Avustralya'da "tehlikeli" sığınmacılar yeniden gözetim merkezlerine gönderilebilecek

Yüksek Mahkeme'nin süresiz tutukluluklarının Anayasa'ya aykırı olduğuna hükmetmesi üzerine 148 sığınmacı serbest bırakılmıştı

(AA)
(AA)
TT

Avustralya'da "tehlikeli" sığınmacılar yeniden gözetim merkezlerine gönderilebilecek

(AA)
(AA)

Avustralya Parlamentosu, Yüksek Mahkeme'nin süresiz tutukluluklarının Anayasa'ya aykırı olduğu yönündeki kararının ardından serbest bırakılan, suç potansiyeli taşıyan "tehlikeli" sığınmacıların gözetim merkezlerine yeniden gönderilmesini öngören yasa tasarısını kabul etti.

Temsilciler Meclisi dün geç saatlerde toplum güvenliğinin tesisi için hazırlanan tasarıyı 59'a karşı 68 oyla onayladı. Oylama, Senato'nun aynı tasarıyı kabulünden bir gün sonra geldi.

Göçmenlik, Vatandaşlık ve Kültür Bakanı Andrew Giles, onayla birlikte şiddet veya cinsel suçlardan sabıka kaydı olan sığınmacıların toplum için risk teşkil etmeleri nedeniyle üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılması için mahkemeye başvurabileceğini söyledi.

Ancak kamu açısından risk oluşturma potansiyeli taşıyan "tehlikeli" sığınmacıların gözetim merkezlerine yeniden gönderilmesine mahkeme karar verecek.

Giles, taslak yasalaşmadan önce, "Önleyici gözaltı rejimi, mahkemenin suçluların en kötüsünün gözaltına alınmasına izin verecek." dedi.

Bakan Giles, geçen aydan itibaren serbest bırakılan ve çeşitli nedenlerle sınır dışı edilemeyen 148 göçmenden kaçının gözaltına alınabileceğini söylemedi.

Federal yasalar daha önce sadece terör suçlarından hüküm giymiş "aşırılık yanlılarının" önleyici gözaltı rejimine tabii tutulmasına olanak sağlıyordu.

Avustralya vatandaşı olmayanlar için "daha katı bir adalet sistemi"

Uluslararası Af Örgütü'nün mülteci hakları danışmanı Graham Thom, hükümetin söz konusu mevzuatı uygun parlamento incelemesi olmadan aceleyle geçirmesinden endişe duyduğunu söyleyerek, "Toplum güvenliğiyle kişisel özgürlükleri dengelerken hassas davranmak gerekiyor." dedi.

Yeşiller Partisi Lideri Adam Bandt, yasaların Avustralya vatandaşı olmayanlar için "daha katı bir adalet sistemi" yarattığını belirterek, "Bazıları (göçmenler) iğrenç suçlar işledi ancak birçoğu işlemedi." şeklinde konuştu.

Yüksek Mahkeme, 8 Kasım'da gözetim merkezlerinde süresiz tutulan ve sınır dışı edilme durumunda gönderilecek yeri bulunmayan Myanmarlı bir sığınmacının süresiz gözetimde tutulmasının yasa dışı olduğuna hükmetmişti. Sığınmacı, 10 yaşındaki bir çocuğa tecavüz etmekten suçlanıyordu.

Emsal niteliğindeki karar, gidecek yeri olmayan sığınmacıların süresiz gözetimde tutulması uygulamasına son verilmesinin önünü açmıştı.

Mahkeme, bu çerçevede serbest bırakılan 148 kişiden çoğunun ayak bileğine takip bilezikleri takmalarına ve gece sokağa çıkma yasağı sırasında evde kalmalarına hükmetmişti.



Öcalan, 26 yıl hapis yattıktan sonra kendisini ‘barış elçisi’ olarak nitelendiriyor

Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)
Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)
TT

Öcalan, 26 yıl hapis yattıktan sonra kendisini ‘barış elçisi’ olarak nitelendiriyor

Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)
Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)

PKK’nın feshedildiğini ve silah bıraktığını açıklayan kurucu lider Abdullah Öcalan, Türkiye tarihine ‘barış elçisi’ olarak adını yazdırdı.

27 Şubat'ta yüz binlerce Kürt Türkiye'nin güney ve doğusundaki şehirlerde, Suriye'nin kuzeydoğusunda binlerce Kürt  sokaklara dökülerek Öcalan'ın PKK'ya yaptığı dağılma ve silah bırakma çağrısına destek verdi.

76 yaşındaki Öcalan, 26 yıldır Türkiye'nin batısındaki Marmara Denizi'nin güneyinde, İstanbul'a 51 kilometre uzaklıkta Bursa iline bağlı İmralı Adası’ndaki izole bir cezaevinde tek başına tutulmasına rağmen, Türkiye'deki Kürt sorununun çözümü konusunda halen ‘anahtar’ ve ‘gerekli adam’ olarak görülüyor.

hyuı
Öcalan'ın PKK'ya silah bırakma ve dağılma çağrısını duyururken çekilen son fotoğrafı (EPA)

4 Nisan 1949'da Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesine bağlı Ömerli köyünde bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelen Öcalan’ın fikirleri, 1970'lerde solcular ve sağcılar arasında yaşanan şiddetli sokak çatışmalarıyla şekillendi.

Kürtlerin ‘kahraman’ olarak gördüğü Öcalan, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden ayrıldıktan sonra bağımsız bir Kürt devletinin kurulması için mücadele etmeye yemin ederek Türk solundan ayrıldı ve 28 Kasım 1978'de Diyarbakır'ın Lice ilçesinde PKK’yı kurdu.

1984'ten bu yana Suriye'de on binlerce insanın ölümüne neden olan bir isyana liderlik etti (kurbanların sayısına ilişkin tahminler 15 bin ila 40 bin arasında değişmekte). Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği (AB) PKK’yı terör örgütü olarak tanımlıyor.

zxcdfgt
Öcalan'ın 1999'da Kenya'da yakalandıktan sonra Türkiye'ye getirilişi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Arşiv - Türk medyası)

Türkiye'nin 1998'de Öcalan yüzünden Suriye'yi savaşla tehdit etmesinin ardından Şam, savaşın patlak vermesini önlemek için Mısır ve İran'ın araya girmesiyle Öcalan'ı sınır dışı etmek zorunda kaldı ve bunun sonucunda Türkiye'ye, güvenliğine yönelik bir tehdit oluşması halinde PKK üyelerini kovalamak için Suriye topraklarına 5 kilometre mesafeye kadar girme hakkı veren Adana Anlaşması imzalandı.

Öcalan, 15 Şubat 1999'da Kenya'nın başkenti Nairobi'de yakalanıp Türk özel kuvvetlerinin koruması altında Ankara'ya getirilmeden önce Rusya'ya, ardından İtalya ve Yunanistan'a sığınmıştı. 29 Haziran 1999'da terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan idama mahkûm edildi.

Türkiye'nin 2004 yılında AB'ye katılım müzakereleri çerçevesinde idam cezasını kaldırması üzerine cezası infaz edilmedi ve İmralı Cezaevi’ndeki bir hücrede tek başına tutulmak üzere şartlı tahliye imkânı olmaksızın müebbet hapis cezasına çevrildi.

xsdfgrt
Öcalan, 1992 (AFP)

Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı ‘barış ve demokratik toplum’ çağrısı, 2000'li yılların başında ve 2013'te başarısızlıkla sonuçlanan iki girişimin ardından üçüncü ateşkes çağrısıydı. Müzakerelerde varılan mutabakatın reddedilmesi ve Türkiye'de Kürt sorunu olmadığı iddia edilmesiyle çatışmaların tetiklemesiyle ikinci çağrı da çöktü. Ancak Erdoğan'ın AK Parti'nin büyük gerilemeler yaşadığı bir seçim dönemine denk gelen önceki tutumuna rağmen, bizzat Öcalan, Kürtler ve Türkler arasında kardeşliği sağlamak ve topluma barış getirmek umuduyla yeni bir barış çağrısıyla, PKK'nın feshedilmesi ve silahsızlandırılması arzusuyla geri döndü... Ancak bu yeni çağrının Türkiye'de ve bölgede Kürt sorununa kalıcı bir çözüm getirip getirmeyeceğini ya da siyaset koridorlarında ve seçim taktiklerinde kaybolup gitmeyeceğini kimse bilmiyor.