Her gün 206 boşanma olayı... Irak'ta binlerce ailenin yuvası dağılıyor

Geçen yıl 70 bin vaka; uzmanlar önümüzdeki otuz yıl içinde boşanmaların artması konusunda uyarıyor

Boşanmanın yayılması Irak'ta ailelerin temellerini sarsıyor (Sosyal medya)
Boşanmanın yayılması Irak'ta ailelerin temellerini sarsıyor (Sosyal medya)
TT

Her gün 206 boşanma olayı... Irak'ta binlerce ailenin yuvası dağılıyor

Boşanmanın yayılması Irak'ta ailelerin temellerini sarsıyor (Sosyal medya)
Boşanmanın yayılması Irak'ta ailelerin temellerini sarsıyor (Sosyal medya)

Muayad Al-Tarfi 

Irak'ta geçen yıl yaklaşık 70 bin boşanma vakası gerçekleşti. Yargıtay verilerine göre, ülkedeki mahkemelerde her gün ortalama 206 boşanma davası görülüyor.

Geçmiş yıllarda da benzer yüksek rakamlar gözlemlendi, bu durum boşanmanın Irak toplumunda ciddi bir sorun haline geldiğini ve boşanmadan kaynaklanan büyük sorunlara yol açtığını gösteriyor.

Irak Yargıtayı'nın verilerine göre, 2023 yılının en yüksek boşanma oranı ağustos ayında kaydedildi; bu dönemde 6 bin 973 boşanma vakası gerçekleşti.

Verilere göre, geçen yılın ocak ile kasım ayları arasında toplam 68 bin 6 boşanma vakası kayıtlara geçti.

Bu, günde ortalama 206 ayrılık olayı anlamına geliyor ve Irak'ın 42 milyonluk nüfusunu düşündüğümüzde bu oldukça yüksek bir sayı.

32 yaşındaki Ahmed Salem, 2 çocuk babası, eşiyle yaşadığı çok sayıda sorun nedeniyle 5 yıllık evliliğini bitirdi.

Salem, şunları anlattı:

Sorunlar gün geçtikçe büyüdü. Ailemle birlikte yaşıyorum ve eşim ayrı evde yaşamak istedi, ancak yeterli gelirim yok. Kazancım ancak ailemin temel ihtiyaçlarını karşılamaya yetiyor.

Salem, "Bu kadar çok sorun yaşandıktan sonra eski eşim, ailemle yaşayamayacağını ve onların sorun çıkardığını iddia ederek evi terk etti ve daha sonra boşanmak istedi. Böylece ayrıldık" dedi.

Çocuklarını dan yalnızca ara sıra mahkemede görebilen Ahmed Salem, onlardan ayrı kalmanın üzüntüsünü "en büyük trajedim" sözleriyle dile getirdi.

(AA)
(AA)

İsmini açıklamak istemeyen bir kadın da eşinden kötü muamele gördüğü için boşandığını belirtti.

Sık sık şiddet gördüğünü ve küçük şeyler yüzünden hakarete uğradığını anlatan kadın, "Dayanılmaz hale geldi ve bu aşağılayıcı evlilikten kurtulmak için boşandım" dedi.

Boşanmanın birçok nedeni var ve bazıları abartmaya değmez; ancak sosyal medya, eşinin yemeği geç hazırlaması veya kadının makyaj malzemesi istemesi gibi nedenlerle gerçekleşen yüzlerce tuhaf boşanma vakasına sahne oldu.

Erken yaşta evlilik

Eski Irak Kadın Bakanı Büşra el-Zuvani, ekonomik faktörlerin, işsizliğin ve erken yaşta evliliğin boşanmanın arkasındaki nedenlerden bazıları olduğunu söyledi.

El-Zuvani, boşanan kadınların sayısına ilişkin bir istatistiğin olmadığını da sözlerine ekledi.

Ekonomik faktörler, işsizlik, yoksulluk, eşin ailesiyle yaşama ve aile müdahalesi gibi nedenlerin boşanmaların başlıca sebepleri olduğunu vurgulayan Zuvani, "Genç yaşta, hem kadın hem erkek için, önlerindeki aile yaşamını anlayamamaları da bir diğer neden" diye konuştu.

Zuvani, sosyal medyanın Iraklı aileleri altüst ettiğini, bu açıklığın bilinçsiz bir şekilde yaşanmasının hem erkek hem de kadın tarafından gerçekleşen eş aldatmalarını yaygınlaştırdığını ve bu durumun boşanmayı hızlandırdığını belirtti.

(Pixabay)
(Pixabay)

Ayrıca Zuvani, diğer boşanma sebepleri arasında, eşlerin birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılamaması ve karşılıklı sosyal destek eksikliği olduğunu vurguladı.

Eski Kadın Bakanı Zuvani, özellikle genç yaşta küçük problemlerin büyük krizlere dönüşebileceğini söyledi.

Toplumu yeni hayata hazırlayan sosyal kurumların eksikliği ve evliliği düzenleyen yasaların ya da düzenlemelerin olmamasının inatçılığa ve yanlış yönlendirmeye dayalı tavsiyelerle boşanmaya yol açtığını ifade etti.

Çocuklar en büyük mağdur

Bakan el-Zuvani, çocukların boşanmanın en büyük mağdurları olduğunu, bunun sonucunda birçok aile içi şiddet vakasının, üvey anneler veya üvey babalar tarafından çocuklara karşı işlendiğini, bazı durumlarda bu durumun çocukların öldürülmesine, yakılmasına veya terk edilmesine kadar gittiğini söyledi.

Bazı çocuklarınsa sokakta bırakıldığını belirten Zuvani, bu durumun onların uyuşturucu, sapkınlık ve radikalleşme mağduru olmalarına yol açtığını söyledi.

Zuvani, devletin bu durumu kuşatacak kapasiteye sahip olmadığını, sonuç olarak bozulmuş bir toplumun ortaya çıktığını ifade etti.

Boşanmanın en büyük kurbanlarının çocuklar olduğu ve Irak'ta boşanmadan kaynaklanan birçok trajik olayın yaşandığı vurgulandı.

2020 Ekim'de sosyal medyada yaygın olarak paylaşılan bir videoda, bir kadının 2 çocuğunu tereddüt etmeden nehre atarak boğulmalarına izin verdiği görüldü ve kadın yakalandıktan sonra eski kocasını cezalandırmak için bunu yaptığını itiraf etti.

(AA)
(AA)

Sosyal medyada yayımlanan birçok videoda, üvey anneler tarafından çocuklara karşı işlenen şiddet vakaları gösterildi.

Bunlardan en dikkat çekici olanı, Irak'ta medyada geniş yer bulan ve üvey annenin çocuğu defalarca şiddetle dövüp ölümüne sebep olduğu bir vakaydı.

Mahkeme, bu olaydan dolayı üvey anneyi 15 yıl hapis cezasına çarptırdı.

Artan oranlar alarm veriyor

Sosyal araştırmacı Nidal el-Abadi, Irak'ta boşanma oranlarının yıllık artışının Irak ailesinin sosyal yapısına yönelik ciddi bir uyarı olduğuna dikkat çekti.

El-Abadi, "Aile, toplumun temel yapısını oluşturur ve boşanma, ailenin bu yapısını zayıflatır. Bunun en önemli nedenlerinden biri toplumumuza giren yabancı kültürler ve dini ve geleneksel İslam ve Arap değerlerimize aykırı olan birçok değer ve alışkanlık" dedi.

Abadi "Bazı muhafazakar ailelerin bu eğilimi benimsediğini ve ‘beni boşa' sözünün kolaylaştığını" ifade etti.

Eski bakan, "Boşanmaların artmasında en büyük etkinin topluma yabancı olan bu kültürün olduğunu ve diğer faktörlerin, genç evlilik yaşı, yaş farkı ve ekonomik faktörlerin boşanma oranlarının artmasına yardımcı olduğunu" açıkladı.

El-Abadi, özellikle sosyal medya aracılığıyla bu kültürler aileleri istila etmeye devam ederse, önümüzdeki 30 yıl içinde boşanma oranlarının artmaya devam edeceğine yönelik endişelerini dile getirdi.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Tom Cruise'un uzay hayali suya düştü: NASA engeli projeyi durdurdu

Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)
Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)
TT

Tom Cruise'un uzay hayali suya düştü: NASA engeli projeyi durdurdu

Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)
Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)

Tom Cruise'un geliştirme aşamasındaki uzay temalı yeni filminden kötü haber geldi.

Oyuncunun, Yarının Sınırında'nın (Edge of Tomorrow) yönetmeni Doug Liman'la birlikte hayata geçirmeyi planladığı projenin rafa kaldırıldığı öne sürülüyor. Merakla beklenen filmin sinema tarihinde bir ilke imza atması bekleniyordu.

Page Six'in haberine göre filmin çıkmaza girmesinin temel nedeni, Cruise'un NASA'yla çalışabilmek için ABD Başkanı Donald Trump'tan izin istemeye yanaşmaması. 

"Siyasi nedenlerle Trump'tan yardım istemedi"

Yayına konuşan bir kaynak, "Anladığım kadarıyla bu film için NASA'yla koordinasyon şarttı ve Tom Cruise, Donald Trump'tan yardımını rica etmek istemedi" dedi. Kaynak sözlerini, "Federal hükümetten izin alınması gerekiyor. Tom bunu siyasi nedenlerle yapmak istemedi" diye sürdürdü.

2020'de yapılan açıklamalarda Cruise'un, uzayda çekilen ilk kurmaca film üzerinde çalıştığı duyurulmuş, bir NASA yetkilisi de oyuncunun Uluslararası Uzay İstasyonu'nda çekim yapacağını doğrulamıştı.

Ancak 2022'ye kadar projeyle ilgili neredeyse hiç gelişme paylaşılmadı. O yıl Universal Pictures'ın patronu Donna Langley, "Tom Cruise bizi uzaya götürüyor. Dünyayı uzaya taşıyor" diyerek projeyi doğrulamıştı.

Langley, o dönemde yaptığı açıklamada, "Tom'la geliştirme aşamasında harika bir projemiz var" demiş ve şöyle devam etmişti:

Bu proje, gerçekten bunu yapmasını öngörüyor. Bir roketle uzay istasyonuna gitmesi, çekim yapması ve umarız uzay istasyonunun dışında yürüyüş yapan ilk sivil olması hedefleniyor.

İsmi henüz açıklanmayan filmde Cruise'un, "şansı yaver gitmeyen ve bir şekilde Dünya'yı kurtarabilecek tek kişi haline gelen" bir karakteri canlandırması planlanıyordu. 

Oscarlı yönetmenin yeni filminde

Görevimiz Tehlike (Mission: Impossible) yıldızının sıradaki projesi ise Diriliş'in (The Revenant) 4 Oscarlı yönetmeni Alejandro G. Iñárritu'nun imzasını taşıyan ve adı henüz açıklanmayan bir film. 

Yapım hakkında fazla detay bilinmese de 63 yaşındaki Cruise'un, Jesse Plemons, Emma D'Arcy, John Goodman, Sandra Hüller, Riz Ahmed ve Sophie Wilde'ın da yer aldığı güçlü bir oyuncu kadrosuna liderlik edeceği belirtiliyor.

Cruise ve Iñárritu'nun yeni filmi, 2 Ekim 2026'da vizyona girecek.

Independent Türkçe, Page Six, GamesRadar


Rekortmen film 25 yaşında: Jim Carrey 20 milyon doları geri vermek istemiş

Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)
Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)
TT

Rekortmen film 25 yaşında: Jim Carrey 20 milyon doları geri vermek istemiş

Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)
Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)

Jim Carrey, Ron Howard'ın 2000 yapımı filmi Grinç'in (How the Grinch Stole Christmas) 25. yılı vesilesiyle, filmin yönetmeni ve makyajcısıyla Vulture'a verdiği röportajda, rolün perde arkasına dair çarpıcı ayrıntılar paylaştı. 

Dr. Seuss'un 1957 tarihli çocuk kitabından uyarlanan film, dünya genelinde 346 milyon dolar hasılat elde ederek büyük bir gişe başarısına imza atmış ve ABD'de 2000'in en çok kazanan yapımı olmuştu. 

Ancak Carrey için bu başarı, son derece zorlu bir dönüşüm sürecini de beraberinde getirmişti.

"Sadece yeşile boyayın"

Oyuncu, daha önceki röportajlarında Grinç'i ağır makyaj ve protezlerle canlandırmanın "işkence gibi" olduğunu açıkça dile getirmişti. Vulture'a verdiği yeni röportajda ise bu sürece dair daha önce paylaşmadığı ayrıntıları anlattı.

Carrey'nin yaşadığı zorlu sürece rağmen film, makyaj sanatçısı Rick Baker'a Oscar kazandırmıştı. Baker, stüdyonun başlangıçta Carrey'nin yalnızca yeşile boyanmasını istediğini hatırlattı. Baker, "Stüdyo bize, 'Jim'e 20 milyon dolar ödüyoruz ve onu görmek istiyoruz. Sadece yeşile boyayın' dedi" diye konuştu.

Carrey ise kostümü giymeyi kendisinin istediğini ancak bundan nefret ettiğini anlattı. Oyuncu, Grinç'i canlandırırken ağır makyaj ve maske nedeniyle burnundan nefes alamadığını söyledi. Maske üzerinde nefes almasına izin verecek delikler açmakta zorlandıklarını belirten Carrey, "Sonunda tüm film boyunca ağzımdan nefes almak zorunda kaldım" dedi.

Carrey, kostümün "dayanılmaz derecede kaşındırıcı" olduğunu ve gün boyu onu "çıldırttığını" da sözlerine ekledi. Yüzüne dokunamadığını ya da kaşınamadığını anlatan oyuncu, günde 8 saat makyaj koltuğunda oturduktan sonra projeden ayrılmayı ciddi ciddi düşündüğünü söyledi.

"20 milyon dolarını geri vermeye hazırdı"

Yönetmen Ron Howard da Carrey'nin o dönemde rolü bırakmaya çok yaklaştığını doğruladı. Howard, "20 milyon dolarını geri vermeye bile hazırdı. Bunu ciddi ciddi söylüyordu" dedi.

Ekip, çözümü eski bir özel harekat eğitmeni olan Richard Marcinko'yu projeye dahil etmekte buldu. Carrey, Marcinko'yu "CIA ajanlarına ve özel kuvvetlere işkenceye dayanmayı öğreten biri" diye tanımladı. Oyuncu, Marcinko'nun kendisine stresle başa çıkabilmek için çeşitli yöntemler öğrettiğini anlattı.

Bee Gees'e minnettar

Carrey, makyaj sürecini asıl katlanılır kılan şeyin ise Bee Gees'in müzikleri olduğunu söyledi. Oyuncu, makyaj süresince Bee Gees albümleri dinlediğini anlattı: 

Müzikleri inanılmaz derecede neşeli. Barry Gibb'le hiç tanışmadım ama ona teşekkür etmek istiyorum.

Independent Türkçe, Variety, Vulture, CBR.com


James Cameron sabırsızlıkla beklediği filmi açıkladı

15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)
15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)
TT

James Cameron sabırsızlıkla beklediği filmi açıkladı

15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)
15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)

James Cameron, Godzilla Minus One'ın devam filmi için heyecanını gizlemekte zorlanıyor. Ünlü yönetmen o kadar hevesli ki gerekirse sette yardımcı olmayı bile teklif etti.

Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'ün (Avatar: Fire and Ash) Japonya'daki tanıtımı sırasında, sahneyi Godzilla Minus One'ın yönetmeni Takashi Yamazaki'yle paylaştı ve esprili bir dille, "Minus Zero'yu görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum" dedi. 

"Benim için büyük bir onur"

Cameron sözlerini şöyle sürdürdü: 

Yamazaki sırf burada olmak için setten erken ayrılıp geldi, bu benim için büyük bir onur. Ben de kendisine yardımcı olabileceğimi söyledim.

Yamazaki ise bu teklife gülerek, "Bu durumda işimi elimden alırsınız" diye karşılık verdi. Cameron da "Bence her şey kontrolünüz altında" yanıtını verdi.

II. Dünya Savaşı sonrası Japonya'da geçen Godzilla Minus One, Kamiki Ryunosuke'nin canlandırdığı eski kamikaze pilotu Shikishima Koichi'yi merkezine alıyordu. 

Godzilla'yla ölümcül bir karşılaşmadan sağ kurtulan Koichi, yıllar sonra canavarın yeniden ortaya çıkmasıyla Japonya'yı kurtarmaya çalışan bir askeri ekibe katılıyordu.

Akademi Ödülleri'nde En İyi Görsel Efekt dalında Oscar kazanan Godzilla Minus One, bu başarıya ulaşan ilk Godzilla filmi olmuştu. Yapım, aynı zamanda bu kategoride ödül alan ilk Japon filmi olarak tarihe geçmişti.

Kasım 2023'te Japonya'da gösterime giren yapım, 7,65 milyar yenin (yaklaşık 50 milyon dolar) üzerindeki hasılatıyla ülkede en çok kazanan Godzilla filmi unvanını elde etmişti. 

Film, Kuzey Amerika'da da 56 milyon dolar hasılat elde ederek, tüm zamanların en yüksek gişe gelirine ulaşan Japonca canlı çekim yapımı olmuştu.

2026 sonunda izleyiciyle buluşacak

Devam projesinin 2026'nın sonlarına doğru vizyona girmesi planlanıyor. Kamiki'nin Kōichi rolüyle geri dönmesi, Minami Hamabe'nin ise karakterin sevgilisi Noriko'yu yeniden canlandırması bekleniyor. Ancak filmin konusuna dair henüz hiçbir detay paylaşılmadı ve proje gizemini koruyor.

71 yaşındaki Cameron cephesinde ise sıradaki proje, Avatar: Ateş ve Kül. Jake ve Neytiri bu kez, yeni bir Na'vi kabilesiyle karşı karşıya gelecek.

Merakla beklenen film, 19 Aralık'ta sinemalarda gösterime girecek.

Independent Türkçe, GamesRadar, ScreenRant