Bazı yatırımcılar Hamas saldırısından önceden haberdar mıydı?

Filistinliler, 7 Ekim saldırılarının ardından Han Yunus'taki ayırma duvarının yakınında bir İsrail tankının arkasında kutlama yapıyor ( AP)
Filistinliler, 7 Ekim saldırılarının ardından Han Yunus'taki ayırma duvarının yakınında bir İsrail tankının arkasında kutlama yapıyor ( AP)
TT

Bazı yatırımcılar Hamas saldırısından önceden haberdar mıydı?

Filistinliler, 7 Ekim saldırılarının ardından Han Yunus'taki ayırma duvarının yakınında bir İsrail tankının arkasında kutlama yapıyor ( AP)
Filistinliler, 7 Ekim saldırılarının ardından Han Yunus'taki ayırma duvarının yakınında bir İsrail tankının arkasında kutlama yapıyor ( AP)

İsrailli yetkililer, ABD’li araştırmacıların, bazı yatırımcıların Hamas'ın 7 Ekim saldırılarını önceden biliyor olabileceği ve bu bilgiyi İsrail menkul kıymetlerinden kâr elde etmek amacıyla kullanmış olabileceği yönündeki iddialarını araştırıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre New York Üniversitesi'nden hukuk profesörü Robert Jackson Jr. ve Columbia Üniversitesi'nden Joshua Metz tarafından yürütülen araştırma, Tel Aviv Borsası'ndaki açığa satışların, saldırılardan 5 gün önce önemli ölçüde arttığını ortaya çıkardı.

Araştırmacılar, "Saldırıdan günler önce yatırımcıların saldırılar hakkında bilgi sahibi olmuş olabileceği görünüyor" diyerek, Finansal Endüstri Düzenleme Kurumu’nun (FINRA) verilerine göre 2 Ekim'de bu fondaki açığa satış işlemlerinde "önemli" ve "olağandışı" bir artış olduğuna dikkat çekti.

Amerikan CNN ağına göre araştırma, bu satışların, saldırıdan önceki günlerde İsrail hisse senetleri piyasasının değerine aykırı olduğunu gösterdi.

Araştırmada, 7 Ekim saldırısından önceki günlerde yapılan satışların, koronavirüs salgını, İsrail ile Gazze arasındaki 2014 savaşı ve 2008 küresel mali krizi sırasında meydana gelen açığa satış faaliyetlerini "çok aştığı" kaydedildi.

İsrail Menkul Kıymetler Kurumu araştırma konusunda, "Konu yetkili makamlarca bilinmektedir ve ilgili tüm taraflar soruşturmaya tabidir" açıklamasında bulundu.



Tayvan’da Çin alarmı: Askeri mahkemeler geri geliyor

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
TT

Tayvan’da Çin alarmı: Askeri mahkemeler geri geliyor

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)

Tayvan, Çin'i "yabancı düşman güç" diye niteleyerek güvenlik önlemlerini artırdı.

Tayvan Devlet Başkanı Lai Ching-te, dün düzenlenen ulusal güvenlik toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Pekin yönetimine dair şu iddiaları paylaştı:  

Çin, demokratik Tayvan'ın özgürlüğünden, çeşitliliğinden ve açıklığından faydalanarak çeteleri, medyayı, yorumcuları, siyasi partileri ve hatta silahlı kuvvetlerin ve polisin muvazzaf ve emekli mensuplarını bizi içten bölmek, yok etmek ve yıkmak için devşiriyor.

Lai, Çin’e karşı güvenlik önlemlerinin artırılması gerektiğini belirterek askeri mahkemelerin yeniden kurulacağını açıkladı. Tayvan lideri “isyan, düşmana yardım, gizli bilgilerin sızdırılması, görevi ihmal veya itaatsizlik gibi askeri suçlarla” ilgili hukuki süreçlerin bu mahkemelerde görüleceğini söyledi. 

Çin adına casusluk yaptığı gerekçesiyle geçen yıl 64 Tayvanlı hakkında hukuki işlem başlatıldığını belirten Lai, bu sayının 2021’e kıyasla üç kat arttığını ifade etti.

1980’lerin sonuna kadar sıkıyönetim altına olan Tayvan, askeri mahkeme sistemini 2014’te sonlandırmıştı.

Lai’nin askeri mahkemeleri geri getirme planı muhalefetin tepkisini çekti. Merkez sol Tayvan Halk Partisi (TPP), bu hamlenin Tayvan’ı insan hakları alanında geriye götüreceğini söyledi.

Tayvan yasama meclisinde çoğunluğu elinde bulunduran Çin Milliyetçi Partisi’nden (Kuomintang -KMT) Wang Hung-wei ise plana “tamamen karşı çıkmadıklarını” belirtirken, iktidardaki Demokratik İlerici Parti’yi (DPP) çizgisini değiştirmekle eleştirdi. 

Tayvan lideri, yeni güvenlik önlemleri kapsamında Çin, Hong Kong ve Makao’dan Tayvan’da oturma izni başvurusu yapanlara yönelik işlemlerin sıkılaştırılacağını da duyurdu. 

Çin doğumlu bir Tayvan vatandaşı, Çin işgalini destekleyen içerikler paylaştığı nedeniyle bu hafta ülkeden sınır dışı edilmişti.

Pekin’in Tayvan vatandaşlarına ikamet hakkı ya da pasaport teklifi yaptığına dikkat çeken Lai, bunları “Tayvan halkının ulusal kimlik duygusunu bulandırma girişimi” diye niteledi. 

Lai'nin açıklamasına Çin'den yanıt gecikmedi. Pekin’in Tayvan İşleri Ofisi sözcüsü Chen Binhua, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: 

Tayvan’ın bağımsızlığını savunan ayrılıkçı güçler kırmızı çizgiyi aşmaya cüret ederse, kararlı tedbirler almaktan başka çaremiz kalmaz. Ateşle oynayanlar mutlaka yanar.

Çin - Tayvan gerginliği

II. Dünya Savaşı sonrasında Çin'de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasındaki iç savaş Komünist Parti'nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Mağlubiyetin ardından Milliyetçi Parti liderleri Tayvan'a sığınmıştı.

Soğuk Savaş nedeniyle Batı'yla ilişkilerini koparan Çin'i 1970'lerin başına kadar Birleşmiş Milletler'de (BM) Tayvan ya da resmi adıyla Çin Cumhuriyeti temsil ediyordu.

BM'nin 1971'de aldığı Çin Halk Cumhuriyeti'ni tanıma kararı gerginliği yeni bir boyuta taşımıştı. Kararın ardından Tayvan, BM'den çıkarılmıştı.

Pekin yönetimi, "tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Buna göre Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

Tayvan ise o günden bu yana bağımsızlık arayışını farklı biçimlerde sürdürüyor.

Independent Türkçe, Guardian, BBC