Gazze’de insani dram: Cesetler arasında seyahat eden küçük kız da kayboldu

Gazze'de araçta yakınlarının cesetleri arasında Kızılay'a yardım çağrısında bulunan kızın bilinmeyen akıbeti

Şubat 2024'te İsrail'in güneyinden çekilen bir fotoğraf, İsrail ile Hamas arasında devam eden çatışmalar sırasında Gazze Şeridi'nde yıkılan binaları gösteriyor (AFP)
Şubat 2024'te İsrail'in güneyinden çekilen bir fotoğraf, İsrail ile Hamas arasında devam eden çatışmalar sırasında Gazze Şeridi'nde yıkılan binaları gösteriyor (AFP)
TT

Gazze’de insani dram: Cesetler arasında seyahat eden küçük kız da kayboldu

Şubat 2024'te İsrail'in güneyinden çekilen bir fotoğraf, İsrail ile Hamas arasında devam eden çatışmalar sırasında Gazze Şeridi'nde yıkılan binaları gösteriyor (AFP)
Şubat 2024'te İsrail'in güneyinden çekilen bir fotoğraf, İsrail ile Hamas arasında devam eden çatışmalar sırasında Gazze Şeridi'nde yıkılan binaları gösteriyor (AFP)

Gazze’deki saldırılarda hayatını kaybeden aile üyelerinin cesetleriyle birlikte arabada mahsur kalarak dehşete kapılan Filistinli kız, İsrail güçlerinin onlara ateş açması üzerine Filistin Kızılayı ile temasa geçerek kendisini kurtarmalarını istedi. Ancak Reuters haber ajansının aktardığına göre, Kızılay ekibinin bölgeye ambulans göndermesinden günler sonra ne kız ne de kurtarma ekibi geri döndü.

Filistin Kızılayı, henüz altı yaşında olan Hind Receb’in Pazartesi günü onu kurtarmak için bir ekip gönderen Kızılay Acil Durum Merkezi ekibiyle üç saatlik bir süre boyunca yaptığı telefon görüşmelerinin bir kısmının ses kaydını yayınladı. Ekip, durumu toparlayabilmek için bölgedeki çatışmanın sakinleşmesini beklemek zorunda kaldı.

Hind'le temas halinde olan Rana el-Fekih yoğun duygulardan boğulmuş bir sesle Reuters'a, “Titreyen ve üzgün bir ses duyduğunda yalvarışı çok acı vericiydi. Umudu vardı ve birisinin onu kurtaracağından emin görünüyordu. Sonuçta çaresizsiniz, daha doğrusu felç olduğumuzu, çaresiz olduğumuzu hissettik, çünkü içinde bulunduğumuz ortamı altı şehidin naaşları ve kanları içinde bir arabanın içinde terk etmiştik” dedi.

Kızılay, aramanın başlamasından dört saat sonra durumun ambulans gönderecek kadar güvenli olduğuna karar vermesine rağmen, kısa sürede kendisiyle, hatta iki kişilik ambulans ekibiyle bağlantısını kaybetti.

Kızılay'la ilk konuşan kişi, Hind'in ablası olan 15 yaşındaki Layan Hamada adında bir kızdı. İsrail tankları ve askerleri yaklaşırken Gazze Şehri'ndeki bir benzin istasyonunun yakınında aynı arabada onunla birlikte mahsur kalırken, “Bize ateş ediyorlar, bize ateş ediyorlar” dedi. Filistin Kızılay’ı Layan ve diğer beş aile üyesinin öldürüldüğünü söyledi.

İsrail ordusu olaydan haberi olmadığını açıkladı. Hayatta kalan tek kişi Hind, ambulans göndermeye hazırlanırken Rana ve psikolojik destek uzmanıyla üç saat boyunca telefonda konuşarak onu sakinleştirmeye çalıştı.

Filistinli kurtarma görevlileri, İsrail'in yoğun bombardımanı, hareketlerine yönelik ciddi kısıtlamalar ve tekrarlanan iletişim kesintileri nedeniyle neredeyse dört ay süren savaşın ardından Gazze'de imkansız kararlarla karşı karşıya kalıyor.

Filistin Kızılayı Sözcüsü Nibal Fersah, “Hind adlı çocuğun hikayesi, Filistin Kızılayı'na her gün ulaşan ve çoğu durumda işgalin mevcut olması nedeniyle destek sağlayamadığımız yüzlerce aramadan sadece biri. Evlerinde mahsur kalan silahsız, yaralı ve hasta sivillerin varlığına rağmen bu bölgeleri askeri bölge olarak kabul eden İsrail askeri araçları, Kızılay ambulans ekiplerinin ve kurtarma ekiplerinin bu bölgelere ulaşmasını engelliyor. Hind ve Layan'ın hikayesi de (bu) hikayelerden biri” ifadelerini kullandı.

Gazze sağlık yetkililerine göre, İsrail'in Gazze'ye saldırısı 27 binden fazla Filistinlinin ölümüne, Gazze Şeridi'ndeki 2,3 milyon sakinin çoğunun yerinden edilmesine ve kuşatma altındaki kıyı bölgesini insani bir felakete sürüklemesine yol açtı.

İsrail, hedefinin 7 Ekim'de bin 200 kişinin ölümü ve 240'tan fazla rehinenin Gazze'ye götürülmesiyle sonuçlanan saldırıyı gerçekleştiren Hamas hareketini yok etmek olduğunu söylüyor.

Fersah, uluslararası topluma ve insani kuruluşlara, Hind ve Kızılay kurtarma personelinin akıbetinin ortaya çıkarılmasına yardımcı olmak için müdahale etmeye ve ellerinden gelen her şeyi yapmaya çağrıda bulundu. Sözcü, “Bugün çağrımız net: Hind'in ve şu ana kadar akıbeti bilinmeyen Filistin Kızılayı mürettebatının akıbetinin ortaya çıkarılması için tüm insani kuruluşların ve uluslararası toplumun işgale baskı yapmasını talep ediyoruz” dedi.



Mısır'ın İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerini Güney Sudan'a yerleştirme planını engellediği doğru mu?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır'ın İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerini Güney Sudan'a yerleştirme planını engellediği doğru mu?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Medya raporları, İsrail'in Güney Sudan ile Filistinlileri bu ülkeye yerleştirmek için görüşmeler yaptığını ortaya koydu. Diğer yandan Mısır'ın tutumu ve İsrail'in Gazzelileri nakletme planını engellemedeki rolü hakkında sorular ortaya atıldı. Cuba'nın bu konuda İsrail tarafıyla herhangi bir görüşme yaptığını yalanlamasına rağmen, ‘Mısır'ın Güney Sudan'a Filistinlileri kabul etmemesi için baskı yaptığı’ haberleri çıktı.

Mısır, Filistinlileri Gazze Şeridi’nden, ister kendi topraklarına ister başka bir ülkeye olsun, yerinden etme girişimlerini ‘Filistin meselesinin tasfiyesi’ olarak değerlendirerek resmi ve tekrarlı bir şekilde reddettiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre, İsrail ile Güney Sudan arasında Gazze Şeridi sakinlerinin Güney Sudan'a yerleştirilmesi olasılığını görüşmek üzere görüşmeler yapıldı. Bunun İsrail'in Gazze Şeridi'nden toplu göçü kolaylaştırmak için daha geniş çaplı çabalarının bir parçası olduğu bildirildi.

Ancak Güney Sudan Dışişleri Bakanlığı bu iddiaları yalanladı. Bakanlık tarafından çarşamba akşamı yapılan açıklamada, “Cuba, Gazze Şeridi sakinlerinin Güney Sudan'a yerleştirilmesi için İsrail ile görüşmeler yaptığına dair son medya haberlerini kesin olarak yalanlıyor. Bu iddiaların hiçbir dayanağı yok; Güney Sudan'ın resmi tutumunu ve politikasını yansıtmıyor” ifadeleri yer aldı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, daha önce ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze nüfusunun büyük bir kısmını ‘gönüllü göç’ olarak nitelendirdiği bir şekilde başka ülkelere yerleştirmek istediğini söylemişti. Netanyahu salı akşamı yaptığı açıklamada, “Savaş hukukuna göre, nüfusun ayrılmasına izin vermek doğru olur” dedi.

Güney Sudan'ın tutumunu memnuniyetle karşılayan Filistin Devlet Başkanlığı, dün yaptığı açıklamada, ‘Cuba'nın İsrail işgal makamlarının yürüttüğü soykırım, açlık ve yerinden etme girişimlerine örtülü olarak katılmamasını’ övdü.

İsrail medyası, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerini başka ülkelere nakletmek için diğer ülkelere teklifler sunduğunu belirtti. İsrail Kanal 12 televizyonu, Netanyahu hükümetinin ‘Endonezya, Somali, Uganda, Güney Sudan ve Libya’ olmak üzere 5 ülkeyle, Gazze Şeridi'nden sürülecek Filistinlileri kabul etmeleri için görüşmeler yaptığını bildirdi.

AP, Mısırlı yetkililerin ‘İsrail'in Filistinlileri kabul edecek bir ülke bulma çabalarından, Güney Sudan ile yaptığı temaslar da dahil olmak üzere, aylardır haberdar olduklarını’ söylediğini aktardı. Yetkililer, ‘Güney Sudan'a Filistinlileri kabul etmemesi için baskı uyguladıklarını’ ifade ettiler.

Mısır Dışişleri Konseyi Üyesi Büyükelçi Salah Halime, Mısır'ın İsrail'in Filistinlileri yerleştirmek için bahsettiği ülkelerle temas halinde olduğunu düşünüyor. Halime, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Kahire, temaslarıyla Filistinlileri yerinden etme girişimlerinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve Arap, İslam ve Avrupa ülkelerinin bunu reddettiğini vurgulamayı hedefliyor” dedi.

Halime sözlerini şöyle sürdürdü: “Filistinlileri yerinden etme çağrıları Arap ve uluslararası kamuoyu tarafından reddediliyor. Buna rağmen İsrail bu çağrılarda ısrar ediyor. Kahire, bu önlemleri reddetmek için diplomatik temaslarını yoğunlaştırıyor. İsrail hükümetinin son uygulamaları, Filistin meselesini ortadan kaldırarak, sözde ‘Büyük İsrail’ hayalini gerçekleştirmek amacıyla yapılıyor.”

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, geçtiğimiz temmuz ayında Güney Sudanlı mevkidaşı Monday Simaya Kumba'dan bir telefon aldı. Mısır Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre, görüşmede ‘ikili ilişkilerin güçlendirilmesi yolları’ ele alındı.

Kahire Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Dr. Tarık Fehmi, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Mısır'ın Filistinlilerin yerinden edilmesini reddeden tutumu, diğer ülkelerin tutumlarına müdahale etmek anlamına gelmez. Mısır'ın bu konudaki tutumu sabit ve açıktır. Filistin meselesini korumak için bunun gerçekleşmemesi konusunda uyarıda bulunur, ancak diğer ülkelere kendi tutumunu dayatmaz” ifadelerini kullandı.

Fehmi'ye göre İsrail, Filistinlilerin Gazze Şeridi’nden yerinden edilmesini kabul ettirmek için bazı Afrika ve Arap ülkelerindeki kriz ve çatışmalardan yararlanmaya çalışıyor. Fehmi, “Uluslararası toplumun yerinden edilme çağrılarını reddeden tutumu göz önüne alındığında, bu hamleler İsrail'in planının başarıya ulaşacağı anlamına gelmiyor” dedi.

Filistinlilerin Güney Sudan'a yerleştirilmesi konusunda tartışmalar, Güney Sudan Dışişleri Bakanı'nın geçen hafta İsrailli mevkidaşının daveti üzerine Tel Aviv'i ziyaret etmesinin ardından başladı. Güney Sudan medyası ise İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Sharren Haskel'in Cuba'ya resmi bir ziyaret gerçekleştirerek iki taraf arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi için yollar aradığını bildirdi.