Eva Mendes, eşi Ryan Gosling'i paylaşmaya hazır

Bir hayran "Lütfen benim erkeğim deme, lütfen bizim erkeğimiz demeye çalış, onu hepimiz seviyoruz" diye yazdı

(AFP)
(AFP)
TT

Eva Mendes, eşi Ryan Gosling'i paylaşmaya hazır

(AFP)
(AFP)

Eva Mendes, eşi Ryan Gosling'in sadece onun erkeği değil, "bizim erkeğimiz" olduğunu söyleyerek komik bir espri yaptı.

Aşk Doktoru'yla (Hitch) tanınan 49 yaşındaki oyuncu ve iki çocuk annesi, 43 yaşındaki Gosling'le 48 yaşındaki müzik yapımcısı Mark Ronson'ın, Greta Gerwig'in yazın gişe canavarı olan filmi Barbie'nin hit şarkısı I'm Just Ken'in Noel versiyonu üzerine beraber çalıştığı bir videoyu Instagram'ında paylaştı.

Hit filmde Ken'i canlandıran Gosling'in videoda bir piyanonun yanında durduğu ve ardından müzik aletini çalmaya başladığı görülürken kamera stüdyonun içinde geziniyor ve Not Defteri'yle (Notebook) bilinen aktörle Ronson, belli ki evde ses miksaj konsolunu karıştırıyor. İkili son işbirliklerini konuşmaya başladığında ekranda "I'm Just Ken / Merry Kristmas Barbie" sözleri beliriyor.

Mendes videonun açıklama kısmında partnerinden övgüyle bahsederek şöyle yazdı:

Erkeğimin daha fazla müzik yapmasını sağladığı için @iammarkronson'a son derece minnettarım. Dead Man's Bones en sevdiğim grup.... Ryan'ın şarkı söylediğini ilk duyduğumda KALBİM YERİNDEN ÇIKACAKTI.

Gönderinin yorum bölümünde kullanıcılar Mendes'in Gosling'den "erkeğim" diye bahsetmesine içerlediklerini espriyle belirtirken, biri oyuncuya "Eva seni gerçekten seviyorum ama lütfen erkeğim deme, lütfen erkeğimiz demeye çalış, onu hepimiz seviyoruz" diye yalvardı.

Şaşırtıcı bir şekilde Mendes gerçekten de komik bir yanıtla karşılık verdi: 

@rosemontes.o haklısın! Bizim erkeğimiz. Bir daha asla olmayacak. Mutlu Noeller! Kucak dolusu sevgiler!!

Uzun süredir birlikte olan çiftin ilişkileri hakkında ketum olduğu bilinse de Gosling'in sarsılmaz bir destekçisi olan Mendes, Barbie'deki Ken rolünü Margot Robbie ve yıldızlarla dolu oyuncu kadrosunun geri kalanıyla birlikte tanıtan eşinin arkasında durmuştu. Mendes'in yaz boyunca filmin yönetmeni Greta Gerwig'in övgü dolu sözlerini paylaşması ve hatta eşinin yüzünü taşıyan bir tişört giymesi karşısında Gosling büyük bir minnettarlık duymuştu.

Temmuzda Barbie'nin Los Angeles'ta yapılan dünya prömiyerinde Access Hollywood'a verdiği röportajda Gosling'e, Mendes'in bütün o destekleyici Instagram paylaşımları hakkında ne hissettiği sorulduğunda aktör, Mendes'in desteğinin kendisi için ne anlama geldiğini ballandırarak anlatmaya başlamıştı.

Oyuncu, yayın kuruluşuna "Bu benim için çok şey ifade ediyor. Çok şey ifade ediyor" demişti. Blade Runner 2049: Bıçak Sırtı'yla tanınan oyuncu röportajda, ucundaki küçük E harfiyle partnerine olan sevgisini temsil eden bir kolye takıyordu.

İkili ilk kez 2011'de, filmleri Babadan Oğula'nın (The Place Beyond the Pines) setinde tanışınca bir araya gelmişti. Mayıs 2023'te GQ'ya verdiği röportajda Gosling, filmi çekerken aşık olduğunu anımsayarak bunu anlatmıştı.

Gosling, "Onunla tanışmadan önce çocuk düşünmüyordum ama Eva'yla tanıştıktan sonra aslında onsuz çocuk sahibi olmak istemediğimi fark ettim" demişti.

Babadan Oğula'da aile rolü yaptığımız anlar vardı ve ben artık rol yapmak istemiyordum.

Çift ilk çocukları olan kızları Esmeralda'yı 2014'te, ikinci kızları Amada'yı ise 2016'da kucağına aldı. Çift son zamanlarda ilişkileri hakkında daha açık olsa da çoğunlukla ailelerini spot ışıklarından uzak tutuyorlar. Mendes bir kere Instagram'da bir hayranına kişisel hayatını, özellikle de çocuklarını her zaman gizli tutacağını söylemişti.

Oyuncu, bir Instagram yorumuna "Ryan'a gelince, sadece geçmişe ait ve çoktan 'ortada' olan şeyleri (yaptığımız filmlerden resimler veya bunun gibi şeyler) paylaşacağım" diye cevap vermişti.

Erkeğim ve çocuklarım mahremdir. Bu benim için önemli, bu yüzden bunu anladığınız için teşekkürler. Güzel bir gün geçirin. Bol bol sevgi gönderiyorum!

Independent Türkçe



Stephen King'in yeni uyarlaması için tek bir şartı var

Eleştirmenler, 1979 tarihli romandan uyarlanan The Long Walk'taki genç oyuncuların performanslarının Oscar ihtimali taşıdığını söylüyor (Lionsgate)
Eleştirmenler, 1979 tarihli romandan uyarlanan The Long Walk'taki genç oyuncuların performanslarının Oscar ihtimali taşıdığını söylüyor (Lionsgate)
TT

Stephen King'in yeni uyarlaması için tek bir şartı var

Eleştirmenler, 1979 tarihli romandan uyarlanan The Long Walk'taki genç oyuncuların performanslarının Oscar ihtimali taşıdığını söylüyor (Lionsgate)
Eleştirmenler, 1979 tarihli romandan uyarlanan The Long Walk'taki genç oyuncuların performanslarının Oscar ihtimali taşıdığını söylüyor (Lionsgate)

Stephen King'in 1979 tarihli romanı Uzun Yürüyüş'ün (The Long Walk) beyazperdeye uyarlanırken, yazarın tek bir şart koştu.

King, romanındaki karakterlerin Vietnam Savaşı'na sürüklenen gençlerle benzerlik taşıdığını söyleyerek, senarist JT Mollner ve yönetmen Francis Lawrence'tan filmde gençlerin vurulma anlarını göstermelerini istediğini açıkladı.

King, The Times of London'a verdiği röportajda şunları söyledi:

Şu süper kahraman filmlerine bakın... Bir süper kötü adam bütün şehir bloklarını yerle bir ediyor ama ortada hiç kan yok. Bu büyük bir hata. Hatta neredeyse pornografik denebilecek bir hata. Ben de, 'Eğer bunu göstermeyecekseniz hiç uğraşmayın' dedim. Onlar da son derece acımasız bir film yaptı.

ABD'de 12 Eylül'de vizyona girecek The Long Walk, distopik bir Amerika'da düzenlenen ölümcül bir yürüyüş yarışmasını konu alıyor. Her yıl düzenlenen yarışmaya katılan 100 gençten yalnızca biri hayatta kalırken, yürüyüşü bırakan herkes ise anında infaz ediliyor.

Dağıtımcı Lionsgate'in Comic-Con'da filmin ilk 20 dakikasını gösterdiği etkinlikte konuşan senarist Mollner, King'in eserine sadık kalmaya çalıştıklarını vurgulamıştı:

King o dönemde belirli şeyler hakkında yazıyordu ama bence hikayenin taşıdığı anlam kuşaklar boyunca geçerli. Biz de o özü korumak istedik. Umutsuzluk ve dehşetle birlikte dostluk, sevgi ve güzelliği de anlatmak istedik.

Mollner sözlerini şöyle sürdürdü:

En uç noktaya kadar gitmek istedik. Stephen King'in de bizden bunu istediğini biliyordum. Lionsgate de aynı şeyi istiyordu. Bu kitap yanlış bir stüdyonun ya da yanlış bir yönetmenin eline geçseydi, bütün dişleri sökülmüş bir şeye dönüşebilirdi. O yüzden kitabın sertliğini filme taşıyabildiğimiz için minnettarım.

Independent Türkçe, Deadline, The Times of London


Ünlü oyuncu, Titanik'teki rolü DiCaprio'ya kaptırmaktan memnun

Leonardo DiCaprio, 11 Oscarlı Titanik'te Jack Dawson karakterine hayat verdiğinde 20 yaşındaydı (Paramount Pictures)
Leonardo DiCaprio, 11 Oscarlı Titanik'te Jack Dawson karakterine hayat verdiğinde 20 yaşındaydı (Paramount Pictures)
TT

Ünlü oyuncu, Titanik'teki rolü DiCaprio'ya kaptırmaktan memnun

Leonardo DiCaprio, 11 Oscarlı Titanik'te Jack Dawson karakterine hayat verdiğinde 20 yaşındaydı (Paramount Pictures)
Leonardo DiCaprio, 11 Oscarlı Titanik'te Jack Dawson karakterine hayat verdiğinde 20 yaşındaydı (Paramount Pictures)

Ethan Hawke, James Cameron'ın 1997 tarihli efsanevi filmi Titanik'te (Titanic) Jack Dawson rolünün kendisine değil Leonardo DiCaprio'ya gitmiş olmasından memnun.

GQ'ya seçmelerine katıldığı rolle ilgili konuşan Hawke, "Leo o şöhreti benden çok daha iyi idare etti. Adeta bir Beatles üyesi gibiydi" dedi.

O dönemde Ölü Ozanlar Derneği (Dead Poets Society), Gerçekler Acıtır (Reality Bites) ve Gün Doğmadan (Before Sunrise) gibi filmlerle tanınan oyuncu, Kate Winslet'la başrolü paylaşan DiCaprio'nun aksine, romantik dramayla gelen ani ve ve yoğun şöhreti kaldıracak kadar olgun olmadığını söyledi. Titanik, 1912'de batan yolcu gemisinin gerçek hikayesinden uyarlanmıştı.

Film dünya çapında 2,2 milyar dolardan fazla gişe hasılatı elde ederek DiCaprio'yu Sıkıysa Yakala (Catch Me If You Can), Göklerin Hakimi (The Aviator) ve Kanlı Elmas (Blood Diamond) gibi yüksek profilli yapımların yıldızı haline getirdi. Bu filmlerden son ikisiyle DiCaprio, Oscar'a aday gösterildi.

Hawke ise aynı dönemde başrolü Uma Thurman'la paylaştığı Gattaca'da, Büyük Umutlar (Great Expectations) ve Hamlet'te rol aldı. Ancak medyanın asıl ilgisini, Gattaca'nın çekimleri sırasında Thurman'la ilişki yaşamaya başlamasıyla gördü:

Magazin basınında yer almak utanç verici. Hakkınızda olumlu şeyler yazsalar bile yine de insanı utandırıyor.

Hawke ve Thurman 1998'de evlendi; aynı yıl kızları Maya dünyaya geldi. 2002'de ise oğulları Levon doğdu. Çift 2005'te boşandı.

Hawke'un kariyeri hiçbir zaman sekteye uğramadı. Sektörde düzenli olarak önemli yapımlarda yer aldı ve 4 kez Oscar'a aday gösterildi.

2001 yapımı İlk Gün'deki (Training Day) rolüyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Oscar'a aday olan Hawke, ödülü kazanamasa da bu durumu olumlu karşılıyor. Oyuncu, sohbet programı Who's Talking to Chris Wallace?'ta o geceyi şöyle anlattı:

Denzel Washington kulağıma eğilip 'Kaybetmen daha iyi oldu. Değerini ödül belirlememeli, ödül senin sayende değer kazanmalı' dedi.

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, GQ


5 Oscarlı yaşayan efsaneden şaşırtan itiraf: "Hiç sevmedim"

Yıldız Savaşları karakterleri Darth Vader (solda) ve Chewbacca (sağda), gişe canavarı serinin ikonik müziklerine imza atan John Williams'la (ortada) Temmuz 1997'de gerçekleşen bir etkinlikte bir araya gelmişti (AP)
Yıldız Savaşları karakterleri Darth Vader (solda) ve Chewbacca (sağda), gişe canavarı serinin ikonik müziklerine imza atan John Williams'la (ortada) Temmuz 1997'de gerçekleşen bir etkinlikte bir araya gelmişti (AP)
TT

5 Oscarlı yaşayan efsaneden şaşırtan itiraf: "Hiç sevmedim"

Yıldız Savaşları karakterleri Darth Vader (solda) ve Chewbacca (sağda), gişe canavarı serinin ikonik müziklerine imza atan John Williams'la (ortada) Temmuz 1997'de gerçekleşen bir etkinlikte bir araya gelmişti (AP)
Yıldız Savaşları karakterleri Darth Vader (solda) ve Chewbacca (sağda), gişe canavarı serinin ikonik müziklerine imza atan John Williams'la (ortada) Temmuz 1997'de gerçekleşen bir etkinlikte bir araya gelmişti (AP)

Damdaki Kemancı (Fiddler on the Roof), Jaws, Yıldız Savaşları (Star Wars), Indiana Jones, E.T. (E.T. The Extra-Terrestrial), Evde Tek Başına (Home Alone), Jurassic Park, Schindler'in Listesi (Schindler's List), Er Ryan'ı Kurtarmak (Saving Private Ryan) ve üç Harry Potter filmi... Bu yapımların ortak noktası, müziklerinde John Williams imzası taşıması.

Ancak ironik bir şekilde efsanevi besteci, film müziklerine aslında mesafeli olduğunu itiraf etti. 93 yaşındaki Williams, Birleşik Krallık'ın köklü gazetesi Guardian'a verdiği röportajda, "Film müziğini hiçbir zaman çok sevmedim" dedi.

Son 60 yılın en ikonik müziklerine imza atan, 54 kez Oscar'a aday gösterilen ve heykelciği 5 kez evine götüren Williams, türün kendi içinde sınırlı olduğunu düşünüyor:

Film müziği ne kadar iyi olursa olsun, ki çoğu zaman değildir, belki 8 dakikalık bir bölüm hariç... Bence müzik orada değil. İnsanların bunu nostaljik bir şekilde hatırlamasıyla değer kazanıyor. Ama film müziğinin konser salonunda klasik eserlerle aynı yere konması yanlış bir düşünce. Çoğu film müziği gelip geçici, parçalıdır ve biri yeniden düzenlemeden üzerinde konuşabileceğimiz bir konser parçası olamaz.

Williams, Brahms ve Çaykovski gibi klasik ve romantik dönemin büyük bestecilerinden ilham alarak yarattığı müzikleriyle tanınıyor. Sinema dışı konser eserleri de besteleyen usta sanatçı, 5 Oscar'ın yanı sıra 26 Grammy, 7 BAFTA, üç Emmy ve 4 Altın Küre kazandı.

Williams'ın unutulmaz eserleri arasında Superman serisi, Üçüncü Türden Yakınlaşmalar (Close Encounters of the Third Kind) ve Güneş İmparatorluğu (Empire of the Sun) gibi yapımlar da yer alıyor.

Besteci, son orijinal sinema müziğini, 2023'te gösterime giren Indiana Jones ve Kader Kadranı (Indiana Jones and the Dial of Destiny) için yazmıştı.

Independent Türkçe, Guardian, People, Variety