Gazze’de ateşkese yönelik müzakereler devam ediyor

Mısır kapsamlı ateşkes çağrısını yineledi.

Mısır Dışişleri Bakanı, Avrupa Birliği Kriz Yönetimi Komiseri ile Brüksel’de bir araya geldi. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı, Avrupa Birliği Kriz Yönetimi Komiseri ile Brüksel’de bir araya geldi. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Gazze’de ateşkese yönelik müzakereler devam ediyor

Mısır Dışişleri Bakanı, Avrupa Birliği Kriz Yönetimi Komiseri ile Brüksel’de bir araya geldi. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı, Avrupa Birliği Kriz Yönetimi Komiseri ile Brüksel’de bir araya geldi. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Gazze’de devam eden savaşa ilişkin Mısır- Katar arabuluculuk çabaları sekteye uğradı. İsrail ile Hamas arasında Kahire ve Doha’daki arabulucular aracılığıyla dolaylı müzakereler sürüyor. Ancak tüm göstergeler, Gazze Şeridi’nde ikinci bir ateşkes ilan edilmesinin ‘yakında gerçekleşmeyeceğini’ gösteriyor. Mısır, bir kez daha Gazze’deki insani krizi kontrol altına almanın tek yolu olarak kapsamlı ateşkesin önemine dikkati çekerken, bölgedeki çatışmaların genişleyeceğine dair de uyardı.

İsrail ile Hamas arasındaki esir takası müzakerelerine aşina olan bir kaynak dün yaptığı açıklamada, dolaylı müzakerelerin devam ettiğini ve halihazırda büyük görünen anlaşmazlıklar arasındaki farkı daraltma girişimlerinin olduğunu söyledi.

Kaynak, Arap Dünyası Haber Ajansı’na (AWP) yaptığı açıklamada bir anlaşmaya varma şansının mevcut olduğunu, ancak bunun hemen veya yakın zamanda gerçekleşmeyeceğini ve şu an üzerinde çalışılan şeyin iki taraf arasındaki uçurumu daraltmak olduğunu söyledi.

İsminin yayınlanmamasını isteyen kaynak, “Birden fazla düzeyde arabuluculuk yapılıyor. Ancak bunlar tutarlı bir şekilde ilerliyor ve aynı yöne gidiyor. Mısırlılar ve Katarlılar uluslararası sponsorluk altında müzakerelerdeki boşlukları azaltmaya çalışıyor” dedi. Kaynak, Hamas hareketinin yüksek bir tavan belirlediğini ve İsrail’in ise özellikle savaşın sona erdirilmesi ve tüm askeri operasyonların durdurulması konusunda bunun hayata geçirilmesinin imkânsız olduğunu belirttiğini söyledi. Kaynak, Hamas’ın bu talepten kısmen vazgeçmesini beklerken, ama nihayetinde tüm kartlarını kaybetmek istemediğine dikkat çekti.

Kaynağa göre Hamas, şu an elindeki güç kartının İsrailli tutuklular olduğunun farkında. Eğer onları serbest bırakırsa müzakere edecek hiçbir şeyi kalmayacak. Bu yüzden bu yüksek tavanlı taleplere başvurdu. Bu çerçevede kaynak, “Ama sonuçta aşamalı bir çerçevede Gazze’deki askeri operasyonların yoğunluğunu azaltan, böylece anlaşmanın tek cümleyle değil birden fazla aşamada hayata geçirilmesini sağlayacak bir anlaşmaya varılabileceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

İsrail testi

Kaynak, özellikle Hamas hareketinin uygulama aşamaları boyunca İsrail’i test etmek istemesi nedeniyle, tek aşamada anlaşmaya varma şansının çok uzak olduğuna dikkat çekti. Aynı şekilde hareketin, her bir tutuklu kategorisinin diğerinden farklı bir başarıya ulaşabileceğine inandığını belirten kaynak, “Hamas hareketi için tutukluların yaşlı erkekler, kadın askerler ve genç askerler şeklinde bir sınıflandırması mevcut ve hareket, her kategori için farklı bir bedel istiyor” dedi.

Aynı kaynak, İsrail’den yanıtlar beklendiğini kaydederken, Hamas hareketinin cevaplarının da geciktiğini, Gazze Şeridi’ndeki liderlerin aralarında zor ve karmaşık görünen iletişim koşulları altında Gazze’ye yönelik cevap alması gerektiğini vurguladı.

Mısır- Katar arabuluculuğunun ABD ile koordineli olarak geçtiğimiz Kasım ayında insani ateşkes sağlamayı başarmasından bu yana, yeni bir ateşkes kurma çabaları devam etti. Ancak İsrail’in, Filistinli direniş gruplarının ‘müzakerelere başlamadan önce savaşın kapsamlı bir şekilde durdurulması gerektiği’ yönündeki talebi defalarca reddetmesi, bir anlaşmaya varılmasını engelliyor.

İsrail, Hamas ve diğer grupların İsrail’in Gazze Şeridi’ni bombalaması sonucunda yaptığı açıklamalar gibi, yaklaşık 130 rehinenin Gazze Şeridi’ndeki Filistinli grupların kontrolü altında olduğuna ve bunlardan en az 25’inin öldürüldüğüne inanıyor.

Gazze’de şu ana kadar bir hafta süren tek ateşkes sırasında, Gazze’deki Filistinli direniş grupları, İsrail hapishanelerindeki 240 Filistinli mahkuma karşılık 100’den fazla İsrailli rehineyi serbest bıraktı.

Zor ve karmaşık müzakereler

Kudüs Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü ve Filistinli bir politikacı olan Dr. Eymen er-Ragab, Mısır’ın önerisinin halen ‘şu ana kadar masadaki ana öneri’ olduğuna ve halihazırda devam eden müzakerelerin ‘zor ve karmaşık’ olduğuna dikkat çekti. Ragab, mevcut müzakerelerde çözüm için siyasi ufuk arayışının değil, güvenlik düzenlemelerinin öncelikli olduğuna dikkat çekti.

Ragab, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Gazze Şeridi’nde kötüleşen insani trajedi ve sivillerin acılarının artması göz önüne alındığında, geçici de olsa ateşkese ulaşmak bir kazanç olacaktır” dedi. Ancak aynı zamanda önümüzdeki dönemde İsrail hükümeti üzerine baskı oluşturmak için ABD’nin de yoğun eylemlerde bulunması gerektiğini vurguladı. Ragab, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, iki devletli çözümü kategorik olarak reddettiğini açıklayarak çözüme yönelik her türlü siyasi fikri engellediğini söyledi. Profesöre göre bu, Washington’un kendisi tarafından bile önerilen siyasi vizyona yönelik bir suikastı temsil ediyor.

Kahire, Hamas Hareketinin Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri’nin 2 Ocak’ta Beyrut’ta öldürülmesinden önce, ateşkesle sonuçlanan birbirini takip eden ve birbiriyle bağlantılı 3 aşamayı içeren öneriler sunmuştu. Ancak suikastın ardından arabuluculuk süreci çeşitli zorluklarla karşılaştı.

Kapsamlı ateşkes

Diğer yandan Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Şukri, Mısır’ın Gazze Şeridi’nde kapsamlı ateşkes çağrısını yineleyerek, Gazze’deki insani felaketin ciddiyeti ve bölgede savaşın yayılması konusunda uyarıda bulundu.

Şukri, Brüksel’deki Avrupa Birliği (AB) genel merkezinde düzenlenen AB- Mısır Ortaklık Konseyi’nin onuncu toplantısının oturum aralarında, başta AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Kriz Yönetiminden Sorumlu AB Komiseri Janez Lenarcic olmak üzere Avrupalı ​​yetkililerle birçok toplantı ve tartışma gerçekleştirdi. Ayrıca AB’de ekonomi, enerji ve iklim meseleleriyle ilgilenen bir dizi Avrupalı ​​dışişleri bakanı ve yetkiliyle de toplantılar düzenledi.

sef
Mısır Dışişleri Bakanı, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile Brüksel’de görüşme gerçekleştirdi. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Mısır Dışişleri Bakanlığı’nın resmi sözcüsü, bu görüşmelerin gündeminin en büyük bölümünü Gazze Şeridi’ndeki durumun oluşturduğunu belirtti. Bakan Şukri, AB ülkeleri gibi önemli uluslararası tarafların, Gazze’deki insani krizi kontrol altına almanın tek yolu olarak kapsamlı bir ateşkes sağlanması konusunda kategorik pozisyonlar benimsemeleri gerektiğini vurguladı.

Aynı şekilde Mısır Dışişleri Bakanı, Brüksel’deki toplantılarında Lübnan, Irak ve Suriye dahil Gazze’deki durum ve Kızıldeniz’in güvenliğine yönelik tehditler bağlamında bölgedeki gerilimleri de ele aldı. Ayrıca geçen yıl 7 Ekim’de başladığını göz önünde bulundurarak mevcut savaşla ilgilenmemenin önemine dikkat çekti. Durumun İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarındaki Filistin halkının haklarına karşı gerçekleştirdiği uzun süreli ihlallerle ilgili olduğunu dile getiren Şukri şu ifadeleri kullandı:

“Bu çatışmanın çözümü, insanların çektiği acıları, şiddet ve baskı uygulamalarını durdurmaya çalışmak ve iki devletli çözüme dayanan, 4 Haziran 1967 sınırlarında bağımsız ve yaşayabilir bir Filistinli devletinin kurulmasına olanak tanıyan barış süreci çabalarını yeniden başlatmak dışında mümkün olmayacaktır.”



Sarı hat, Mısır ile İsrail arasında gerilim yaratıyor

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
TT

Sarı hat, Mısır ile İsrail arasında gerilim yaratıyor

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hat sınırı (Arşiv – AFP)

İsrail medyasında, Binyamin Netanyahu hükümetinin Gazze Şeridi’ndeki uygulamaları nedeniyle Mısır ile İsrail arasındaki gerilimin son dönemde arttığına dair haberler yer alırken, Mısırlı üst düzey bir yetkili Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Mısır makamları İsrail’in Şarm eş-Şeyh Anlaşması’nı ihlal eden uygulamalarını tespit etti, bunlara ilişkin bir dosya hazırladı ve Washington’ı bilgilendirdi” dedi.

Mısır’da görev yapmış bazı eski askeri yetkililere göre ise Kahire, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki adımlarını, üzerinde uzlaşılan Trump planından kaçınma girişimi ve sarı hat olarak bilinen bölgede kalıcı bir İsrail askeri varlığı tesis etme çabası olarak değerlendiriyor. Bu durumun Mısır’ın ulusal güvenliğini tehdit ettiği ifade ediliyor.

Sarı hat, 10 Ekim’de Şarm eş-Şeyh’te ABD Başkanı Donald Trump’ın katılımıyla imzalanan ve Gazze savaşını sona erdirmeyi amaçlayan barış planı kapsamında, Gazze Şeridi’ni iki bölüme ayıran bir ayrım hattı olarak tanımlanıyor. Buna göre hat, Filistinlilerin kontrolündeki batı bölgesindeki toprakların yüzde 47’sini, İsrail’in kontrolü altındaki Gazze’nin yüzde 53’ünden ayırıyor. Gazze’deki Filistinlilerin neredeyse tamamının, bu hattın batısındaki bölgeye göç etmek zorunda kaldığı belirtiliyor.

xsdf
ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında Gazze barış planını görüşmek üzere bu ayın sonlarında bir zirve yapılması bekleniyor. (AFP)

İsrail Kanal 14 televizyonunun yayımladığı bir raporda, İsrail ordusunun sarı hat olarak bilinen bölgede faaliyet yürüttüğü ve Gazze Şeridi’nin coğrafi yapısını değiştirdiği öne sürüldü. Kanalın aktardığına göre Kahire, bu durumu ‘bölgesel çıkarlarına yönelik doğrudan bir tehdit’ olarak değerlendiriyor. Raporda, söz konusu faaliyetlerin Mısır’ı öfkelendirdiği ve Kahire’nin, Gazze Şeridi’ni ikiye bölmeye, bölgenin demografik ve coğrafi yapısını değiştirmeye çalıştığı gerekçesiyle İsrail’i ABD’ye şikâyet ettiği belirtildi.

Rapora göre Kahire, özellikle İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in sarı hata ilişkin açıklamalarının ardından Gazze’de yaşananları büyük bir endişeyle izliyor. Zamir’in bu hattı yeni bir savunma ve saldırı hattı olarak nitelemesine dikkat çekilirken, İsrail ordusunun kontrolü altında bulunan bölgede tünel altyapısını tahrip etme ve evleri yıkma gibi faaliyetlerinin, Kahire’de Gazze’de uzun vadeli bir askeri varlık tesis edilmesine yönelik hazırlık olarak yorumlandığı ifade edildi. Bu durumun, Mısır’ı Washington nezdinde acil diplomatik girişimlerde bulunmaya sevk ettiği kaydedildi.

Mısır Askerî İstihbaratı eski Başkan Yardımcısı ve İstihbarat Dairesi eski Başkanı Korgeneral Ahmed Kâmil ise Mısır’ın İsrail’in üzerinde uzlaşılan barış planından kaçınma girişimlerine karşı büyük bir öfke duyduğunu belirtti. Kâmil, İsrail’in sarı hattaki hamlelerinin Gazze’de ve Mısır sınırına yakın bölgelerde kalıcı bir askeri varlık oluşturma niyetine işaret ettiğini, bunun da Mısır’ın ulusal güvenliği açısından ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.

uı
Kaynaklar, Mısır'ın Sisi ve Netanyahu arasında bir zirve düzenlenmesi için şartlar belirlediğini bildiriyor. (İsrail medyası)

Kâmil, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Mısır’ın tutumunun ulusal güvenliği ilgilendiren bir dizi temel konuda açık, net ve değişmez olduğunu söyledi. Kâmil, bu tutumun, barışın Mısır dış politikasının temel ve stratejik hedefi olması, Kahire’nin İsrail tarafıyla imzalanan anlaşmalara bağlılığı ve İsrail’in iki taraf arasında imzalanan anlaşmalara saygı göstermesi gerekliliğine dayandığını ifade etti.

Kâmil, Mısır’ın İsrail ile gerilimin düşürülmesine yönelik şartlarının, Gazze anlaşmasının ABD Başkanı Donald Trump’ın girişimi doğrultusunda tüm aşamalarıyla uygulanmasını kapsadığını belirtti. Buna göre, herhangi bir engelleme ya da geçersiz gerekçeler olmaksızın ikinci aşamaya derhal geçilmesi, kalıcı ateşkesin tesis edilmesi ve barış sürecine geçilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca İsrail’in anlaşmayı eksiksiz uygulaması, mutabık kalınan miktarlarda insani yardımların girişine izin vermesi ve Refah Sınır Kapısı’nın iki yönde açılması şartlarını sıraladı.

Kâmil’e göre diğer şartlar arasında, Mısır’ın Gazze Şeridi sakinlerinin zorla ya da gönüllü göçe zorlanmasını kesin olarak reddetmesi, İsrail’in Batı Şeria’da yerleşim kurulmasına ve bölgenin İsrail’e ilhakına yönelik adımlarına karşı çıkılması, İsrail ordusunun Philadelphia Koridoru da dahil olmak üzere Gazze Şeridi’nin tamamından çekilmesi ve 7 Ekim 2023 sınırlarına dönülmesi yer alıyor. Kâmil, mevcut İsrail varlığının, anlaşmanın aşamalarının uygulanmasına bağlı geçici bir durum olduğunu, sarı hat da dahil olmak üzere tüm hatların fiili ve hukuki geçerliliği olmayan, varsayımsal çizgiler olduğunu ifade etti.

Dördüncü şartın ise Netanyahu ve hükümetinin, Arap Barış Girişimi kapsamında yer alan açık Arap taleplerine ne ölçüde yanıt verdiğiyle ilgili olduğunu belirten Kâmil, bunun; işgal altındaki Arap topraklarından çekilme, iki devletli çözüme onay verilmesi ve Filistinlilerin Gazze ya da Batı Şeria’dan zorla yerinden edilmesinin reddedilmesi gibi başlıkları içerdiğini söyledi. Ayrıca İsrail’in iyi komşuluk ve saldırmazlık yönünde iyi niyet göstermesi, nükleer silah tehdidinden arındırılmış bir bölge oluşturulmasına ilişkin uluslararası taleplerle uyumlu adımlar atması ve bu alandaki uluslararası anlaşmalara katılması gerektiğini vurguladı.

d
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Arşiv – Reuters)

Mısır’ın, ABD ve İsrail’in Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında bir görüşme düzenleme girişimlerine, İsrail’in barış ve bölgesel istikrara dair açık ve uygulanabilir bir girişimde bulunmadan yanıt vermeyeceği değerlendiriliyor.

İsrail medyasının aktardığına göre ABD, Sisi, Netanyahu ve Trump’ın katılımıyla Washington’da üçlü bir zirve düzenlemeyi denedi. Ancak bu girişim, Mısır’ın şartları nedeniyle İsrail açısından ‘kabul edilemez’ bulundu. Aynı raporlarda, Kahire’nin, Trump’ın bu ay sonunda Florida’da Netanyahu ile yapacağı görüşmede İsrail’e yönelik baskı yaparak Gazze’deki adımlarını sınırlaması yönünde rol oynayacağını beklediği kaydedildi.

Mısırlı strateji uzmanı Tümgeneral Semir Ferec, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Trump-Netanyahu zirvesinin sonuçlarına büyük önem atfedildiğini ve Trump’ın, adını taşıyan Gazze Barış Planı’nın uygulanması konusunda Netanyahu üzerinde kesinlikle baskı kuracağını söyledi.

Ferec, Mısır’ın pozisyonunun, Trump-Netanyahu zirvesinin sonuçlarına bağlı olarak değerlendirileceğini, ancak aynı zamanda İsrail’in sarı hat ya da Gazze’nin herhangi bir bölgesinde kalıcı askeri varlık tesis etmesini asla kabul etmeyeceğinin açık ve net olduğunu vurguladı. Ferec’e göre Mısır, Netanyahu hükümetinin tüm hareketlerinin, İsrail ordusunun Gazze’nin tamamından çekilmesini öngören barış planını engellemeye yönelik girişimler olduğunun farkında.

 


Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
TT

Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)

Irak hükümeti dün yaptığı açıklamada, yaklaşık iki hafta önce Yemen’deki Husiler ile Lübnan’daki Hizbullah’ı ‘terör örgütü’ olarak sınıflandıran bir kararın yayımlanmasına ilişkin olarak bazı yetkililerin görevden alınmasını içeren yaptırımların onaylandığını duyurdu.

Irak Bakanlar Kurulu, resmî gazetede yayımlanmasının ardından özellikle hükümeti oluşturan ve söz konusu gruplara yakınlığıyla bilinen siyasi çevreler arasında geniş tartışmalara yol açan kararla ilgili kurulan soruşturma komisyonunun tavsiyelerini kabul etti.

Söz konusu sınıflandırmanın, iki grubun mal varlıklarının dondurulmasını da içermesi üzerine hükümet, kararın ‘yanlışlıkla’ yayımlandığını belirtmişti. Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, karardaki hataya ilişkin acil soruşturma başlatılması, sorumluların tespit edilmesi ve ihmali bulunanların hesap vermesi talimatını vermişti.

Hükümetin dün yayımladığı açıklamada, Bakanlar Kurulu’nun, Irak Resmi Gazetesi’nin 17 Kasım 2025 tarihli 4848 sayısında yer alan ve Teröristlerin Mallarının Dondurulması Komisyonu’nun 2025/61 sayılı kararına ilişkin soruşturma komisyonu tavsiyelerini onayladığı belirtildi. Tavsiyeler kapsamında, ilgili bazı yetkililerin görevden alınması ve bazılarının ise başka görevlere atanması gibi idari yaptırımların yer aldığı kaydedildi.

Diğer yandan Irak Ulusal Güvenlik Servisi dün yaptığı açıklamada, komşu bir ülkeden geldiği belirtilen ve DEAŞ terör örgütü bünyesindeki ‘en tehlikeli bomba uzmanlarından biri’ olarak tanımlanan bir kişinin yakalandığını duyurdu.

Irak Ulusal Güvenlik Servisi, Irak Haber Ajansı’na (INA) yaptığı açıklamada, 10 aydan uzun süren takip ve hassas izleme faaliyetlerini içeren nitelikli bir istihbarat operasyonu sonucunda, komşu ülkelerden birinden dönüşünün ardından DEAŞ’ın üst düzey isimlerinden birinin gözaltına alındığını bildirdi. Açıklamada, yakalanan kişinin yüksek derecede tehlikeli unsurlar arasında yer aldığı, adının terör örgütü lider kadrolarına ait listelerde bulunduğu ve 2004 yılından itibaren Bağdat’ta El Kaide unsurları içinde faaliyet göstermeye başladığı belirtildi. Ebu İlya lakabını kullanan şüphelinin, patlayıcı düzeneklerin hazırlanmasında uzmanlaştığı, beş kişiden oluşan bir hücreye liderlik ederek saldırıların gerçekleştirilmesinde rol aldığı kaydedildi.

Soruşturmalarda, söz konusu kişinin patlayıcıların cep telefonlarıyla irtibatlandırılması ve hazırlanmasından sorumlu olduğu, Bağdat’ta faaliyet gösterdiği dönem boyunca 100’den fazla patlayıcı düzeneği teslim ettiği ve başkentin farklı bölgelerini hedef alan terör eylemlerinin doğrudan uygulanmasına katkı sağladığı tespit edildi.


Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
TT

Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)

Suriye’deki yeni yönetim, büyük şehirlerin kalabalık sokakları ile kırılgan, yoksul kırsal kesimler ve Suriye genelindeki yaygın yıkım arasında, önceki dönemin karmaşıklığından kaynaklanan muazzam zorluklarla karşı karşıya.

Beşşar Esed rejiminin düşüşünü günlerce kutlayan mahallelerin göz alıcı görüntüsünün ardında, daha az gürültülü ve daha karmaşık başka bir mücadele sürüyor. Bir güvenlik kaynağına göre bu mücadelede DEaŞ ve göçmenler (yabancı savaşçılar) en önemli zorlukları oluşturuyor.

Ancak bazıları DEAŞ’ı ve genel olarak aşırılığı güvenlik yaklaşımıyla çözülebilecek ‘teknik bir sorun’ olarak görürken, diğerleri ‘asıl sorunun, eğitim veya aile sistemi ya da herhangi bir örgütlü yaşam biçimi olmaksızın, birkaç yıldır normal sosyal bağlamın dışında gelişen devasa bir insan kitlesini absorbe edecek planlar yapmakta yattığını’ düşünüyor.

Zorluk, yıkıma uğrayan bölgeleri yeniden inşa etmek ve geçim kaynakları yaratmak, özellikle de siyasi ve sosyal kimliklerin radikal grupların mirasıyla iç içe geçmiş olduğu ve bu yüzden potansiyel çatışmalar için verimli bir zemin oluşturan İdlib gibi kırsal bölgelerde yatıyor.

ABD, Irak'tan çekilmeden önce Sünni aşiretlerinden oluşan ve el-Kaide'ye karşı savaşan Sahva Silahlı Güçleri deneyimi, radikalizmden etkilenenleri siyasi ve güvenlik yapılarına dönüştürerek Suriye için olası bir model sunarken, militarizasyondan siyasete ve hizipçilikten devletçiliğe geçiş, yeni Suriye'nin karşı karşıya olduğu en büyük zorluk olmaya devam ediyor.