Sudan hükümetinin Hizmetler ve Değişim Komiteleri’nin peşinde olmasının nedenleri

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Özgürlük ve Değişim Bildirgesi temsilcisi 2019'da geçiş aşaması anlaşmasını imzaladılar. (AFP arşiv)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Özgürlük ve Değişim Bildirgesi temsilcisi 2019'da geçiş aşaması anlaşmasını imzaladılar. (AFP arşiv)
TT

Sudan hükümetinin Hizmetler ve Değişim Komiteleri’nin peşinde olmasının nedenleri

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Özgürlük ve Değişim Bildirgesi temsilcisi 2019'da geçiş aşaması anlaşmasını imzaladılar. (AFP arşiv)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Özgürlük ve Değişim Bildirgesi temsilcisi 2019'da geçiş aşaması anlaşmasını imzaladılar. (AFP arşiv)

Sudan ordusunun kontrolündeki bölgelerin valileri, Hizmet ve Değişim Komiteleri’nin feshedilmesi, hesaplarının dondurulması ve mal varlıklarına el konulması kararlarını uygulamaya devam ediyor. Siyasi aktivistler, bu adımı devrimin tasfiyesi ve komite üyelerinin tutuklanmasının başlangıcı olarak görüyor.

Orduya sadık Sudan hükümetinin, Federal Hükümet Bakanı Muhammed Kartkila aracılığıyla dün yayınladığı Hizmet ve Değişim Komiteleri kararı, siyasi bağlantısı olmayan ve yerel yönetimler tarafından denetlenen 7 kişiden oluşan alternatif kolaylaştırma komitelerinin oluşturulmasını içeriyor.

Hizmet ve Değişim Komiteleri, Ömer el-Beşir'in devrilmesi ardından geçiş dönemi anlaşması ışığında o dönem ülkenin yönetimine katılan Özgürlük Güçleri ve Değişim İttifakı ile bağlantıları nedeniyle 2019 yılında yasal statü kazandı. Eski Başbakan Abdullah Hamduk ise o dönem hükümete liderlik etmişti.

Ancak 2021'de Hamduk'a karşı darbe gerçekleştiren ordu, Özgürlük ve Değişim Güçleri İttifakı'nı ve ona bağlı veya yakın kuruluşları rakip görmeye başladı. Nisan 2023’te ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında savaşın patlak vermesiyle iki taraf arasındaki çatlak daha da arttı.

Ordunun kontrolü altındaki eyaletlerin (El Cezire, Nil Nehri, Kuzey, Kadarif, Kassala ve Port Sudan) valileri karara hemen yanıt verirken Hizmet ve Değişim Komiteleri’nin feshedilmesine yönelik kararlar, bunu hükümet tarafından siyasi tasfiye olarak değerlendiren Sudanlı politikacıların itirazlarıyla karşılandı.

Özgürlük ve Değişim Güçleri Merkez Konseyi Lideri Ahmed Halil, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Bu kararlar, Özgürlük ve Değişim üyelerini kısıtlamayı, tutuklanmalarına bahane yaratmayı amaçlıyor. Zira Sudan vatandaşını en büyük kaybeden olarak gördükleri bu savaşa karşı çıkıyorlar. Hizmet ve Değişim Komiteleri, ülkenin yaşadığı bu zor durumda yerinden edilmiş kişilere büyük hizmetler veriyor. Bu kararlar onları kısıtlayarak görevlerini yerine getirmelerini engelliyor. HDK kendi devletini kontrol ederken El Cezire Eyaleti valisinin komiteleri dağıtma kararını uygulamaya koyması durumu daha da gülünç hale getirdi.

Kararın arkasında siyasi bir mesaj olup olmadığı konusunda ise şu açıklamada bulundu:

Bu, ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan'ın yardım istediği eski rejim kalıntılarının Özgürlük ve Değişim güçlerine karşı yürüttüğü bir savaş. Kararlardan en çok etkilenenler ise savaş nedeniyle gelir kaynaklarını kaybeden, gıda ve barınma gibi Hizmet ve Değişim Komiteleri tarafından sağlanan insani yardımlara ciddi şekilde ihtiyaç duyan Sudanlılar oldu.

Hizmetler ve Değişim Komiteleri, 2019’da hükümette Federal Hükümet Bakanı Yusuf Adem ed-Day’in kararıyla, ülkenin iktidardaki anayasal belgesine mucibince sivil iktidar organlarına halkın katılımını artırmak amacıyla kuruldu.

Bu kapsamda her eyaletteki yerel yetkililer, vatandaşlara temel hizmetlerin sağlanmasını kolaylaştırmak için hayırseverlerin bağışları ve mali katkılarına ek olarak mali destek ve genel merkez tahsis etti.

Savaşın patlak vermesi ardından bu komiteler, yaralıların tedavi edilmesi, gerekli yiyecek ve su ihtiyaçlarının karşılanması, çatışma bölgelerinde mahsur kalan sivillere sağlık hizmeti sağlanması amacıyla şehir ve mahallelerde acil servis odalarının oluşturulacağını duyurdu.

Direniş Komiteleri’ndeki Sudanlı siyasi aktivistler, komitelerin feshedilmesi kararlarının fiili hükümetin onları devrimci güçlerle bağlantılı örgütler olarak görmesi ışığında geldiğini söylüyor.

Direniş Komiteleri’nden bir aktivist, isminin verilmemesi şartıyla Şarku'l Avsat'a şu açıklamada bulundu:

Bu kararın verilme hedeflerinden biri, onların fonlarını kontrol etmek, bu bileşenlerin yerine, eski iktidar rejiminin yararına güvenlik rolü oynayan önceki halk komitelerini koymaktır. Hizmet ve Değişim Komiteleri, özellikle ülkede devam eden savaş nedeniyle vatandaşlara herhangi bir hizmet sunamayan hükümetin acizliğini örtbas ediyor. Bu komitelerin hukuki şekliyle varlığı, onlara birçok partiyle iş yapma imkanı tanıdı. Fiili otorite, yani hükümet ve ordu için tehlike kaynağı haline geldi. Bu kararlar Özgürlük ve Değişim Güçlerinin siyasi tasfiyesi ve komitelerin fonlarının kontrol edilmesi planıdır.



Gazze hastaneleri kapanma tehdidiyle karşı karşıya

Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
TT

Gazze hastaneleri kapanma tehdidiyle karşı karşıya

Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü, bu sabah İsrail'in Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılar ve ağır topçu bombardımanında aralarında çocukların da bulunduğu 19 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Bu arada Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı dün (Cuma) yaptığı açıklamada, yakıt yetersizliği nedeniyle 48 saat içinde tüm hastanelerin çalışmayı durduracağı ya da hizmetlerini azaltacağı uyarısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre İsrail, bir yıldan uzun bir süredir savaş yürüttüğü Gazze Şeridi'ne yakıt girmesine izin vermiyor.

Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal AFP'ye yaptığı açıklamada, “İsrail'in gece yarısından sonra sabaha kadar Gazze Şeridi'ne düzenlediği bir dizi şiddetli hava saldırısında 19 vatandaş şehit oldu ve 40'tan fazla kişi de yaralandı” dedi.

Daha önce Filistin televizyonu, Gazze şehrinin doğusundaki ez-Zeytun mahallesinde bir evi hedef alan İsrail bombardımanında altı kişinin öldüğünü ve birkaç kişinin de yaralandığını bildirmişti.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı, İsrail'in dün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda 38 kişinin öldüğünü açıkladı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) perşembe günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, eski Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed ed-Dayf hakkında, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine eşi benzeri görülmemiş bir saldırı başlatmasından bu yana Gazze Şeridi'ndeki çatışmalarda insanlığa karşı suç ve savaş suçu işledikleri şüphesiyle yakalama kararı çıkarmasının ardından uluslararası tepkiler devam ediyor.

Gazze Şeridi'ndeki Sahra Hastaneleri Genel Müdürü Dr. Mervan el-Hams, “İşgalcilerin yakıt girişini engellemesi nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki tüm hastanelerin 48 saat içinde çalışmayı durduracağı ya da hizmetlerini azaltacağı konusunda acil bir uyarıda bulunuyoruz” dedi.

Sivil Savunma Müdürlüğü, İsrail'in biri Gazze Şehri'nin doğusunda diğeri de şehrin güneyinde bulunan iki evi hedef alan saldırısında ölen on iki kişinin cesedine ulaşıldığını ve onlarca kişinin de yaralandığını duyurdu.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, 7 Ekim 2023'teki saldırıya karışan beş Hamas mensubunu öldürdüğünü bildirdi.

Filistinli tıbbi kaynaklara göre saldırıda onlarca kişi öldü ve yaralandı.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), sekizi yoğun bakımda olmak üzere 80 hastanın ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde kısmen faaliyet gösteren iki hastaneden biri olan Kemal Advan Hastanesi'ndeki personelin durumuyla ilgili ‘ciddi endişelerini’ dile getirdi.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus'a göre, hastane perşembe günü bir insansız hava aracı (İHA) saldırısının hedefi oldu. Söz konusu saldırı, bir elektrik jeneratörünün ve bir su deposunun tahrip olmasına yol açtı.

Kemal Advan Hastanesi Müdürü Hüsam Ebu Safiye AFP'ye yaptığı açıklamada, kurumunun dün yine İsrail hava saldırılarının hedefi olduğunu, bir doktor ve hastaların yaralandığını söyledi.

İsrail ordusu, Hamas savaşçılarının yeniden toparlanmasını önlemek amacıyla 6 Ekim'de Gazze Şeridi'nin kuzeyinde büyük bir kara operasyonu başlattı.

‘Masum çocuklar’

Bilal isimli Filistinli, kurbanların götürüldüğü el-Ehli Arap Hastanesi'nin salonlarından birinde şunları söyledi: “Tüm ailem öldürüldü. Aileden geriye bir tek ben kaldım. Adaletsizliği durdurun.”

AFP'ye konuşan bir başka adam ise hastane yatağında hareketsiz yatan bir çocuğun yanında otururken, “Orada masum çocuklar vardı (...) Onların suçu neydi?” diye sordu.

Birleşmiş Milletler’in (BM) güvenilir bulduğu Hamas yönetimindeki Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda şimdiye kadar çoğu sivil kadın ve çocuk olmak üzere en az 44 bin 56 kişi hayatını kaybetti.

AFP'nin İsrail'in resmi verilerinden aktardığına göre, Hamas'ın İsrail yerleşimlerine yönelik saldırısında çoğu sivil bin 206 kişi öldü.

Saldırı sırasında 251 kişi esir alınarak Gazze Şeridi'ne götürüldü. Bunlardan 97'si Gazze Şeridi'nde kaldı ve İsrail ordusu kalan esirlerden 34'ünün öldüğünü tahmin ediyor.

‘Tehlikeli bir emsal’

Savaşın başlamasından bir yıldan fazla bir süre sonra, UCM'nin perşembe günü aldığı karar İsrail'i çileden çıkardı.

Netanyahu perşembe akşamı yaptığı açıklamada, “Hiçbir bariz İsrail karşıtı karar bizi, özellikle de beni, ülkemizi savunmaya devam etmekten alıkoyamaz. Baskılara boyun eğmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Gallant kararı, ‘terörizmi teşvik eden tehlikeli bir emsal’ olarak değerlendirdi.

ABD Başkanı Joe Biden, ‘utanç verici’ olarak nitelendirdiği kararı kınadı. Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise dün yaptığı açıklamada, Netanyahu'yu karara ‘meydan okuyarak’ Macaristan'ı ziyaret etmeye davet edeceğini söyledi.

Netanyahu, Orban'ın tutumunu memnuniyetle karşılayarak, bunun ‘ahlaki netliği’ yansıttığını söyledi.

Macaristan da dahil olmak üzere UCM'ye üye 124 ülke teorik olarak üç yetkiliyi kendi topraklarına girmeleri halinde gözaltına almakla yükümlü.

İngiliz hükümeti dün Netanyahu'nun yakalama kararı kapsamında gözaltına alınabileceğini ima etti.

İrlanda Başbakanı Simon Harris, ülkesini ziyaret etmesi halinde Netanyahu'yu gözaltına alacağını söyledi.

Harris, RTE devlet televizyonunda UCM üyesi olan İrlanda'nın Netanyahu'yu ülkeyi ziyaret etmesi halinde gözaltına alıp almayacağı sorusuna “Evet, kesinlikle” yanıtını verdi.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni dün yaptığı açıklamada, G7 dışişleri bakanlarının pazartesi ve salı günleri Roma yakınlarında bir araya geldiklerinde mahkemenin yakalama kararlarını görüşeceklerini duyurdu.

İran kararı, ‘Siyonist varlık için siyasi bir ölüm’ olarak değerlendirirken, Çin mahkemeyi ‘objektif ve adil bir duruş’ sergilemeye çağırdı.

Hamas mahkemenin kararını memnuniyetle karşılayarak, bunu ‘tarihi ve önemli’ bir adım olarak nitelendirdi.