İsrail lobisi Gazze’deki Yahudi yerleşimini yeniden canlandırmaya çalışıyor

Bir ABD lobisiyle ortaklaşa bir şekilde… İsrailli bir yetkili, Filistinlilerin sınır dışı edilmesini gerçekçi olmayan hayaller olarak görüyor.

Yerinden edilmiş Filistinliler Gazze’nin el-Mavasi bölgesindeki geçici çadır kampında yemek pişiriyor (AP)
Yerinden edilmiş Filistinliler Gazze’nin el-Mavasi bölgesindeki geçici çadır kampında yemek pişiriyor (AP)
TT

İsrail lobisi Gazze’deki Yahudi yerleşimini yeniden canlandırmaya çalışıyor

Yerinden edilmiş Filistinliler Gazze’nin el-Mavasi bölgesindeki geçici çadır kampında yemek pişiriyor (AP)
Yerinden edilmiş Filistinliler Gazze’nin el-Mavasi bölgesindeki geçici çadır kampında yemek pişiriyor (AP)

İsrail ve ABD’de faaliyet gösteren İsrail’in Zafer Projesi için Parlamento Lobisi, ABD yönetimine ve İsrail hükümetine ‘Filistinlilerin gönüllü yer değiştirmesi projesi üzerinde ciddi şekilde müzakere edilmesi’ talebinde bulundu. Lobi, bunun İsrail ve Filistinliler için en iyi insani çözüm olduğunu iddia etti. Ayrıca lobi, ABD’nin Filistin Otoritesi’nin Gazze’yi yeniden yönetmesini sağlama planı ve iki devletli çözüm konusunda uyarıda bulunarak, bunun Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısının birkaç kez tekrarlanması için bir ‘reçete’ olduğunu dile getirdi.

Bu tutum, Güvenlik ve Siyasi İşlerden Sorumlu Mini Bakanlar Konseyi’nin Gazze’deki savaşın ertesi günü konusunu tartışmak için dün gerçekleştirdiği toplantının arifesinde ortaya koyuldu. Lobi, Gazze halkının sınır dışı edilmesine yönelik resmi projenin yazarı olan İstihbarat Bakanı Gila Gamliel’in hazırladığı planı kabul ettiğini duyurdu. Bakan, lobi üyeleriyle yaptığı toplantıda, Gazze’de yaşamı neredeyse imkânsız hale getirecek tedbirlerle Gazze’ye geçişin önünü açmanın öneminden bahsetti.

4R5G
Gazze Şeridi’nin güneyinde bulunan Han Yunus’taki Nasır Hastanesi yakınındaki UNRWA kampında yerinden edilmiş bir kız (EPA)

Gamliel, “Savaştan sonra Gazze’de olması gereken; Hamas yönetiminin çökmesi, sitelerinin ve tünellerinin tamamen yok edilmesi, belediyelerin ve köy meclislerinin çökmesi ve yüzbinlerce evin yaşanmaz hale gelmesi, sakinlerinin yabancı insani yardıma bağımlı hale gelmesi, işyerlerinin yok olması, yaygın işsizliğin ortaya çıkması ve tarım arazilerinin yüzde 60’ını İsrail'in güvenlik kuşağı haline getirilmesidir. Ayrıca İsrail ordusunun, tüm sınır geçişlerini kontrol altında tutması ve operasyonel faaliyetlerine devam edebilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

UNRWA malzemelerinin aktarılması

“Yönetim yetkisinin Filistin Otoritesi’ne devredilmesi, İsrail için çok tehlikeli bir konudur” diyen Bakan, “Otorite’nin orada yönetici olduğunu ve Hamas tarafından zorla kovulduğunu unutmayalım. Otoritenin liderleri, pozisyonları açısından Hamas’tan farklı değil, hatta 7 Ekim katliamına desteklerini bile dile getirdiler” dedi.

Gila Gamliel, projesinin Gazze Şeridi’nde ABD, Mısır ve Ürdün liderliğinde geçici bir sivil yönetimin kurulmasını ve İsrail ordusunun güvenlik kontrolünü sürdürmesini öngördüğünü dile getirdi. Acil görevler arasında tamamen silahsızlanma süreci ve Filistinlilerin bilincini değiştirmeye yönelik bir planın uygulanması, Filistinli mülteci sorununun ve onu devam ettiren her şeyin ortadan kaldırılması ve mültecilerin ülke dışında yeni bir hayat kurabilmeleri için gönüllü göç projesini finanse etmek amacıyla UNRWA’ya kaynakların aktarılması yer alacak.

ERGR4
İsrail Hava Kuvvetleri’nin 669. Birimi üyeleri yaralı bir İsrail askerini Gazze’deki bir uçağa taşıyor (AFP)

Bu lobinin 2017 yılında hem koalisyon hem de muhalefet temsilcilerinden oluşan bir parlamento lobisi olan ‘İsrail Zafer Projesi’ adı altında kurulmuş olması dikkat çekicidir. Başkanlığını Likud’dan milletvekilleri Avraham Nagusa, (Yair Lapid’in başkanlığını yaptığı) Yeş Atid partisinden Elazar Stern ve Liberman’ın partisinden Oded Forer yaptı. Lobi, tüm Siyonist partilerden 20 temsilci içeriyor. 2019’da Knesset değişti ve lobinin başına, Likud’dan Yuval Steinitz, Gideon Saar’ın partisinden Zvi Hauser (daha sonra Benny Gantz liderliğindeki koalisyonun parçası oldu) ve Liberman’ın partisinden Yevgeni Suba geçti. Mevcut Knesset’te lobi, Dini Siyonizm’den Ohad Tal ve Lieberman'ın partisinden Yevgeni Suba tarafından yönetiliyor.

Gerçek dışı hayaller

Öte yandan İsrail Başbakanı, İsrail medyasına verdiği brifingde, aralarında Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir’in de bulunduğu İsrail hükümetindeki bakanlar tarafından Filistinlilerin Gazze Şeridi’nden sürülmesi yönünde yapılan çağrıları ‘gerçeklikle bağlantısı olmayan hayaller’ olarak nitelendirdi.

Netanyahu, “İsrail, Gazze halkını yerinden edip dünyanın başka yerlerine yerleştirmeye çalışmıyor. Biz istesek bile İsrail’in Gazzelileri başka bir ülkeye göç etmeye zorlama gücü yoktur” diyerek, yasal kısıtlamalara atıfta bulundu. İsrail’in Gazzelilerin göçü konusunda hiçbir ülke ile pazarlık yapmadığını belirten Netanyahu, “İsrail, bu yaklaşımdan vazgeçmeli. Bir kısır döngü içinde değiliz. İsrail’de Gazze’de gönüllü göç konusunda bir istek olabileceğine inanan çok sayıda kişi var. Kurulmuş hiçbir hayal olmamalıdır. Hiçbir ülke Filistinlilerin yeniden yurtlandırılmasını kabul etmeyecektir” dedi.

ER
Gazze Şeridi’nin güneyindeki yerinden edilmiş Filistinliler, su almak için sırada bekliyor (Reuters)

Netanyahu’nun bakanlarına bu konuyla ilgili özel bir ekip kuracağına dair söz verdiği biliniyor. Ancak aynı zamanda Başbakan, bugün bu adımın büyük bir siyasi ve hukuki ikilem oluşturacağını ve ABD Başkanı Joe Biden yönetimiyle çatışmaya yol açacağını da düşünüyor.

ABD’li iki isim

Lobinin çalışmalarının başlangıcından bu yana liderliğinde iki ABD’li isim yer aldı; Bunlardan ilki, Washington’daki Ortadoğu Enstitüsü Başkanı Prof. Daniel Weibas. Kendisi, ulusal güvenlik ve terörle mücadele konularındaki geniş nüfuzuyla biliniyor. Diğer isim ise söz konusu enstitünün Genel Müdürü Greg Roman. Kendisi, Yahudi kurumlarının eski bir lideridir ve İsrail Savunma Bakanlığı’nda görev almış ve İsrail Dışişleri Bakanı’nın danışmanı olarak çalışmıştır. Lobinin bu toplantıda açıklanan hedefi, Filistin’in reddetme politikasına son vermek ve Filistinlilerle çatışmayı sonlandırıp kan dökülmesini durduracak atmosferi hazırlamaktır. Bu da ancak Filistinliler ve destekçilerinin yenilgiyi kabul edip silahlarını bırakmalarından sonra müzakere yoluyla başarılabilir.

DEVRBT
İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki savaşının başlangıcında Gazze’den güneye göç eden Filistinliler (AFP)

Lobi, İsrail hükümeti ile ABD yönetiminin 30 yıllık müzakereler sırasında anlaşmazlığı çözmede başarısız olduğuna inanıyor. Lobiye göre ABD’li yetkililer, İsrail’e ‘acı verici tavizler’ dayatmaya odaklanırken, onlar Filistin’in reddetme politikasını da uygun şekilde ele almadılar. Ayrıca lobi, “Artık bir kez daha düşünmeli, Filistinlileri İsrail’i bir Yahudi devleti olarak tanımaya ve İsrail’i yok etme düşüncesinden vazgeçtiklerini ilan etmeye zorlamalı” açıklamasında bulundu.

ABD lobisine benzer

İsrail lobisi, 1988’den bu yana Kongre’de kurulan, ABD liderliğindeki siyasi isimler tarafından yönetilen ve işbirliği yapılan benzer bir Amerikan lobisinin ortağıdır. ABD desteğiyle finanse ediliyor.

İsrail sağının gönüllü sınır dışı etme projesini desteklemeye yönelik bu yaygın saldırısı, öyle görünüyor ki ABD yönetimini ve bunu İsrail’i siyasi ve hukuki olarak uluslararası forumlara dahil etmek olarak gören İsrail’deki birçok gücü rahatsız ediyor. Lobi toplantısının bitiminden sonra İsrailli üst düzey güvenlik yetkililerinin medya organlarına “Ordu, sınır dışı etme konusunu gerekli görmüyor. Aksine İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki savaşının bir sonraki aşamasının bir parçası olarak kuzey Gazze sakinlerinin evlerine dönmelerine izin verilmesini tavsiye ediyor’ yönünde açıklama yapması tesadüf değil. Ayrıca yetkililer, İsrail’in ‘yasal ve siyasi’ kısıtlamalarla sakinleri engelleyemeyeceğini vurguladı.

EDFR
Yerinden edilmiş Filistinliler, Gazze’nin el-Mavasi bölgesindeki geçici çadır kampında yemek pişiriyor (AP)

Muhalif bir siyasi kaynak, “Sınır dışı etme çağrısı artık yalnızca bazı aşırı sağcı bakanlar ve temsilcilerle sınırlı değil. İsrail ve ABD'deki siyasi, popüler ve akademik güçler de bu çağrının arkasında duruyor. Bu güçler bu projeye ivme kazandırmaya çalışıyor ve savaşın siyasi çözüm yoluyla sona erdirilmesini her türlü şekilde reddediyor” dedi.

“Savaşın ertesi günü”

Mevcut yerinden etme kampanyası da tesadüf değil. Aksine İsrail Güvenlik ve Siyasi İşler Bakanlar Konseyi’nin ABD yönetiminin baskısıyla ‘savaşın ertesi günü’ konusunu görüşmek üzere yürüteceği görüşmelerin arifesinde gerçekleşti.

İsrail merkezli Kanal 13’ün haberine göre güvenlik yetkilileri, güvenlik hizmetlerinin de vizyonlarını sunmaya hazırlandığını açıkladı. Güvenlik teşkilatındaki üst düzey yetkililer tarafından formüle edilen pozisyon, “(Uluslararası toplumu İsrail’i desteklemek üzere harekete geçirmeyi amaçlayan) Uluslararası hukuki ve siyasi koşullara bağlı olarak İsrail, kuzey Gazze sakinlerinin kendi bölgelerine dönmesini engelleyemeyecektir” ifadeleriyle açıklandı.

Habere göre güvenlik servisleri, yerlerinden edilmiş Filistinlilerin kuzey Gazze Şeridi’nden kendi bölgelerine dönüşlerine izin verilmesine başlamak için belirli bir tarih önermedi. Ancak güvenlik servislerindeki üst düzey yetkililer, İsrail siyasi liderleriyle yaptıkları görüşmelerde, “Bu, Gazze’deki savaşın üçüncü aşamasının başlamasıyla gerçekleşmelidir” dedi.

Kanal 13 bir haberinde, “Güvenlik hizmetlerindeki yetkililer, bu tutumlarına diğer hususların yanı sıra, uluslararası hukuka göre bölge sakinlerinin süresiz olarak evlerinden tahliye edilemeyeceği gerçeğini gerekçe sunuyor” değerlendirmesinde bulundu. Kanala göre bu değerlendirmeler, aynı zamanda Güney Afrika’nın ‘savaş kurallarının ihlali ve Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilere soykırım yapılmasıyla’ ilgili olarak İsrail’e açtığı dava çerçevesinde Uluslararası Adalet Divanı’nın gelecek hafta Lahey’de yapacağı oturumda da gündeme getirilecek.



15 Temmuz darbe girişimiyle bağlantılı 63 askeri personele yönelik yakalama kararı çıkarıldı

15 Temmuz darbe girişimi sırasında tankın tepesinde silahını doğrultan bir asker, Ankara, 16 Temmuz 2016 (Reuters)
15 Temmuz darbe girişimi sırasında tankın tepesinde silahını doğrultan bir asker, Ankara, 16 Temmuz 2016 (Reuters)
TT

15 Temmuz darbe girişimiyle bağlantılı 63 askeri personele yönelik yakalama kararı çıkarıldı

15 Temmuz darbe girişimi sırasında tankın tepesinde silahını doğrultan bir asker, Ankara, 16 Temmuz 2016 (Reuters)
15 Temmuz darbe girişimi sırasında tankın tepesinde silahını doğrultan bir asker, Ankara, 16 Temmuz 2016 (Reuters)

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bugün, 15 Temmuz darbe girişimiyle suçlanan Fetullahçı Terör Örgütü'yle (FETÖ) bağlantılı oldukları gerekçesiyle 63 muvazzaf askeri personel hakkında yakalama kararı çıkardı.

Başsavcılık şüpheliler arasında ordu, deniz kuvvetleri, hava kuvvetleri ve jandarmadan dört albayın bulunduğunu açıkladı. Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre ülke genelinde sabah erken saatlerde yapılan baskınlarda 56 şüpheli gözaltına alındı.

Gözaltına alınanların, Türkiye'nin FETÖ olarak adlandırdığı yasadışı grupla bağlantılı oldukları iddia ediliyor. Örgütün lideri Fethullah Gülen, 1999 yılından bu yana sürgünde yaşadığı ABD'de geçen yıl ekim ayında öldü.

15 Temmuz 2016'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümetini devirmek amacıyla Ankara ve İstanbul'da sokaklara dökülen darbeci askerler yaklaşık 290 kişiyi öldürdü. Savaş uçakları, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) binasını ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni bombalarken, o sırada tatilde olan Erdoğan suikasttan ya da tutuklanmaktan kıl payı kurtuldu.

Darbe girişiminin ardından ordu, polis, yargı ve diğer devlet kurumlarında yapılan tasfiye on binlerce kişinin tutuklanmasına yol açtı. FETÖ ile bağlantılı okullar, işletmeler ve medya kuruluşları kapatıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) sızmış örgüt mensuplarının tespit edildiği ve FETÖ’nün ‘anayasal düzene ve devletin bekasına yönelik en büyük tehdidi’ oluşturmaya devam ettiği belirtildi. Açıklamada, başarısız darbe girişiminden bu yana 25 bin 801 askeri şüphelinin gözaltına alındığı belirtildi.

Açıklamada, şüphelilere yöneltilen suçlamaların tam olarak ne olduğu belirtilmedi.

Eski bir din adamı olan Gülen, on yıllar boyunca küresel bir hayran kitlesini harekete geçirdi ve Erdoğan'ın 2003 yılında iktidara gelmesine yardımcı oldu. İttifak, hükümetin Gülen'e ait bazı eğitim kurumlarını kapatması ve Gülen'in polis ve yargıdaki takipçilerinin Erdoğan hükümetini yolsuzluk suçlamalarıyla takip etmesinin ardından çöktü.

Gülen, başarısız darbe girişimiyle herhangi bir ilgisi olduğunu her zaman reddetti. 2024 yılının ekim ayında ölen Gülen, ABD'den defalarca iadesini talep eden Türkiye tarafından aranıyordu.