Mısır seçimlerinin ana gündemi: Gazze savaşıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4721061-m%C4%B1s%C4%B1r-se%C3%A7imlerinin-ana-g%C3%BCndemi-gazze-sava%C5%9F%C4%B1
Fuad Zehran, omuzunda kefiye ile seçimlerde oy kullanıyor (Facebook sayfası).
Gazze'deki savaş, Mısır'da başlayan ve 3 gün boyunca devam edecek olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ana gündemini oluşturuyor. Oy verilen merkezlerde Gazze ile ilgili açıklamalar yapıldı. Filistin bayrağı ve kefiye takıldı.
Mısır Sosyal Demokrat Partisi lideri ve cumhurbaşkanlığı adayı Ferid Zehran’ın, oy kullanırken omuzunda kefiye vardı ve bu görüntü onun X platformunda trend olmasını sağladı. Bu görüntü hakkında çeşitli yorumlar yapıldı. Bunlardan biri Ahmed Salih'in yorumuydu. O, cumhurbaşkanı adayının Filistin bayrağı ve kefiye ile kullandığı oy kullanırken çekilen bir fotoğrafının altına şu ifadeleri yazdı: "Ferid Zehran, Gazze'yi desteklemek için oy kullanmaya Filistin bayrağı ve kefiye ile gitti.”
Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed Ebu Zeyd, Mısır'ın başkenti Kahire'nin batısındaki Giza ilçesinde bulunan bir alt komitede oy kullandı. Bu tesadüfi olarak, Gazze olaylarında son günlerde adından sıkça bahsedilen "Han Yunus" adını taşıyan bir sokakta yer alıyordu. Mısır Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, "Bu tesadüf hepimize Gazze'deki kardeş Filistin halkının acılarına hatırlattı" dedi ve bölgedeki insani felaketin boyutuna dikkat çekti. Ayrıca, uluslararası toplumun, Filistin halkına karşı her gün uluslararası hukuka aykırı savaş ve ihlalleri durdurma sorumluluğu olduğunu vurguladı.
Ehram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Yardımcı Direktörü Eymen Abdulvehhab, "Gazze meselesi ve orada yaşanan savaş suçları, Mısır toplumuna doğrudan yansımaları olan bir konudur. Bu nedenle Gazze savaşı Mısır’ın seçim sathında kendini göstermektedir" dedi. Abdulvehhab cumhurbaşkanı adaylarının kampanyalarında ve programlarında Gazze olayının ele alındığını ve Mısır'ın genel olarak Filistin meselesine ve özellikle Gazze'ye karşı kararlı bir duruş sergilediğini belirtti.
Mısır'da cumhurbaşkanlığı seçimleri, Ulusal Seçim Komitesi tarafından belirlenen takvime göre 10, 11 ve 12 Aralık'ta gerçekleştiriliyor. Oylama, sabah saat 09:00'da başlayıp akşam saat 21:00'e kadar devam ediyor.
İsrail ordusunun Han Yunus’a gerçekleştirdiği saldırı sonrasında oluşan enkaz (Reuters)
Mısır Düşünce ve Stratejik Çalışmalar Merkezi danışma kurulu üyesi Azat İbrahim , ”Gazze, Mısır seçimlerinde güçlü bir şekilde temsil ediliyor çünkü bu konu, 80 yıldır Filistin meselesi ile ulusal güvenlik, vicdan ve milli bağ anlamında önem taşıyan bir meseledir. Şu an İsrail’in Gazze’ye yönelik devam eden saldırıları, adayların öncelikleri arasında Gazze'yi öne çıkarıyor. Filistin kefiyesi takması şaşırtıcı değil çünkü kendisi sol bir çizgide bulunuyor ve Filistin meselesi onun için milli bir öncelik taşıyor" dedi.
Ayrıca, medyada Mısır’ın farklı bölgelerinde seçim merkezlerinin önünde Filistin bayrağı taşıyan bir takım görüntüler yer aldı. Bu görüntülerden birinde Mısır ve Filistin bayrağı taşıyan bir kadın görünüyor. Başka bir haber sitesinde ise bir kadının Mısır bayrağı ile “özgür Filistin” yazan Filistin bayrağı taşıdığı görüntü paylaşıldı.
Suriye'de askeri otobüste meydana gelen patlamada 4 asker şehit oldu, 9 asker yaralandıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5197922-suriyede-askeri-otob%C3%BCste-meydana-gelen-patlamada-4-asker-%C5%9Fehit-oldu-9-asker
Suriye'de askeri otobüste meydana gelen patlamada 4 asker şehit oldu, 9 asker yaralandı
Suriye askerleri (Arşiv- SANA- AFP)
Suriye medyası bugün, Deyrizor'un doğu kırsalında Savunma Bakanlığı'na ait bir otobüse tuzaklanan patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu 4 askerin öldüğünü, 9 askerin de yaralandığını bildirdi.
Haleb Today TV, patlamanın Deyrizor ve El-Meyadin şehirlerini birbirine bağlayan yolda meydana geldiğini bildirdi. Olayla ilgili daha fazla ayrıntı verilmedi.
Tetteh'in Libya kriziyle ilgili brifingi siyasi bölünmeleri yeniden gündeme getirdihttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5197899-tettehin-libya-kriziyle-ilgili-brifingi-siyasi-b%C3%B6l%C3%BCnmeleri-yeniden-g%C3%BCndeme
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Libya Özel Temsilcisi Hanna Tetteh, BM Güvenlik Konseyi'ne video konferans yoluyla brifing verdi. (UNSMIL)
Tetteh'in Libya kriziyle ilgili brifingi siyasi bölünmeleri yeniden gündeme getirdi
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Libya Özel Temsilcisi Hanna Tetteh, BM Güvenlik Konseyi'ne video konferans yoluyla brifing verdi. (UNSMIL)
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Libya Özel Temsilcisi ve Libya'daki BM Destek Misyonu (UNSMIL) Başkanı Hanna Tetteh, BM Güvenlik Konseyi'ne verdiği brifingde, süreci engelleyenlere alışılmadık bir şekilde uyarıda bulunup, Libyalılar arasındaki bölünmeleri yeniden gündeme getirdi. Tetteh ilk kez, Temsilciler Meclisi (TM) ve Devlet Yüksek Konseyi'nin (DYK) BM yol haritasının ilk adımlarını uygulamaması halinde ‘alternatif bir yaklaşım’ benimseneceğini ima etti.
Libyalı siyasetçiler ve analistler, BM Libya Özel Temsilcisi’nin BM Güvenlik Konseyi'ne verdiği brifing üzerine Libya'nın batısı ve doğusu arasındaki çatışmanın iki tarafı arasında mevcut bölünmenin, sadece anlık siyasi tepkilerle sınırlı olmadığını, Libya'daki gergin durumu çevreleyen uluslararası ve bölgesel dengeler ışığında, nüfuz ve meşruiyet mücadelesi olduğunu düşünüyorlar.
Trablus'ta Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) ve Temsilciler Meclisi (TM) temsilcileri arasında yapılan toplantıdan (Devlet Yüksek Konseyi)
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Tetteh'in brifingini memnuniyetle karşılarken, resmi tutumlarda bölünme açıkça görülüyordu. BM ile koordinasyon içinde çalışmaya kararlı olduğunu vurgulayan Menfi, bütçenin birleştirilmesi, istikrarın sağlanması ve yolsuzlukla mücadele çağrısında bulundu. Öte yandan, Trablus'taki Ulusal Birlik Hükümeti'nin (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, bu yazının yazıldığı sırada henüz bir yanıt vermemişti.
Buna karşılık, TM tarafından atanan hükümetin başkanı Usame Hammad, Tetteh’e ‘BM'nin yetkisini aştığı ve egemen kurumlara müdahale ettiği’ suçlamasıyla şiddetli bir saldırı başlattı ve ‘Libya'nın egemenliğini korumak’ için diplomatik önlemler alacağına söz verdi.
Bu olay, biri Dibeybe'nin liderliğindeki batı Libya'da, diğeri Hammad'ın liderliğindeki doğu ve güneyin bir kısmını kontrol eden iki hükümet arasında siyasi bölünmeden mustarip bir ülkede meydana geldi.
Çelişkili pozisyonlar
Libyalı siyasi analist Husam Feniş, Tetteh'in brifingindeki açıklamalarıyla ilgili bu bölünmeyi, ‘her bir yerel tarafı çevreleyen uluslararası ve bölgesel kesişim noktaları ve ortaya çıkan uluslararası ve bölgesel siyasi denklemdeki fırsatlarıyla bağlantılı pozisyonlardaki çelişki’ olarak nitelendirdi.
Şarku’l Avsat'a konuşan Feniş şu ifadeleri kullandı: “Hammad'ın hükümeti, etkisini sürdürmek isteyen aktif bir tarafın siyasi cephesini temsil ediyor. Öte yandan Muhammed el-Menfi, Trablus'taki gerginliği kontrol altına alma rolünü kullanarak uluslararası toplumu kazanmak isteyen bağımsız bir taraf olarak kendini göstermeye çalışıyor.”
Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe (Dibeybe'nin ofisi)
Libyalı siyaset araştırmacısı Halid el-Hicazi'ye göre bu anlaşmazlık, TM ile DYK arasında ‘hesaplı bölünme yönetimi’ olarak bilinen sürecin bir parçası olabilir. El-Hicazi, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, her iki tarafın da ‘siyasi kazanımlarını kaybetme korkusuyla statükoyu korumaya çalıştığını’ söyledi. El-Hicazi, son birkaç ay içinde Washington'un önderliğinde iki taraf arasında yapılan önceki toplantıları örnek gösterdi.
Bu arada politikacılar, bu bölünmenin BM Libya Özel Temsilcisi’nin ‘teşvikten baskıya’ kademeli geçişinin doğal bir sonucu olduğuna inanıyor ve ‘BM'nin yol haritasını dayatmak için acil müdahalesini’ bekliyorlar. Bu görüş, eski cumhurbaşkanı adayı Fadıl el-Emin'e ait olup, ‘Libya'nın daha fazla erteleme veya engellemeye tahammülü yok’ uyarısına ve ‘başka bir yaklaşım’ izleyeceği tehdidine dayanıyor.
BM'nin bu uyarısı, BM tarafından oluşturulan Libyalı uzmanlar komitesinin daha önce önerdiği seçeneklerden birini akla getiriyor. Bu seçenek, mevcut kurumların feshedilmesini, yeni bir yürütme organı atamak için bir diyalog forumu toplanmasını ve ulusal seçimler için geçici anayasa ve seçim yasalarını onaylamak üzere 60 üyeli bir anayasa meclisi seçilmesini öngörüyor.
Güvenin yeniden tesis edilmesi çabası
İhtiyatlı bir üslup kullanmasına rağmen Tetteh brifinginde diplomatik dengeyi koruyarak, Libya liderlerine önümüzdeki ay içinde ‘yol haritasının’ ilk adımlarının uygulanmasını hızlandırmaları çağrısında bulundu. Siyasi sürece olan güvenin yeniden tesis edilmesi çabası olarak anlaşılan bu çağrıda, uzmanlar komitesinin onlarla yapıcı bir iş birliği içinde olmaya hazır olduğunu vurguladı.
Bu, iki konseyin üyeleri arasında egemenlik pozisyonlarının dağılımı konusunda devam eden istişarelerle aynı zamana denk geliyor. Aktivist Enes ez-Zeydani'ye göre siyasi aktörler arasında önemli bir ilerleme kaydedilemedi ve aktivistler bu aktörleri ‘iktidara ve paraya sarılmış’ olarak görüyor.
Libya Ulusal Ordusu (LUO) Başkomutanı Mareşal Halife Hafter (LUO)
Bu noktada, analist es-Senusi İsmail, uzmanlar komitesinin ‘yeni bir geçiş sürecine zemin hazırlamasını’ bekliyor. İsmail bu sürecin, TM ve DYK’nin derhal feshedilmesini hedeflemediğini, ancak ‘birleşik bir hükümetin kurulması ve kurumların birleştirilmesini, mali çöküşün önlenmesi ve uluslararası güvenin yeniden kazanılmasıyla ilişkilendirdiğini’ belirtiyor.
Araştırmacı Muhammed el-Emin, Tetteh'in ‘uyarı ve umut arasında bir denge kurmaya çalıştığını, ancak aynı zamanda Libya'daki çıkmazın derinliğini ortaya koyduğunu’ düşünüyor. El-Emin, Tetteh'in ‘liderlerin eylemlerinin sözleriyle uyuşmadığı’ şeklindeki ifadesinin uluslararası toplumun hayal kırıklığını yansıttığını ve ‘iktidar sistemindeki yapısal bir kusuru’ ortaya çıkardığını düşünüyor.
BM yol haritası üç aşamaya dayanıyor: Libya Yüksek Seçim Komisyonu'nun yeniden yapılandırılması, yeni bir hükümet aracılığıyla kurumların birleştirilmesi ve kapsamlı bir ulusal diyalogun düzenlenmesi.
Ancak yol haritası konusundaki bölünme, Tetteh'in brifingini siyasi ivmeyi yeniden kazanmak için bir fırsat olarak görenler ile bunu uluslararası gözetim altında yeni bir geçiş aşamasının başlangıcı olarak görenler arasında, Libya'daki tarafların iktidarın geleceğine ilişkin vizyonlarındaki temel farkı yansıtıyor gibi görünüyor.
Kassam Tugayları, ulaşabildiği tüm rehinelerin cesetlerini teslim ettiğini duyurduhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5197893-kassam-tugaylar%C4%B1-ula%C5%9Fabildi%C4%9Fi-t%C3%BCm-rehinelerin-cesetlerini-teslim-etti%C4%9Fini
Kassam Tugayları, ulaşabildiği tüm rehinelerin cesetlerini teslim ettiğini duyurdu
Uluslararası Kızılhaç Komitesi'ne (ICRC) ait araçlar, Gazze şehrinde Hamas tarafından teslim edilen İsrailli rehinelerin cenazelerini taşıyor. (EPA)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşması kapsamında Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin (ICRC) Gazze'de iki rehineye ait cesetleri teslim aldığını duyurdu.
Ordu tarafından yapılan açıklamada, “ICRC'nin verdiği bilgiye göre, kaçırılan kişilere ait iki kişinin tabutları teslim edildi ve şu anda Gazze Şeridi'ndeki İsrail ordusu ve Şin-Bet güçlerine doğru yola çıktılar” denildi.
Daha önce Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, bu gece Gazze Şeridi'ndeki iki rehinenin cenazesini teslim etmeye hazır olduğunu açıklamıştı.
Kassam Tugayları tarafından yapılan açıklamada, “İzzeddin el-Kassam Tugayları, Gazze Şeridi'ndeki iki işgalci esirin cesetlerini saat 22:00'de teslim etmeye karar verdi… Anlaşılan hususlara bağlı kaldık ve ulaşabildiğimiz tüm canlı esirleri ve cesetleri teslim ettik” ifadeleri yer aldı.
Geri kalan cesetlerin bulunması ve çıkarılması için önemli çaba ve özel ekipman gerektiğini belirten Kassam Tugayları, bu dosyayı kapatmak için büyük çaba sarf ettiklerini, ellerinde bulunan tüm canlı rehineleri ve ulaşabildikleri cesetleri teslim ettiklerini açıkladı.
Ateşkes anlaşması uyarınca Hamas, toplam 28 cesedi teslim etmekle yükümlü.
Hamas pazartesi günü, hayatta kalan son 20 rehineyi serbest bıraktıktan birkaç saat sonra dört rehinenin cesedini teslim etti. Ardından salı günü dört ceset teslim etti, ancak İsrail bu cesetlerden birinin İsrailli bir rehineye ait olmadığını açıkladı.
Hamas daha önce, Gazze Şeridi'nde iki yıl süren savaşın ardından enkaz arasında cesetleri bulmanın zor olduğunu belirtmişti.
Ancak İsrail medyası, İsrail'in bunu bir oyalama taktiği olarak gördüğünü ve tüm rehinelerin cesetleri teslim edilene kadar Gazze Şeridi'ne yardım girişini kısıtlamaya ve Refah Sınır Kapısı’nı kapalı tutmaya çalıştığını bildirdi.
İsrail ile Hamas arasında Gazze'de ateşkes anlaşması ve esir takası sonrasında teslim edilen dört rehinenin cenazelerini Tel Aviv'deki Ulusal Adli Tıp Merkezi'ne taşıyan araçlar, 15 Ekim 2025 (AFP)
Anlaşmanın ilk aşaması, İsrail'in yaklaşık 2 bin Filistinli mahkûmu serbest bırakması karşılığında, 20'si hayatta ve 28'i ölü olmak üzere 48 İsrailli rehinenin serbest bırakılmasına ilave olarak, ateşkes ve İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden kısmi çekilmesini öngörüyor. Ayrıca, anlaşmanın şartlarının sahada uygulanmasını takip etmek üzere uluslararası bir izleme mekanizmasının kurulmasını da öngörüyor. İsrail, Gazze Şeridi'nden 7 rehinenin cesedini aldıktan sonra 21 İsraillinin cesedinin halen Gazze'de tutulduğunu söylerken, İsrailli yetkililer Hamas'a ‘cesetleri teslim etme konusunda tam bir taahhütte bulunma’ çağrısında bulundu.
İbrani radyosu, geçen hafta Şarm eş-Şeyh'te imzalanan ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması kapsamında, ICRC ve uluslararası arabulucularla koordineli olarak Gazze Şeridi'nden rehinelerin cesetlerinin geri alınma sürecinin halen devam ettiğini bildirdi.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة