İsrail varoluşu mu yoksa sınırları mı savunuyor?

Ortaya çıkan soru, rejimin askeri kurumlarının daha fazla insani ve ekonomik kayıp beklentisiyle açık savaş fikrinin kabulüyle ilgili.

Hamas ile girilen savaşta İsrail’in önde gelen subayları ve askerleri öldü. (AFP)
Hamas ile girilen savaşta İsrail’in önde gelen subayları ve askerleri öldü. (AFP)
TT

İsrail varoluşu mu yoksa sınırları mı savunuyor?

Hamas ile girilen savaşta İsrail’in önde gelen subayları ve askerleri öldü. (AFP)
Hamas ile girilen savaşta İsrail’in önde gelen subayları ve askerleri öldü. (AFP)

İsrail- Arap çatışmalarının son yıllarında İsrail hükümetleri insan kayıplarını azaltmaya çalışıyordu. Teori, İsrail toplumunun ister askeri ister sivil olsun çok sayıda can kaybına dayanamayacağı yönündeydi. Ancak artık vizyon ve yaklaşım Gazze Savaşı’nın doğruladığı doğrultuda değişiyor, Gazze Şeridi’nde mevcut savaşın uzamasıyla yüksek bir bedel ödemeye hazır olunacağı konuşuluyor. İnsan kayıpları meselesi artık kabul edildi. Peki, ne oldu? Yeni mücadelenin güvenlik ve siyasi vizyonuna ilişkin gelişmelerin arkasında ne var? İsrail’in Gazze’den diğer operasyon alanlarına girmesi mümkün mü?

Gazze Şeridi’nin işgalinin İsrail’e bedeli çok pahalı olacak. (AFP)
Gazze Şeridi’nin işgalinin İsrail’e bedeli çok pahalı olacak. (AFP)

Belirtilen nedenler

Hamas hareketiyle 120 günü aşan ve devam etmesi muhtemel ilk çatışmada İsrailli subay ve askerlerin arka arkaya ölümleri dikkat çekti. Aksa Tufanı operasyonunda İsrail tarafından ölenlerin sayısı 900’ün üzerindeyken, yaralıların sayısı iki bini aştı. Elit unsurların art arda insani kayıplar vermesiyle birlikte genelkurmayda bir soru ortaya çıktı ve İsrail’in savaşın devamına ne ölçüde dayanabileceği konusunda bazı bilgiler sızdırıldı. 54 gün süren en uzun çatışmada askeri sahne eskisinden farklı olarak açıldı. Gerek asker gerekse büyük ekonomik kayıplar açısından İsrail büyük kayıplar vermedi. Halen gerçek incelemeler gerektiren geniş gelişim alanlarında algı iki konum arasındaydı:

Birincisi; İsrail’in aynı anda birden fazla cephede daha fazla çatışmaya veya savaşa katlanacağı belirtiliyor. Öyle ki bu, daha fazla askeri gücün çağrılmasına ve büyük operasyonların yürütülmesine, daha sonra Gazze örneğinde olduğu gibi çatışmaların, güvenlik ve stratejik düzenlemelerin başlatılmasına veya daha fazla silahlanmaya ve Demir Kubbe sisteminin mevcut yeteneklerinin ABD desteğiyle geliştirilmesi ve daha tamamlayıcı stratejik ve politik adımları zorlayan diğer ileri prosedür ve tedbirlerle ‘Kızıl Gökyüzü, lazer, Davud Sapanı’ gibi modern bir savunma sisteminin geliştirilmesine yol açacak. Bu da kriz halindeki ve özellikle Amerikan yardımlarından gelen dış destekle ve Kongre’den geçen yıllık onay kapsamı dışında para pompalayan gönüllü kuruluşlarla geçinen bir bütçe için daha ciddi kayıplara neden olacak.

İkincisi; mevcut çatışma bağlamında olup bitenlerin temel olarak önemli ve büyük bir sorunla, yani İbrani devletinin bölgesel çevresindeki varlığıyla bağlantılı olduğuna ve ‘Hamas’ın gerçekleştirdiği saldırıya istinaden, bu varoluşu sona erdirmek veya en azından devlete saldırıp topraklarına girmeye cesaret ederek onunla karşı karşıya gelmek istemediği’ tarihinde belirleyici bir anla karşı karşıya olduğuna inanılıyor.

İsrail’in niteliksel yeteneğini, sınırları dışındaki savaşını ve caydırıcı stratejik kolunu vurgulayan İsrail anlatısını ve geleneksel güvenlik teorisi ortaya çıkarken, en muhtemel görüş de çatışmanın devam etmesi yönündeydi. Başbakan Binyamin Netanyahu ile Genelkurmay’daki bazı eski generaller devlet iktidarını dayatmayı başardılar. Karar, ilk günden itibaren durumu sakinleştirmek veya en azından müzakerelere devam etmek ve halen Hamas’ın elinde olan tutukluları serbest bırakmak için bir savaş konseyi oluşturmak ve çağrılan taleplere kulak vermemek yerine, olup bitenler karşısında caydırıcılığı ve gücü yeniden tesis etmeye odaklanan uzun, genişletilmiş bir strateji benimsemekti. Sahada hizmete giren Golani Tugayı’ndan seçkin güçlerin varlığına rağmen İsrail şu ana kadar bunları sağlayamadı. Daha sonra Genelkurmay, rehineleri aramak için ‘Delta’ unsurları tarafından temsil edilen Amerikan kuvvetlerinin ve İngiltere’den gelen özel bir istihbarat biriminin varlığına ek olarak, üyelerini iç bölgelere geri gönderdi.

Uygulama prosedürleri

Bu bağlamda İsrail devlet, hükümet ve savaş konseyi, konum ve eğilimlerdeki çarpıcı farklılıklara rağmen iki yolu benimsedi. Güvenlik ve stratejik tedbirlerin başlatılması, doğrudan askeri harekât ve Gazze Şeridi’nin kuzeyinden güneyine ve merkezine, güneyden de Gazze Şehri’ndeki direniş bölgelerine doğru hareket edilmesi, oradan mevcut çatışmaların yaşandığı Han Yunus’a ve oradan da Filistinlilerin Mısır sınırına doğru yerinden edildiği Refah’a kadar temizlenmesinin yanı sıra esir takası anlaşmasını tamamlamak için müzakerelere devam edilmesi. Bu da İsrail’in uğraşmaya çalıştığı oldu bitti stratejisini kabul etme bağlamında her iki seçeneği de benimsediğini ortaya koyuyor. Esirlerin ailelerini müzakerelerin devam ettiğine ve bir devlet olarak İsrail’in yoluna devam ettiğine ikna etmek de dahil olmak üzere birçok durumda bu görüldü. Ancak devletin bekası, bölgenin devamlılığı ve İsrail’in yaşamı aslında savaşın ve çatışmanın sürdürülmesini, savaşı durdurma çağrılarına kulak verilmemesini, İsrail'in bölgede sahip olduğu ve gurur duyduğu büyük caydırıcılık stratejisinin aşınmasına yol açabilecek acı tavizler verilmemesini gerektiriyor.

Ancak bu sabit ve köklü veriler, özellikle ölüm sayıları günlük olarak ve doğrudan açıklandığı için düşüşe sahne oluyor. Askeri denetim, mevcut hükümeti utandırabilecek tüm ayrıntıların yayınlanmasına izin veriyor. İsrail kamuoyuna, bu hükümetin İsrail vatandaşını savunamayacağını doğruluyor. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığına göre bu durum ise ülke dışına daha fazla göçü ve Yahudilerin son toprakları ve var olma hakları olan Kudüs topraklarından yeniden diasporaya geçişi teşvik edebilir.

Bu noktada İsrail Ulusal Güvenlik Ofisi’nin, Arap- İsrail çatışması sırasında İsrail’de ölenlerin sayısının 23 bin 169 kişi olduğunu ve İsrail’in Arap ülkeleriyle yaptığı savaşlar sırasında ölenlerin sayısının, yaklaşık 6 bin 500 kişiye ulaştığı 1947- 1948 yılları arasında en yüksek seviyede olduğunu belirtmek gerekiyor. 1967 ile 1973 yılları arasında Sina’daki Yıpratma Savaşı sırasında da yaklaşık bin İsrail askeri öldürülmüştü.

Gerçek teyitler

İsrail’in askeri veya siyasi politikalarına yönelik bu yaklaşım devam ederken ortaya çıkan soru, rejimin askeri kurumlarının (Ordu Bakanlığı, Genelkurmay, Genel İstihbarat Teşkilatı) ‘İsrail’in kısa ve uzun vadede başarmaya çalıştığı yeni bir ulusal önlem yaratmak amacıyla daha fazla insani ve ekonomik kayıp beklentisiyle açık savaş fikrini’ kabul etmesiyle ilgili. Bu durum, İsrail Başbakanı’nın ve arkasındaki Savaş Konseyi’nin ‘esir takası anlaşmasının uygulanmasını ve savaşın taktiksel olarak durdurulmasını kabul ederek atılacak adımları detaylandırırken, savaşı ve hatta çatışmayı sürdürme’ kararlılığını açıklıyor. Bu da gösteriyor ki önerilen zaman dilimini, yani 35 ila 40 gün arasındaki süreyi kabul etsek bile bu, İsril’in Gazze Şeridi’nin derinliklerinde gerçekleştirilen güvenlik düzenlemelerini durduracağı anlamına gelmiyor, aksine Gazze’de varlığını sürdürecek ve onu yönetmeye devam edecek. Bu durum ise büyük militarizmin devamlılığını, bileşenlerinin mevcudiyetini ve geri adım atılmayacağını doğruluyor. Aynı zamanda uzun vadede Gazze Şeridi’ne yön vermeye devam etmenin yanı sıra Tel Aviv’in mevcut ve beklenen kayıpları kabul ettiğini ve büyük ve son derece önemli bir ekonomik bedeli ödemeye hazır olduğunu da vurguluyor. Ta ki İsrail’in şu anda hiçbir tavsiyeyi dinlemeden, sakinleşmeye ve özellikle oldubittiyi kabul ettirmeye çalıştığı caydırıcılık stratejisi dayatılana kadar.

Gazze Şeridi’ni işgal etmenin bedeli çok pahalıya mal olacak. Savaş sonrası dönemde ekonomik olanakların tükenmesine yol açacak. Çok uluslu bir Arap veya yabancı gücün oluşturulması ve İsrail’in şu an önerdiği diğer önlemlere rağmen bu, yaşanacak çatışmalar bağlamında kendini duyuracak direniş ceplerinin oluşması beklentisiyle İsrail askerinin ve subayının sahada bulunması ve görevlerini yerine getirmesiyle hesaplanıyor. Bu da İsrail’in maruz kalabileceği ve (eski vizyon ve yaklaşımın ötesine geçen, siyasi çözümlere, yatıştırmaya veya can kaybı korkusuna dayalı çoklu ve yeni bir strateji aracılığıyla) bunlarla güçlü bir şekilde mücadele etmeyi gerektiren tehdit ve tehlikeler karşısında yeni dokunulmazlık ve caydırıcılık kapasitesine ulaşmadan önce, olup biten her şeyi feda etme ve ABD’nin savaşı yavaş yavaş durdurma yönündeki her türlü baskısını reddetme eğiliminin olduğunu doğruluyor.

İsrail, tarihinde kritik anlardan geçiyor ve bölgede Yahudilerin devleti olarak var olmaya çalışıyor. Bu olmazsa tehlikeler, belki de İsrail’in yeteneklerini tüketmeye ve onları gerçek bir boşluğa sokmak için birden fazla yol üzerinde çalışmaya başlayan Hizbullah ve Irak, Yemen ve Suriye’deki çeşitli gruplar arasındaki bir sonraki çatışma yenilenir ve çeşitlenir. Bu durum açık çatışmayı, mevcut olanı dinlememek ise sistematik askeri gücün daha fazla kullanılmasını gerektirir.

Son notlar

İsrail’in bir hükümet ve savaş konseyi olarak açık çatışma yolunu sürdürme ve Gazze’de yeni bir pozisyon dayatmak ve yenilenmiş bir çerçevede faaliyet gösteren İran’ın vekilleriyle yüzleşmek için devletin yeteneklerini kullanma, Babu’l Mendeb ile uluslararası ve Arap koridorlarındaki limanları, tesisleri ve stratejik çıkarları hedef alma eğiliminde olacağı açık. Bu durum, İsrail’in sükunete doğru ilerlemeden önce kapsamlı bir şekilde mücadele için çalışacağını ortaya koyuyor.

Mevcut durum, mevcut güvenlik teorisinin yeniden değiştirilmesini, yeni bir güvenlik teorisinin inşa edilmesini, (askeri ve stratejik çatışmadaki en son modelleri takip eden modern bir ordu kurmaya çalışan) daha önceki planlarla ortaya koyulan koşullara rağmen İsrail ordusunun proaktif planlarla onarılması ve geliştirilmesi gerekliliğinin yeniden teyit edilmesini gerektirecektir. Bu, İsrail’de olacakların aslında bölgede caydırma, karşı koyma ve eyleme geçme yeteneğine sahip büyük bir devlet olarak var olma arzusuyla bağlantılı olduğunu gösteriyor. Bu da ancak kapsamlı, radikal çözümlerle ve İsrail’in güvenliğinin karşı karşıya olduğu tehdit haritasının değişmesi ortasında gerçekçi olmayan teorik planların takip edilmemesiyle mümkün olabilir.

İsrail, caydırıcılık sağlamak ve devam eden zorluklar veya tehlikeler bağlamında taviz vermeden geleceğe çalışmak için ölümleri kabul edecek ve büyük bir ekonomik bedel ödeyecektir. Özellikle Gazze Şeridi’ndeki operasyon alanında sistematik güç kullanılması, İsrail’in bölgedeki yeni stratejisini fiilen dayatacak olan şey olacaktır. Bu, İsrail’in öngörülebilir gelecekte ulusal güvenliğine tehdit oluşturabilecek her türlü zorluk veya tehlikeyle yüzleşme ve kendisini bölgedeki gruplardan ve milislerden beklenen gelişmelerden koruma yeteneğini vurguluyor. Bu durum da savunma sistemlerini modernize etmeye devam etmeyi, istihbarat ve bilgi yeteneklerini geliştirmeyi ve beklenen operasyon alanlarında stratejik derinlikte çalışmayı gerektirecektir.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrildi.



Noel tatili boyunca terörizm tüm dünyayı kasıp kavuruyor

Sydney'de Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırının kurbanlarını anmak için Bondi Pavilion'da bir araya gelenler (AFP)
Sydney'de Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırının kurbanlarını anmak için Bondi Pavilion'da bir araya gelenler (AFP)
TT

Noel tatili boyunca terörizm tüm dünyayı kasıp kavuruyor

Sydney'de Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırının kurbanlarını anmak için Bondi Pavilion'da bir araya gelenler (AFP)
Sydney'de Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırının kurbanlarını anmak için Bondi Pavilion'da bir araya gelenler (AFP)

Yıl sonu tatilleri yaklaşırken terörizm, birden fazla kıtada ve birden fazla nedenden dolayı yeniden baş gösterdi. Avustralya istihbaratının daha önce Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının faillerinden birinin "DEAŞ" örgütüyle bağlantısını araştırdığının ortaya çıktığı bir dönemde, bu aşırılıkçı örgüt, 3 Amerikalının öldürüldüğü bir başka saldırıdan bir gün sonra, İdlib vilayetindeki Maaret el-Numan'da Suriye güvenlik güçlerine yönelik bir saldırının sorumluluğunu üstlendi. Bu saldırının Suriye Genel Güvenlik Teşkilatı'nda çalışan "aşırılıkçı" bir üyesi tarafından gerçekleştirildiği iddia edildi.

Yahudi kutlaması (Hanuka) sırasında 15 kişinin ölümüne neden olan Sidney saldırısının faillerinin Sajid Akram ve oğlu Naveed Akram olduğu bildirildi. Şarku’l Avsat’ın Avustralya Yayın Kurumu’ndan (ABC) aktardığına göre, istihbarat servisleri altı yıl önce Naveed'in DEAŞ ile bağlantılarını araştırdı. Bu arada, Sidney saldırısı sırasında Naveed ile boğuşarak onu silahını alan Suriyeli Ahmed el-Ahmed'in ailesi, oğullarını kahraman olarak nitelendirdi.

DEAŞ ayrıca dün İdlib vilayetinde dört Suriyeli güvenlik görevlisinin öldürüldüğü bir saldırının sorumluluğunu üstlenerek, Suriye'deki faaliyetlerini yeniden canlandırma çabalarını gösterdi.

Los Angeles'ta yetkililer, Kaliforniya'da yılbaşı gecesi eş zamanlı bombalı saldırılar planladığı düşünülen aşırılıkçı bir grubun üyesi olduklarından şüphelenilen dört kişinin yakalandığını duyurdu. Associated Press'in (AP) haberine göre, haklarında yapılan suç duyurusunda, bu kişilerin Filistin yanlısı bir grubun ayrılıkçı kolunun üyeleri oldukları belirtildi.


Trump, iftira nedeniyle BBC'den 10 milyar dolar tazminat talep ediyor

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Trump, iftira nedeniyle BBC'den 10 milyar dolar tazminat talep ediyor

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, İngiliz yayın kuruluşu BBC'yi yanıltıcı bir video yayınladığı gerekçesiyle iftira atmakla suçlayarak, dün en az 10 milyar dolarlık tazminat davası açtı.

Florida'da açılan davada hem iftira hem de aldatıcı ve haksız ticari uygulamalarla ilgili bir yasanın ihlali nedeniyle "en az 5 milyar dolar" tazminat talep ediliyor.

BBC, 6 Ocak 2021'de destekçilerinin Kongre'ye baskın düzenlemesinden önce Trump'ın "şiddet eylemi" çağrısında bulunduğu izlenimini veren bir belgeseldeki konuşmasının düzenlenmesi nedeniyle özür diledi. 2024 başkanlık seçimlerinden önce yayınlanan amiral gemisi haber programı "Panorama"dan alınan düzenlenmiş bölümün yeniden ortaya çıkmasından bu yana kanal karışıklık içinde.

BBC Başkanı Samir Shah, kurumun özürünü içeren "kişisel bir mektubu" Beyaz Saray'a gönderdi, ancak bu girişim 79 yaşındaki başkanın öfkesini yatıştırmakta başarısız olmuş gibi görünüyor. Trump, birçok Amerikan medya kuruluşuna dava açtı ve birçoğunu da dava açmakla tehdit etti; bunlardan bazıları anlaşmazlıkları çözmek ve yasal işlemleri durdurmak için önemli miktarlarda para ödedi.

Trump, iktidara geri döndükten sonra Beyaz Saray'a bir dizi Trump yanlısı içerik üreticisi ve etkili kişiyi getirdi ve geleneksel medya kuruluşlarından gazetecilere çok sayıda hakaret yöneltti.


Washington, Kiev'e NATO'nun sağladığına benzer garantiler sunuyor

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy dün Berlin'deki Bellevue Sarayı'ndan ayrılırken (EPA)
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy dün Berlin'deki Bellevue Sarayı'ndan ayrılırken (EPA)
TT

Washington, Kiev'e NATO'nun sağladığına benzer garantiler sunuyor

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy dün Berlin'deki Bellevue Sarayı'ndan ayrılırken (EPA)
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy dün Berlin'deki Bellevue Sarayı'ndan ayrılırken (EPA)

ABD yetkilileri dün, ülkelerinin Ukrayna'ya NATO'nun sağladığına benzer güçlü güvenlik garantileri sunduğunu ve Rusya'nın bunları kabul edeceğinden emin olduklarını açıkladı; Washington bunu savaşı sona erdirme yolunda bir atılım olarak nitelendirdi.

ABD yetkilileri, pazar günü ve dün Berlin'de Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile devam eden görüşmeleri olumlu olarak nitelendirerek, Ukrayna'nın da anlaşmayı kabul etmesi gerektiğini ve bu anlaşmanın, bir müttefike yapılan saldırının tüm müttefiklere yapılmış sayılmasını öngören NATO anlaşmasının 5. maddesine benzer güvenlik garantileri sağlayacağını belirtti.

Zelenskiy ise Berlin'de Ukraynalı ve Amerikalı müzakereciler arasında yapılan görüşmenin ardından şunları söyledi: "Özellikle toprakla ilgili olanlar olmak üzere karmaşık konular var (...) Açık konuşalım, pozisyonlarımız hâlâ farklı."