güvenliğini, istikrarını ve egemenliğini korumak ve vatandaşlarının ve sakinlerinin güvenliğini sağlamak için aldığı önlemlere tam destek verdiğini ifade etti.

BAE

BAE Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayid, bu pervasız saldırının Katar Devleti'nin egemenliğine açık bir ihlal, uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler Şartı'na ciddi bir ihlal ve bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrarı tehdit eden sorumsuz bir tırmanış olduğunu teyit etti.

BAE'nin Katar ile tam dayanışma içinde olduğunu ve Katar'ın güvenliğini ve vatandaşlarının ve sakinlerinin emniyetini koruyacak her şeye sarsılmaz desteğini ifade eden Şeyh Abdullah bin Zayid, askeri gerilimin derhal durdurulması gerektiğini vurguladı.

Şeyh Abdullah bin Zayid, bu tür gerilimi artırıcı eylemlerin devam etmesinin bölgesel güvenliği baltalayacağını ve bölgeyi, uluslararası barış ve güvenlik açısından feci sonuçlar doğuracak tehlikeli yollara sürükleyeceği uyarısında bulundu.

Uluslararası topluma, özellikle de Güvenlik Konseyi'ne, İsrail'i caydırmak ve bu barbarca İsrail saldırılarını durdurmak için yasal ve ahlaki sorumluluklarını üstlenmeleri çağrısında bulunan Şeyh Abdullah bin Zayid, bu saldırgan yaklaşımın devam etmesinin, bölgeyi daha fazla gerginlik ve tırmanışa itecek, güvenlik ve istikrarın sağlanması şansını zedeleyecek pervasız bir davranış olduğunu vurguladı.

Şeyh Abdullah bin Zayid, caydırıcı ve kararlı bir uluslararası duruşun yokluğunda bu tür pervasız saldırıların sürdürülmesinin bölgesel ve uluslararası güvenlik ve barış açısından son derece tehlikeli sonuçlar doğuracağı ve hoş görülemeyecek veya kabul edilemeyecek bir gerçeği pekiştireceği konusunda uyardı.

Umman

Umman Sultanlığı, "İsrail'in Katar topraklarına yönelik vahşi saldırısını ve siyasi suikast ve ihanet suçlarını uluslararası hukukun açık bir ihlali ve devlet egemenliğinin apaçık ihlali” olarak değerlendirdi. Bu aynı zamanda bölgenin güvenliğini ve istikrarını tehdit eden ve onu barış yolundan uzaklaştıran tehlikeli bir tırmanıştır.

Sultanlık yaptığı açıklamada, "Katar Devleti'nin bu kışkırtıcı saldırganlığa karşı aldığı tüm önlemleri" desteklediğini ifade ederek, uluslararası toplumu İsrail'i caydırmak ve bölgedeki güvenlik ve barış kurallarını ihlal etmesini engellemek için ahlaki ve siyasi sorumluluklarını üstlenmeye ve yasal yetkilerini kullanmaya” çağırdı.

Bahreyn

 Bahreyn ise Katar'ın güvenliğini, egemenliğini ve vatandaşlarının ve sakinlerinin emniyetini korumak için attığı tüm adımlarda Katar'la tam dayanışma içinde olduğunu ifade etti. Bölgesel barış ve güvenliğin korunması için sükunet ve gerginliğin azaltılması çağrısında bulundu.

Dünya İslam Birliği

Dünya İslam Birliği aynı bağlamda, Dünya İslam Birliği Genel Sekreteri ve Müslüman Alimler Derneği Başkanı Dr. Muhammed el-İsa, İsrail işgal hükümetinin devletlerin egemenliğini ve tüm uluslararası hukuk ve normları ihlal eden barbarca davranışlarını kınadı. Uluslararası toplumu, bu suç teşkil eden uygulamalara karşı derhal ve kararlı bir şekilde harekete geçmeye çağırdı.

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK)

Körfez İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri Casim el-Budeyvi, Körfez ülkelerinin Körfez ülkelerinin Katar ile tam bir dayanışma içinde olduğunu ve bu alçakça ve korkakça eyleme karşı alacağı her türlü önlemi destekleyeceğini vurgulayarak, bu hain saldırının Birleşmiş Milletler başta olmak üzere dünya ülkeleri tarafından onaylanan tüm BM ve uluslararası yasa ve anlaşmaları ihlal ettiğini ve parçaladığını belirtti.

Uluslararası toplumun derhal harekete geçerek, İsrail işgal güçlerini vahşi ve ağır suçlarından sorumlu tutması ve bölgenin güvenliğini ve istikrarını bozan ve istikrarsızlaştıran tüm uygulamalarından caydırması gerektiğini ifade etti.

El-Budeyvi, bölgesel ve uluslararası anlaşmazlık ve çatışmaların çözümü ve kan dökülmesinin durdurulması için çatışan tarafların birçoğunun tanık olduğu değerli ve önemli arabuluculuk çabalarına ve bölgede ve dünyada güvenlik ve istikrarı artırmak için sürekli çaba sarf edildiğine işaret etti.

Doha'nın Hamas siyasi bürosunun müzakere heyetini ağırlamasının, ateşkesin sağlanması, Gazze'deki krizin sona erdirilmesi ve tutukluların serbest bırakılması için yapılan çabaların bir parçası olduğunu ve bu sayede Filistin halkının acılarının hafifletilmesine katkıda bulunulduğunu açıkladı.

Filistin

Mahmud Abbas döneminde Filistin Devlet Başkan Yardımcısı olan Hüseyin eş-Şeyh, saldırının uluslararası hukukun ve Katar Devleti'nin egemenliğinin ciddi bir ihlali olduğunu ve bölgedeki güvenlik ve istikrara tehdit oluşturduğunu söyledi. Bu gerilimin derhal sona erdirilmesinin önemini vurgulayan eş-Şeyh, devam etmesinin yalnızca bölge üzerinde değil, tüm dünya üzerinde olumsuz sonuçlar doğuracağı uyarısında bulundu. Filistin sorununun çözümünün adil ve kapsamlı bir barışta yattığını vurguladı.

Arap Birliği

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Geyt, saldırının, Gazze'ye yönelik savaşın başlangıcından bu yana Mısır ve ABD ile birlikte ateşkes arabuluculuğu yapmaya çalışan ve İsrail'in Gazze'de sürdürdüğü imha savaşını sona erdirmek için önemli ve samimi çabalar sarf eden Katar Devleti'nin egemenliğine yönelik açık ve tamamen kabul edilemez bir ihlal teşkil ettiğini belirtti.

Arap Birliği'nin, Katar'ın egemenliğinin bu bariz ihlaline karşı ve egemenliğini korumak ve güvenliğini muhafaza etmek için aldığı her türlü önlemi desteklediğini ifade etti.

Ebu Geyt, İsrail'in davranışlarının yerleşik tüm uluslararası normları ve yerleşik uluslararası hukuk ilkelerini ihlal ettiğini vurgulayarak, yasayı hiçe sayan ve utanç verici eylemlerinin sonuçlarına kayıtsız kalan İsrail'e karşı uluslararası toplumun ciddi bir sorumluluk taşıdığını söyledi.

Mısır

Mısır, "Filistinli liderlerin Katar'ın başkenti Doha'da ateşkes anlaşmasına varma yollarını görüşmek üzere bir araya geldiği toplantıyı hedef alan ve uluslararası hukuku ve devletlerin egemenliğine ve topraklarının kutsallığına saygı ilkelerini açıkça ihlal eden" saldırgan eylemi güçlü bir şekilde kınadığını belirtti.

Mısır, bu saldırının tehlikeli bir emsal teşkil ettiğini ve kabul edilemez bir gelişme olduğunu ve Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması için arabuluculuk çabalarında önemli rol oynayan kardeş Katar Devleti'nin egemenliğine doğrudan bir saldırı teşkil ettiğini ifade etti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Mısır, bu gerilimin uluslararası alanda sükûneti sağlama çabalarını baltaladığına ve tüm bölgede güvenlik ve istikrarı tehdit ettiğine inanıyor.

Açıklamada, uluslararası topluma "bu bariz İsrail ihlaliyle ilgili hukuki ve ahlaki sorumluluklarını üstlenmesi, İsrail saldırganlığını durdurmak için derhal harekete geçmesi ve sorumluları hesap vermeye çağırması, böylece İsrail'in her zamanki dokunulmazlığına bir yenisinin daha eklenmemesi" çağrısı yapıldı.

Lübnan

Lübnan hükümeti, Başbakan Nevvaf Selam'ın X’te yaptığı açıklamasında, “bu saldırının Katar Devleti'nin egemenliğine açık bir ihlal ve uluslararası hukuk ve normlara apaçık aykırılık teşkil ettiğini” belirtti.

Lübnan hükümeti, “bu bariz saldırı karşısında kardeş Katar Devleti, liderleri, hükümeti ve halkıyla tam dayanışma içinde olduğunu” teyit etti. Uluslararası topluma, “tüm bölgenin güvenliğini ve istikrarını tehdit eden İsrail'in tekrarlanan saldırılarına son vermek” için sorumluluklarını yerine getirme çağrısını yineledi.

Ürdün

Ürdün Kralı II. Abdullah bin Al Hüseyin ise Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Al Sani ile yaptığı telefon görüşmesinde, dün Doha'da Hamas liderlerini hedef alan “korkakça İsrail saldırısını” kınadı.

Kraliyet Sarayı tarafından yapılan açıklamada, Kral Abdullah'ın görüşme sırasında “uluslararası hukuku ihlal eden, başkent Doha'ya yönelik korkakça İsrail saldırısını kınadığını” belirterek “Ürdün'ün Katar'daki kardeşlerine olan desteğini ve dayanışmasını” teyit ettiği belirtildi.

Kral, “bu ihlallere karşı uluslararası desteğin harekete geçirilmesi ve bunları durdurmak için acil eylemde bulunulması gerektiğini” vurgulayarak, “Katar'ın güvenliği Ürdün'ün güvenliğidir” dedi ve “Ürdün'ün Katar'ın güvenliğini, istikrarını ve egemenliğini zedeleyen her türlü eylemi reddettiğini” vurguladı.

Irak

Irak Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, saldırıyı “kardeş ülke Katar'ın egemenliğine ve topraklarına yönelik açık bir ihlal teşkil eden ve ülkenin güvenliği ve istikrarını tehdit eden alçakça bir eylem” olarak nitelendirdi.

Bakanlık, bu saldırının “işgalci varlığın Filistin halkını sistematik olarak öldürme ve yerinden etme politikasının devamı” bağlamında gerçekleştiğini ve “bölgesel ve uluslararası güvenlik ve barışı daha fazla gerginlik ve tırmanışa maruz bıraktığını” vurguladı.

Dışişleri Bakanlığı, Irak'ın Katar Devleti hükümeti ve halkının yanında durma konusundaki kararlı tutumunu ve egemenliğini etkileyen veya ulusal güvenliğini tehdit eden her türlü saldırıya karşı tam destek vereceğini yineledi.

Bakanlık ayrıca, uluslararası toplumun bu saldırgan uygulamalara son vermek için sorumluluklarını üstlenmesi gerektiğini vurguladı.

Fas

Fas Dışişleri Bakanlığı, Fas'ın Katar Devleti ile "güvenliğini, toprak bütünlüğünü ve vatandaşlarının ve sakinlerinin huzurunu tehdit edebilecek her türlü duruma karşı" tam dayanışma içinde olduğunu teyit etti.

Cezayir

Cezayir Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, " İsrail işgalinin çok yönlü saldırılarını genişletmesi ve Gazze'ye yönelik saldırıları sona erdirmek için müzakere ekibini hedef alması, işgalcinin barışa eğilimli olmadığını, pervasızlığının ve kibrinin sınır tanımadığını ve dünya ülkelerinin bağlı olduğu en temel değerleri, kuralları ve normları umursamadığını tüm dünyaya kanıtlamaktadır" ifadelerini kullandı.

Açıklamada ayrıca: “Bu son derece tehlikeli durumda, uluslararası toplum, İsrail işgalcisini caydırmak, Filistinlilere karşı işlediği suçlara son vermek ve tüm bölgeyi sonsuz bir güvensizlik ve istikrarsızlık sarmalına sürükleyen gerilimin yükselişini durdurmak için tüm sorumluluklarını üstlenmenin acil gerekliliğini anlamalıdır” denildi ve uluslararası topluma “İsrail işgalcisini caydırmak ve Filistinlilere karşı işlediği suçlara son vermek için sorumluluklarını tam olarak üstlenme” çağrısı yaptı.

Suriye

Suriye Dışişleri Bakanlığı, bu saldırıyı uluslararası hukuka ve Katar Devleti'nin egemenliğine açık bir ihlal ve bölgedeki güvenlik ve istikrarı zedeleyecek tehlikeli bir tırmanış olarak değerlendirdi. Bunun, İsrail işgalinin uluslararası hukuk ve normları defalarca hiçe saydığının bir yansıması olduğunu belirtti.

Suriye, Katar Devleti, liderleri, hükümeti ve halkıyla tam dayanışma içinde olduğunu teyit ederek, uluslararası toplumun bölgesel ve uluslararası barışı tehdit eden bu tür saldırgan uygulamalara karşı açık ve kararlı bir tutum sergilemesi gerektiğini vurguladı.

Birleşmiş Milletler

Uluslararası düzeyde, BM Genel Sekreteri António Guterres, İsrail'in Doha'daki Filistinli Hamas liderlerini hedef alan hava saldırılarını, Katar'ın egemenliğine yönelik “bariz bir ihlal” olarak nitelendirerek kınadı.

Guterres gazetecilere şunları söyledi: “Ateşkesin sağlanmasında ve tüm rehinelerin serbest bırakılmasında çok olumlu bir rol oynayan Katar'da İsrail'in saldırı düzenlediğine dair haberler aldık. Katar'ın egemenliği ve toprak bütünlüğüne yönelik bu açık ihlali kınıyorum.”

Vatikan

Papa Leo, İsrail'in Katar'a yönelik saldırısının sonuçları konusundaki endişelerini dile getirdi. Şarku’l Avsat’ın İtalyan haber ajansı ANSA’dan aktardığına göre, Papa Leo, "Şu anda çok ciddi bir haber var: İsrail, Katar'daki bazı Hamas liderlerine saldırıyor. Durum çok ciddi" ifadelerini kullandı. Leo, "İşlerin nasıl gelişeceğini bilmiyoruz. Gerçekten ciddi" diye vurguladı.

Türkiye

Türkiye Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, saldırının İsrail'in “bölgede yayılmacı politikalar ve terörizmi bir devlet politikası olarak benimsediğini gösterdiğini belirterek, “ateşkes görüşmeleri sürerken Hamas müzakere heyetini hedef alması, İsrail'in barışa ulaşmayı değil, savaşı sürdürmeyi amaçladığını gösteriyor” ifadesini kullandı.

Türk Dışişleri Bakanlığı şöyle devam etti: “Bu durum, İsrail'in bölgede yayılmacı politikalar ve terörizmi resmi politika olarak benimsediğinin açık bir kanıtıdır.”

İran

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi ise devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, "Bu son derece ciddi suç eylemi, tüm uluslararası kural ve düzenlemelerin açık bir ihlali ve Katar'ın ulusal

Fransa

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İsrail'in Doha'ya saldırısının “sebebi ne olursa olsun kabul edilemez” olduğunu belirterek, Katar ve Emir Şeyh Tamim bin Hamad Al Sani ile dayanışma içinde olduğunu ifade etti. Macron, X hesabında savaşın bölgeye yayılmasına izin verilmemesi gerektiğini belirtti.

İngiltere

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, İsrail'in Doha'ya saldırısının Katar'ın egemenliğini ihlal ettiğini ve bölgede daha fazla gerilimi artırma riski taşıdığını söyledi. Starmer X'te yaptığı paylaşımda, “Öncelik, derhal ateşkesin sağlanması, rehinelerin serbest bırakılması ve Gazze'ye yardımın büyük ölçüde artırılması olmalıdır. Uzun vadeli barış için tek çözüm budur” ifadelerini kullandı.

İrlanda

İrlanda Başbakan Yardımcısı Simon Harris, saldırıyla ilgili olarak, "Doha'dan şehre yönelik İsrail hava saldırıları olduğuna dair gelen haberlerden derin endişe duyuyorum" dedi. Harris, Katar'ın ateşkes sağlanması ve tüm rehinelerin serbest bırakılmasında çok olumlu bir rol oynadığını belirtti.

"Bölgeyi daha fazla istikrarsızlaştırma tehdidinde bulunacak şiddetin daha da tırmanmasına ihtiyacımız yok" diyen Harris, "En önemli önceliklerimiz Gazze'de kalıcı ateşkes, tüm rehinelerin serbest bırakılması, yaygın insani yardım erişimi ve iki devletli çözüme giden bir yol haritasıdır" diye vurguladı. İrlanda Başbakan Yardımcısı, tüm tarafları itidal göstermeye, gerilimi azaltma, diyalog ve diplomasiye katılmaya çağırdı.