Tayvan Çin’i bağımsızlığını tanımaya çağırdı

Tayvan, Lai'nin cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Çin’i "gerçeklikle yüzleşmeye" çağırdı

Lai Ching-te Taipei’de seçim zaferini duyurduktan sonra destekçilerini selamlıyor (Reuters)
Lai Ching-te Taipei’de seçim zaferini duyurduktan sonra destekçilerini selamlıyor (Reuters)
TT

Tayvan Çin’i bağımsızlığını tanımaya çağırdı

Lai Ching-te Taipei’de seçim zaferini duyurduktan sonra destekçilerini selamlıyor (Reuters)
Lai Ching-te Taipei’de seçim zaferini duyurduktan sonra destekçilerini selamlıyor (Reuters)

Tayvan, Çin'i gerçeklikle yüzleşmeye ve Pekin'in kendi topraklarının bir parçası olarak gördüğü özerk adanın bağımsızlığını destekleyen Lai Ching-te'nin zaferiyle sonuçlanan başkanlık seçimlerinin sonuçlarına saygı duymaya çağırdı. Çin, Lai'nin zaferinin ardından Tayvan ile "yeniden birleşmenin" "kaçınılmaz" olduğunu teyit etmesinin ertesi günü, adadaki herhangi bir bağımsızlık eğilimine "sert" cezalar verileceği konusunda uyarıda bulundu.

Demokratik İlerici Partinin (DPP) adayı Lai Ching-te, önceki gün Çin'in "sürekli tehditleri ve gözdağı" karşısında adayı savunma sözü verdi. Tayvan Dışişleri Bakanlığı Pekin'e "başkanlık seçimlerinin sonuçlarına saygı duyması" çağrısında bulundu. Bakanlık, "Boğazlar arası olumlu etkileşimlerin doğru yola dönmesi için Pekin yetkililerini seçim sonuçlarına saygı duymaya, gerçeklerle yüzleşmeye ve Tayvan'a yönelik baskıyı bırakmaya" çağırdı.

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, dün Tayvan'ın "hiçbir zaman bir ülke olmadığını" ve asla olmayacağını vurgulayarak, bağımsızlığına yönelik herhangi bir adımın "sert" cezalarla cezalandırılacağı uyarısında bulundu. Yi Kahire’de düzenlediği basın toplantısında, “Tayvan hiçbir zaman bir ülke olmadı. Geçmişte böyle değildi, gelecekte de kesinlikle böyle olmayacak. Seçim sonuçları ne olursa olsun, tek bir Çin'in olduğu ve Tayvan'ın da bunun bir parçası olduğu temel gerçeğini değiştiremezler” ifadelerini kullandı.

FOTO: Aralarında ABD Dışişleri Bakanlığı Kuzey Amerika Departmanı Direktörü Laura Rosenberg'in (soldan ikinci) da bulunduğu bir Amerikan heyeti Pazar günü Taipei'ye geldi (AP)
Aralarında ABD Dışişleri Bakanlığı Kuzey Amerika Departmanı Direktörü Laura Rosenberg'in (soldan ikinci) da bulunduğu bir Amerikan heyeti Pazar günü Taipei'ye geldi (AP)

Taipei’deki ABD temsilciliğinden yapılan açıklamaya göre, bir ABD heyeti dün resmi olmayan bir ziyaret için Tayvan'a gitti. Taipei'deki Amerikan Enstitüsü'nün yaptığı açıklamaya göre, Joe Biden yönetimi tarafından görevlendirilen heyet bugün "bir dizi önde gelen isim" ile görüşmelerde bulunacak. Tayvan Dışişleri Bakanlığı ziyareti memnuniyetle karşılayarak, heyetin Başkan Tsai Ing-wen'in de aralarında bulunduğu "üst düzey yetkililerle" görüşeceğini ve ziyaretin Salı gününe kadar devam edeceğini aktardı. Bu adımın başta Washington olmak üzere Tayvan'la herhangi bir diplomatik yakınlaşmaya karşı uyarıda bulunan Çin'de kızgınlık yaratması bekleniyor.

Tayvan'ın statüsü, Çin ile adanın ana askeri destekçisi ABD arasındaki en büyük çekişmeli konulardan biri. Pekin, ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'in Lai'yi başkan seçilmesi nedeniyle tebrik etmesini şiddetle eleştirmişti. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü dün yaptığı açıklamada, açıklamanın "Tayvan'ın bağımsızlığını talep eden ayrılıkçı güçlere çok yanlış bir sinyal gönderdiğini" belirterek, "ABD tarafına güçlü protestolar yapıldığını" vurguladı.

Tehditlere karşı koruma

Lai, Pekin'den gelen diplomatik baskılar ve Çin savaş uçaklarının neredeyse her gün sızmasıyla gölgede kalan bir seçim kampanyasının ardından, en yakın rakibi , ana muhalefetteki Milliyetçi Partinin (Koumintang/KMT) adayı Yeni Taipei Belediye Başkanı Hou Yu-ih’i 900 bin den fazla oyla mağlup etti. Lai, zaferinin ardından yaptığı açıklamada, “Tayvan'ı Çin'in sürekli tehditlerinden ve korkutmalarından korumaya kararlıyız” diyerek, halkı dış güçlerin bu seçimleri etkileme çabalarına direnmedeki başarılarından dolayı tebrik etti. Ayrıca Çin ile alışveriş ve iş birliğini sürdürme sözü verdi.

Çin, Tayvan'ı topraklarının ayrılmaz bir parçası olarak görüyor ve gerekirse zorla kendi kontrolüne geri verme sözü verdi. Seçim günü Tayvan Savunma Bakanlığı, adayı çevreleyen sularda 4 Çin askeri gemisinin yanı sıra kendi toprakları üzerinde yüksek irtifada uçan bir balonun tespit edildiğini duyurdu. Çin, Lai'yi Tayvan'ın bağımsızlığı için "inatçı bir işçi" ve "barışı sabotajcı" olarak gördü ve onun adadaki "savaşın ve gerilemenin" nedeni olacağı konusunda uyarıda bulundu. S eçimlerden önceki günlerde Çin, Tayvanlılara "doğru seçimi" yapma çağrısında bulundu. Yüzde 72'ye ulaşan seçmen katılımı, seçmenlerin oy kullanma heyecanını ortaya koydu.

Uluslararası karşılama

Dün batılı ülkelerden gelen tebrik mesajları sürdü.  Fransa Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, “Seçilenlerin yanı sıra bu demokratik eyleme katılan tüm seçmen ve adaylarımızı tebrik ediyoruz. Statükoya tüm taraflarca saygı duyulmaktadır ve Boğaz'ın iki yakası arasındaki diyaloğun devam etmesini umuyoruz” ifadelerine yer vererek, Ratvan Boğazı’ndaki istikrarın önemini vurguladı. Berlin ise, adadaki statükoyu koruma çağrısında bulunarak, adadaki herhangi bir değişikliğin "barışçıl ve karşılıklı anlaşmayla" gerçekleşmesi gerektiğini vurguladı.

Geçtiğimiz Cumartesi günü adada yapılan seçimle ilgili görüşü sorulan  ABD Başkanı Joe Biden, "ABD, Tayvan'ın bağımsızlığını desteklemiyor" dedi.  ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ise Lai'yi zaferinden dolayı kutladı ve Tayvan'daki "demokratik sistemin ve seçim sürecinin sağlamlığını" övdü. Avrupa Birliği, İngiltere, Japonya ve diğer taraflardan da memnuniyetle karşılandı.

Buna karşılık Çin, Tayvan'la "yeniden birleşmenin" "kaçınılmaz" olduğunu vurguladı. Çin'in Tayvan İşleri Ofisi Sözcüsü Chen Binhua, oylamanın "Çin ile kaçınılmaz yeniden birleşme eğilimini engellemeyeceğini" söyledi. Çin, 2016 yılında Başkan Tsai ve partisiyle tüm resmi bağlarını kopardı ve halefi Lai ile olan yaklaşımını değiştirmesi beklenmiyor. Bu da iki parti arasındaki anlaşmazlığın görev süresinin önümüzdeki dört yılı boyunca devam edeceğini gösteriyor.

Çin'in Lai'nin zaferine vereceği tepkinin ne olacağı ve bunun siyasi ve diplomatik yorumlar çerçevesinde mi kalacağı yoksa bunun ötesinde büyük bir askeri güç gösterisine mi geçeceği sorusu önümüzdeki günlerde varlığını sürdürüyor.

Tayvan'da 23 milyon insan yaşıyor ve Çin kıyılarına 180 kilometre uzaklıkta. Tayvan Boğazı'ndaki herhangi bir çatışmanın ekonomi üzerinde feci sonuçları olacaktır. Ada, dünyadaki yarı iletkenlerin yüzde 70'ini sağlıyor ve dünyada taşınan konteynerlerin yüzde 50'sinden fazlası bu boğazdan geçiyor.



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.