Ezher: Hristiyanların Noel bayramını tebrik etmek caizdir

Papa Tawadros, Haziran 2016'da Ramazan Bayramı'nı kutlamak için El Ezher şeyhliğini ziyareti sırasında (El Ezher Medya Merkezi)
Papa Tawadros, Haziran 2016'da Ramazan Bayramı'nı kutlamak için El Ezher şeyhliğini ziyareti sırasında (El Ezher Medya Merkezi)
TT

Ezher: Hristiyanların Noel bayramını tebrik etmek caizdir

Papa Tawadros, Haziran 2016'da Ramazan Bayramı'nı kutlamak için El Ezher şeyhliğini ziyareti sırasında (El Ezher Medya Merkezi)
Papa Tawadros, Haziran 2016'da Ramazan Bayramı'nı kutlamak için El Ezher şeyhliğini ziyareti sırasında (El Ezher Medya Merkezi)

Mısır'daki dini kurumlar, “Hristiyanların Noel'i kutlamasını yasaklayan resmî olmayan dönemsel fetvaları” reddettiklerini doğruladılar. Söz konusu kurumlar, “Bu görüş ve fetvaları tekrarlayan kişi bir ideolojiye aşırı bağlıdır ve İslam’la hiçbir bağlantısı yoktur” dedi. El Ezher, "Hristiyanların bayramlarını kutlamayı yasaklayanlar, genel olarak başkalarıyla, özel olarak da Hıristiyanlarla ilişkilere ilişkin İslam felsefesine aşina değiller" dedi. Mısır Daru’l-İfta ise “Hristiyanları tebrik etmenin meşru olduğunu" belirtti. Mısır Vakıflar Bakanlığı da tebriklerin "bir tür saygı ve bağlantı” olduğunu söyledi.

Mısır'daki dini kurumlar son birkaç saat içinde “radikal görüşleri” güçlü bir şekilde dile getirerek, "Hıristiyanları tebrik etmeyi reddetme" konusundaki söylemleri yineledi. Bu açıklama, bazı sosyal medya kanallarına ve sayfalara yanıt olarak yapıldı. Gözlemcilere göre, “her yıl bu zamanlarda bazı insanlar Hıristiyanların bayramlarını kutlamaya ilişkin fetvalar ve görüşler yayıyorlar.” Ancak Mısır dini kurumları bu görüş ve fetvaları "yanlış" ve uzman olmayan kişiler tarafından verilmiş olarak nitelendiriyor.

Bu bağlamda Mısır Müftüsü Dr. Şevki Allam, dün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, “Mesih'in doğuşunu kutlayan Hıristiyanları tebrik etmek ve Müslümanların Mesih’in doğuşunu kutlaması, yasak olmayan meşru bir iş. Çünkü bu, bir sevincin ifadesi. Bu aynı zamanda, Hz. İsa'ya ve annesi Meryem Ana'ya (selam onların üzerine olsun) hürmet gösterme ve takdir konusunda Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in örneğini takip etmek anlamına da gelir” dedi.

Allam, açıklamalarında “Her mevsimde ve her fırsatta dile getirilen mevsimsel düzensiz fetvaların dikkate alınmaması gerektiği” çağrısında bulundu. Ayrıca “Hristiyanların İsa'nın doğuşunu veya yılbaşını kutlamasını yasaklayan fetvaların reddedilmesi ve dikkate alınmaması gerektiği” fikrini yineledi.

Allam açıklamasında ayrıca şunları söyledi: “Mısır topraklarında tarih boyunca Mısırlılar, Müslümanlar ve Hıristiyanlar yan yana, dayanışma ve sevgi içinde yaşamışlardır. Öyle ki kaosu yayan ve istikrarı bozan her türlü şiddet girişiminden vazgeçilmişti. Bu aldatılmış radikaller tarihi iyi okumadılar.”

Aynı bağlamda Mısır Daru’l İfta resmi Facebook sayfası aracılığıyla şunları belirtti: “Ülkenin gayrimüslim ortaklarını özel günlerinde ve bayramlarında kutlamak, iyi komşuluğun ve selamlara nezaketle ve iyi bir birlikte yaşamayla karşılık vermenin bir parçası. Bunlar, Kitap ve Sünnet'te Şeriat'ın emrettiği ve güzel kokulu Peygamberimizin (sav) siyerinde uygulanan yüce insani ilkeler.”

Mısır Müftüsü konuşmadan saatler önce El-Ezher Şeyhi Dr. Ahmed el-Tayyib şunları söyledi: “Hristiyanların bayramlarını kutlamayı yasaklayan konuşmacılar, İslam'la hiçbir ilgisi olmayan aşırı düşüncelere sahiplerdir. Mısır 1970'lerden önce bu düşünceyi bilmiyordu.”

Kahire’de El Ezher şeyhliği adına açıklama yapan "El Ezher'in Sesi" gazetesi tarafından yayınlanan açıklamasında ise Ahmed el Tayyib şunları vurguladı: “Hristiyanların bayramlarını kutlamayı yasaklayanlar, genel olarak başkalarıyla, özel olarak da Hıristiyanlarla ilişkilere ilişkin İslam felsefesine aşina değiller. Allah Teala şöyle buyurmuştur: “Yine, onlar arasında iman edenlere sevgi bakımından en yakın olanların da, “Biz Hristiyanız” diyenler olduğunu göreceksin. Çünkü bunların içinde (insaflı) keşişler ve rahipler vardır ve onlar büyüklük taslamazlar.” (Maide 5/82) Yine Allah Teala şöyle buyurmuştur: “Ona uyanların kalplerine şefkat ve merhamet yerleştirdik.” (Hadid 57/27) Müfessirlerin ve hadis alimlerinin bu konudaki sözlerini okursak, Hristiyanları şefkatli, merhametli ve mert insanlar olarak tanımladıklarını görürüz. Ayrıca Hristiyanların kin tutmadıklarını ve bu vasıflarının kıyamete kadar kendilerinde devam edeceğini ve bu konuşmanın, Ezher'in öğrencilerine öğrettiği en önemli kitaplarda bulunduğunu görürüz” dedi.

Daha önce El Ezher Şeyhi şöyle demişti: “Hristiyanların bayramlarını kutlamak bir nezaket veya formalite meselesi değil, daha ziyade Hanif dinimizin öğretilerine dair anlayışımızdan kaynaklanmakta.” Şeyh o dönemde şunu belirtmişti: “Müslümanlar ile Hristiyanlar arasındaki ilişki, birlik ve kardeşliğin gerçek bir örneği. Bu kardeşlik, her zaman zorluklar karşısında milleti güçlendiren güçlü bağ olarak kalacaktır.”

Buna karşılık, Mısır Vakıflar Bakanlığı, "tüm Mısır valiliklerindeki tüm Vakıflar müdürlüklerine, çeşitli kiliselerdeki Hristiyanları tebrik etme yetkisi verdiğini" doğruladı. Vakıflar Bakanı Dr. Muhammed Muhtar Cuma, “Hristiyanları tebrik etmek bir nevi saygı ve bağlılıktır” dedi.

Geçtiğimiz yıllarda, Dr. Tayyib başkanlığındaki El Ezher liderlerinden oluşan bir heyet, İskenderiye Papa'sına ve Kıpti Ortodoks Kilisesi Patriği Papa II. Tavadros’a Noel tebriklerini sunmak için Abbasiya bölgesindeki (Kahire'nin doğusunda) Büyük San Marco Katedrali'nin genel merkezini ziyaret ederdi. Benzer şekilde Papa Tavadros kilise heyetinin başında El Ezher şeyhliğinin Darassa semtindeki (Kahire merkezi) genel merkezini ziyaret ederek Dr. el Tayyib’i bayramlar dolayısıyla tebrik ederdi. Bu bağlamda El Ezher'den konuyla ilgili bilgi sahibi olan bir kaynak, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada "Resmi bir El Ezher heyetinin bu hafta içinde bayram tebriklerini iletmek üzere Papa Tavadros'u ve kiliseyi ziyaret edeceğini" söyledi. Bu vesileyle tebrik duygularının paylaşılmasının "sevgi ve kardeşlik anlamlarını gerçekleştirdiğini" vurguladı.

El Ezher Uluslararası Elektronik Fetva Merkezi'ne göre, Hıristiyanların bayramlarını kutlamak “caizdir ve saygı ve ihsan kapsamına girer. Aynı zamanda yumuşak ve güzel konuşma kapsamında değerlendirilir ve tüm bu hususlar, Cenâb-ı Hakk'ın, başta Kitap Ehli olmak üzere, ayrım gözetmeksizin tüm insanlara yapılmasını emrettiği şeylerdendir.”

Merkez, birkaç gün önce bir fetva yayınlayarak, "Hıristiyanların bayramlarını kutlamanın caiz olmasının İslam dininin amaçlarıyla tutarlı olduğunu, hoşgörü ve ılımlılığı vurguladığını" ekledi.



Libya’nın yurtdışında dondurulmuş fonlarının çözülmesine yönelik olası gizli anlaşmalar

Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)
Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)
TT

Libya’nın yurtdışında dondurulmuş fonlarının çözülmesine yönelik olası gizli anlaşmalar

Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)
Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)

Zayed Hediyye

Libya'da Abdulhamid ed-Dibeybe’nin başbakanı olduğu Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) son aylarda karşı karşıya kaldığı siyasi ve ekonomik krizler devam ederken UBH ile ABD yönetimi arasında yapılan anlaşmalara ilişkin uluslararası basında art arda çıkan haberler UBH’nin sıkıntılarını daha da arttırdı. Bu anlaşmalar arasında Washington'da dondurulan Libya fonlarının, ABD'ye bu fonların bir kısmının verilmesi karşılığında çözülmesini amaçlayan bir anlaşma da yer alıyor.

Bu anlaşmanın onaylanması halinde bu hamle, Temsilciler Meclisi'nin (TM) yeni bir bütçe vermeyi reddetmesi ve Libya’nın doğu kampının ABD ve Türkiye gibi Libya sahnesindeki önde gelen ve etkili olan uluslararası tarafların teveccühünü kazanmayı başarması sonucu UBH’nin son dönemde rakiplerine karşı gerilediği ekonomik ve siyasi düzeylerdeki konumunu iyileştirmesine katkı sağlayacak.

Washington için cazip bir anlaşma

Anlaşmanın ayrıntıları, İngiltere merkezli Middle East Eye haber sitesi ve diğer uluslararası basın kaynakları tarafından hazırlanan ve UBH ile Trump yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan ve 30 milyar dolar değerinde olduğu tahmin edilen fonlarına ilişkin gizli müzakerelerden bahseden bir haberde ortaya çıktı.

Söz konusu habere göre taraflar arasındaki görüşmeler geçtiğimiz nisan ayı sonlarında Katar'ın başkenti Doha'da gerçekleşti. ABD Başkanı Trump'ın Ortadoğu işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı Massad Boulos ile UBH Başbakanı Dibeybe’nin Ulusal Güvenlik Danışmanı ve kuzeni İbrahim ed-Dibeybe’nin bir araya geldiği görüşmede, Libya'nın, Washington'ın dondurulan fonların çözülmesinde rol oynaması karşılığında, dondurulan fonların bir kısmını belirli ABD kuruluşlarına verme planı ele alındı.

Şarku’l Avsat’ın Middle East Eye'den aktardığı kaynaklara göre plan Trump'ın ekibinin ciddi ilgisini çekmiş ve planın uygulanmasına yönelik mekanizmaların takibi için iç görüşmeler çoktan başladı. Ancak bu durum, bazı tarafların dondurulmuş Libya fonlarını bir sonraki aşamada siyasi olarak değerlendirme niyetleri hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Libyalı yetkililerden yalanlama

Öte yandan Libya Yatırım Otoritesi (LIA), fonların serbest bırakılmasına ilişkin olarak basında yer alan haberleri yalanladı. Bu iddiaların doğruluktan yoksun olduğunu ve güvenilir kaynaklara ya da yetkili makamlar tarafından yayınlanan resmi raporlara dayanmadığını vurgulayan LIA, tüm yatırım portföylerinin ve egemen fonlarının Denetim Bürosu ve İdari Kontrol Dairesi gibi yerel kuruluşların yanı sıra akredite sahibi uluslararası denetçiler de dahil olmak üzere uluslararası kuruluşlar tarafından periyodik izlemeye tabi tutulduğunu ve hesaplarının uluslararası kabul görmüş yönetişim, açıklama ve şeffaflık standartlarına uygun olarak düzenli olarak gözden geçirildiğini kaydetti.

Libya’dan hamleler

ABD son zamanlarda Libyalı kurumların ve önde gelen resmi şahsiyetlerin Libya’nin ABD bankalarında dondurulmuş fonlarının serbest bırakılmasına yönelik hamleleri için aktif bir arena haline geldi. Libyalı resmi kaynakların tahminlerine göre bu fonlar Libya'nın yurtdışındaki toplam fonlarının yüzde 25'inden fazlasını oluşturuyor ve yaklaşık 200 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.

Bu hamlelerden en öne çıkanı, birkaç gün önce İngiltere merkezli Africa Confidential dergisinin sayfalarında yayınlanan ve Libya Devlet Varlıklarının Geri Kazanımı ve Yönetimi Ofisi (LAROM) eski Başkanı Muhammed el-Menseli'nin ‘çalıntı’ olarak nitelendirilen ve 50 milyar dolar değerinde olduğu tahmin edilen Libya’nın yurtdışındaki fonlarını kurtarmaya yönelik hamlelerinin ardından ABD makamları tarafından tutuklanmasının hangi koşullarda gerçekleştiğinden bahseden tartışmalı bir haberde ortaya çıktı.

Africa Confidential haberinde, Muhammed el-Menseli'nin geçtiğimiz yıl aralık ayında Washington'da Dışişleri, Adalet ve Hazine bakanlıkları yetkilileriyle bir araya geldiğini ve Muammer Kaddafi rejimi tarafından ABD’deki gizli hesaplara kaçırılan paraları Libya'nın geri alma niyetini kendilerine bildirdiğini aktardı. Habere göre Menseli bundan sadece birkaç hafta sonra 7 Ocak'ta izinsiz eylemlerde bulunduğu ve çifte vatandaşlığa sahip olduğu gerekçesiyle tutuklandı.

Libya’nın fonları onlarca yıldır dondurulmuş durumda

Libya'nın yurtdışında dondurulan fonları, 2011 yılında Muammer Kaddafi rejiminin devrilmesinden bu yana ülkenin karşı karşıya kaldığı en çetrefilli konulardan biri. Zira o tarihten bu yana göreve gelen hiçbir hükümet bu dosyayı yerinden oynatmayı başaramadı. Libya’nın yurtdışındaki fonları, 17 Şubat 2011'deki halk ayaklanmasını bastırmakla suçlanmasının ardından Kaddafi rejimine yaptırım uygulanmasını öngören 1973 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı kapsamında dondurulmuştu.

Libya’nın dondurulmuş fonları, eski rejimin yurtdışında doğrudan veya dolaylı olarak sahip olduğu tüm finansal varlıkları, fonları ve ekonomik kaynakları kapsıyor. Resmi verilere göre yurt dışındaki bankalarda bulunan dondurulmuş fonlar, varlıklar ve tahviller de dahil olmak üzere 200 milyar dolar tutarında olduğu tahmin ediliyor.

Bu fonların yüzde 37’si Avrupa’da, yüzde 33’ü Kuzey Amerika’da, yüzde 23’ü Afrika’da, yüzde 6’sı Ortadoğu’da ve yüzde 1’i Güney Amerika bulunuyor.

Devasa yatırımlar

Dondurulan fonlar arasında şimdiki adı Libya Yatırım Otoritesi olan Libya Yatırım Fonu'na ait yatırımlar da yer alıyor. Libya'nın egemen varlık fonu, ülkenin fazla petrol gelirlerini yönetmek ve yatırım yapmak için 2006 yılında kuruldu. Kaddafi döneminde 100 milyar dolardan fazla kaynak tahsis edilen fon, tarım, emlak, finans, petrol ve gaz gibi çeşitli alanlardaki yatırımları yönetiyor ve gelirlerinin milyarlarca dolar olduğu tahmin ediliyor.

Bazı ülkeler geçtiğimiz yıllar boyunca, Libya'nın dondurulmuş fonlarına, bu fonlardan faydalanmak amacıyla göz dikti. Bazıları yasadışı yollardan ve Libya'ya karşı tazminat davaları açarak bu fonları elde etmeye çalıştı, ancak tüm bu girişimler başarısız oldu.

LIA Direktörü Ali Mahmud Reuters'a yaptığı açıklamada, LIA’nın 70 milyar dolarlık fonlarının aktif yönetiminin on yılı aşkın bir süre sonra ilk kez BMGK tarafından bu yılın sonlarına kadar onaylanmasını beklediğini söyledi. Mahmud, LIA'nın mart ayında sunduğu yatırım planının kasım ya da aralık ayında BMGK tarafından onaylanacağından emin olduğunu da sözlerine ekledi.

LIA’nın dört bölümden oluşan planının ilk bölümünün oldukça basit olduğunu belirten Mahmud, bu bölümde fonların dondurulduğu yıllar boyunca biriken fonların tahvil ödemeleri olarak yeniden yatırılmasının planladığını ifade etti.

Birçok hedef

Bingazi Üniversitesi'nde ekonomi ve siyaset bilimi profesörü olan Ali Cuma, UBH’nin bu olası anlaşmayla sadece bir değil, birkaç hedefe ulaşmayı amaçladığını düşünüyor.

Prof. Cuma, Dibeybe hükümetinin Libya'nın yurtdışındaki fonlarının kontrolünü yeniden ele geçirme çabasının öncelikle ekonomik sıkıntısını çözmeyi ya da hafifletmeyi amaçladığını, zira hükümetin şu anda TM başta olmak üzere çeşitli taraflarca kendisine dayatılan iç siyasi ve mali baskı nedeniyle kamu harcamalarını karşılayamadığını söyledi.

Prof. Cuma, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Bu teklif aynı zamanda ABD ve pragmatik tutumlarıyla tanınan yeni başkanı Donald Trump ile ilişkileri geliştirmeyi ve Libya'nın doğu kampının son haftalarda nispeten başarılı olduğu Washington'a karşı üstünlük sağlama çabalarının önünü kesmeyi amaçlıyor.”

Ancak birçok tarafın bu sızıntıları mali kazançlar karşılığında ulusal egemenliğin bir kısmının teslim edilmesi olarak istismar etmeye çalışacağı için anlaşmanın Dibeybe ve UBH üzerindeki olumsuz etkisi konusunda uyaran Prof. Cuma, Dibeybe hükümetinin bu hamlesinin, dondurulmuş fonların geri alınması ile ulusal egemenliğin korunması arasında bir denge kurma becerisi açısından gerçek bir sınav niteliği taşıdığını, fakat mevcut aşamada bu iki zıt kutbu bir araya getirmenin oldukça zor olduğunu vurguladı.