Gazze’de ateşkes için Mısır'ın arabuluculuk çabaları sürüyor

Aruri suikastı sonrasındaki "karmaşıklıklara" rağmen Kahire’nin durmayacağına dair vurgulamalar

Filistinliler İsrail'in Gazze Şeridi'nin merkezindeki kara saldırısından kaçarak Deyr el-Balah üzerinden güneye doğru ilerliyor (AP)
Filistinliler İsrail'in Gazze Şeridi'nin merkezindeki kara saldırısından kaçarak Deyr el-Balah üzerinden güneye doğru ilerliyor (AP)
TT

Gazze’de ateşkes için Mısır'ın arabuluculuk çabaları sürüyor

Filistinliler İsrail'in Gazze Şeridi'nin merkezindeki kara saldırısından kaçarak Deyr el-Balah üzerinden güneye doğru ilerliyor (AP)
Filistinliler İsrail'in Gazze Şeridi'nin merkezindeki kara saldırısından kaçarak Deyr el-Balah üzerinden güneye doğru ilerliyor (AP)

Mısır'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanmasına yönelik arabuluculuk çabalarının, özellikle de geçen hafta Beyrut'ta Hamas lideri Salih el-Aruri'ye düzenlenen suikastın ardından karşılaştığı engellere rağmen, Kahire, ilgili tarafları dördüncü ayına giren ve benzeri görülmemiş bir insan kaybı ve kitlesel yıkıma yol açan Gazze'deki savaşı sona erdirecek “müzakere süreci” konusunda harekete geçmeye çağırıyor.

Mısır Devlet Enformasyon Servisi Başkanı Ziya Raşvan, ülkesinin siyasi arabuluculuk çabaları kapsamında Gazze'de ateşkes için 3 aşamadan oluşan bir çerçeve önerisi sunduğunu söyledi. Cuma akşamı televizyonda yayınlanan açıklamalarında, "Mısır'ın teklifinin, Kahire'de ilgili Filistinli taraflarla yapılan uzun görüşmelerin ardından doğrudan taraflara ve uluslararası ortaklara gönderildiğini" ifade etti.

Raşvan, el-Aruri suikastından bir gün öncesine kadar Mısır'ın herhangi bir ret ya da kabul yanıtı almadığına dikkat çekerek, “O dönemde Mısır'ın yorumu, red şeklinde yanıt vermemenin ciddi bir çalışma olduğu anlamına geldiği yönündeydi. Geçtiğimiz salı günü Salih el-Aruri'ye düzenlenen suikastın, Bab el-Mendeb'de de yaşanan gerilim, Irak ve Güney Lübnan'daki durum da dikkate alındığında, "İşlerin karmaşık hale geldiği görünüyor" dedi.

erthnt
İsrail'in cumartesi günü Han Yunus'ta bir eve düzenlediği bombalı saldırıda ölenlerin yakınları (EPA)

Mısır Devlet Enformasyon Servisi Başkanı şöyle devam etti: "Tarafların bu öneri dışında başka konuları da ele aldığı görülüyor ancak şu ana kadar herhangi bir reddedilme olmadı. Bazı ülkelerden değişiklik geldi ancak resmi olarak Mısır’a iletilmedi." Raşvan, Mısır'ın teklifinin savaş sonrası Gazze'nin geleceği hakkında konuşulmadan ateşkesle sonuçlandığını kaydederek, bazı uluslararası medyada Mısır'ın İsrail suikastından sonra arabuluculuğu durdurduğu yönünde dolaşan haberlerin doğru olmadığını belirterek “en yaygın konuşulan doğru değil” dedi.

Müzakere süreci dışında alternatif yol yok

Geçen hafta, İsrail Yayın Kuruluşu "Mekan", Mısır'ın, el-Aruri suikastına yanıt olarak İsrail hükümetine İsrail ile Filistinli gruplar arasındaki arabuluculuk katılımını dondurması konusunda bilgi verdiğini bildirdi, ancak üst düzey bir Mısırlı kaynak, çarşamba günü Mısır medyasında yer alan "Gazze Şeridi'ndeki krizi çözmek için müzakere dışında alternatif başka yol yok" yönündeki açıklamalarda, Mısır'ın arabuluculuk yapmaması halinde krizin ciddiyetinin herkesin tahminlerinin ötesinde artabileceği ve daha da kötüleşebileceğini ifade etti.

Geçtiğimiz ay Kahire, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinden heyetlere ev sahipliği yaptı ve Hamas siyasi bürosu başkanı İsmail Haniye ve İslami Cihad hareketi Genel Sekreteri Ziyad el-Nehale, savaşın durdurulması için Mısır’ın önerileri çerçevesinde Mısırlı yetkililerle görüşmelerde bulundu. Savaşı durdurma önerisi Kahire ayrıca, Mısır'ın önerisinin bazı koşullarını tartışmak üzere Filistin istihbaratının başkanı Macid Farac'ı da ayrı bir ziyarette kabul etti.

dsefved
İsrail'in Batı Şeria'daki Nur Şems mülteci kampına daha önce düzenlediği askeri operasyon (EPA)

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin İsrail uzmanı Said Ukkaşe ise, Şarku’l-Avsat'a yaptığı açıklamada, Mısır-Katar arabuluculuk çabalarının karşılaştığı zorlukların "oldu bitti"yi temsil ettiğini ifade ederek el-Aruri suikastının ve İsrail hükümetinin yaşadığı derin bölünmüşlük durumunun mevcut duruma olumsuz etkisine dikkat çekti.

Ancak Ukkaşe, bu zorlukların "uzun sürmeyeceğine" inandığını ve Mısır arabuluculuğunun devamına ilişkin bir talep ve aciliyet olarak tanımladığı şeyin, tüm tarafları mevcut çıkmazdan kurtarmak için önemli bir öneriyi temsil ettiğini vurguladı. Mısır'ın arabulucu olmamasının alternatifi ise İsrail savaş hükümetinin, tutuklulara ulaşmak amacıyla Gazze Şeridi sakinlerine yönelik şiddet oranlarını iki katına çıkarma eğilimine ek olarak, zafer olarak tanımlanabilecek bir şeyi gerçekleştirmek için gerilimi çeşitli düzeylerde daha fazla tırmandırması olacaktır.

drfbtnhr
İsrail ile Gazze sınırı yakınında faaliyet gösteren bir İsrail tankı (Reuters)

Mısır'ın Gazze Şeridi'ndeki arabuluculuk çabalarının durdurulmaması yönündeki vurgusu, İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant'ın İsrail hükümetinin henüz benimsemediği bir plan önerisi ve ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken’in Orta Doğu turuyla aynı zamana denk geldi. Plan, İsrail’in Gazze üzerinde güvenlik kontrolünü sürdüreceğini, henüz belirli olmayan bir Filistin heyetinin Gazze’yi İsrail rehberliği altında yöneteceğini, ABD, Avrupa Birliği ve bölgesel ortakların Gazze Şeridi’nin yeniden inşa sorumluluğunu üstleneceğini şart koşuyor.

Galant Planı

Gallant planına göre, İsrail'in Gazze'ye saldırısı, Hamas esirleri serbest bırakıncaya, hareketin askeri ve hükümet kabiliyetleri ortadan kaldırılıncaya kadar devam edecekti. Gallant'ın ana hatlarını çizdiği plan, Amerika'nın, birleşme sonrasında Batı Şeria ile birlikte Gazze'yi yönetecek Filistin Otoritesini yeniden canlandırmaya ve bağımsız bir Filistin devleti kurmak için müzakerelere başlama çağrılarından farklı.

Uluslararası İlişkiler uzmanı ve Filistinli siyasetçi Prof. Dr. Usame Şa’s, İsrail'in Gazze Şeridi'nin geleceğine ilişkin önerdiği her şeyin "kendisini ilgilendiren bir mesele" olduğunu söyleyerek, Filistinlilerin kendi işlerini yönetmekten dışlanması tehlikesine dikkat çekti. Şa’s, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, "Mısır'ın Gazze Şeridi'ndeki ateşkesle ilgili çabalarını sürdürmesinin ve Filistinlilerle bölgesel uzlaşmayı ifade eden vizyonlar sunmasının önemini" vurguladı ve “İsrail ve Amerikan düşüncelerini ifade eden şeyleri sunması için arenayı boş bırakmamalı. Çıkarları olan ve Filistinlilerin çıkarlarıyla bağdaşmayan bir şey. Çatışmaya çözüm getirmeyecek, aksine daha da kötüleşmesine ve Filistin halkının meşru haklarının daha fazla israfına yol açacak bir şey” dedi.

İngiliz The Guardian gazetesinin bir analizine göre, ABD Dışişleri Bakanı'nın bir sonraki İsrail ziyaretinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'dan Gazze'deki sivilleri korumak için daha fazla çaba göstermesini ve Gazze Şeridi’ne daha fazla yardımın ulaşmasını, ABD'nin “kışkırtıcı ve sorumsuz” olarak tanımlayıp kınadığı "Filistinlilerin kitlesel olarak yerinden edilmesi" çağrısında bulunan sağcı bakanların dizginlemesini isteyeceği bekleniyor. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre Blinken'ın 7 Ekim'den bu yana bölgedeki dördüncüsü olan turu, İsrail'in yanı sıra Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Batı Şeria, Türkiye ve Yunanistan'ı da kapsıyor.



Kürt heyeti başkanı Şarku’l Avsat'a konuştu: Şam’daki toplantıda parlamentoya katılım sağlamayı teklif ettik… Ayrıca anayasal bildirgeye yönelik çekincemizi gündeme getirdik

Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
TT

Kürt heyeti başkanı Şarku’l Avsat'a konuştu: Şam’daki toplantıda parlamentoya katılım sağlamayı teklif ettik… Ayrıca anayasal bildirgeye yönelik çekincemizi gündeme getirdik

Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)

Suriye'nin başkenti Şam'da bu ayın başında uzun zamandır beklenen ve tarihi olarak nitelenen bir toplantı yapıldı. Bu toplantı, Suriye hükümetinden yetkililer ile Fevze Yusuf başkanlığındaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetini bir araya getirdi. Toplantıda, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi arasında, Amerikan himayesinde imzalanan anlaşmanın uygulanması için alt komitelerin oluşturulması ve ihtilaflı meselelerin çözümüne yönelik müzakereler için ortak bir zemin bulunması konuları ele alındı.

Fevze Yusuf Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, görüşmelerin olumlu geçtiğini ve DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK), ABD ve bölgesel güçlerin bilgisi ve desteğiyle yapıldığını belirtti. Ayrıca Kurban Bayramı tatilinden sonra alt komitelerin kurulmasına karar verildiğini ifade etti.

Yusuf, “Her iki taraf arasında, merkezi komite denetiminde tüm alanlarda uzmanlaşmış komitelerin oluşturulması konusunda bir uzlaşı sağlandı. Zira birçok konu ve dosya, her iki tarafın uzmanlarına ihtiyaç duyuyor. Böylece Özerk Yönetim’in Suriye devlet yapılarıyla bütünleştirilmesi için ortak bir vizyona ulaşmak hedefleniyor” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, geçtiğimiz mart ayında Şam’da hükümet ile SDG arasında yapılan anlaşmayı imzalarken (Arşiv – SANA)Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, geçtiğimiz mart ayında Şam’da hükümet ile SDG arasında yapılan anlaşmayı imzalarken (Arşiv – SANA)

Birleşmeye dair farklı yaklaşımlar

Geçtiğimiz mart ayında Şara ile Mazlum Abdi arasında imzalanan anlaşma, kuzeydoğu Suriye’deki tüm sivil ve askerî kurumların yeni devlet yapısına dâhil edilmesini öngörüyor. Bu kurumlar arasında sınır kapıları, havaalanları, petrol ve gaz sahaları da yer alıyor. Anlaşma kapsamında kurulması planlanan komitelerden biri, Özerk Yönetim’deki kurumların ve bu kurumlarda çalışan personelin devletin resmî kurum ve dairelerine nasıl entegre edileceğini ele alacak ‘idari komite’ olacak. Bir diğer komite, öğrencilerin, okulların ve eğitim kurumlarının Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlanması ile diplomalarının ve eğitim kademelerinin tanınmasını sağlayacak. Ayrıca güvenlik ve askerî güçlerle ilgili bir komite de oluşturulacak ve bu komite, söz konusu güçlerin Savunma ve İçişleri Bakanlığı yapısına nasıl entegre edileceğini belirleyecek. İhtiyaca göre daha sonra başka komiteler de kurulacak.

Özerk Yönetim bölgeleri, Suriye’nin kuzeydoğusunda yer alan dört vilayete dağılmış durumda: Halep’in doğu kırsalı, Deyrizor’un kuzey ve doğu kırsalı, Rakka şehir merkezi ve Tabka. Bunlara ilave olarak Haseke vilayeti ve Kamışlı şehri. Bu bölgeler, yedi sivil yerel meclis tarafından yönetiliyor.

Suriye hükümetinden resmî bir heyet ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni bir araya getiren tarihi toplantıdan (sosyal medyada paylaşıldı)Suriye hükümetinden resmî bir heyet ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni bir araya getiren tarihi toplantıdan (sosyal medyada paylaşıldı)

Söz konusu kurumların ve çalışanlarının geleceği hakkında konuşan Fevze Yusuf, bu yapıların birleşme süreci boyunca geçiş dönemini yöneteceğini açıkladı. Yusuf, “Anlaşılan o ki, bizim birleşme ve bütünleşme anlayışımız Şam’ın bakış açısından farklılık gösteriyor. Hükümet, birleşme meselesini Özerk Yönetim’in lağvedilmesi ve askerî güçlerinin tasfiyesi olarak anlıyor. Oysa biz, bütünleşmeyi mevcut kurumlarımızın bu aşamayı yönetmeye devam etmesi ve ileride devletin bir parçası hâline gelmesi olarak görüyoruz” şeklinde konuştu.

Yerel yönetimlerin, onları yöneten halkın bir parçası olan kişiler aracılığıyla yürütülen bir yönetişim sistemi olduğunu vurgulayan Yusuf, bu kişilerin bölgenin sorunlarını çok iyi bildiklerini belirtti. Yusuf, “Başka bir ifadeyle, bu yönetimlerin gelişme ve Şam’la anayasal düzenlemelere dayalı olarak koordinasyon kurma hakkını korumak ve varlıklarını hukuken ve meşru biçimde sürdürmelerini teminat altına almak istiyoruz” dedi.

Askerî ve güvenlik güçlerinin, Savunma Bakanlığı bünyesinde tek bir yapı olarak birleştirilmesi, ancak özgünlüklerinin ve coğrafi dağılımlarının korunması hakkında ise Yusuf şu yorumu yaptı: “SDG’yi diğer silahlı gruplarla sayı, nitelik, silah ve savaş tecrübesi bakımından karşılaştırmak mümkün değil. SDG güçleri, ABD öncülüğündeki DMUK güçleri tarafından eğitildi. Bu güçler, geleceğin Suriye ordusunun çekirdeğini oluşturacak. Çünkü bu güçler disiplinli, örgütlü ve yıllar boyunca bölgelerini ve Suriye sınırlarını koruma noktasında yeterliliklerini ispatladılar.”

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerini gösteren bir trafik levhası (Şarku’l Avsat)Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerini gösteren bir trafik levhası (Şarku’l Avsat)

Yusuf, hükümet tarafının anlaşma maddelerini uygulama konusunda ciddiyet gösterdiğini ve askerî seçenekler ile güvenlikçi çözümleri dışladığını belirtti. Her iki taraf da Savunma Bakanlığı’na bağlı güçlerle SDG arasında askerî bir çatışma yaşanmamasının, uzlaşıların ve tüm Suriye topraklarında egemen ve güçlü bir devlet inşasının önünü açacak stratejik bir tercih olduğunu ve bu tercihin korunması gerektiğini vurguladı.

Zaman çizelgesine dair anlaşmazlık noktası

Ancak Şara ile Abdi arasında imzalanan anlaşma, yıl sonuna kadar uygulanması gereken bir takvim öngörüyor. Peki, bu takvim hakkında durum ne? Yusuf, birçok mesele ve dosyanın hâlâ karmaşık olduğunu ve daha fazla zamana ihtiyaç duyulduğunu, örneğin, askerî ve güvenlik güçlerinin nasıl entegre edileceği meselesinin zamana yayıldığını kaydetti. Yusuf'a göre bu güçler, Suriye topraklarının üçte biri büyüklüğündeki bir alana dağılmış durumda. Hapishanelerin boşaltılması ve kampların tasfiye edilmesi meseleleri ise daha da uzun bir zamana ihtiyaç duyuyor.

Şarku'l Avsat'a konuşan Yusuf, Şara ile Abdi’nin anlaşmayı ilan etmesinin ardından Özerk Yönetim’in hükümet heyetiyle ilk toplantısını Haseke’de gerçekleştirdiğini, burada görüş alışverişinde bulunulduğunu aktardı. En acil çözüm gerektiren meselelerden birinin ortaokul ve lise diplomalarına ilişkin bitirme sınavları meselesi olduğunu ve hükümet heyetinin bunu çözmeye istekli olduğunu, ancak bugüne kadar, yani üç ay geçmesine rağmen, sınav sürecinin Özerk Yönetim bölgelerinde nasıl yürütüleceğine dair hiçbir resmî kararın çıkmadığını ve binlerce öğrencinin geleceğinin tehlikede olduğunu söyledi.

Yusuf ayrıca, Özerk Yönetim’in adem-i merkeziyet talebinin ayrılıkçılık ve bölünme anlamına geldiği yönündeki suçlamalara yanıt vererek, ‘Özerk Yönetim’in Şam’da bulunmasının ve Özerk Yönetim heyetinin orada yer almasının, Suriye devletine bağlılığın en büyük kanıtı ve delili olduğunu’ belirtti.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim liderleri, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinde yer alan yönetim binası önünde düzenlenen basın açıklaması sırasında (Şarku’l Avsat)Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim liderleri, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinde yer alan yönetim binası önünde düzenlenen basın açıklaması sırasında (Şarku’l Avsat)

Yusuf, “Biz Suriye’nin bir parçasıyız ve bu bizim için ilkesel bir duruş. Adem-i merkeziyetçilik birlikle çelişmez. Hepimiz Suriyeliyiz. Ancak her bölgenin kendine has etnik ve dini çeşitliliğe dayalı özellikleri var” dedi. Yusuf, bu farklılıkların göz önünde bulundurulması gerektiğini, birçok gelişmiş ülkede adem-i merkeziyetçi sistemlerin uygulandığını ve bu ülkelerin güçlü devletler olduğunu söyledi. Adem-i merkeziyetçilik kavramının, sanki bölünme ve ayrılık anlamına geliyormuş gibi çarpıtıldığını ifade etti.

Askerî ve idarî dosyaların yanı sıra bu komiteler, ekonomik meseleleri ve petrol ile enerji sahalarının devrini de ele alacak. SDG, ülkenin petrol zenginliğinin yaklaşık yüzde 85’ini, ayrıca doğal gaz sahalarının ve üretiminin yüzde 45’ini kontrol ediyor. Bu sahalar arasında doğu Suriye’de Deyrizor kırsalında yer alan el-Ömer ve et-Tank sahaları da bulunuyor.

Yusuf, hükümet tarafıyla, hazırlanmakta olan Suriye parlamentosunun yapısına katılımları konusunu görüştüklerini açıkladı. Görüşmelerin, Kurban Bayramı tatilinden sonra başlamasının muhtemel olduğunu belirten Yusuf, Özerk Yönetim heyetinin anayasal bildiri konusundaki çekincelerini hükümet tarafına ilettiğini söyledi.

Yusuf, “Adem-i merkeziyetçilik, parlamentoya katılım ve anayasal bildiri meselelerine bazı satırlarda değindik. Ancak bu toplantı türünün ilkiydi. Bu nedenle genel çerçeveyi ele aldık. Bu oturum bir hazırlık niteliğindeydi. Sonraki toplantılarda daha derin tartışmalara gireceğiz” ifadelerini kullandı.

 Özerk Yönetim ve askeri güçlerinin kontrolü altındaki başlıca kentlerden biri olan Kamışlı'nın girişi (Şarku’l Avsat)Özerk Yönetim ve askeri güçlerinin kontrolü altındaki başlıca kentlerden biri olan Kamışlı'nın girişi (Şarku’l Avsat)

Fevze Yusuf, Özerk Yönetim’in, sunulan anayasal bildiri taslağından memnun olmadığını ve bu konuda itirazları olduğunu söyledi. Zira Özerk Yönetim bu bildirinin, merkeziyetçi bir yönetimi dayattığını düşünüyor. Onlara göre anayasa, yetki ve sorumlulukların adil biçimde paylaşılmasını sağlamalı, farklı siyasi görüşlerin özgürce ifade edilmesine izin vermeli, Suriye’deki tüm etnik ve dini toplulukların haklarını tanımalı ve demokratik, adem-i merkeziyetçi bir yönetim sistemini benimsemeli.

Yusuf sözlerini şöyle tamamladı: “Biz diyaloğa hazırız. Hükümet tarafının müzakerelerin yeniden başlatılması için yeni bir tarih belirlemesini ve komitelerin çalışmalara başlamasını bekliyoruz.”