Tunus’ta devlet güvenliğine karşı komplo kurmakla suçlananların cezaları uzatıldı

12 dava çeşitli mahkeme ve cezaevlerine sevk edildi.

Tunus’ta terör davalarına bakan mahkeme yakınında alarm durumuna geçildi.
Tunus’ta terör davalarına bakan mahkeme yakınında alarm durumuna geçildi.
TT

Tunus’ta devlet güvenliğine karşı komplo kurmakla suçlananların cezaları uzatıldı

Tunus’ta terör davalarına bakan mahkeme yakınında alarm durumuna geçildi.
Tunus’ta terör davalarına bakan mahkeme yakınında alarm durumuna geçildi.

Avukat ve eski İnsan Hakları Bakanı Samir Dilo, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Terör bölümündeki soruşturma hakiminin, devlet güvenliğine karşı komplo ve terörizm davalarında sanıkların tutukluluk cezasının dört ay süreyle uzatılmasına yönelik kararı, hukuki anlamda son karardır” dedi.

Yargı kaynaklarına göre çeşitli siyasi ve parti çevrelerinden onlarca politikacının yanı sıra bir grup aktivist ve eski parlamenter, devlet güvenliğine karşı komplo suçlamasıyla 12 davada soruşturuluyor. Söz konusu kişiler ülke çapında çok sayıda mahkeme ve hapishaneye sevk edildi.

Suikastlar ve terörizm

Hapis cezalarının uzatılmasına yönelik karar, yolsuzluk ve terör davalarıyla suçlanan eski devlet liderlerini ve siyasi partileri yetkililerini de kapsıyor. Bunlar arasında Raşid el-Gannuşi, eski Başbakan Ali el-Arid, eski bakanlar Cevher bin Mubarek, Nureddin el-Buhayri, Rıza, Belhac, Gazi el-Şavaşi, Cumhuriyetçi Parti lideri İssam eş-Şabi, ekonomi uzmanı Hayyam et-Turki, Anayasa Partisi Başkanı Avukat Abir Musa ve çok sayıda sendikacı ve güvenlik personeli de yer alıyor.

Fotoğraf Altı: Tunus’ta güvenlik birimleri terör eylemlerine karşı tetikte. (Medya)
Tunus’ta güvenlik birimleri terör eylemlerine karşı tetikte. (Medya)

Soruşturma aşamasında tutukluluk sürelerinin uzatılması, kamu haklarına ilişkin suçlar çerçevesinde yer alan başlıca sanıkları ve idam ve ömür boyu hapis cezası gerektiren bazı ceza davalarını kapsıyor. Bu davalar arasında 2012- 2015 yılları arasında siyasi suikastlar, şiddet uygulama ve teşvik etme, mali ve idari yolsuzluk, muhalif yabancı partilerle iletişim kurma, kamuya ait ve siyasi şahsiyetlere suikast girişiminde bulunma, cumhurbaşkanına komplo kurma, üst düzey bir yetkiliye görevini yerine getirirken saldırma, mali yolsuzluk, kara para aklama ve teröristlerle iş birliği yapma suçları da yer alıyor.

Dosya yakın zamanda kapatılacak mı?

Eski İnsan Hakları Bakanı ve Avukat Amir Dilo, soruşturma hakiminin soruşturmayı dört ay dolmadan sonuçlandırma kararı vermesi ve dolayısıyla ‘ya sanıkların tamamı ya da bir kısmının beraatına karar verilmesi veya suçlama kurulunun, haklarındaki suçlamaları karara bağlamasının ardından yargılamaya sevk edilmesi yoluyla’ soruşturma dosyasını kapatması gerektiğini söyledi.

Siyasi, güvenlik ve terör davalarındaki sanıkların avukatı Samir bin Ömer’in Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamaya göre sanıklar hakkındaki uzaklaştırma kararı yalnızca iki kez yenileniyor.

Fotoğraf Altı: Avukatlar ve politikacılar, siyasi mahkumların serbest bırakılmasını talep eden mitinge katıldı. (Fotoğraf Tunus medyasında yayınlandı)
Avukatlar ve politikacılar, siyasi mahkumların serbest bırakılmasını talep eden mitinge katıldı. (Fotoğraf Tunus medyasında yayınlandı)

Soruşturma hakiminin on dört ay dolmadan soruşturmanın sonuçlandırılmasına karar vermemesi halinde sanık masum kabul edilerek beraat ediyor ve salıverilmesi gerekiyor.

Tunus mahkemelerinde geçerli olan usule göre soruşturma yargıcı, terörizm ve devlet güvenliğine karşı komplo davaları da dahil olmak üzere, genellikle soruşturmayı kapatma kararını, 14 ayı geçmemesi gereken azami tutukluluk süresinden en az iki ay önce veriyor. Karar daha sonra iddianame dairesine ve diğer yargı kurumlarına gönderilir. Bu kurumlar da suçlamalar hakkında karar verecek mahkeme heyetini oluşturmadan önce son sözlerini söylüyor.

Sabotaj eylemleri

Terörizm, devlet güvenliğine karşı komplo ve yolsuzluk vakalarındaki tutuklamalar, aralarında en büyük spor bahisleri kurumlarından birinin sahibi olan iş insanı ve siyasi aktivist Velid el-Balti’nin de bulunduğu tutuklamalarla başladı. Söz konusu kuruluş, birkaç yıl önce Cumhurbaşkanı Kays Said ve seçim ekibine bağlı kuruluşlar arasında yer alıyor.

Aynı dava veya bunun dışına çıkan davalar kapsamında çeşitli akımlardan politikacılar, iş adamları, güvenlik görevlileri ve yabancı diplomatik figürler ülkeye karşı casusluk yapmakla, sabotaj, şiddet ve suikast eylemlerinin hazırlıklarına katılmakla suçlandı.

Nahda, Nida Tunus ve Yaşasın Tunus partileri de dahil olmak üzere iktidardaki ve eski muhalefet partilerinin liderlerinin yanı sıra önde gelen eski güvenlik yetkilileri ve büyük mali ve ekonomik kurumların yöneticilerinin uzaklaştırılmasına yol açan davalar da başladı.

Ali el-Arid, Hammadi el-Cibali ve Yusuf eş-Şahid’in de aralarında bulunduğu bazı eski bakanlar ve hükümet yetkilileri, sayıları onu aşan devlet güvenliğine karşı komplo davalarıyla suçlandı. Bunlar arasında, güvenlik görevlilerinin, yabancıların ve aşırı gruplara bağlı kişilerin terörizmle suçlandığı veya 2011 ayaklanmasından önce ve sonra ülkeyi yöneten bazı siyasi ve mali lobilerin yolsuzlukla suçlandığı davalar da yer alıyor.

Mali kefaletle serbest bırakılma

Diğer yandan adli makamlar, eski Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin Bin Ali’nin bazı damatları ve son on yılda iktidardaki partilerin liderlerinin de yer aldığı terörizm ve mali ve idari yolsuzluk vakalarında yeni sanıklara yönelik arama, tutuklama ve hapis kararları da yayınladı.

Bununla birlikte eski Ulaştırma, Turizm, Tarım ve Gençlik Bakanı Abdurrahim ez-Zuvari, özel Mosaique radyo istasyonunun eski Genel Müdürü Nureddin Boutar ve büyük iş adamı Hatem Şaabouni de dahil bazı önde gelen tutuklular mali kefaletle serbest bırakıldı.

Aynı şekilde yetkililere bağlı bir kaynak, bir gün önce tutuklu olan eski Cumhurbaşkanı Ben Ali’nin damadı olan milyarder Mervan Mebruk’un, bin milyon Tunus dinarı veya yaklaşık 350 milyon ABD doları tutarında mali kefaletle serbest bırakılabileceğini açıkladı.

Ayrıca Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ve Maliye Bakanı Siham el-Bougdiri’nin açıklamalarına göre mali yolsuzluk ve ciddi mali ihlallerle suçlanan herkes, yasal statüleri düzenleyebilir, cezai uzlaştırma sürecine dahil olmaları durumunda hapisten kurtulabilir ve devlete mali tazminat ödeyebilir.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.