Sudan: Vad Medeni'de ihtiyatlı sakinlik hakim

Kente yönelik “Hızlı Destek Kuvvetleri” saldırısının ardından insani operasyonlar durduruldu

Sudan: Vad Medeni'de ihtiyatlı sakinlik hakim
TT

Sudan: Vad Medeni'de ihtiyatlı sakinlik hakim

Sudan: Vad Medeni'de ihtiyatlı sakinlik hakim

El Cezire Eyaleti (orta Sudan) sakinleri, dün eyaletin başkenti Vad Medeni'nin merkezine birkaç kilometre uzaklıkta gerçekleştirilen yoğun hava bombardımanı sesleriyle uyandılar. Eyaletin ikinci büyük şehri olan Vad Medeni, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında dokuzuncu ayına giren çatışmalarda yerlerinden edilen binlerce insan için güvenli bir sığınak oluşturdu. Ordunun HDK’nın şehre girmesini engellemesi ve 15 Nisan'da çıkan çatışmadan büyük ölçüde etkilenmemesi nedeniyle şehre ihtiyatlı bir sakinlik geri geldi.

Kentin çevresindeki küçük kasabalara ani ve beklenmedik bir şekilde saldırılması vatandaşlar arasında paniğe yol açtı ve çok sayıda kişinin kaçmaya başlamasıyla yaşanan zor saatlerin ardından sokaklarda hayat yeniden başladı. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı kaynaklar, kentte dört tekerlekten çekişli araçlar ve motosikletlerle dolaşan düzenli güçlerin yaygın bir şekilde konuşlandırıldığını, trafiğin sokaklara geri döndüğünü ve mağazaların bir süre sonra kapılarını yeniden açtığını söyledi.

Öte yandan Sudan'daki Birleşmiş Milletler İnsani İşler Ofisi, dünden itibaren bir sonraki duyuruya kadar El Cezire Eyaleti'ndeki sahadaki tüm insani operasyonların askıya alındığını duyurdu.



BM uzmanları: İsrail, Gazze Şeridi'nde gerçekleştirdiği soykırım nedeniyle uluslararası arenada dışlanabilir

Geçtiğimiz ağustos ayında Gazze'nin ed-Derec mahallesindeki et-Tabiin okulunda gerçekleşen katliamda öldürülen akrabası için ağlayan bir Filistinli (AFP)
Geçtiğimiz ağustos ayında Gazze'nin ed-Derec mahallesindeki et-Tabiin okulunda gerçekleşen katliamda öldürülen akrabası için ağlayan bir Filistinli (AFP)
TT

BM uzmanları: İsrail, Gazze Şeridi'nde gerçekleştirdiği soykırım nedeniyle uluslararası arenada dışlanabilir

Geçtiğimiz ağustos ayında Gazze'nin ed-Derec mahallesindeki et-Tabiin okulunda gerçekleşen katliamda öldürülen akrabası için ağlayan bir Filistinli (AFP)
Geçtiğimiz ağustos ayında Gazze'nin ed-Derec mahallesindeki et-Tabiin okulunda gerçekleşen katliamda öldürülen akrabası için ağlayan bir Filistinli (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) uzmanları dün (Pazartesi) İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki ‘soykırımı’ nedeniyle uluslararası arenada dışlanabileceği uyarısında bulunarak, Gazze Şeridi'ndeki savaşla ilgili ‘çifte standardı’ kınadı ve İsrail’in sorumlu tutulması gerektiğini vurguladı.

Birçok bağımsız BM uzmanı İsrail'in şiddeti tırmandırmasını, Gazze Şeridi ve işgal altındaki Batı Şeria'da insan haklarını ihlal etmesini, uluslararası mahkeme kararlarını hiçe saymasını ve BM'ye yönelik saldırılarını kınadı.

Özel raportörler ve bağımsız uzmanlar, Cenevre'deki BM İnsan Hakları Konseyi tarafından atanır ancak BM adına konuşmazlar.

Uzmanlar Gazze Şeridi'ndeki yıkıcı savaşla ilgili olarak süregelen ‘çifte standardı’ kınadılar ve İsrail'in eylemlerinden sorumlu tutulması gerektiğini vurguladılar.

BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, “İsrail'in BM'ye ve Filistinlilere yönelik amansız saldırısı nedeniyle dışlanmış bir ülke haline gelmesinin kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum” dedi.

İsrail'i defalarca Gazze Şeridi'nde ‘soykırım’ yapmakla suçlayan ve İsrail tarafından sert bir şekilde eleştirilerek görevden alınması çağrısında bulunulan Albanese, ‘İsrail'in BM'ye yönelik amansız saldırıları için cezasız kalmaya devam etmesine izin verilip verilemeyeceğini’ sorguladı.

Cenevre'den gerçekleşen video konferansla Tunuslu gazetecilere konuşan Albanese, “İsrail'in kesinlikle saygı duymadığı bu örgüte (BM) üyeliği düşünülmeli mi?” diye sordu.

dcfvg
Han Yunus'ta enkazların arasında yaşam (AFP)

Demokratik ve adil bir uluslararası düzenin desteklenmesi konusunda Bağımsız Uzman Georgios Katrougalos, İsrail'e tüm ülkelerle aynı standartlarda muamele edilmesi gerektiğini vurguladı ve BM yetkililerine ya da kurumlarına yönelik tekrarlanan saldırılarını kınadı.

Katrougalos gazetecilere şunları söyledi: “Bu tür çifte standartlara ve ikiyüzlülüğe artık tahammül edemeyiz. İsrail'in ilerici ve demokrat vatandaşlarının, ülkelerinin apartheid döneminde Güney Afrika'nın olduğu gibi bir parya haline gelmesine izin vermeyeceklerinden eminim.”

İnsanların güvenli içme suyu ve sanitasyon hakkı Özel Raportörü Pedro Arrojo-Agudo, İsrail ve müttefiklerinin uluslararası mahkemelerin, BM Güvenlik Konseyi'nin ve diğer BM organlarının çatışmayla ilgili bulgularını açıkça göz ardı etmelerinin örgütün bir bütün olarak altını oyduğu uyarısında bulundu.

Arrojo-Agudo, “Eğer tepki göstermezsek BM yok olmak üzere” dedi.

Diğer yandan İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik saldırısının ‘soykırım’ anlamına geldiği yönündeki suçlamaları şiddetle reddediyor ve uluslararası hukuk çerçevesinde hareket ettiğini söylüyor.

İsrail misyonu tarafından dün yapılan açıklamada, “Francesca Albanese, doğası gereği ayrımcı olan BM yetkisini nefret dolu, anti-Semitik ve yanlış bilgilendirilmiş siyasi gündemini yaymak için kötüye kullanmasıyla tanınıyor. Hamas'ın eylemlerini savunmak ve meşrulaştırmak da dahil olmak üzere onun pozisyonu BM için kalıcı bir utanç kaynağıdır” ifadeleri yer aldı.

fdv
Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri, 30 Ağustos. (AFP)

AFP'nin İsrail'in resmi verilerinden aktardığına göre savaş, Hamas'ın İsrail'in güneyine düzenlediği ve İsrail tarafında çoğu sivil bin 205 kişinin ölümüne yol açan eşi benzeri görülmemiş bir saldırıyla tetiklendi. Bu sayıya Gazze Şeridi'nde esir tutulurken ölenler de dahil.

Saldırı sırasında toplam 251 kişi kaçırıldı; bunlardan 97'si halen esir tutuluyor, 33'ünün ise öldüğü belirtiliyor.

Hamas'a bağlı Sağlık Bakanlığı'na göre İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanı ve kara harekâtı en az 41 bin 226 kişinin ölümüne yol açtı. BM, ölenlerin çoğunun kadın ve çocuk olduğunu doğruladı.

Albanese, başta Batılı ülkeler olmak üzere dünyanın Gazze Şeridi'nde yaşanan ‘hayal bile edilemeyecek’ acılar karşısındaki ‘devam eden sessizliğinden’ yakındı.

Arrojo-Agudo, kuşatma altındaki Filistin topraklarında su yoksunluğunun ‘bir silah olarak kullanıldığını’ vurguladı.

Gazzelilerin normalde günlük ihtiyaçları için yeterli görülen 100 litreden fazla suya kıyasla şu anda kişi başına günde ortalama sadece 4,7 litre su alabildiğini söyledi.

Bir İsrail temsilcisi dün BM İnsan Hakları Konseyi'nde yaptığı konuşmada bu suçlamayı reddederek, Hamas'ı ‘Gazze Şeridi'nde suyu tamamen kötü yönetmekle’ suçladı ve ‘doğal su kaynaklarının yüzde 95'inin onarılamaz şekilde zarar görmesinden’ sorumlu tuttu.