Irak’ta ABD’nin karşısındaki İran yanlısı silahlı gruplar neler?

Haşdi Şabi’ye mensup unsurlar, 25 Ocak 2024’te Bağdat’taki karargahlarında bir unsurlarının cenaze töreni sırasında (AFP)
Haşdi Şabi’ye mensup unsurlar, 25 Ocak 2024’te Bağdat’taki karargahlarında bir unsurlarının cenaze töreni sırasında (AFP)
TT

Irak’ta ABD’nin karşısındaki İran yanlısı silahlı gruplar neler?

Haşdi Şabi’ye mensup unsurlar, 25 Ocak 2024’te Bağdat’taki karargahlarında bir unsurlarının cenaze töreni sırasında (AFP)
Haşdi Şabi’ye mensup unsurlar, 25 Ocak 2024’te Bağdat’taki karargahlarında bir unsurlarının cenaze töreni sırasında (AFP)

Ürdün’de 3 ABD askerinin ölümüne yol açan insansız hava aracı saldırısının ardından Washington, Suriye ve Irak’ta faaliyet gösteren, İran’ın desteklediği aşırıcı silahlı grupları işaret etti.

Kurumsal olarak Haşdi Şabi’ye bağlı olan bu silahlı örgütler, Irak’ta büyük bir siyasi etkiye sahip. Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı  AFP’den aktardığı habere göre bu örgütler, ABD düşmanlığını, ‘direniş ekseni’ olarak bilinen yapıyla olan ilişkisini ve Tahran’la ittifakını öne çıkaran bir söylem benimsiyor.

Bu örgütler nelerdir?

Bunlar Irak’taki silahlı örgütlerin ekipleridir. Silahlı örgütler, Ürdün’de ABD kuvvetlerine yönelik son saldırının sorumluluğunu üstlenmemesine rağmen saldırının gerçekleştirilme şekli, Iraklı silahlı örgütlerin Ekim ortasından bu yana ABD kuvvetlerine ve Irak ve Suriye’deki radikalizm yanlılarıyla mücadele eden uluslararası koalisyon güçlerine karşı gerçekleştirdiği füze saldırıları ve insansız hava aracı saldırılarına benziyor.

İran’a sadık silahlı örgütlere mensup bir grup savaşçıdan oluşan Irak’taki İslami Direniş, Washington’a göre 165 saldırının çoğunun sorumluluğunu üstlendi. Ayrıca İslami Direniş, yaptığı basın açıklamasında Gazze ile dayanışma içerisinde olduğunu belirterek, koalisyon güçlerinde görev yapan ABD askerlerinin Irak’tan çekilmesi çağrısında bulundu.

Kasım ayının sonunda Hizbullah Tugayları, özellikle Ketaib Seyyid eş-Şüheda ve Nuceba Hareketi’ne atıfla, İslami Direniş kapsamında kendisine bağlı bazı grupların isimlerini açıkladı.

Bu hareketler, kendilerini Tahran’la ve Lübnan’daki İran yanlısı Hizbullah veya Yemen’deki Tahran’a sadık Husiler gibi diğer bölgesel gruplarla birleştiren direniş ekseninin parçası olmakla övünüyor.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne (SOHR) göre bu grupların, Irak’a komşu olan Suriye’de devam eden çatışmaya kendileri adına katılan savaşçıları var. Bu durum, Şam rejimini desteklemek anlamına geliyor.

Washington, bu örgütleri terörist olarak sınıflandırıyor. Son haftalarda, saldırılara yanıt olarak Irak’taki ABD bombardımanı, Hizbullah Tugayları ve Nuceba’yı hedef aldı.

Kökleri nelerdir?

Bu örgütler, o zamanlar Irak topraklarının yaklaşık üçte birini işgal eden ve kontrol eden DEAŞ’a karşı güvenlik güçlerini desteklemek üzere Haziran 2014’te ortaya çıkan eski paramiliter güçlerin heterojen bir ittifakı olan Haşdi Şabi ile bağlantılı.

Haşdi Şabi, Şii mercii Ali el-Sistani’nin DEAŞ’a karşı ‘yeterli cihat’ çağrısında bulunan fetvasına yanıt olarak kuruldu.

2016 yılında Haşdi Şabi’nin düzenli kuvvetlere entegre edilerek Başbakan ve Silahlı Kuvvetler Başkomutanının emirlerine tabi resmi bir kurum haline getirilmesine ilişkin kanun çıkarıldı.

Haşdi Şabi grupları mensupları, 2003 işgali ve Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesinden sonra ABD kuvvetlerine karşı savaşan Şii silahlı gruplara dayanıyor.

Haşdi Şabi, Washington liderliğindeki ve şu anda saldırıların hedefi olan aynı uluslararası koalisyonun desteğiyle, 2017’de Irak güvenlik güçlerinin elinde DEAŞ’ın hezimete uğratılmasına katkıda bulundu.

Irak’ın aşırılık tehdidiyle karşı karşıya olduğu bu dönemde, İran Devrim Muhafızları’nın dış operasyonlar kolu Kudüs Gücü’nün eski komutanı İranlı General Kasım Süleymani tarafından yeni silahlı gruplar oluşturuldu ve eğitildi.

Tahminlere göre Haşdi Şabi, şu anda onlarca grup ve 160 binden fazla üyeden oluşuyor. Ne yetkililer ne de herhangi bir kurum bu sayıya ilişkin resmi bir veri yayınladı.

Haşdi Şabi’nin bir dizi lideri gündeme gelirken, bunların başında bir zamanlar İran’a sığınan ve Kasım Süleymani’ye yakın olan eski muhalefet figürü Ebu Mehdi el-Mühendis geliyor. Süleymani ve Mühendis, Ocak 2020’de Bağdat’ta ABD tarafından gerçekleştirilen bir insansız hava aracı saldırısında öldürüldü.

Irak’ta parlamento çoğunluğu, 2018’den bu yana parlamentoda temsilcileri bulunan İran yanlısı Haşdi Şabi güçlerindeki partileri ve liderleri içeriyor.

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, uluslararası koalisyonu hedef alan saldırıları kınadı ve hükümetin yabancı güçlerin korunmasını sağlama konusundaki kararlılığını yineledi.

Gerginliğin tırmanması, Sudani’yi Washington ile görüşmelere başlamaya ve ‘koalisyonun askeri misyonunun sona ermesi için belirli bir takvim ve koalisyon danışmanlarının sayısının kademeli olarak azaltılmasını’ talep etmeye yöneltti.

Koordinasyon Çerçevesi, bu faaliyeti memnuniyetle karşılarken, Aralık ayında ABD büyükelçiliğine düzenlenen füze saldırılarının ardından terör saldırılarını reddettiğini duyurdu.

Irak’taki İslami Direniş’e gelince, Washington’un Irak tarafıyla görüşerek güçlerini geri çekme niyetine şüpheyle yaklaşırken, saldırılarına devam edeceğini açıkladı.

Haşdi Şabi unsurları, siyasi rollerinin yanı sıra faaliyetlerini de çeşitlendirmenin yollarını arıyor. Ayrıca yumuşak gücünü geliştirerek televizyon kanallarına sahip olmanın yanı sıra film ve dizi yapımcılığı, spor takımlarının finansmanını da sağlıyor.

Altyapıyı geliştirmek isteyen hükümet, bu işlerin yönetimini 2022 yılı sonunda yaklaşık 68 milyon dolar sermayeli ‘Engineer’ adında halka açık bir şirket kuran Haşdi Şabi heyetine devretti.

ABD merkezli Washington Araştırma Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmaya göre şirketin faaliyetleri arasında, ‘endüstriyel ve madencilik projeleri, büyük ölçekli tarımsal projeler ve araç ve ekipman ithalatı ve kiralaması’ da dahil olmak üzere çok çeşitli işler yer alıyor.



Iraklı silahlı gruplar, İran'ın baskısıyla ‘arenaların birliğini’ yeniden canlandırmak istiyor

 Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)
Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)
TT

Iraklı silahlı gruplar, İran'ın baskısıyla ‘arenaların birliğini’ yeniden canlandırmak istiyor

 Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)
Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)

Irak'taki Ketaib Hizbullah, Lübnan'daki Hizbullah’ın direnişin silahsızlandırılmasını reddetme kararını savundu ve modern ve gelişmiş bir silah cephanesi ile desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Iraklı siyasetçiler ise bölgede olası bir çatışmaya hazırlık olarak, vekil güçler arasında ‘birlikteliği’ yeniden canlandırmak için İran'ın bir planı olduğunu ifade ettiler.

Ketaib Hizbullah Genel Sekreteri Ebu Hüseyin el-Hamidavi, herhangi bir tehditle yüzleşmek için ‘direnişin cephaneliğini’ gelişmiş silahlarla destekleme ve teknik kapasitesini güçlendirme çağrısında bulundu. Bu, Lübnan hükümetinin Hizbullah’ın silahsızlandırılmasına yönelik çabaları sürerken gerçekleşti.

El-Hamidavi yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi: “Suriye'deki rejimin düşüşü, ABD ve İsrail'in Yemen halkına yönelik saldırısı, İran'a karşı haince yürütülen savaş ve sistematik uluslararası baskı gibi son gelişmeler, halkları boyun eğdirmek ve iradelerini elinden almak için yapılan girişimlerden başka bir şey değil.”

El-Hamidavi, “İşgalcilere direnmek ve saldırganları caydırmak, yasalar ve şeriat tarafından güvence altına alınmış meşru bir haktır. Halkların silahları, namuslarını, kutsallarını ve topraklarını savunmak için bir kalkan olmaya devam edecektir. Bu nedenle, direnişin cephaneliğini gelişmiş silahlarla desteklemek, teknik kapasitesini güçlendirmek, savunma ve imha kabiliyetini artırmak, en yüksek hazırlık düzeyine ulaşmak ve her türlü tehdide karşı koymak için gerekli” ifadelerini kullandı.

İran destekli Iraklı örgütün bu tutumu, Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım'ın ‘direnişin silahlarını teslim etmeyi’ reddettiğini açıklamasından bir gün sonra geldi. Kasım, Lübnan hükümetini ‘Hizbullah'ı silahsızlandırma’ kararıyla ‘İsrail projesine hizmet etmekle’ eleştirdi.

Ketaib Hizbullah mensupları, Eylül 2024'te Bağdat'ta düzenlenen geçit töreninde (Reuters)Ketaib Hizbullah mensupları, Eylül 2024'te Bağdat'ta düzenlenen geçit töreninde (Reuters)

Arenaların birliği

Iraklı gözlemciler, Ketaib Hizbullah’ın Hizbullah ile uyumlu tutumunun, İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani'nin geçen hafta iki ülkeye yaptığı ziyaretle aynı zamana denk geldiğini ifade etti. Gözlemciler, nispeten sakin bir dönemin ardından ortaya çıkan bu yeni tutumları, İran'ın bölgedeki temsilcileri arasında ‘arenaların birliği’ ilkesini yeniden tesis etme girişimi olarak değerlendirdi.

Adının açıklanmasını istemeyen bir Iraklı siyasetçi, Laricani'nin ziyaretinin sadece iki ülke arasında bir mutabakat zaptı imzalamak amacıyla yapılmadığını, bunun ülkesinin ABD ile gelecekte karşılaşabileceği endişelerini teyit etmek için bir bahane olduğunu ve Irak'ın bu konudaki tutumunu öğrenmek istediğini söyledi.

Diğer yandan Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım el-Araci ile İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani arasında bir güvenlik mutabakat zaptının imza törenine katıldı.

ABD Dışişleri Bakanlığı, mutabakatı reddettiğini açıklayarak, ABD'nin hedefleriyle çelişen ve Irak'taki mevcut güvenlik kurumlarını güçlendirme çabalarına aykırı olan her türlü adıma karşı olduğunu vurguladı.

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Irak ile İran arasındaki sınır iş birliğini koordine etmek için bir mutabakat zaptının imza törenine katıldı. (Irak Başbakanlığı)Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Irak ile İran arasındaki sınır iş birliğini koordine etmek için bir mutabakat zaptının imza törenine katıldı. (Irak Başbakanlığı)

İran'ın endişeleri

Şarku’l Avsat’a konuşan Iraklı siyasetçi, “Söz konusu mutabakat zaptıyla İran, Amerikalılara Bağdat ile ilişkilerinin hiçbir koşulda gerilemeyeceğini ima etmek istiyor” dedi.

Iraklı siyasetçi şöyle devam etti: “Mutabakat zaptının imzalanma nedeni, Tahran'ın ABD'nin İsrail hava desteğiyle karadan işgal etme olasılığından korkması olabilir. Bu da Tahran'ın, düşündüğü olasılıklar arasında yer alan bu karadan işgali önlemek için mutabakat zaptını imzalamasına neden oldu.”

Iraklı siyasetçiler, İran'ın Halk Seferberlik Güçleri’ni (Haşdi Şabi) korumadaki ısrarının bu endişelerle bağlantılı olduğunu yaygın olarak tartışıyor.

İran Dini Lideri Ali Hamaney'in Danışmanı Ali Ekber Velayeti, ülkesinin Lübnan hükümetinin Hizbullah’ın silahsızlandırılması kararını reddettiğini doğruladı. Velayeti, Irak'taki Haşdi Şabi’nin Lübnan'daki Hizbullah’ın rolünü üstlendiğini belirterek, “Haşdi Şabi olmasaydı, Amerikalılar Irak'ı yutardı” dedi.