Netanyahu, Gazze Şeridi’ndeki savaşın devam edeceğine dair söz verdi

İsrail ve Filistinli grupların Mısır’ın önerisi konusunda çekinceleri var

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi’nin kuzeyinde ordu komutanları ve askerlere güvenlik brifingi alırken (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi’nin kuzeyinde ordu komutanları ve askerlere güvenlik brifingi alırken (AP)
TT

Netanyahu, Gazze Şeridi’ndeki savaşın devam edeceğine dair söz verdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi’nin kuzeyinde ordu komutanları ve askerlere güvenlik brifingi alırken (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi’nin kuzeyinde ordu komutanları ve askerlere güvenlik brifingi alırken (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi’ndeki savaşın devam edeceğine dair söz verdi.

Gazze Şeridi’nin kuzeyinde ziyaret ettiği İsrailli subay ve askerlere hitap eden Netanyahu, “Mücadeleyi bırakmayacağız. Savaş sonuna kadar, Hamas ortadan kaldırılıncaya kadar devam edecek” dedi.

Netanyahu daha sonra, Gazze’de kuşatma altındaki bölgeye yaptığı gezinin ardından Likud Partisi bloğunun Knesset’teki toplantısında şunları söyledi:

“Şu anda Gazze’den dönüyorum ve orada yedek tugayla görüştüm. Hepsi benden tek bir şey istedi: Durmamak ve sonuna kadar ilerlemek. Gazeteler ve televizyonlarda duracağımızı söylüyorlar. Daha önce de bir grup rehinenin serbest bırakılmasından sonra duracağımızı söylemişlerdi ama biz durmadık. Bu yüzden durmayacağız ve mücadeleye devam edeceğiz. Uzun bir mücadele olacak ve sona yaklaşmış değiliz. Uzun bir nefese, birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olacak.”

Netanyahu bu konuşmayı, İsrail Savaş Konseyi’nin Mısır’ın Gazze Şeridi’ndeki savaşı durdurma yönündeki önerisini tartışmak üzere toplanmasına saatler kala yaptı.

İsrailli yetkililerin sızdırdığına göre, Tel Aviv, Mısır’ın rehinelerle ilgili teklifinin ilk aşamalarını kabul ediyor, ancak sonraki aşamalar ateşkes taahhüdünü içerdiği için ‘sorunlu’ olarak değerlendiriliyor.

Mısır, İsrail’in tutukluları serbest bırakması karşılığında, insani ateşkes ve Hamas’ın kadın askerler ile cesetleri serbest bırakacağı bir öneri sundu.

Üçüncü aşama, Filistinli tutukluların serbest bırakılması karşılığında, Hamas’ın İsrailli erkek ve askerleri serbest bırakmasını, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nden çekilmesini ve kalıcı ateşkesin ardından Gazze’nin işlerini yönetecek bir Filistin otoritesinin kurulmasını içeriyor.

İsrail, Mısır’ın önerisinin önemini takdir ettiğini vurgulasa da Netanyahu’nun ifadeleri bu önerinin reddedildiğini açıkça gösteriyor.

Üst düzey bir yetkili, önerinin önemli olduğunu söyleyerek, “Çünkü Mısır’ın Hamas üzerinde büyük etkisi var ve Mısırlılar müzakerelerin yeniden başlatılması çabalarını ne kadar kontrol ederse, başarı şansları da o kadar yüksek olur” diye ekledi.

FOTO: Gazze Şeridi’ndeki Bureyc Mülteci Kampı ve Nuseyrat Mülteci Kampı’nda yaşayanlar, pazartesi günü İsrail’in kamplardaki askeri operasyonların artırılacağı yönündeki uyarısının ardından tahliye edildi (EPA)
Gazze Şeridi’ndeki Bureyc Mülteci Kampı ve Nuseyrat Mülteci Kampı’nda yaşayanlar, pazartesi günü İsrail’in kamplardaki askeri operasyonların artırılacağı yönündeki uyarısının ardından tahliye edildi (EPA)

İsrail merkezli Kanal 13, İsrail’de hiçbir şekilde fikir birliğine varılmadığını ve kalıcı ateşkesten bahseden aşamalara uymaya şu anda hazır olunmadığını bildirdi.

İsrailli bir yetkili, Axios’a yaptığı açıklamada, “Hamas’ın Mısır girişimine dair tutumuna ilişkin görülen herhangi bir gösterge yok” dedi.

Reuters’a konuşan Mısırlı kaynaklar, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin, Mısır’ın kalıcı ateşkes karşılığında Gazze Şeridi’nin kontrolünden vazgeçme teklifini reddettiğini söyledi.

Yakın zamanda Kahire’yi ziyaret eden bir Hamas lideri, Reuters’a verdiği demeçte, hareketin kalıcı ateşkesi desteklediğini ve ancak ‘savaşın bitmesinden sonra’ takas anlaşmalarına varmayı tartışmaya hazır olduğunu söyledi.

Mısır’ın önerisi, her iki hareketin liderlerinin peşine düşülmemesi taahhüdünü içermesine ve Gazze Şeridi’nde seçim yapılmasını da içermesine rağmen reddedildi.

Hamas ve İslami Cihad hareketlerinden iki heyet, Mısır’ın önerisini görüşmek üzere Kahire’yi ziyaret etti.

Geçtiğimiz çarşamba günü Kahire’ye giden Hamas heyetine, hareketin siyasi büro başkanı İsmail Heniyye başkanlık etti.

İslami Cihad Hareketi Genel Sekreteri Ziyad Nehale ise pazar günü giden hareket heyetine başkanlık etti.

FOTO: Dün Gazze merkezindeki bir hastanenin önünde, İsrail’in hava saldırılarında öldürülenlerin cesetlerinin yanında duran insanlar (Reuters)
Dün Gazze merkezindeki bir hastanenin önünde, İsrail’in hava saldırılarında öldürülenlerin cesetlerinin yanında duran insanlar (Reuters)

Hamas, Mısır’ın önerisi hakkında bir yorum yapmadı.

Hamas Siyasi Büro Üyesi İzzet El-Rişk, konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi:

“Hamas’ın, Reuters’ın Mısır güvenlik kaynaklarına atfedilen yayınladığı haber hakkında hiçbir bilgisi yok. Saldırılara kapsamlı bir şekilde son verilmeden hiçbir müzakerenin mümkün olmayacağını yineliyoruz. Hareketin liderliği, tüm gücüyle halkımıza yönelik saldırıları ve katliamları geçici olarak değil tamamen durdurmaya çalışıyor. Halkımız saldırıların durdurulmasını istiyor, geçici bir ateşkes ya da kısa süreli kısmi bir ateşkes beklemiyor. Çünkü bu geçici ateşkesten sonra saldırı ve terörizm devam edecek.”

İsrail, savaşı durdurmanın yanı sıra aynı zamanda savaştan sonra Gazze Şeridi’nde ne Hamas ne de El Fetih olmak üzere herhangi bir Filistin otoritesinin varlığını reddediyor. Bu yaklaşım, ABD ve uluslararası toplumla sorunlar yaratıyor.

İsrail, Gazze Şeridi’ndeki savaşı sona erdirmeyi amaçlayan bir anlaşmanın parçası olarak, Hamas liderliğini yurtdışına sürgün etme olasılığını değerlendiriyor.

Konuyla ilgili devam eden görüşmelerin ayrıntılarını bilen bir kaynak, şu aşamada masada somut bir teklifin bulunmadığını söyledi.

Söz konusu kaynak, bu ihtimalin, savaş kabinesinin belirlediği ‘Hamas’ın siyasi ve askeri yeteneklerini ortadan kaldırma hedefine ters düşmediği sürece tartışıldığını bildirdi.

Başka bir kaynak da Hamas liderliğinin yurtdışına sürgün edilmesinin, İsrail’in savaş hedefleriyle çelişmediğini söyledi.

Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, Hamas’ın Gazze’deki lideri Yahya Sinvar ve İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed ed-Dayf konusunda tek çözüm olduğunu vurgulayarak, “Bu onların öldürülmesidir, sınır dışı etmek ya da müzakere yapmak değil” diye ekledi.

FOTO: İsrail askerleri dün İsrail ile Gazze sınırı yakınında askeri bir araçta (Reuters)
İsrail askerleri dün İsrail ile Gazze sınırı yakınında askeri bir araçta (Reuters)

80. gün

Öneriler sunulurken, müzakereler yapılırken, müzakere masasında yoğun çaba sarf edilirken, sahadaki savaş 80. gününde de tüm hızıyla devam ediyor.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, savaşın devam ettiğini, askeri planlara göre ilerlediğini, Hamas’ın siyasi ve askeri sistemini parçalama ve kaçırılan insanları evlerine geri getirme hedeflerine doğru ilerlediğini açıkladı.

Adraee, açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü:

“Güçlerimiz Han Yunus, Beyt Lahia ve Gazze Şeridi’nin çeşitli bölgelerinde çok sayıda teröristi yok etmeye devam ediyor. Çok sayıda kişiyi ortadan kaldırıyoruz. Şu ana kadar binlerce kişi ortadan kaldırıldı ve devam edeceğiz.”

İsrail ordusu, Hamas hareketinin kuzey karargahı olarak hizmet veren stratejik bir tünel ağını yok ettiğini duyurmasından bir gün sonra, Hamas saflarında birçok lider ve unsurun öldürüldüğünü, tünellere, evlere ve askeri bölgelere baskın düzenlediğini açıkladı.

İzzeddin el Kassam Tugayları ise Gazze’deki İsrail askerlerinin ve yerleşim bölgelerinin hedef alındığını bildirdi.

Açıklamada, Gazze Şeridi’nin merkezindeki Cuhr el-Dik bölgesindeki bir evde saklanan 10 askerden oluşan özel bir kuvvetin, güçlendirilmiş TBG füzesiyle hedef alındığı bilgisi yer aldı.

İsrail ordusunda 500 ölü

İsrail ordusunun açıklamasına göre, kara operasyonunun başlangıcından bu yana 156 asker öldü.

Gazze’ye yönelik başladığı 7 Ekim’den bu yana ise ölü sayısı 500’e yaklaştı.

İsrail, Gazze Şeridi’nin güneyinde bulunan Han Yunus’un doğusundaki Avrupa Hastanesi çevresini, Bureyc Mülteci Kampı, Nuseyrat Mülteci Kampı ve Maghazi Mülteci Kampı’ndaki evler ile Gazze Şeridi’nin güneyindeki Beni Süheyl bölgesini hedef alan saldırıda onlarca Filistinliyi öldürdü.

Gazze Şeridi Sağlık Bakanlığı’nın açıklamasına göre, İsrail güçleri, kitlesel infazlar, katliamlar, soykırım, Filistinlilerin sağlık hizmetlerinden yoksun bırakılması ve yerinden edilenlere yönelik insani imkanların eksikliği de dahil olmak üzere saldırganlığını çeşitli biçimlerde artırdı.

Bakanlık, İsrail’in saldırıları sonucu 7 Ekim’den bu yana 20 bin 674 kişinin öldüğünü ve 54 bin 536 kişinin de yaralandığını bildirdi.



Savaş gibi dramatik bir şekilde yeni Ortadoğu'ya doğru

Netanyahu’nun iki hafta içinde bölgedeki sonraki adımlara ilişkin mevcut temasları tamamlamak üzere Washington'ı ziyaret etmesi bekleniyor (AFP)
Netanyahu’nun iki hafta içinde bölgedeki sonraki adımlara ilişkin mevcut temasları tamamlamak üzere Washington'ı ziyaret etmesi bekleniyor (AFP)
TT

Savaş gibi dramatik bir şekilde yeni Ortadoğu'ya doğru

Netanyahu’nun iki hafta içinde bölgedeki sonraki adımlara ilişkin mevcut temasları tamamlamak üzere Washington'ı ziyaret etmesi bekleniyor (AFP)
Netanyahu’nun iki hafta içinde bölgedeki sonraki adımlara ilişkin mevcut temasları tamamlamak üzere Washington'ı ziyaret etmesi bekleniyor (AFP)

Emel Şehade

Washington ve Tel Aviv arasında, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer'in de katılımıyla İran'a karşı savaşın nihai hedefini gerçekleştirmek için bu günlerde yüksek ve hızlı bir tempoda çalışmalar ve koordinasyonlar yürütülüyor. Gazze'deki savaşının sona ermesini ve Suriye'nin İbrahim (Abraham) Anlaşmalarına dahil edilmesini öngören kapsamlı bir anlaşmayla Lübnan meselesini sona erdirecek adımların atılmasına başlandı. Batı Şeria ise, bazı bölgelerinin ilhakı ve İsrail'in bu bölgeleri ilhakının tanınmasıyla İsrail'e verilen bir hediye olacak.

Bağımsız bir Filistin devletinin kurulması meselesine gelince İsrail'in raporuna göre ikincil bir konu olarak ele alındı. İsrail, Filistinlilerle olan savaşın iki devletli çözüm fikri çerçevesinde çözülmesine hazır olduğunu belirtirken bunun için Filistin Yönetimi'nde reformlar yapılmasını şart koştu. ABD ise Batı Şeria'da belirli bir İsrail egemenliğini tanıyacağını bildirdi.

‘Büyük anlaşmanın’ gerçekleşmesi umuduyla, Netanyahu'yu yargılanmaktan kurtarmak ve İsraillilerin onun için öngördüğü hapishaneden uzak bir siyasi hayat sürmesini sağlamak için her türlü çaba gösteriliyor. Bu, yıllardır onu takip eden ve savaşları uzatmasına neden olan bir kabus.

İki hafta içinde Netanyahu’nun Washington’ı ziyaret etmesi ve orada Ortadoğu'da atılacak dramatik adımlarla ilgili mevcut görüşmeleri sonuçlandırması bekleniyor.

Netanyahu, ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff, İbrahim Anlaşmalarının genişletilmesine ilişkin iyimserliğini dile getirmesinin ardından İsrail halkına seslendiği kısa bir videoda şunları söyledi:

"İran'a karşı cesurca savaştık. Savaşta büyük ve önemli bir zafer elde ettik. Bu zafer, barış anlaşmalarının dramatik bir şekilde genişletilmesi için bir fırsat yaratacak. Kaçırılan vatandaşlarımızın kurtarılması ve Hamas'ın yenilgiye uğratılması için büyük bir gayretle çalışıyoruz. Ek barış anlaşmalarını ilerletmek için kaçırılmaması gereken stratejik bir fırsat yakaladık, bir günü bile boşa harcamamalıyız.”

Gazze'den başlıyor

İsrail kaynakların görüşmelerin gidişatını yakından takip eden siyasi ve güvenlik kaynaklarından aktardığı bilgilere göre Netanyahu, Gazze’deki savaşı iki hafta içinde sona erdirme önerisine karşı çıkmadı. Anlaşma, İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını da içeriyor. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) de dahil olmak üzere dört Arap ülkesinin, Gazze'nin yönetimine müdahil olması öngörülüyor. İsraillilere göre bu ülkeler Gazze Şeridi'nin yönetiminden uzaklaştırılacak olan Hamas’ın yerine Gazze'nin işlerini yönetecek.

Siyasetçiler ve konuyla ilgili gelişmeleri yakından takip edenler, böyle bir adımın İsrail’deki mevcut hükümet koalisyonu iktidardayken kolayca geçmeyeceğini tahmin ediyorlar. İbrahim Anlaşmalarının genişletilmesi olasılığı hakkında yorum yapan İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, “Bu harika bir şey, ancak ülkenin bölünmesi, düşmana toprakların teslim edilmesi ve Filistin terör devletinin kurulması şeklinde varlığımı tehdit eden parlak bir ambalaj. Biz bunu istemiyoruz, teşekkürler” ifadelerini kullandı.

Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir de Smotrich’e katılarak, “Başbakanın geçmişteki hataları tekrarlamasına ve Filistin terör devletinin kurulmasına veya tehlikeli tavizlere yol açacak müzakerelere girmesine inanmak zor. İsrail halkı zafer istiyor, barış kisvesi altında teröristlerle uzlaşı girişimleri değil” dedi.

İsrailli analist Itamar Eichner, yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“Trump, İsrail muhalefetini de bölgesel adımlarla ilişkilendirebilir. Naftali Bennett, Yair Lapid ve Benny Gantz gibi isimler, Smotrich ve Ben-Gvir'in hükümetten ayrılması durumunda Netanyahu'ya siyasi bir güvenlik ağı oluşturmak için daha sonraki bir aşamada Beyaz Saray'a davet edilebilir.”

Anahtar ülke Suriye

İsrailliler, Suriye'nin Abraham Anlaşmalarına katılan ilk ülke olacağını düşünüyorlar. Hatta İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Tzachi Hanegbi'nin bu konuyu bizzat takip ettiği ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara yönetimiyle doğrudan görüşmelerde bulunduğu ortaya çıktı. Hanegbi’nin İsrail parlamentosu Knesset’in Dışişleri ve Güvenlik Komitesi'ndeki konuşmasından, Suriye'nin ötesinde daha büyük hedefleri olduğu anlaşılıyor. Suriye ile barışın sadece zaman meselesi olduğunu söyleyen Hanegbi, Lübnan ile anlaşmanın çok yakında imzalanabileceğini belirtti.

İsrailliler, Hanegbi’nin Lübnan ile ilgili sözlerine hassas bir konu olduğundan itiraz ettiler. Öte yandan Hizbullah, askeri gücünü artırmaya devam ederken siyasi açıdan da halen önemli bir konuma sahip. Suriye konusunda ise İran ve Hizbullah'ın Suriye'de yeniden kontrolü ele geçirmesine izin vermemek konusunda İsrail ve Suriye ortak çıkarları olduğunda hemfikirler.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, İsrail televizyonu KAN’a verdiği röportajda Suriye ile barış konusunda sorulan bir soruya, Şara ile İsrail'in güvenliğini garanti altına alacak şekilde barış görüşmeleri başlatabileceklerini ve Suriye'nin artık kendileri için stratejik bir tehdit olmadığını, şu anda tehdidin İran olduğunu ve diğer ülkelerinse İsrail’in uyum sağlaması gereken zorluklar olduğunu söyledi.

Katz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Witkoff’un Arap ülkeleriyle yapılan anlaşmalar konusundaki iyimserliği, 10 yılı aşkın bir süredir ortaya koyduğumuz vizyonu yansıtıyor ve İran böyle bir barışı engellemeye çalışıyor. Bugün durum daha kolay çünkü bu ülkelerin bazıları İsrail ile yakınlaştı. Bizim büyük bir güç olduğumuzu anladılar. Bu yüzden bölgedeki barış konusunda iyimserim.”

ABD’li bir kaynağa göre İsrail, Suriye konusunda kırmızı çizgilerini ortaya koydu. Bunlar arasında Türkiye’nin Suriye’de asker bulundurmaması ve İran ile Hizbullah'ın geri dönmelerinin engellenmesi yer alıyor. İsrail ayrıca Suriye’nin güneyinin silahsızlandırılmasını talep etti. İsrailli üst düzey bir yetkiliye göre İsrailliler ABD'li Temsilci Witkoff’a İsrail’in ülkenin güneyindeki silahsızlandırma tamamlanana kadar Suriye'deki güçlerini muhafaza edeceği mesajını iletti. İsrail'in, kuzey sınırında konuşlu Birleşmiş Milletler (BM) güçlerine ABD askerlerinin de eklenmesini istediği belirtildi. Buna karşılık, İsrailli yetkili, Suriye hükümetinin müzakereler sırasında Golan Tepeleri konusunu gündeme getireceğini, ancak Beşşar Esed rejiminden daha esnek davranacağını tahmin ettiklerini ifade etti.

Netanyahu'nun yargılanması

İsrail sahnesine gelince iktidardaki koalisyon ortaklarından Likud Partisi tarafından Netanyahu'nun yargılanmasını iptal etmeyi amaçlayan bir hareketlilik başlatıldı. Parti ayrıca, Netanyahu'nun yargılanmasını iptal edebilecek bir yasa tasarısı hazırlayarak Knesset'e sunmaya hazırlanıyor. Netanyahu ise, ‘bölgesel, uluslararası ve güvenlikle ilgili son derece önemli gelişmelerle’ meşgul olduğu gerekçesiyle, önümüzdeki iki hafta içinde görülmesi planlanan hakkında davanın ertelenmesi için mahkemeye acil bir talepte bulundu.

Mahkemeye sunulan dilekçede, İran'a karşı savaşın ve bölgesel ve uluslararası gelişmelerin ardından, Başbakan Netanyahu’nun tüm zamanını ve enerjisini birinci dereceden siyasi, ulusal ve güvenlik meselelerine ayırması gerektiği, bunların arasında Gazze'ye karşı savaşın yönetimi ve rehinelerin kurtarılması dosyasının ele alınmasının da bulunduğu belirtildi.

Dilekçede ayrıca, “Bu olağanüstü koşullar altında, saygın mahkemenin, İran'a karşı savaşın ardından önümüzdeki iki hafta içinde Başbakan’ın ifade vermesi planlanan duruşmaları iptal etmesi talep ediliyor” ifadesi yer aldı. İsrail yargısı bu talebi reddetti.

İsrailli analist Eichner, ABD Başkanı Trump'ın Netanyahu'nun yargılanmasının iptalini talep ettiği dramatik paylaşımının, yargılamanın iptal edilmesi çağrısının bağlamından kopuk olmayan, aksine bir ‘paket anlaşmanın’ parçası olabileceği ihtimalini göz ardı etmemek gerektiğini belirterek “Trump, Netanyahu’ya açıkça ve muhtemelen pratik olarak da destek sağlarken, Başbakan Netanyahu’nun da Gazze’deki çatışmayı sona erdirmesi ve bölgesel hedeflerine doğru ilerlemesi için elinden geleni yapması bekleniyor. Bu daha geniş bir bağlamda atılan ilk adım olabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Netanyahu da Trump'ın sözlerine yanıt verdi. Muhtemelen böyle bir anlaşmayla bağlantılı olabilir, çünkü Trump'ın paylaşımına katılarak “Başkan Trump, bana, İsrail’e Yahudi halkına verdiğiniz büyük destek için teşekkür ederim” yazdı. Netanyahu “Ortak düşmanlarımızı yenmek, kaçırılanlarımızı kurtarmak ve barış çemberini hızla genişletmek için birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diye ekledi.

Affetmek yok

Öte yandan İsrail'de, Trump'ın Netanyahu'nun yargılanmasının iptal edilmesi talebiyle iç işlerine müdahale etmesini reddeden birçok ses yükseldi. Ayrıca, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'a, iddianamede yer alan ağır suçlamalar nedeniyle Netanyahu hakkında af çıkarmaması çağrısında bulundular.

İsrail gazetesi Haaretz geçtiğimiz cuma günü yayınlanan sayısını bu konuya ayırdı. Gazete Cumhurbaşkanı Herzog'dan baskıya boyun eğmemesini ve ‘rüşvet almak ve görevini kötüye kullanmakla’ suçlanan Başbakan hakkında af çıkarmamasını istedi. Trump'ın talebini büyük bir hata olarak değerlendiren gazeteye göre bu hem İsrail'in yasaları uygulama mekanizmasını zayıflatıyor hem kutuplaşmayı derinleştiriyor hem de Trump’ın bu ‘kaba’ müdahalesi İsrail'i ABD’ye bağlı bir devlet olarak gösteriyor.

Gazete ilgili haberinde şu ifadelere yer verdi:

“Netanyahu ise her zamanki gibi İran'a karşı mücadelede ulusal birliğin oluştuğu bir anı, hakkındaki davanın iptal edilmesi şeklinde kişisel çıkar sağlamak için kullanıyor. Aralarında Gideon Sa'ar, Yoav Kisch ve ve Shlomo Deri'nin bulunduğu bazı bakanların Başkan Trump'ın talebini desteklemesi, egemenlik, ulusal onur ve yönetim gibi kavramları bayrağına yazan hükümeti gülünç bir duruma düşürürken bu adımın gerçekte Netanyahu'nun yargılanmasının iptalini amaçlayan planlı bir siyasi hamle olduğunu gösteriyor.”