Blinken'ın ziyaretleri Gazze'de Mısır-Katar arabuluculuğuna çözüm mü, yoksa İsrail'e destek mi?

Gündemde Tel Aviv'in ‘ertesi gün’ planı önerisi ve ‘Filistinlilerin yerinden edilmesi’ konusundaki görüşmeler var.

Yerinden edilmiş aileler, Han Yunus'taki Nasır Hastanesi yakınlarındaki kampa sığındı. (EPA)
Yerinden edilmiş aileler, Han Yunus'taki Nasır Hastanesi yakınlarındaki kampa sığındı. (EPA)
TT

Blinken'ın ziyaretleri Gazze'de Mısır-Katar arabuluculuğuna çözüm mü, yoksa İsrail'e destek mi?

Yerinden edilmiş aileler, Han Yunus'taki Nasır Hastanesi yakınlarındaki kampa sığındı. (EPA)
Yerinden edilmiş aileler, Han Yunus'taki Nasır Hastanesi yakınlarındaki kampa sığındı. (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Ortadoğu bölgesinde gerilimin arttığı bir dönemde, yeni bir ziyaret turuna başladı. Söz konusu gerilimler, İsrail ile Gazze Şeridi'ndeki Filistin direniş grupları arasındaki çatışmalar, birden fazla cephede yükselen tansiyon, Kızıldeniz girişinde artan tehditler ve geçen hafta Lübnan'da Hamas lideri Salih el-Aruri'nin öldürülmesinden sonra Mısır-Katar arabuluculuğu ile Gazze'de ateşkes sağlama çabalarının tıkanması gibi çeşitli nedenlerden kaynaklanıyor. İsrail ayrıca, çatışmaların dördüncü ayına giren Gazze Şeridi'nin ‘geleceği’ hakkında bir vizyon sundu.

ABD Dışişleri Bakanlığı, Blinken'ın geçtiğimiz perşembe günü, ‘Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Batı Şeria, Türkiye ve Yunanistan'ı kapsayan ve daha önce açıklanan İsrail'in de yer aldığı’ bir gezi için yola çıktığını duyurdu.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, Blinken'in "Gazze Şeridi'ne yönelik insani yardımı önemli ölçüde artırmaya yönelik acil önlemler" de dahil olmak üzere konuları görüşeceğini söyledi. Miller, geçtiğimiz perşembe günü düzenlediği basın toplantısında "Bu gezideki tüm görüşmelerin kolay olmasını beklemiyoruz. Bölgenin önünde zor sorunlar ve önümüzde zor seçimler olduğu açık” şeklinde konuştu.

Miller, Blinken'ın Aruri'nin öldürülmesi ve Kızıldeniz'de İsrail gemilerine veya İsrail'e giden gemilere yönelik Husi saldırılarının artması nedeniyle ‘çatışma alanının genişlemesini önleme’ konusunu da gündeme alacağını belirtti. "Çatışma, Gazze sınırlarını aşarsa ne İsrail'in ne bölgenin ne de dünyanın çıkarına olur" ifadelerini kullandı.

Bu, Blinken'ın 7 Ekim 2023'den bu yana bölgedeki dördüncü ziyareti. 30 Kasım 2023'de, ateşkesin sona ermesine bir gün kala İsrail'i ziyaret ettiğinde Blinken, İsrailli liderlerle ‘abluka altındaki bölgede insani ateşkesin uzatılması fırsatlarını’ görüştü. Ancak bombalama yeniden başlamadan dakikalar önce ayrıldı. Bazı ABD’li yetkililer bölgeyi ziyaret ederek İsrailli mevkidaşlarıyla görüştü ancak ateşkese dair somut sonuçlar elde edemediler.

Gazze Şeridi’nin geleceği

Gözlemcilere göre ABD Dışişleri Bakanı, ‘zor’ olarak tanımlanan ve Gazze Şeridi'nin geleceğiyle ilgili birçok dosyayı tartışması bekleniyor. Bu, İsrail'de Gazze sakinlerinin Gazze dışındaki bir yere yerleştirilmesi projesinin gerekliliği hakkındaki konuşmaların arttığı bir dönemde gerçekleşiyor.

Fotoğraf Altı: İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları sırasında Nuseyrat ve Bureyc mülteci kamplarında yaşayanlar tahliye edildi. (EPA)
Fotoğraf Altı: İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları sırasında Nuseyrat ve Bureyc mülteci kamplarında yaşayanlar tahliye edildi. (EPA)

Filistin'in eski Kahire Büyükelçisi Barakat el-Farra, Şarku'l Avsat’a şu değerlendirmede bulundu:

“Blinken'ın bölgeye yaptığı ziyaretin, Gazze Şeridi'ndeki duruma önemli bir ilerleme getirmesi beklenemez. ABD’li yetkililerin bölgeye yaptığı ve İsrailli yetkililerle yaptığı görüşmelerden önemli bir sonuç çıkmaması, İsrail'e destek ve Filistinlilere karşı daha fazla katliam yapma fırsatı vermek anlamına geliyor. Mısır'ın savaşın sona ermesi için yaptığı öneri, Blinken'in bölgeye yaptığı ziyaret sırasındaki görüşmelerin gündeminde yer alacak. Ancak, Aruri'nin öldürülmesinin siyasi hareketleri olumsuz etkilemesi nedeniyle, bu önerinin uygulanması zor olacak. Zira İsrail'in tırmanma yönündeki eğilimi ve Gazze'nin geleceği hakkındaki (muğlak) fikirleri, tüm taraflar için aşılamaz bir gerçeklik yarattı.”

Filistinlilerin göçe zorlanması

İsrail'de, ‘Filistinlilerin göçe zorlanması’ hakkındaki tartışmalar gizliden açığa çıktı. Sağcı İsrail hükümetinde görev yapan bakanlar, neredeyse her gün ‘Filistinlilerin, Gazze Şeridi'nden göçe zorlanması’ ve bölgenin bir kısmının İsrail yerleşimlerine dönüştürülmesinin gerekliliği hakkında açıklamalar yapıyorlar. Bu açıklamalar, Bakanlar Itamar Ben-Gvir ve Bezalel Smotrich tarafından yapıldı. ABD yönetimi, ‘Filistinlilerin göçe zorlanması’ veya bölgenin niteliğinin değiştirilmesi ve alanının küçültülmesi gibi herhangi bir adımı reddettiğini defalarca dile getirdi.

Filistinli araştırmacı ve İsrail uzmanı Ömer Caarra, ‘Filistinlilerin göçe zorlanması’ hakkındaki tartışmaların benzeri görülmemiş bir şekilde açıkça arttığını söyledi. Caarra, dün Arap Dünyası Haber Ajansı’na (AWP) yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Açıktan 'Filistinlilerin göç ettirilmesinden’ bahsediyorlar. Bu, Smotrich'in liderlik ettiği bir halk söylemi olmaktan çıktı, İsraillilerin uygulamak istediği planlara dönüştü. Gece gündüz, Gazze Şeridi'nin büyük bir kısmının nüfusunun boşaltılması gerektiğinden bahsediyorlar. Bu, sadece iki sağcı bakanın söylemiyle ilgili değil, Başbakan Binyamin Netanyahu da 'Filistinlilerin göç ettirilmesi' planlarını benimsiyor. Savaşın başlangıcından bu yana, bu planlara Mısır ve uluslararası toplumun reddi olmasaydı, Filistinlileri Mısır'a 'göç ettirmeye' çalışıyordu."

İsrail Yayın Kurumu, Smotrich'in geçtiğimiz çarşamba günü İsraillilerin yüzde 70'inden fazlasının Gazze Şeridi sakinlerinin göçünü desteklediğini söylediğini aktardı. İsrailli bakanın açıklamaları, kendisinin ve Ulusal Güvenlik Bakanı Ben Gvir'in Gazze Şeridi'ndeki nüfusun yerinden edilmesiyle ilgili tekrarlanan konuşmaları nedeniyle ABD'nin önceki açıklamalarına yönelik eleştirilerine yanıt olarak geldi.

Galant’ın planı

ABD Dışişleri Bakanı'nın bölgeye ziyareti, İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant’ın geçtiğimiz perşembe akşamı Gazze'de ‘savaş sonrası’ planını ortaya atmasının ardından geliyor. Bu plana göre, çatışma sona erdikten sonra Filistinli bölgede ne Hamas ne de İsrail sivil yönetimi olacak.

Gantz'ın planına göre, Gazze'nin sivil yönetimi dört taraftan oluşacak: İsrail, Filistinli sivil güçler, çok uluslu bir güç ve Mısır. Filistinli yerel kurumlar, bölgenin sivil yönetim mekanizmalarının temelini oluşturacak, ancak İsrail'e karşı düşmanca olmamaları şartıyla.

Fotoğraf Altı: Filistinli sağlık görevlileri, Gazze'nin merkezindeki bir eve düzenlenen hava saldırısının ardından beyaz çarşaflara sarılı cesetleri ambulansın içine yerleştiriyor. (Reuters)
Filistinli sağlık görevlileri, Gazze'nin merkezindeki bir eve düzenlenen hava saldırısının ardından beyaz çarşaflara sarılı cesetleri ambulansın içine yerleştiriyor. (Reuters)

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ)'nün siyasi kanadı olan Fetih Hareketi’nin Sözcüsü Abdulfettah Devlet, Galant’ın Gazze'nin geleceği için sunduğu önerileri ve planlarını ‘reddedildiğini ve değersiz olduğunu’ söyledi. Devlet, dün AWP’ye verdiği demeçte, "Filistin'i ancak Filistinliler yönetecek. Biz, Filistin'i kim yönetecekse onu belirleyecek ve seçeceğiz. Bu bizim ülkemiz" dedi.

Diğer yandan, eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Heridi, Şarku'l Avsat’a verdiği demeçte, Blinken'in bölgeye ziyaretinin önceliklerinin, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının yönünü ABD görüşüne uygun nitelikli operasyonlara çevirmeyi araştırmak, yani yüksek değere sahip hedefleri gerçekleştiren ve sivillerin büyük sayılarda kaybına neden olmayan operasyonlar yürütmek olduğunu söyledi. Ayrıca savaşın sona ermesinden sonra yapılacak düzenlemeleri, özellikle Gazze'deki yönetimin geleceğini ve yeniden inşayı finanse edecekleri görüşmek olduğunu kaydetti. Heridi, ABD yönetiminin Mısır-Katar arabuluculuğunu, Gazze Şeridi'ndeki tutukluların serbest bırakılmasına yönelik herhangi bir çabayı desteklemek ve bunu Amerikan seçimlerinde siyasi bir kazanç olarak kullanmak amacıyla destekleyeceğini söyledi. Ancak, görüşmelerin, son olarak Aruri'nin öldürülmesi şeklinde tezahür eden son çatışmalar nedeniyle karşılaştığı zorlukları da dile getirdi. Bu durum, arabuluculuk çabalarını kuşkusuz gölgeledi.

İsrailli yayın kurumu Kan geçen hafta, Mısır'ın Aruri'nin öldürülmesine misilleme olarak İsrail hükümetine arabuluculuktaki katılımını askıya aldığını duyurdu. Ancak Mısırlı üst düzey bir kaynak geçtiğimiz çarşamba günü Mısırlı medya organlarında yer alan açıklamasında, ‘Gazze Şeridi'ndeki krizi çözmek için müzakere yolunun alternatifi olmadığını’ belirterek, "Mısır arabuluculuğu olmadan krizin şiddeti, tüm tarafların beklentilerini aşacak şekilde artabilir " dedi.

Geçtiğimiz 24 Kasım'da, Mısır ve Katar'ın ABD desteğiyle yürüttüğü arabuluculuk, Gazze Şeridi'nde ilk ateşkesin ilan edilmesinde başarılı oldu. Ateşkes bir hafta sürdü ve bu süre zarfında Gazze Şeridi'nde tutuklu bulunan 105 kişi karşılığında İsrail hapishanelerinde bulunan 240 Filistinli serbest bırakıldı.



Washington, Libya’daki hükümetlerin temsilcileri arasında Roma’da düzenlenen “gizli” toplantıya katıldı

USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)
USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)
TT

Washington, Libya’daki hükümetlerin temsilcileri arasında Roma’da düzenlenen “gizli” toplantıya katıldı

USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)
USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)

ABD’nin Libya Büyükelçiliği, Libya'da iktidar mücadelesi veren iki hükümetin temsilcileri arasında İtalya'nın başkenti Roma'da kısa bir süre önce düzenlenen ‘gizli’ toplantıya ABD’li yetkililerin de katıldığını doğruladı. Öte yandan Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) ülkedeki krizi çözmek için önerdiği ‘yol haritasına’ yerel destek toplamaya devam ediyor.

ABD’nin Libya Büyükelçiliği tarafından salı akşamı yapılan kısa açıklamada, geçtiğimiz hafta, Libya Ulusal Ordu (LUO) Başkomutanı Mareşal Halife Hafter’in oğlu Saddam ile (geçici) Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe’nin yeğeni ve Ulusal Güvenlik Danışmanı İbrahim ed-Dibeybe arasındaki görüşmeye dolaylı bir atıfla ABD'nin Roma'da doğu ve batı kamplarından gelen üst düzey Libyalı yetkililerle görüşme fırsatı bulmasının bir onur olduğu belirtildi.

cf
Saddam Hafter (AFP)

Toplantının amacının Libyalıları bölünmeleri aşmaya ve kurumları birleştirmeye teşvik etmek, istikrarı ve barışı sağlamak olduğunu açıkça ifade eden büyükelçilik, bunların Libya ekonomisinde refahın sağlanması için gerekli koşullar olduğunu ve bunun da Libya halkının ve uluslararası ortaklarının daha fazla kalkınmasına yol açacağını belirtti. Büyükelçilik ayrıca, toplantının Libya ekonomisinin geleceği ve karşı karşıya olduğu zorlukları müzakere etmek, bu zorlukların üstesinden gelmek ve Libya halkının refahını sağlamanın yollarını aramak için bir fırsat olduğunu vurguladı.

Ne Hafter'in oğlu ne de Dibeybe’nin yeğeni görüşmelerin içeriği hakkında resmi bir açıklama yapmadı. Ancak haberlere göre ABD Başkanı Donald Trump’ın Afrika Özel Temsilcisi Massad Boulos, ABD yönetiminin çatışmaya hızlı çözümler getirme çabaları çerçevesinde Libya'daki iki rakip hükümetin temsilcileri arasında Roma'da bir toplantı planladı.

ı8
ABD Başkanı Donald Trump’ın Afrika Özel Temsilcisi Massad Boulos (AFP)

Şarku'l Avsat'ın Fransız dergisi Jeune Afrique'den aktardığına göre Boulos, toplantıda ele alınacak üç temel koşul belirledi, ancak bu koşulların içeriğini açıklamadı. Boulos, Washington'ın müzakere rolünü genişletmesi ve Libya çatışmasının çözümüne daha geniş bir şekilde müdahale etmesi için bu koşulların yerine getirilmesi gerektiğini düşünüyor.

Mareşal Hafter, salı akşamı Bingazi'de milletvekili Adem Busahra ile yaptığı görüşmede, UNSMIL’in desteklediği siyasi sürecin önemini vurguladı. Libya krizindeki siyasi gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını belirtti.

UNSMIL, siyasi yol haritasına destek toplamak için devam eden çabalar çerçevesinde salı akşamı Libya'nın batısından ve güneyinden bazı Temsilciler Meclisi üyeleriyle bir toplantı düzenledi.

UNSMIL Başkanı Hanna Tetteh'in geçtiğimiz ay açıkladığı ve kurumların birleştirilmesinin ve ulusal seçimlerin yapılmasının önünü açacak yol haritasının maddelerinin müzakere edildiği belirtildi.

UNSMIL tarafından yayınlanan bir açıklamaya göre ekibi yol haritasına yönelik kademeli bir yaklaşım açıkladı. Bu yaklaşım, Yüksek Seçim Komisyonu'ndaki boş koltukların doldurulması ve seçim çerçevesine gerekli değişikliklerin yapılması gibi temel adımlarla başlıyor. UNSMIL, kapsamlı siyasi süreci kolaylaştırmaya yönelik çabalarına Temsilciler Meclisi üyelerinin destek verdiğini ve ‘yol haritasına yapıcı ve özenli bir şekilde katılmaya istekli olduklarını ifade ettiklerini aktardı.

fgth
Tetteh'in Siyasi İşler Özel Temsilci Yardımcısı Stephanie Khoury (UNSMIL)

Tetteh'in Siyasi İşler Özel Temsilci Yardımcısı Stephanie Khoury, Dört Bölge Sosyal Konseyi ile siyasi yol haritasına ilişkin çeşitli görüşleri tartıştı. Bunlar arasında devlet kurumlarının birleştirilmesi ve güçlendirilmesi ile ulusal seçimlerin yapılması zorunluluğu da yer aldı. Toplantıda ayrıca, UNSMIL’in konseyin çatışmalara barışçıl çözümler getirme ve gerilimleri yatıştırmada oynadığı önemli rolün yanı sıra yakın zamanda yapılan belediye seçimlerine geniş bir katılım olmasını sağlamak için yerel topluluklarla iş birliği yapması da ele alındı.

Öte yandan Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) dün Trablus'ta BM haritasıyla ilgili seçim yasalarını tartışan ‘BM haritasını değerlendirme ve inceleme komitesi’ üyelerinin, haritayla ilgili kalan konuları tamamlamak için henüz tarihi belirlenmemiş bir sonraki toplantıyı gerçekleştireceklerini duyurdu.

cdfrgthy
DYK’nın Trablus'ta yapılan oturumundan bir kare (DYK)

DYK Başkanı Dr. Muhammed Tekele başkanlığında salı akşamı düzenlenen oturumun sonunda DYK, Egemenlik Pozisyonları Komitesi'ni, adaylık sürecini tamamlamak için bir mekanizma üzerinde anlaşmak üzere Temsilciler Meclisi ile irtibat kurmakla görevlendirdi. Komite, bir sonraki oturumda nihai raporunu sunacak. DYK ayrıca, merkezileşmenin sona erdirilmesi ve valilik sisteminin etkinleştirilmesi ile ilgili Yerel Yönetim Yasası'na ilişkin önerilen değişiklikleri onayladı ve bu değişikliklerin Temsilciler Meclisi'ne sevk edilmesi için gerekli yetkileri verdi.

Diğer taraftan Libya Yüksek Seçim Komisyonu dün, ikinci aşamada 34 belediye meclisi için yapılan seçimlerin nihai sonuçlarını onayladı. Geryan Birinci Derece Mahkemesi'nin kararı uyarınca yasağın kaldırılmasının ardından ilk aşama olarak gerçekleştirilen Şuveyrif Belediye Meclisi seçimlerinin sonuçları da onaylayan Yüksek Seçim Komisyonu, ikinci aşamada seçilecek belediye meclis başkanlarının seçimi için komiteler kurulmasına ilişkin bir karar yayınladı. Bu seçimlerin 14-18 Eylül tarihlerinde yapılması planlanıyor. Yüksek Seçim Komisyonu, alınan bu kararların seçim sürecinin devamı olduğunu ve yerel yönetim düzeyinde demokratik müzakere ilkesini güçlendirdiğini vurguladı.


Suriye Savunma Bakanlığı, SDG kontrolündeki bölgeleri hedef aldığını duyurdu

Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)
Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)
TT

Suriye Savunma Bakanlığı, SDG kontrolündeki bölgeleri hedef aldığını duyurdu

Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)
Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)

Suriye Savunma Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Halep'in doğusunda bir konut binasının bombalanması sonucu iki kişinin hayatını kaybetmesinin ardından, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDF) kontrolünde bulunan bölgelerdeki ateş kaynaklarını hedef aldığını duyurdu.

Açıklamada, "SDG güçleri, el Cerrah Askeri Havaalanı ve Meskene şehri civarında kontrolleri altındaki mevzilerinden sorumsuz ve şaşırtıcı bir şekilde şiddetli bir bombalama saldırısı başlattı. Saldırıda, Halep'in doğu kırsalındaki el Kayariye, Rasm elaAhmer ve Habuba Kebir köylerindeki sakinlerin evleri hedef alındı. Bombalama sonucunda iki sivil şehit oldu, üç sivil de yaralandı" ifadeleri yer aldı.

Bakanlık, bölgeye konuşlandırılan güçlerin harekete geçirilerek ateş kaynaklarına yönelik operasyon başlatıldığını, operasyonların halen devam ettiğini bildirdi.


Kaynaklar Şarku'l Avsat'a konuştu: Hamas liderleri yaralandı, birinin durumu kritik

TT

Kaynaklar Şarku'l Avsat'a konuştu: Hamas liderleri yaralandı, birinin durumu kritik

Kaynaklar Şarku'l Avsat'a konuştu: Hamas liderleri yaralandı, birinin durumu kritik

Hamas kaynakları Şarku'l Avsat'a, hareketin siyasi bürosunun liderlerinin Doha'ya düzenlenen İsrail saldırısında yaralandığını ve bunlardan birinin ‘durumunun kritik’ olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'a konuşan kaynaklar, hareketin siyasi bürosunun yaralı üyelerinin ‘sıkı güvenlik önlemleri altında özel bir hastanede tedavi gördüklerini’ doğruladı. Ancak, şu anda yaralı liderlerin isimlerini açıklamayı reddettiler.

Katar'ın başkenti Doha’nın el-Katifiyye bölgesinde Hamas liderliğine ait özel bir yerleşkeye düzenlenen İsrail saldırısında, Hamas liderlik konseyi üyesi Halil el-Hayye'nin oğlu Hemmam el-Hayye, ofis müdürü Cihad Lebed, üç yardımcısı ve bir Katarlı güvenlik görevlisi dahil olmak üzere altı kişi hayatını kaybetti.

Kaynaklara göre hedef alınan yerleşke, Hamas liderleri ve yetkilileri ile güvenlik görevlilerine ait ofis ve evleri içeriyordu. Bunlar arasında, yaklaşık dört saldırıdan en şiddetli olanının ana hedefi olan özel bir ofisin bulunduğu Halil el-Hayye'ye ait orta büyüklükte bir villa da bulunuyor.

Heniyye'nin ofisinde yapılan toplantı

Kaynaklar, ‘İsrail savaş uçakları tarafından bölgeye atılan bombaların bir kısmının kompleks içindeki diğer yerleri de vurduğunu’ belirtti. Bunlar arasında, 31 Temmuz 2024'te Tahran'da İsrail tarafından suikasta kurban giden hareketin siyasi büro başkanı İsmail Heniyye'nin eski ofisi de bulunuyor.

rgthy
Katar'ın başkenti Doha'da İsrail hava saldırılarının hedef aldığı bina (Reuters)

Kaynaklar, Hamas liderlerinin toplantısının Heniyye'nin ofisinde yapıldığını, bu ofisin el-Hayye'nin evine bitişik olduğunu ve ‘neredeyse onun evinin bir parçası olduğunu’ belirtti. Kaynaklar, bombalardan birinin Heniyye'nin geniş ve ferah ofisinin köşesine isabet ettiğini ve bombaların düştüğü yerden nispeten uzak bir köşede oturan siyasi büro üyelerinin yaralandığını bildirdi.

‘Takipli telefonlar’

Kaynaklar, saldırıda hiçbir Hamas liderinin öldürülmemiş olmasının arkasında olası nedenler olabileceğini tahmin ederek, İsrail'in öncelikle toplantıya katılan liderlerin telefonlarının konumlarına güvenmiş olabileceğini öne sürdü.

Kaynaklar, ‘her toplantıda siyasi büro liderlerinin cep telefonlarını yanlarında taşımamalarının geleneksel olduğunu, telefonların araçlarında veya diğer kişilerde bırakıldığını’ doğruladı.

Kaynakların açıklamaları, hareketin liderlerinin korumaları arasında yüksek sayıda ölüm olmasının nedenini açıklıyor.

Kaynaklar, Hamas liderliğinin Katar'ın başkentinde birkaç konut kompleksi, ofis ve genel merkeze sahip olduğunu belirterek, toplantıların genellikle tek bir yerde yapılmadığını ve her zaman bir yerden başka bir yere taşındığını kaydetti.

Hedef konumun yakınında ve hedef alınan kompleksin dışında, siyasi ofis ve ofis sekreterliğine ait ofisler de bulunduğunu açıkladılar.

‘Gerçekleşmeyen toplantı’

Kaynaklara göre, hedef alınan toplantının ardından, akşam saatlerinde veya ertesi gün Başbakan ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile bir toplantı yapılması planlanmıştı. Bu toplantıda, Başkan Donald Trump'ın ateşkes anlaşmasıyla ilgili sunduğu Amerikan önerisi hakkındaki görüşmelerin sonuçları tartışılacaktı.

dgtyu
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani (TV)

Kaynaklar, Hamas'ın saldırının ardından yaptığı açıklamada, ABD'yi ‘hareketin liderliğini hedef alan operasyona ortak ve iştirakçi’ olmakla suçladığını yineledi. Bir kaynak, “Operasyon başarısız olunca Washington, kısa süre önce bilgilendirildiği gibi zayıf bahaneler uydurdu” dedi.

Kaynak, “Son birkaç gün içinde, arabulucular ile İsrailliler ve Amerikalılar arasında bile iletişim kesilmedi. Olanlar, hareketin liderlerini tek bir yerde toplayıp ortadan kaldırmak için Amerikan-İsrail komplosu gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

Hamas kaynakları, ‘hareketin bazı liderlerinin, genişletilmiş toplantıya katılmak için Türkiye, Mısır ve diğer ülkelerden geldiklerini’ açıkladı.

Müzakereler nasıl etkilenecek?

Suikast girişimi sonrası Hamas'ın tutumu ve bunun müzakerelerin gidişatına etkisi konusunda kaynaklar Şarku’l Avsat'a, “Hamas liderliği içinde, Filistinlilerin taleplerini karşılayan, savaşın tamamen sona ermesini sağlayan ve İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden çekilmesini garanti eden bir şekilde müzakerelerin sürdürülmesi gerektiği konusunda fikir birliği var” dedi.

sdfrgty
Hamas liderlik konseyi üyeleri (soldan sağa) Nizar Avadallah, Halil el-Hayye ve Muhammed İsmail Derviş (Arşiv – AFP)

Kaynaklar, ‘önümüzdeki günlerde, güvenlik durumu istikrar kazandığında arabulucularla iletişimin yeniden başlayacağını ve müzakerelerin yeniden başlamasının mümkün olacağını’ belirtti. Kaynaklar, ‘operasyon sırasında ne olursa olsun, savaşı sona erdirmek için temel talebin başarıya ulaşmasını sağlayacak şekilde müzakerelerin nasıl yürütüleceğine karar vermek için güvenli bir şekilde iç istişareler yapılacağını’ kaydetti.