Avrupa'da çiftçiler neden yürüyor?

"Çiftçiler AB'nin aşırı düzeydeki yönetmeliklerinin kendilerini ithalata karşı zayıf bıraktığını, her alanda var olan vergilerden ve karmaşık bürokratik kurallardan bıktıklarını ifade ediyor"

"Çiftçiler, ulusal hükümetlerin ve AB'nin ekonomik zorluklara etkin çözümler getirememesinden dolayı oldukça öfkeli. Bu öfke Ukrayna savaşıyla birlikte daha da karmaşık hale geldi" (AA)
"Çiftçiler, ulusal hükümetlerin ve AB'nin ekonomik zorluklara etkin çözümler getirememesinden dolayı oldukça öfkeli. Bu öfke Ukrayna savaşıyla birlikte daha da karmaşık hale geldi" (AA)
TT

Avrupa'da çiftçiler neden yürüyor?

"Çiftçiler, ulusal hükümetlerin ve AB'nin ekonomik zorluklara etkin çözümler getirememesinden dolayı oldukça öfkeli. Bu öfke Ukrayna savaşıyla birlikte daha da karmaşık hale geldi" (AA)
"Çiftçiler, ulusal hükümetlerin ve AB'nin ekonomik zorluklara etkin çözümler getirememesinden dolayı oldukça öfkeli. Bu öfke Ukrayna savaşıyla birlikte daha da karmaşık hale geldi" (AA)

Paris Advanced Research Center (PARC) Direktörü Dr. Nevzet Çelik, Avrupa'daki çiftçi protestolarını AA için 3 soruda kaleme aldı.

1 • Grevlerin arka planı nedir?

Avrupa'da birçok şehirde, tarım protestoları yapılıyor. Bu şehirlerden biri olan Brüksel'de, çiftçiler Avrupa Parlamentosunun (AP) önünde seslerini duyurmak için kamu binalarını basıyor. Aynı şekilde Fransa'daki protestolarda 79 kişi gözaltına alındı. Çiftçiler, ulusal hükümetlerin ve Avrupa Birliği'nin (AB) ekonomik zorluklara etkin çözümler getirememesinden dolayı oldukça öfkeli. Bu öfke Ukrayna savaşıyla birlikte daha da karmaşık hale geldi. Ukrayna-Rusya savaşının ardından yükselen enerji fiyatları ve mazot fiyatları nakliye maliyetlerinin artmasına neden oldu. AB'nin Ukrayna'dan gelen tarım ürünlerine gümrüksüz izin vermesi önce Doğu Avrupa ülkelerinde, ardından diğer üye devletlerde çiftçileri zor durumda bıraktı. Geçen yıl, bu durumu protesto eden Polonyalı çiftçiler sokağa dökülerek sınır geçişlerini engellemeye çalıştı ve bu gösteriler Almanya, Fransa, Belçika ve İtalya gibi ülkelere de yayıldı. Arjantin, Brezilya, Paraguay ve Uruguay tarafından oluşturulan ekonomik ve siyasi bir blok Güney Amerika Ortak Pazarı (MERCOSUR) ile AB'nin imzaladığı anlaşma, tarımsal ve hayvansal ürünlerin bu ülkelerden daha ucuza gelmesine neden oldu. Bu durum ise AB çiftçilerini olumsuz etkiledi. Çiftçiler, AB'nin aşırı düzeydeki yönetmeliklerinin kendilerini ithalata karşı zayıf bıraktığını, her alanda var olan vergilerden ve karmaşık bürokratik kurallardan bıktıklarını ifade ediyor. [1] AB, çiftçilerden daha sürdürülebilir bir tarım yapmalarını ve iklim kriziyle mücadelede adım atmalarını isterken, diğer yandan daha ucuz ürünler üretmelerini de talep ediyor. Bu durum, çiftçileri daha zorlu ve karmaşık bir konumda bırakıyor. Öbür taraftan tarımdaki her türlü kimyevi ve zararlı maddeler içeren pestisit kullanımıyla ilgili artan endişelere rağmen dev kimya şirketlerinin liderliğindeki pestisit lobisi [2] AB politikalarını etkilemek için yoğun bir lobi faaliyeti yürütüyor. Çiftçiler, borç içinde olmalarına rağmen, Brüksel merkezli çiftçi birliği Copa-Cogeca lobisinin [3] AB’nin tarım politikasında etkili olması, büyük tarım şirketlerini temsil eden kurumların bu politikaları şekillendirmede daha etkin olduğunu gösteriyor. [4]

(AA)
(AA)

2 • AB ne tepki verdi?

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, çiftçilerin Brüksel'deki protestolarından sonra acil bir toplantı düzenleyerek Avrupa çiftçilerine destek olacaklarını, işbirliği yaparak idari yükü azaltacaklarını ve sektörün yapısal zorluklarını ele alacaklarını belirtti. [5] Brüksel'de düzenlenen protestoların ardından Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise Avrupa'nın tarım sektörünün büyük bir krizle karşı karşıya olduğunu kabul etti. Hedefte olan gıda devleri ile süpermarketlerin çiftçilere adil fiyatlar ödemesini sağlamak için AB'nin "köklü" bir tarım reformu yapması gerektiğini vurguladı. Fransa'nın yeni seçilen Başbakanı Gabriel Attal ise protestoların bitmesi halinde yaklaşık 100 milyon avroluk bir fonu çiftçilere vereceğini söylese de bunun çok yetersiz olduğu biliniyor. Bununla beraber Attal hem çiftçi hem de tüm Fransızların hayat kalitesini düşüren bürokrasiyi azaltmak için reform yapılması gerektiğini belirterek "Günlük hayatımızdaki prosedürler ve karmaşıklıklar nedeniyle her yıl 60 milyar avro kaybettiğimiz tahmin ediliyor" ifadelerini kullandı. [6] AB ise çevre emisyonu konusunda çiftçiler için belirlenen uygulamaları gevşetebileceğini açıklayarak, 400 milyon avroluk bir paket ile desteklenmelerini öngördü. Bununla birlikte AB'nin 2021-2027 dönemini kapsayan bütçesinin üçte biri, yani vergi mükelleflerinin ödediği 386,7 milyar avro, çiftçilere ayrılsa da sübvansiyonlarda hektar başına ödeme yapılıyor ve bu nedenle AB tarım bütçesinin yaklaşık yüzde 80'i, en büyük ve en zengin şirket veya ailelere gidiyor. [7] Bu durum da çiftçi sayısını azaltıyor. Örneğin 1946'da Fransa'da [8] nüfusunun yüzde 46'sı çiftçiyken, bugün bu oran sadece yüzde 2. AB'nin Ortak Tarım Politikası (OTP), AB çiftçilerini korumak amacıyla kurulmasına rağmen, küçük çiftliklerin azalmasının temel nedenlerinden biri haline geldi. 2005 ile 2020 yılları arasında AB'deki çiftçi sayısı neredeyse yüzde 40 oranında azaldı ve yaklaşık 5,3 milyon çiftçi işsiz kaldı. [9] AB Komisyonu, çiftçilere AB tarım destek ödemelerinin devam edeceğini, çevresel nedenlerle arazilerinin bir kısmını nadasa bırakma zorunluluğundan 2024 yılı için muaf tutulacaklarını ancak bu alanlarda çiftçilerin pestisit kullanmadan ürün yetiştirmeleri gerekeceğini belirtti. Almanya ve Fransa gibi Avrupa’nın en büyük iki tarım ülkesinde çiftçilerin protestolarının ardından mazota yönelik sübvansiyonların ve vergi indirimlerinin sona erdirilmesi planının askıya alınması gündemde. Avrupa Komisyonu protestolardan sonra kümes hayvanları, yumurta ve şeker için bir ithalat kısıtlaması ve Ukrayna'dan tarımsal ithalata sınırlamayı önerse de çiftçiler kısıtlamanın yeterli olamayacağı görüşündeler.

(AA)
(AA)

3 • Protestolar büyür mü?

İklim değişikliği, çiftçiler üzerinde en çok etki yapan faktörlerden biridir. Çiftçiler, su kıtlığı, toprak erozyonu ve aşırı hava olayları gibi zorluklarla mücadele etmek zorundadır. Ancak tarım, sadece bir ekonomik sektör olmaktan öte ulusal yeterlilik ve sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlayan bir sektördür. Gıda ve beslenme güvenliği, ekosistem sağlığı, çevre koruması ve su yönetimi gibi konuları kapsayan bütüncül bir yaklaşımla hareket edilmelidir. Hem Kovid-19 salgını hem de Ukrayna-Rusya savaşı; jeopolitik durumların, gıda güvenliği, tarımda sürdürülebilirlik ve direnç gibi stratejik konuların ulusal güvenlik meselelerine dönüşebileceğini gösterdi. Ukrayna savaşı, başta tahıl olmak üzere yem ve tarım için önemli olan enerji tedarikini riske atabilecek bir potansiyeli ortaya koydu. Protestolar haziranda yapılacak AP seçimlerinde daha fazla vaatlerde bulunan aşırı milliyetçi partilerin sıçrama yapmasına katkı sağlayabilir. Muhafazakar ve aşırı sağcı politikacılar çiftçilerin güvenliğini ve istikrarını yeniden tesis etme sözü veriyorlar. Ancak, Ukrayna-Rusya savaşıyla birlikte ortaya çıkan jeopolitik gelişmeler ve artan enerji fiyatları, Brüksel'deki lobilerin etkisi, artan bürokratik prosedürler ortadan kalkmadan protestolar son bulmayacak gibi gözüküyor.

[1] https://www.theguardian.com/world/2024/feb/01/farmers-hurl-eggs-at-european-parliament-as-leaders-meet-for-summit#:~:text=Farmers%20union%20representatives%20said%20they,be%20protected%2C%20not%20undermined

[2] https://corporateeurope.org/en/2022/03/agribusiness-lobby-against-eu-farm-fork-strategy-amplified-ukraine-war

[3] https://www.lighthousereports.com/investigation/europes-potemkin-lobby/

[4] https://idp.springer.com/authorize?response_type=cookie&client_id=springerlink&redirect_uri=https%3A%2F%2Flink.springer.com%2Farticle%2F10.1007%2Fs10460-023-10508-5

[5] https://twitter.com/vonderleyen/status/1753086777479352716

[6] https://www.bfmtv.com/economie/60-milliards-d-euros-de-perdu-comment-gabriel-attal-veut-debureaucratiser-la-france_AN-202401300688.html

[7] https://www.birdlife.org/news/2024/02/01/the-real-deal-behind-europes-farmer-protests/

[8] https://mondediplo.com/2024/02/01editorial

[9] https://www.birdlife.org/news/2024/02/01/the-real-deal-behind-europes-farmer-protests/

[Dr. Nevzet Çelik, Paris Advanced Research Center (PARC) Direktörü ve Paris'te GSRL-EPHE-PSL Üniversitesi Öğretim Üyesidir.]



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.