İsrail Gazze Şeridi'nin güneyine yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı: Hedef Sinvar

İsrail ordusu, savaşın siyasi hedefleri olmadığı için kazanımlarının boşa gitmesinden korkuyor

Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde savaşın yol açtığı yıkımdan 30 Aralık 2023 (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde savaşın yol açtığı yıkımdan 30 Aralık 2023 (AFP)
TT

İsrail Gazze Şeridi'nin güneyine yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı: Hedef Sinvar

Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde savaşın yol açtığı yıkımdan 30 Aralık 2023 (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde savaşın yol açtığı yıkımdan 30 Aralık 2023 (AFP)

Gazze Şeridi’ndeki savaşın 85'inci gününde İsrail ordusu ile Filistinli silahlı gruplar arasında Gazze Şeridi'nin orta ve güney bölgelerinde yaşanan çatışmalar yoğunlaştı. Öte yandan İsrail ordusu, savaşın açık siyasi hedefleri olmaması nedeniyle elde ettiği kazanımların boşa gitmesinden korkuyor. İsrail'in Kanal 12 televizyonu, Gazze’deki savaşın sürdürülme gerekçesinin ya da yakında savaşın hedeflerini belirleyecek siyasi bir eylem olmamasının orduda endişe yarattığını bildirdi.

Askeri kaynaklar, ordunun siyaset sahnesinin savaşın sürdürülmesi için hedeflerini henüz belirlememiş olmasından rahatsız olduğunu ve siyasi eylem olmadan sahada elde edilen kazanımların zamanla yitip gideceğine inandığını belirttiler. Bu durum, İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'nin kuzey bölgelerini hedef aldığı, Hamas Hareketi ve İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın birinci sınıf liderlerine ulaşmayı başaramadığı ilk aşamadan sonra, savaşın ikinci aşaması olan güney bölgelerinin hedef alınarak saldırıların kapsamının genişlediği bir dönemde ortaya çıktı.

def
Gazze Şeridi sınırı yakınlarındaki bir İsrail tankı (EPA)

Güneye karadan saldırı

İsrail ordusu dün (Cumartesi), Gazze'de savaşmaya devam ettiğini, silahlı kişileri öldürdüğünü, binalara ve altyapı tesislerine baskınlar düzenlediğini ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde, orta kesiminde ve güneyinde şiddetli çatışmalara girdiğini ve kara harekâtının kapsamını genişlettiğini duyurdu. Güneyde Hamas Hareketi’nin Han Yunus şehrinin merkezindeki askeri karargahına baskın düzenledi. Baskın düzenlenen noktalar arasında bölgedeki tüm istihbarat faaliyetlerinden sorumlu olan Askeri İstihbarat Teşkilatının Özel Harekât Odası da bulunuyor. Baskın yapılan hedef bölgelerde çok önemli belgeler ele geçirildi.

İsrail ordusu sözcüsü tarafından yapılan açıklamaya göre Hamas’ın askeri karargahında İslami Cihad Hareketi tarafından kullanılan bir başka operasyon odası da bulundu. Sözcü, ordunun birçok altyapı tesisine baskın düzenlediğini, silahlı kişileri öldürdüğünü, silah ve mühimmat üretim tesisleri gibi çeşitli hedefleri imha ettiğini belirtti.

Han Yunus'ta önemli belgelerin ele geçirildiğini açıklanmasından bir gün önce İsrail ordusunun Gazze'nin kuzeyinde Hamas’ın Gazze lideri Yahya Sinvar'a ait olan ve sığınak olarak kullanılan bir evin, altındaki geniş tünel ağıyla birlikte imha edildiği duyurulmuştu.

ef
Hamas Hareketi’nin Gazze Şeridi lideri Yahya es-Sinvar (Arşiv - AP)

İsrail ordusunun Sinvar'a yaklaşma çabaları

İsrail ordusu haftalardır Sinvar'a yaklaştığını iddia etse de gerçek bir ilerleme sağlayamadı. Bu durum İsrail'in savaşın başlamasından bu yana üç aydır umutsuzca aradığı moral yükseltici operasyonel bir başarıya ulaşmasını engelliyor. İsrail ordusu, evde Sinvar'ın burayı saklanma yeri olarak kullandığını gösteren önemli kanıtlar bulduğunu açıkladı.

İsrail ordusuna göre ev, genişliği yaklaşık 20 metre olan ve birkaç kola ayrılan 218 metre uzunluğa sahip bir tünele açılıyor. Tünelde elektrik, hava filtreleme sistemleri, su boruları, dinlenme noktaları ve ibadet edilecek odaların yanında Hamas’ın üst düzey üyelerinin bu tünellerde uzun süre kalmasını sağlayacak başka ekipmanlar da bulundu.

febfe
Gazze’deki İsrail askerleri (Reuters)

İsrail, Gazze Şeridi’nin kuzeyine kara harekâtı başladığında Sinvar’a ulaşmayı umuyordu. Ancak bugün, savaşın başlarında güneye giden bir insani konvoyda gizlenerek Gazze Şeridi'nin güneyine kaçtığını ve Han Yunus'ta olduğuna inandığını söylüyor. Sinvar'ı 7 Ekim saldırısının beyni olmakla suçlayan İsrail, Sinvar’ın şu anda insani ateşkes anlaşmaları ve mahkûm takasına ilişkin müzakerelere liderlik ettiğini belirtiyor. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı bilgilere göre İsrail, Sinvar'ı öldürmek ya da tutuklamak için İsrailli rehineleri canlı kalkan olarak almış olabileceği ve bunun uzun süren müzakerelere yol açabileceği ihtimallerinin göz önüne alındığı planlar yaptı.

İsrail kayıpları

İsrail, Gazze Şeridi’nin güneyindeki saldırılarını yoğunlaştıracağını duyururken, İzzettin el-Kassam Tugayları, sahada İsrail askerleriyle karşı karşıya geliyor ve İsrail saflarında çok sayıda zayiat verdiriyor.

Bureyc Mülteci Kampı’na ve Han Yunus'a giren İsrail güçleriyle çatışan Kassam Tugayları, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus’ta işgalci İsrail’e ait askeri araçları ve askerlerin toplandığı iki noktayı havan toplarıyla hedef aldı. Kassam Tugayları, Han Yunus'ta çok sayıda işgalci İsrail askerinin saklandığı evi patlayıcılarla havaya uçurdu. Patlama sonucunda çok sayıda İsrail askeri öldü veya yaralandı. Bunun yanında Han Yunus’un doğusunda yer alan Huza beldesinde İsrail ordusuna ait bir Merkava tankını Yasin 105 roketi ile hedef aldı.

sd
İsrail’in Gazze Şeridi'nin ez-Zavayda'da bölgesinde bir eve yapılan hava saldırısında yaralanan çocuğu taşıyan bir Filistinli (AFP)

Kassam Tugayları, Gazze'nin batısındaki Şeyh Acleyn mahallesinde İsrail askeri araçlarını hedef aldığını, İsrail askerleriyle çatıştığını, çatışma sonucunda İsrail askerlerinin öldüğünü ya da yaralandığını duyurdu. Kassam Tugayları, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Huza beldesinin doğusundaki İsrail askerlerinden ve askeri araçlarından oluşan bir topluluğu da havan toplarıyla hedef aldığını bildirdi.

14 katliam

Öte yandan Kudüs Tugayları, Han Yunus’a giren işgalci İsrail ordusuyla çatıştığını duyurdu. Kudüs Tugayları, Han Yunus'un doğusundaki Beni Suheyla bölgesindeki İsrailli askerlerin toplandığı noktaları 60 kalibrelik havan toplarıyla hedef aldığını bildirdi. Sahada çatışmalar devam ederken İsrail, Gazze Şeridi'nin kuzey, orta ve güney kısımlarına saldırılarını daha da yoğunlaştırdı.

gtrht
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde bir çadırda kalan iki Filistinli çocuk (Reuters)

Gazze'deki Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. Eşref el-Kudra, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırısının 85'inci gününde İsrail işgal güçlerinin 24 saat içinde ailelere karşı 14 katliam gerçekleştirdiğini söyledi. Dr. Kudra, “165 kişi şehit oldu ve 250 kişi yaralandı” dedi.

Dr. Kudra, İsrail’in saldırıları sonucu 7 Ekim’den bu yana Gazze’de öldürülenlerin sayısının 21 bin 672'ye, yaralananların sayısının ise 56 bin 165'e ulaştığını açıkladı.

İsrail’in kurbanlarının yüzde 70'ini çocukların ve kadınların oluşturduğunu söyleyen Dr. Kudra, yerinden edilen 1,9 milyondan fazla Gazzelinin yeterli barınma, su, gıda, ilaç ve güvenlik gibi temel ihtiyaçlara ulaşamadığını belirterek, kıtlık ve susuzluk tehdidiyle karşı karşıya oldukları uyarısında bulundu.

Psikolojik rahatsızlıklar

Dr. Kudra, çocukların ve kadınların şiddetli bombardımanlar, yıkımlar, parçalanan bedenler, ailelerini ve evlerini kaybetme gibi çok sayıda psikolojik travmaya maruz kaldıklarını, bunun yanında 900 binden fazla çocuğun kaldığı barınma merkezlerindeki aşırı soğuk, dehidrasyon, yetersiz beslenme, solunum ve cilt hastalıkları ve yeni doğanların aşılarının yapılamaması gibi sorunlarla karşı karşıya olduklarını söyledi. İçme suyu, hijyen, gıda ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği nedeniyle barınma merkezlerinde yetersiz beslenme ve sağlık sorunları yaşanırken burada kalanlar arasında yüksek riskli gebeliği olan 50 bin hamile kadın bulunuyor. Dr. Kudra, uluslararası kuruluşlara çocukların, hamile kadınların ve kronik hastalıkları olanların hayatlarının kurtarılması, barınma merkezlerinde yaşanan sağlık, insani ve psikolojik felaketin önlenmesi için derhal müdahale edilmesi çağrısında bulundu.



Rusya, yeniden yapılanmanın başlamasıyla birlikte Suriye arenasına geri dönüyor

Şeybani, Moskova'da Lavrov ile görüşmesinde güçlü bir diplomatik beden dili sergiledi (AFP)
Şeybani, Moskova'da Lavrov ile görüşmesinde güçlü bir diplomatik beden dili sergiledi (AFP)
TT

Rusya, yeniden yapılanmanın başlamasıyla birlikte Suriye arenasına geri dönüyor

Şeybani, Moskova'da Lavrov ile görüşmesinde güçlü bir diplomatik beden dili sergiledi (AFP)
Şeybani, Moskova'da Lavrov ile görüşmesinde güçlü bir diplomatik beden dili sergiledi (AFP)

Mustafa Rüstem

Sonunda ilk kez, birbiri ile savaşan eller tokalaştı. Rusya'nın siyasi karar alma süreçlerinin mutfağı olan Moskova Dışişleri Bakanlığı'nın lüks salonundaki beyaz masanın etrafında, on yıldır birbirine hasım olan gözler buluştu. Bu, Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani’nin, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mahir eş-Şara'nın da aralarında bulunduğu üst düzey bir heyetin eşlik ettiği ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile bir araya geldiği bu türden ilk ziyaretiydi.

Bu ziyaret, on yıllardır ittifak dilinin baskın olduğu iki ülke arasındaki diplomatik kartların yeniden karılması açısından son derece önemli görünüyor. İttifak, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin akabinde Moskova'ya kaçmasının ardından değişti. Ancak Kremlin’in kapıları, Esed iktidarını devirme hareketinin başlamasıyla birlikte katıldığı Suriyeli muhalif güçlerin saflarındaki siyasi ve askeri mücadelesinin başlangıcından bu yana, “Ebu Ayşe” lakaplı Bakan Şeybani'ye açıldı.

Yeni bir beyaz sayfa

Siyaset dünyasının en meşhur sözü olan “bugünün düşmanı yarının dostu olabilir” doğrudur. Mutlak anlamda ne düşmanlık ne de dostluk vardır. Ancak görüşmelerdeki beden dili söyleyeceğini söyledi ve Rus diplomasisinin, Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'yı 15 Ekim'de Moskova'da yapılması planlanan Rus-Arap zirvesine davet ederek de olsa, Suriye topraklarına ve Akdeniz'e erişimini koruma konusundaki “aceleci” tavrını özetledi.

 Rusya, Esed'in devrilmesinden bu yana Moskova'ya yaptığı ilk ziyarette Şeybani'yi ağırladı (AFP)Rusya, Esed'in devrilmesinden bu yana Moskova'ya yaptığı ilk ziyarette Şeybani'yi ağırladı (AFP)

Suriyeliler, Lavrov ve Şeybani arasındaki görüşmede genel bir diplomatik denklik tablosuna ulaşmadan önce, Esed Suriyesi döneminde alışılan itaatkarlıktan uzak olduklarını açıklayan bir beden dili benimsemeye çalıştılar. Suriye Dışişleri Bakanı, ülkesinin Moskova'nın Esed rejimiyle ekonomik, güvenlik ve askeri alanlarda imzaladığı tüm önceki anlaşmaları kapsamlı bir şekilde yeniden değerlendirmeye çalıştığını gizlemedi. Bu yeniden değerlendirme, iki ülke arasındaki ilişkilerin geleceğini şekillendirmeyi amaçlıyor.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise ülkesinin, Suriye halkının tercihlerine saygı duyduğunu ve Moskova'nın Şam'daki yeni yönetimle iş birliği yapma isteğini dile getirdi. Hatta yaptırımların kaldırılması çağrısında bulundu.

Şantaj mı yoksa oyunun kuralları mı?

GSM Merkezi Direktörü Dr. Asıf Melhem, The Independent Arabia'ya verdiği röportajda, “sözlü destek” sınırları içinde kalan Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılması ve benzeri konularla ilgili özel görüşmelere rağmen, mevcut Suriye hükümetinin ABD ve Batılı ülkelere her zaman kesin olarak güvenmenin imkânsız olduğunu anladığını söyledi.

Melhem, iki yönetim arasındaki gergin tutumlarda gözle görülür bir değişim olduğunu ve Şam'ın Esed rejimine verdiği destek sebebiyle Moskova'ya şantaj yapmaya çalışırken, Rusların bir miktar esneklik gösterdiğini belirtiyor. Melhem, “Yeni hükümet, ‘sizin yardımınız olmasaydı Esed çoktan devrilmişti’ demek istedi ve bu nedenle Rus yönetiminden tazminat ödemesini ve Esed'i teslim etmesini talep etmeye başladı” diye devam etti.

Ciddi Suriyeli yetkililer, Suriye'deki askeri üslerin Rusya için acil bir ihtiyaç ve Moskova tarihinde bir dönüm noktası olduğuna inanıyor. Ama durum böyle değil. Rusya'nın ihtiyacı olduğu doğru, ancak beklendiği kadar acil ve kaçınılmaz değil.

Rus GSM Merkezi’nin Direktörü, siyasette her pozisyonun bir bedeli olduğuna inanıyor. Rusya, Suriye'deki üslerini elinde tutmakla ilgileniyor ve bunları korumanın yanı sıra, Esed iktidarından önce bile Suriye ile iyi olan ilişkilerini sürdürmek istiyor.

Haberler, Rus bombardımanı nedeniyle sivillerin zarar gördüğü olaylarda artış olduğunu ortaya koyuyor (AFP)Haberler, Rus bombardımanı nedeniyle sivillerin zarar gördüğü olaylarda artış olduğunu ortaya koyuyor (AFP)

Direktör şu açıklamada da bulundu: “Her halükarda, üsler Moskova için bir ölüm kalım meselesi değil. Örneğin Suriye kıyılarını ele alırsak, Ruslar açısından Akdeniz'e erişimin tek yolu Karadeniz, Cebelitarık Boğazı veya Süveyş Kanalı’dır. Bu koridorlar ise belirli anlaşmalara tabi. Bu nedenle, özellikle Rusya, herhangi bir bölgede yaşanabilecek beklenmedik gelişme korkusuyla askeri varlığını çeşitlendirmeye başladı. Sudan, Libya ve Eritre'de askeri üsler kurma girişiminde bulundu. Zira üslerinin bulunduğu ülkelerde bazı siyasi değişiklikler yaşanabileceğinin ve bu durumda üslerini korumanın zorlaşabileceğinin farkında.”

Ekim 2011'de Moskova, Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi olarak, eski Suriye devlet başkanı Beşşar Esed'in istifasını isteyen Batı destekli kararlara karşı veto yetkisini kullanmaya başladı. Bu veto, 8 Aralık 2024'e kadar süren Suriye savaşı boyunca tekraren devam etti. Eylül 2015’te de askeri müdahalede bulundu. O dönemde Rus güçleri, DEAŞ ve terör örgütü olarak tanımladığı el-Kaide'nin Suriye kolu Nusra Cephesi de dahil olmak üzere muhalif grupları hedef aldıklarını kabul ettiler.

Bununla birlikte haberler, özellikle Kuzey Suriye'de Rus bombardımanları sebebiyle sivillerin zarar gördüğü olaylarda artış olduğunu ortaya koydu. Bu durum, milyonlarca insanın Türkiye yakınlarındaki veya sınırındaki kamplara göç etmesine yol açtı. Bu arada, Ekim 2016'da Moskova, BM İnsan Hakları Konseyi'ndeki koltuğunu kaybetti.

Rusya-Suriye ilişkileri, Suriye'nin bağımsızlığını tanıyan ilk rejim olan eski Sovyetler Birliği dönemine kadar uzanıyor. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre iki ülke arasında kurulan diplomatik ilişkiler ve stratejik ittifak, Hafız Esed'in Suriye'de iktidara gelmesiyle (1970'ten 2000'e) zirveye ulaştı.

Ekonomik ilişkiler

Tüm bunların bir uzantısı olarak Moskova, Şam ile ilişkilerini korumaya çalışıyor. Son görüşme de yeni bir koordinasyon aşamasının başlangıcı sayıldı. Rusya yalnızca siyasi ve askeri düzeylerde değil, ayrıca Suriye'nin yeniden inşası ve istikrarının sağlanması konusunda da kapsamlı yardım sunma isteğini dile getirdi.

Gözlemciler, bu görüşmenin kanlı bir dönemin ardından açık oynamaya ve yeni bir sayfa açmaya yönelik daha geniş bir çabanın parçası olduğuna inanıyor. Bu adımlar, sivillerin ölümüne ve geniş bir bölgede köy ve kasabalarda hâlâ görülebilen yıkıma yol açan bombardımanlar sebebiyle Rusya'nın kendileriyle karanlık bir geçmişe sahip olduğunu düşünen Suriyelilerin kızgınlığına rağmen atılıyor. Rusya'nın yeniden inşaya katılması yakıp yıktıklarını telafi etmenin, diğer yandan da yatırım ve çok sayıda anlaşmanın değerlendirilmesi yoluyla sıcak sulara dönüşün bir yolu olabilir.

 Dr. Asıf Melhem ise, Suriye ile Rusya arasında fosfat, petrol, doğalgaz ve Tartus Limanı alanındaki yatırımlar için imzalanan sözleşmelerin rejimin devrilmesinden çok önce iptal edildiğini vurguluyor. Bu sözleşmeler kapsamında Suriyeli şirketler ile ortak olan Rus şirketlerinin, hisselerini ortaklarına devrettiklerinin, dolayısıyla ziyaretin, bu anlaşma ve sözleşmelerin yeniden değerlendirilmesi bağlamında yapıldığının altını çiziyor.

Buna ilave olarak Rusya, Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi ve uluslararası alanda önemli bir varlığa sahip. Dünyanın en büyük ikinci gücü. Melhem bunun önemli olduğuna inanıyor, zira bu sebeple Rusya’nın görüşleri dikkate alınıyor. Dolayısıyla Rusya ile ilişkiler sürdürülmeli, bu durum şüphesiz Suriye'ye fayda sağlayacaktır.

Öte yandan Şam, Rusya'nın Suriye'ye ihtiyacı olduğunu iddia ederek durumu abartmaya çalışıyor. Melhem’e göre bu doğru değil, çünkü Suriye'nin toplam yüzölçümü Moskova ve kırsalının yüzölçümünü aşmıyor ve Rusya, eğer zorunda kalırsa ve bölgede kalmasının bedelinin elde edeceği faydadan daha büyük olduğunu görürse, sonunda bu üslerden vazgeçebilir.

*Bu analiz Şarku'l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.