İsrail'in ‘sistematik’ yıkımı Lübnan köylerinde ‘felakete’ neden oluyor

Lübnan'ın güneyinden gelen yerinden edilenler için Tire şehrinde kurulan geçici barınaktaki çocuklar. (Afet yönetim birimi)
Lübnan'ın güneyinden gelen yerinden edilenler için Tire şehrinde kurulan geçici barınaktaki çocuklar. (Afet yönetim birimi)
TT

İsrail'in ‘sistematik’ yıkımı Lübnan köylerinde ‘felakete’ neden oluyor

Lübnan'ın güneyinden gelen yerinden edilenler için Tire şehrinde kurulan geçici barınaktaki çocuklar. (Afet yönetim birimi)
Lübnan'ın güneyinden gelen yerinden edilenler için Tire şehrinde kurulan geçici barınaktaki çocuklar. (Afet yönetim birimi)

İsrail saldırıları Lübnan'ın güneyinde, sınır ötesindeki köyleri, sakinlerinin büyük çoğunluğunun yaşamadığı ve temel hizmetlerden yoksun felaket bölgelerine dönüştürdü. İsrail ile Hizbullah arasındaki sürekli bombardıman devam ederken, İsrail, sınıra bakan köylerdeki evler ve yerleşim yerlerini sistematik olarak yok ediyor.

Lübnanlı resmi kaynaklar Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, İsrail bombardımanında 46 köyün hasar gördüğünü ve her kasabadaki hasarın yüzde 10 olarak tahmin edildiğini aktardı. İsrail bombardımanında tahrip edilen veya hasar gören konutların sayısına ilişkin henüz kesin bir sayının bulunmadığına işaret etti. Ancak geçtiğimiz hafta itibariyle yapılan tahminler, başta Kafr Kila köyü olmak üzere binden fazla konut tamamen veya kısmen yıkıldığı, Metulla ve Miskav Am’a bakan yaklaşık 200 yerleşim birimindeki evin de hasar gördüğü yönünde. Saha kaynaklarına göre kasaba, askeri operasyonların başladığı günden bu yana İsrail insansız hava araçları (İHA) ve savaşçıları tarafından topçu bombardımanına ve baskınlarına maruz kalıyor.

100’den fazla kasaba hedef alındı

Sürekli gerçekleşen bombardımanlar, hasar tespitlerinin doğru yapılmasını engellerken kaynaklar, savaşın başladığı 8 Ekim'den bu yana çok sayıda kasabanın bombalamaya ve baskınlara maruz kaldığını bildirdi. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın geçtiğimiz aralık ayında Lübnan'da yayınladığı rapora göre, hedeflenen köylerin sayısı 90'ı aşarken, İsrail ordusunun derinlemesine saldırılarıyla bu sayı o günden bu yana neredeyse 100’e çıktı. Kaynaklar, bombalama nedeniyle 46 kasabada evlerin yüzde 10'unun tamamen ya da kısmen tahrip ya da küçük hasara kadar değişen oranlarda hasar gördüğünü, ayrıca sakinlerin uğrak yeri olan küçük atölyeler ve ticari mağazaların da dahil olduğunu söyledi. Bunun yanı sıra bölgede elektrik şebekeleri, su pompa istasyonları, yol ağları, tarım alanları, meyve ağaçları gibi hayati önem taşıyan tesislerin yanı sıra yaşamın diğer temel ihtiyaçlar da aynı durumdan mustarip.

İsrail hasarı

Yedioth Ahronoth gazetesi, Gazze Şeridi'nde çatışmaların başlangıcından bu yana Hizbullah'ın saldırılarında Yukarı Celile bölgesinde yaklaşık 512 ev ve binanın zarar gördüğünü bildirdi. Habere göre Metulla'da 131 ev, Şlomi'de 130 ev, Manara'da 121 ev, Kiryat Shmona'da 43 ev, Shtula'da 37 ev, Zar’it'te 25 ev, Avivim'de 11 ev, Malikiyah'da 9 ev ve Hanita'da 5 ev zarar gördü.

Sistematik yıkım

İsrail, güney kasabalarının nüfusunu azaltmak amacıyla nüfus birimlerinin ve yaşam kaynaklarının sistematik olarak yok edilmesi politikasını izliyor. Kaynaklara göre Marjayoun Bölgesi'ne bağlı Mays el-Cebel  kasabasında üç ev aynı anda yıkılırken, baskınlarda Tire Bölgesi'ndeki Dhayra ve Ayta eş Şaab’daki yerleşim meydanlarının tamamı yok edildi. Şarku’l Avsat’a konuşan saha kaynakları, Houla ile Blida arasındaki Mays el Cebel’den geçen kamu yolunun sınır şeridindeki İsrail yerleşimlerine baktığını, neredeyse hiçbir ev veya tesisin hasar almadığını aktardı.

sdcvre
İsrail, sınır kasabası Kafr Kila'yı bombaladı. (AFP)

Geçtiğimiz cuma günü Tayr Harfa köyündeki büyük bir mağaza bombalanırken, Kafr Kila'da da bir marangozluk atölyesi de yandı. Saldırılar aynı zamanda elektrik ve su pompalama ağlarındaki hasarın onarılmasını da engelliyor. Tayr Harfa Belediye Başkanı, nüfusun yaklaşık yüzde 5'ini oluşturan kasabada kalan halkın elektriğinin yaklaşık bir aydır kesildiğini söyledi.

scef
İsrail bombardımanının Lübnan'ın güneyindeki Nakura sınır bölgesini derinden etkiledi. (AFP)

Ulusal Bilimsel Araştırma Konseyi daha önce doğrudan sınırda bulunan Naqora, Alma eş Şaab, Ayta eş Şaab, Marun er Ras, Hula ve Ramiya bölgelerindeki saldırı sıklığında bir artış olduğunu belirtmişti.

100 bin yerinden edilme

Sosyal İşler Bakanı'nın açıklamasına göre, sürekli ve niteliksel olarak artan bombardıman sebebiyle sınır köylerinden yaklaşık 100 bin kişi göç ederken, güneyden yerinden edilenlerin sayısı 83 bini aştı. Resmi kaynaklara göre farklılık, yerinden edilenlerin bir kısmının yerinden edilmiş kişiler listesine kayıtlı olmaması ve aile üyelerinin ya da arkadaşlarının sınırlardaki evlerinde yaşamasından kaynaklanıyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Tire Belediyeler Birliği Afet Yönetim Birimi Medya Koordinatörü Bilal Kaşmir’e göre Tire ilçesinde yaklaşık 24 bin yerinden edilmiş insan bulunuyor. Bunlardan yaklaşık 750 kişi Tire kentindeki 5 okulda kurulan barınma merkezlerinde yaşarken, diğerleri kiralık evlere veya bölgedeki ailelerin yanına sığınmış durumda.

Beş barınma merkezindeki hizmetler, günde 3 öğün yemek ve tıbbi hizmetler, ısıtma ve temizlik hizmetleri ve yiyecek de dahil olmak üzere çeşitli alanlarda devam ediyor.

Kaşmir, yardımların Sosyal İşler Bakanlığı ve Güney Konseyi'nin yanı sıra uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları tarafından sağlandığını, Yüksek Yardım Komisyonu'nun ise savaşın başında yardım sağladığını söyledi. Ayrıca, yardım ihtiyaçlarının minimum düzeyde karşılandığını ve ısınma yardımını nadiren sağlanabildiğine işaret eden Kaşmir, Lübnan ile İsrail arasındaki savaşın 4 aydır sürmesi nedeniyle bağışçıların yükününün arttığını aktardı.

Tire’deki yerinden edilmiş kişiler, İsrail ile sınır şeridine komşu kasabalardan geliyor. Yardımlar Tire'de düzenli bir şekilde dağıtılsa da diğer köylerdeki yardımların dağıtılmasında dengesizlik yaşanıyor. İhtiyaç sahibi ailelere yardım sağlama sorumluluğu çoğunlukla bölge sakinlerine yüklenmiş durumda.



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.