Rusya ile Türkiye arasında Karadeniz

Fransız Le Monde gazetesinin yayınladığı haber, iki ezeli komşu arasındaki dikenli Türkiye-Rusya ilişkilerine ışık tutuyor

Karadeniz, Türkiye’nin elinde bir koz (Reuters)
Karadeniz, Türkiye’nin elinde bir koz (Reuters)
TT

Rusya ile Türkiye arasında Karadeniz

Karadeniz, Türkiye’nin elinde bir koz (Reuters)
Karadeniz, Türkiye’nin elinde bir koz (Reuters)

Menal Nahas

Rusya Devlet Başkanı’nın 12 Şubat’ta Ankara’yı ziyaret etmesi bekleniyordu. Ertelenen ziyaret öncesi kaleme alınan bu yazı ziyaretin amacını ve iki ülkenin karşılıklı ilişki ve beklentilerini sorguluyor.

‘Boğaz’ın Bismarck’ı’ olarak da anılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, savaşın ilk aylarında İstanbul’da başarısızlıkla sonuçlanan iki oturumdan sonra Vladimir Putin ile Volodimir Zelenskiy’i bir Türk zemininde aynı masada bir araya getirmenin hayalini kuruyor.

Ukrayna’nın Karadeniz’deki dengeleri değiştirmesinin ardından iki ezeli komşuyu bir araya getiren iç içe geçmiş Türkiye-Rusya ilişkileri hakkında Fransız Le Monde gazetesinin, Foreign Affairs dergisinin bir makalesine dayanarak 5 Şubat 2024’te yayınladığı uzun araştırmanın öne çıkan başlıkları şöyle:  

20’nci yüzyıldan kalma uluslararası bir anlaşma, Karadeniz’e kimin girip çıkabileceğine karar verme yetkisini yalnızca Türkiye’ye vermişti. Balkan, Slav ve Akdeniz dünyalarının kavşağında yer alan bu denizin tarihi, 24 Şubat 2024’te Vladimir Putin Ukrayna’yı işgal edene kadar sorunlardan ve çekişmelerden uzak kaldı. O zamandan sonra ise tekrarlayan çatışmaların sahnesine dönüştü ve Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin uyardığı üzere ‘savaşın yeni ekseni’ haline geldi. Moskova ile Kiev arasında yaşanan savaşın yanı sıra, aynı kıyıyı paylaşan iki ülke Türkiye ile Rusya da birbirlerini gözlüyor ve endişe verici bir ‘düşman iş birliğine’ benzeyen ortamda kontrol sahibi olmak için rekabet ediyor.

Barış zamanlarında dünya buğday ticaretinin dörtte biri bu deniz yolundan geçiyor. Ancak Rusya-Ukrayna savaşı, Moskova’nın Ukrayna’ya uyguladığı kuşatma ve Batı’nın da Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar sebebiyle Rusya ile Ukrayna’nın ürettiği buğday, mısır, arpa ve ayçiçeği yağı ihracatını sekteye uğrattı.

Türk Donanması, 2022 yılında Boğaz’dan 35 bin 146 geçiş kaydetti. Bu sayı çatışma öncesinde 48 bindi. Kiev ve müttefikleri, Moskova’nın muhalefetine rağmen 2023 yazında Ukrayna’nın buğday ihracatı için bir deniz koridoru oluşturdu ve 15 milyon ton buğday ihraç edildi. Ukraynalı çiftçilerin geçimlerini temin etmek için ihracatlarının hacmini artırmaları gerekiyor.  

27 Aralık 2023’te Panama bayrağı taşıyan ve buğday yüklemek üzere Ukrayna’nın İzmail limanına giden bir gemi, Tuna Nehri’nde hedef alındı. Yüzen mayın patlamasında iki denizci yaralandı. Bu olaydan iki ay önce de Türkiye’deki Kastamonu ve Ereğli limanları girişinde iki mayın patlamış ancak herhangi bir can kaybı yaşanmamıştı.

11 Aralık 2023’te Londra, bu tür olayların yaşanmaması için Kiev’e iki mayın avlama gemisi verdiğini açıkladı. Türkiye ise 1936 Montrö Sözleşmesi’nin kendisine verdiği yetkiye göre bu iki Britanya gemisinin Karadeniz’den geçişini reddederek ilgili ülkeleri şaşırttı. Türkiye Cumhurbaşkanlığı, yaptığı açıklamada bu tutumu, ‘gerilimden kaçınma’ arzusuyla gerekçelendirdi.

Türkiye daha önce de iç deniz limanlarından birine yanaşma izni olmayan gemilere ve NATO deniz güçlerine karşı benzer bir tedbire başvurmuştu.

Yasak, Rus filosu için de geçerli. 28 Şubat 2022’de Ankara Moskova’nın isteğine karşı çıkarak, Rus gemilerinin Akdeniz’den dönüşünü yasakladı ve Moskova bu karara uymak zorunda kaldı. Ukrayna’nın Karadeniz’deki limanı Odessa, bir amfibi saldırısından kurtuldu ve böylece aynı yılın bahar aylarında Mariupol’u harabeye ve küle dönüştüren akıbetten de kurtulmuş oldu.

Atlantik liderlerinin Britanya gemilerinin engellenmesine yönelik protestoları da Türkiye’nin tutumunu yumuşatmaya yardımcı olmadı. Türkiye, müttefiklerinin bu konudaki görüşleri ne olursa olsun yasal hak ve yetkilerine bağlı kalıyor ve coğrafi konumundan ötürü kapılarını açıp kapama yetkisine sahip olduğu deniz bölgesinin güvenliğini gözetiyor. Türk Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, 18 Kasım 2023’te şu açıklamayı yaptı:

Karadeniz’de ne Atlantik güçlerini ne de Amerika’yı istiyoruz. Endişemiz, bu güçlerin Karadeniz’i Ortadoğu’ya, yani Batılı çekişmelerin ve müdahalelerin peşinden sürüklenen bir alana çevirmeleridir.

Mayınlı geçit

Öte yandan Türkiye, buğday ihracatı koridorundan mayınların temizlenmesine katkıda bulunmayı taahhüt etti ve bu doğrultuda 11 Ocak’ta Romanya ve Bulgaristan ile bir anlaşma imzaladı. Aslında Türklerin her şeyden önce istediği şey, Rusya’yla anlaşmazlıktan kaçınmaktır. Düşman gemilerin bu sulara gelmesinin Moskova’yı kızdıracağına şüphe yok. Araştırmacı Sinan Ülgen’e göre “Türkiye, NATO’nun bu bölgeye girişine karşı çıkıyor, çünkü bu hem Moskova’yla ilişkinin dengesini bozar hem de Ankara’nın taahhütlerine ve hukuka bağlı tutumuna aykırı bir davranış olur. Türkler, kendi deniz kuvvetlerinin tehditlerle yüzleşme yükünü kaldırabileceğini düşünüyor.”

1990’lı yıllardan ve Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana Türkler ve Ruslar, Batılıları uzak tutmak, Karadeniz’de beraber yaşamak ve iki tarafın çıkarlarını gözetmek istiyor. İki ülke arasında deniz iş birliğini gözetmekle görevlendirilen bir forum ile ortak deniz gücü kuruldu. Türkiye, (Sovyetler Birliği’nin çöküşünden bir yıl sonra 1992’de kurulan ve) merkezi İstanbul’da bulunan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün geliştirilmesini üstlendi. Thomas More Enstitüsü’nde araştırma direktörü Sylvestre Mongrenier’e göre bu örgütün kuruluş amacı, Türk denizcilik kentini merkeze alan bölgesel bir pazar kurmaktı. Türkiye, bu örgütün Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik adaylığını destekleyen bir faktör olacağını düşündü. AB de öngörülen iş birliğini ve bunun Avrupa’nın güneyinde ve doğusunda arzu edilen barışın ve refahın tesis edilmesi bakımından muhtemel sonuçlarını destekledi.

Mongrenier’ye göre o dönemde Ankara, Karadeniz üzerinde ortak bir Türk-Rus kontrolü geliştirmeye yönelik müzakerelerde AB’ye ve NATO’ya dayanmaya çalışıyordu. İki yıl süren savaş, bu stratejik suları ‘tıkayan’ iki güç arasında ticari iş birliğinin güçlenmesine yol açtı: Moskova, deniz kuşatmasından ve Ankara da iki boğaz üzerindeki kontrolünden fayda sağladı. İki otokrat Putin ile Erdoğan, birbirlerini komşu olarak görüyor. Putin’in Karadeniz’deki tatil beldesi olan Soçi’de iki lider, 2022 yazında ülkelerinin ticaret dengesini ve alışverişlerini artırmaya karar verdi.

Ukrayna’yı işgalinden ve işgalin ardından Avrupa’da yaşanan çatlaktan sonra Rusya, Türk komşusuyla iş birliği sayesinde ekonomisinin çarklarının dönüşünü nispeten koruyabildi. Türkiye; Rus gazını Orta Avrupa’ya taşıyan TürkAkım boru hattı ve Karadeniz aracılığıyla Rusya’dan gaz, ham petrol, mazot, kömür, maden ve gübre satın alıyor. Mavi Akım (Blue Stream) sualtı boru hattı da Rus devi Gazprom’a, 20 yıldır Türk evlerinin gaz ihtiyacını karşılama imkânı veriyor.

Türkiye, Rusya’ya yönelik Batılı yaptırımları uygulamayan tek NATO üyesi. Geniş kıyısı, yetkin lojistik yapıları ve tecrübeli küçük ve orta ölçekli şirketleri, onun, ideal bir geçiş kavşağı rolü üstlenmesini sağladı. Nitekim Türkiye’nin Rusya’ya ihracatının değeri, 2002 yılında yüzde 62 arttı. Aynı oran, sonraki yılda da korundu. Alanı açık kaldı ve limanları hayati önem taşıyan malları Moskova’nın askerî ve endüstriyel kompleksine yeniden ihraç etti. Türkiyeli iş adamları da Rus şirketlere hizmete aracılık ediyor.

Uluslararası dev konteynır taşımacılığı şirketleri, yaptırımlardan ve yüksek sigorta ücretlerinden kaçınmak için Karadeniz’deki faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldı. Uluslararası şirketlerin bıraktığı işleri ise Türk şirketler devraldı. Buna göre bugün Asya ve Avrupa’dan gelen binlerce konteynır gemisi İstanbul, Mersin ve İzmir kıyılarına yanaşıyor, sonra da Rusya’nın Novorossiysk limanına doğru yeniden yola çıkıyor. Bu faydacı değerlendirmeler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Kiev’in kendi buğdayını ihraç etmeyi sürdürmesini sağlamak için çaba sarfetmekten alıkoymadı: Rusya’nın işgal ettiği Ukrayna bölgelerinden çalıp Türk limanlarında Lübnan’a ve Suriye’ye sattığı binlerce tonun geçişine göz yumdu.

Türkiye’nin dolambaçlı yolu bazı açılardan daha sorunlu. Mesela elektronik bağdaştırıcılar, iletişim cihazları, çift kullanımlı ürünler (cep telefonları, çamaşır makineleri…) gibi ürünlerin ihracat hacminde şüpheli bir artış yaşandı. Türk limanları bu ürünleri Rusya’ya ve Sovyet sonrası beş ülke olan Gürcistan’a, Ermenistan’a, Kazakistan’a, Kırgızistan’a ve Özbekistan’a ihraç ediyor ve Rusya’nın çıkarlarına hizmet ettiği şüphesini doğuruyor. Ukraynalılar, patladıktan sonra kalıntılarını dikkatle inceledikleri Rus füzelerinin ABD’de, Avusturya’da, Güney Kore’de veya Tayvan’da üretilen elektronik bileşenler içerdiğini ve bunların bir kısmının Türkiye’den geçtiğini kaydetti.

ABD, bu kaçakçılık döngüsüne dahil olan yaklaşık 10 Türk şirketini cezalandırmak için girişimde bulundu. ABD Hazine Bakanlığı Müsteşarı Brian Nelson’ın Türkiye’yi ziyaret edip, Batı ambargosunu delmeye yönelik faaliyetlerini kınamasından birkaç hafta sonra Türk bankaları, ABD dolarının dolaşımını ve çek piyasasını denetleyen uluslararası SWIFT sisteminden çıkarılmaktan korkarak, Rusya ile mali işlemlerini kısıtladı.  

Endişe verici komşuluk

Rusya-Türkiye ilişkileri, Karadeniz’le sınırlı değil. Bu ilişkiler; Suriye’yi, Libya’yı, Güney Kafkasya’yı ve dahi Ukrayna’yı da kapsıyor.

Bu ülkelerden bazısında çıkarlar kesişiyor. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kiev’e olan desteğinden hiç vazgeçmedi. Türk ordusu da uçaklarının Karadeniz semalarındayken elde ettiği askerî bilgileri aktarmaya devam ediyor. Ankara, Karadeniz’in bir ‘Rus gölüne’ dönüşmesinden korkarak 2019 yılında Kiev’le savunma ortaklığı imzaladı ve Kiev’i silahlı insansız hava araçları, uçak motorları ve kruvazör üretimine ortak etti. 

Recep Tayyip Erdoğan, Rusya’nın Ukrayna topraklarını ilhakını her zaman kınadı. Kırım Yarımadası’nın Türk tarihî hafızasında özel bir yeri var. Türkler, Kırım’ı dilde kardeşleri olan Tatarların beşiği olarak görüyor. Kırım, 1475’ten 1783’e kadar üç yüzyıl boyunca Babıali’nin himayesi altında kalmış ve Kırım üzerinde kontrol kurmaya çalışan Çarlık Rusya’sı ile Osmanlı Türkiye’si arasındaki savaşlara konu olmuştur.

Kremlin’in Efendisi ile iyi ilişkilere sahip olsa da Türkiye Cumhurbaşkanı, Rusya’nın yayılmacı eğiliminden ve Karadeniz’in güvenliği için oluşturduğu stratejik tehditten çekiniyor. Rusya’nın 2008’de Abhazya’da, 2014’te Kırım’da deniz kıyılarını ve 2018 yılında da Azak Denizi’nin tüm kıyılarını kemirmesi, hiç kuşkusuz Ankara’yı epeyce tedirgin etti.

Zonguldak yakınlarındaki sularda Türkiye’nin Rus gazına olan ihtiyacının dörtte birini karşılayabilecek bir gaz kuyusunun keşfedilmesi, Türkiye hükümetini deniz ulaşım yollarını korumaya sevk ediyor. İki lider arasındaki ilişki, Türkiye’nin Rus ordusunun Mariupol’de esir aldığı beş Ukraynalı subayın serbest bırakılıp Kiev’e gönderilmesi yönündeki girişimi nedeniyle karmaşık hale geldi. Bu girişim, Putin’le yapılan ve bu subayların savaş bitene kadar Türkiye’de kalmalarını gerektiren bir anlaşmaya aykırıydı.

Erdoğan’ın rüyası

Türkiye Cumhurbaşkanı’nın sözünü çiğnemesinden sonra iki lider, 2023 yazında Soçi’de bir araya geldiğinde Erdoğan’ın, ticaret koridorunun dokunulmazlığının yenilenmesine ilişkin arabuluculuğu meyve vermedi. Rus Donanması, 14 Ağustos’ta Odessa yakınlarında Şükrü-Okan adlı bir Türk gemisine ateş açtı ve deniz uçağıyla gelen Rus askerler, gemiyi aradıkları sırada Türk denizcileri başları eğik bir şekilde beklemeye zorladı.

Rusların Beşşar Esed rejimini desteklemeye başlamasının ardından 24 Kasım 2015’te Türk Hava Kuvvetleri’nin Suriye-Türkiye sınırında uçan bir Rus uçağını düşürmesi üzerine iki ülke, silahlı çatışmaya girdi. Sonra Türkiye Cumhurbaşkanı, olaylı ilgili bir özür mektubu yazmak zorunda kaldı. Haziran 2020’de de lazer güdümlü bir Rus bombası, İdlib vilayetindeki barınaklarında 34 Türk askerini öldürdü. İki lider, bir kez daha anlaşmazlığı giderdi.

Ancak bu iki olayda da Rusya Devlet Başkanı’nın eli baskın ve güçlüydü. Ama bugün özellikle Karadeniz’de durum böyle değil. Zira filosu, Ukrayna’ya ait topçuların, insansız hava araçlarının, füzelerin ve bombardıman uçaklarının menzilinde. Bunlar son aylarda aralarında komuta gemisi Moskova’nın da bulunduğu 30 büyük donanma gemisini yok etti veya hasara uğrattı. Ukrayna’nın saldırıları, İran’ın Hazar Denizi kıyısındaki deniz yolunu da tehdit ederek, Şahid İHA’larını Volga-Don Kanalı’na, ardından Azak Denizi’ne ve Karadeniz’e götürüyor.



Kıyamet senaryolarını sevenlere: Sonsuzluk Yolcusu tadında 7 dizi

30 Nisan'da izleyiciyle buluşan Sonsuzluk Yolcusu, Buenos Aires'te başlayan gizemli bir kar yağışıyla açılıyor (Netflix)
30 Nisan'da izleyiciyle buluşan Sonsuzluk Yolcusu, Buenos Aires'te başlayan gizemli bir kar yağışıyla açılıyor (Netflix)
TT

Kıyamet senaryolarını sevenlere: Sonsuzluk Yolcusu tadında 7 dizi

30 Nisan'da izleyiciyle buluşan Sonsuzluk Yolcusu, Buenos Aires'te başlayan gizemli bir kar yağışıyla açılıyor (Netflix)
30 Nisan'da izleyiciyle buluşan Sonsuzluk Yolcusu, Buenos Aires'te başlayan gizemli bir kar yağışıyla açılıyor (Netflix)

Netflix'in Arjantin yapımı yeni dizisi Sonsuzluk Yolcusu (El Eternauta), yayına girdiği günden bu yana izleyicilerin aklını başından aldı desek abartmış olmayız. Bilimkurgu ve kıyamet sonrasında geçen hikayelere farklı bir coğrafyadan, derin politik arka planlı bir yorum getiren dizi, kısa sürede ikinci sezon onayını da kaptı.

Dizide Juan Salvo, yaz günü bir anda ortaya çıkan ölümcül kar fırtınasında, kızı Clara'yı bulmak için hayatta kalma mücadelesi verirken, izleyiciyi hem büyük bir felaketin hem de insan doğasının karanlık tarafının içine çekiyor. Juan Salvo'yu, Asabiyim Ben (Relatos salvajes) ve Oscar ödüllü Gözlerindeki Sır'la (El secreto de sus ojos) tanınan Arjantinli usta oyuncu Ricardo Darín canlandırıyor. 

Netflix'in Latin Amerika yapımları arasında son dönemin en çok konuşulan işlerinden biri olan Sonsuzluk Yolcusu, yalnızca kıyamet sonrası bir hayatta kalma hikayesi değil, aynı zamanda kültürel ve tarihsel bir miras. Héctor G. Oesterheld'in kaleme aldığı ve Francisco Solano López'in çizdiği, ilk olarak 1957-1959'da yayımlanmış ödüllü kült çizgi romanın uyarlaması olan dizi, ilk sezonuyla gerilim dolu anlar ve cevapsız sorular bıraktı. Özellikle final bölümüyle akıllarda "Peki şimdi ne olacak?" sorusunu uyandıran yapımın ikinci sezon tarihiyse henüz belli değil. 

Elbette bu bekleyişi biraz olsun keyifli hale getirecek alternatif diziler mevcut. Post-apokaliptik dünyalar, ölümcül salgınlar, uzaylı istilaları ve hayatta kalma mücadelelerini sevenler için harika yapımlar bulmak mümkün.

Biz de bu yazıda, Sonsuzluk Yolcusu hayranlarının ikinci sezonu beklerken izleyebileceği, benzer atmosfere ve temaya sahip dizileri derledik. Kimisi kıyamet sonrası distopik bir evren sunuyor, kimisi dünyayı istila eden gizemli varlıkları merkezine alıyor. Bazılarıysa hayatta kalma çabasının en insani ve duygusal yanını keşfetmeyi başarıyor. Listeye göz attığınızda hem aksiyon dolu hem de bolca düşündüren yapımlarla karşılaşacaksınız.

Netflix'te ve diğer dijital platformlarda izleyebileceğiniz, aynı türde ama farklı tatlar sunan bu diziler sayesinde bekleyiş süreniz biraz daha katlanılır olacak. Hazırsanız, ekran başında yine kıyamet senaryolarına, karanlık komplolara ve beklenmedik sürprizlere yer açın. Malum, dünyanın sonu gelirken izlenecek dizi bulmak her zaman kolay değil. Neyse ki biz buradayız...

1- Silo

Eğer Sonsuzluk Yolcusu sizi ekran başında diken üstünde bıraktıysa, sıradaki durağınız kesinlikle Silo olmalı. Apple TV+'ta izlenebilecek dizi, dış dünyanın ölümcül olduğu söylenen bir gelecekte, yerin 144 kat altındaki devasa bir sığınağa hapsolmuş 10 bin kişinin hikayesini anlatıyor. Rebecca Ferguson'ın başrolünde parladığı dizide, karakterlerin yaşadığı dünya kadar, saklanan sırlar ve anlatılmayan geçmiş de izleyiciyi içine çekiyor.

csdfgrthy
Fotoğraf: Apple

Başlangıç noktası farklı gibi görünse de Silo ve Sonsuzluk Yolcusu aslında benzer ruhlara sahip. Her ikisi de tehlikeli, kapalı bir dünyada hayatta kalmaya çalışan insanların, asıl tehdidin dışarıda mı yoksa içeride mi olduğunu anlamaya çalıştığı öyküler. Silo, komplolarla örülü hikayesi ve bol sürprizli bölümleriyle bir solukta izlenen dizilerden.

Hugh Howey'nin çok satan roman üçlemesinden uyarlanan dizi, uzun süredir hayranları tarafından bekleniyordu. İlk sezonu 2023'te yayına giren Silo, hem atmosferi hem de karakter derinliğiyle övgü topladı. İkinci sezonunu 2024 sonbaharında izleyicilerle buluşturan yapım, üçüncü ve final bölümlerini içerecek 4. sezonlarının onayını da şimdiden aldı. Silo'da Ferguson'a Rashida Jones, David Oyelowo, Tim Robbins ve Harriet Walter gibi yıldızların eşlik ettiğini de hatırlatalım. 

Kapalı kapılar ardındaki büyük sırlar, ölümcül gerçekler ve "Bize anlatılan her şey doğru mu?" sorusu ilginizi çekiyorsa, Silo tam size göre.

Nereden izlenir: Apple TV+

2- The Last of Us

The Last of Us, post-apokaliptik hikayesini duygusal bir baba-kız yolculuğu üzerinden anlatan, son yılların tartışmasız en güçlü dizilerinden biri. HBO imzalı yapım, bir mantar enfeksiyonunun insanlığı zombiye benzer yaratıklara dönüştürdüğü bir dünyada geçiyor. Pedro Pascal ve Bella Ramsey'nin başrollerini paylaştığı dizide, Joel ve Ellie'nin hayatta kalma mücadelesi izleyiciyi derinden etkiliyor.

8ıoş
Fotoğraf: HBO

Tıpkı Sonsuzluk Yolcusu'nda Juan ve Clara'nın birbirine kavuşma isteği gibi, burada da Joel ve Ellie arasında kurulan aile bağı, olayların kalbinde yer alıyor. Tabii ki dizide bolca aksiyon ve gerilim dolu sahne de mevcut. Özellikle "enfekte" yaratıklar ve dizinin karanlık atmosferi, Sonsuzluk Yolcusu'ndaki uzaylı istilası sahnelerini hiç de aratmayacak türden.

Sony ve PlayStation ortaklığıyla hayata geçirilen dizi, aynı adlı efsane video oyun serisinden uyarlandı. İlk sezonu 2023'te yayımlanan The Last of Us, hem eleştirmenlerden hem izleyicilerden tam not aldı. 2025'te ikinci sezonuyla geri dönen dizi, şimdiden üçüncü sezon onayını da cebine koydu. İkinci sezondaki bazı bölümlerin yer yer gözleri nemlendiren sahnelerle hafızalara kazındığını da hatırlatalım.

Hayatta kalma, kayıp, umut ve insan olmanın anlamı üzerine etkileyici bir öykü arayanlar için The Last of Us, Sonsuzluk Yolcusu'nun bıraktığı boşluğu fazlasıyla dolduracak bir alternatif.

Nereden izlenir: Max

3- Dark 

Dark, kayıp bir çocuğun ardından 4 ailenin karanlık sırlarını ve zamana yayılan kaderlerini ortaya çıkaran nefes kesici bir bilimkurgu. Baran bo Odar ve Jantje Friese imzasını taşıyan dizi, Netflix'in ilk Almanca orijinal yapımı olarak 2017'de başladı.

Winden adlı küçük kasabada başlayan esrarengiz olaylar, 2019'dan 1953'e, 1986'dan 2053'e ve hatta 1888'e uzanan bir zaman yolculuğu hikayesine dönüşüyor. Dizi, birbirine bağlı karakterlerin ve onların kuşaklar arası sırlarının iç içe geçtiği, zihin yoran bir yapı kuruyor.

o9p0
Fotoğraf: Netflix

Dark, yalnızca zamanda değil, paralel evrenlerde de geçen karmaşık kurgusuyla dikkat çekiyor. Tüm bu karmaşanın merkezinde, nükleer santralin altındaki mağarada saklı bir solucan deliği var.

Her sezonunda temposunu düşürmeden, izleyicisini karanlık, felsefi ve atmosferik bir dünyanın içine çekiyor. Özellikle zaman döngüsü ve kader kavramlarını işleyişiyle Sonsuzluk Yolcusu'ndaki apokaliptik döngü hissini modern bir dille yeniden yaratıyor.

Etkileyici müzikleri ve sinematografisiyle de öne çıkan dizi, detaylı anlatımı ve karakter derinliğiyle türünün en iyileri arasına adını yazdırdı.

2021'de BBC'nin "21. Yüzyılın En İyi Dizileri" listesinde 58. sırada yer alarak kült statüsünü perçinledi. Zamana kafa yormayı, gizem çözmeyi ve atmosferik hikayeleri sevenler için Dark, her ne kadar izlemesi zor da olsa kaçırılmaması gereken bir başyapıt.

Nereden izlenir: Netflix

4- The Leftovers

Dünyanın yüzde 2'sinin gizemli bir şekilde ortadan kaybolması sonrası hayat, artık hiçbir zaman eskisi gibi olmayacaktır... Konusunu en özet haliyle bu sözlerle açıklayabileceğimiz The Leftovers, bu büyük kaybın ardından hayatta kalanların yasını, inancını ve deliliğe sürüklenen ruh hallerini konu alıyor.

Başrollerde Justin Theroux, Carrie Coon ve Christopher Eccleston'ın yer aldığı dizi, "çok bozmadan önce" sansasyon yaratan Lost'la da tanınan Damon Lindelof ve Tom Perrotta'nın imzalarını taşıyor. Dizinin ilk sezonu kayıplarla dolu Mapleton kasabasında geçerken, ikinci sezonda olaylar mucizevi şekilde kimsenin kaybolmadığı Jarden kasabasına taşınıyor.

u7ı8o9
Fotoğraf: HBO

Her sezonunda atmosferi daha da ağırlaşan yapım, insan psikolojisini derinlemesine işleyen karanlık ve dokunaklı bir anlatıya sahip. Kayıpların ardından kurulan tarikatlar, inançsızlık ve çaresizlik içindeki karakterlerin hikayeleriyle dizi, izleyicisini sürekli tetikte tutuyor.

Juan Salvo ve arkadaşlarının Sonsuzluk Yolcusu'nda yaşadığı apokaliptik kayıp duygusu neyse, The Leftovers'ta Kevin Garvey ve çevresindekiler için de o... Dizinin Alman besteci Max Richter imzalı müzikleri, hüznü ve umutsuzluğu iliklere kadar hissettiriyor.

Zamanla kült bir hayran kitlesine ulaşan The Leftovers, televizyon tarihinin en iyi ve en cesur işlerinden biri olarak anılıyor. Kayıp, yas ve inanç kavramlarını derinlikli bir anlatımla işleyen bu yapım, mutlaka izlenmesi gereken özel dizilerden.

Nereden izlenir: Max

5- The 100

Post-apokaliptik bilimkurgu sevenler için The 100, son dereve sürükleyici bir yolculuk. Dizi, nükleer savaş sonrası insanlığın uzaydaki istasyonlarda hayatta kalma mücadelesiyle başlıyor. Aradan geçen 97 yılın ardından, Dünya'nın yaşanabilir olup olmadığını test etmek için 100 genç mahkum gezegene gönderiliyor.

İlk sezonlarda gençlerin doğayla ve yeryüzündeki hayatta kalanlarla çatışmasını izliyoruz. Ancak ilerleyen bölümler, diziyi Sonsuzluk Yolcusu'na yaklaşan bir distopyaya dönüştürüyor. Zihin kontrolü, güçlü düşmanlar ve insanlığın evrimsel yolculuğu derken, hikaye her sezon biraz daha katmanlanıyor.

sdfrgty
Fotoğraf: The CW

The 100, sadece hayatta kalma mücadelesi değil, insan doğasının sınırlarını da keşfeden bir yapım. Clarke Griffin, Bellamy Blake ve Octavia Blake gibi karakterler zamanla büyük liderlere dönüşüyor. Dizinin son sezonlarında ise felsefi ve bilimkurgu yönü iyice derinleşiyor.

Özellikle Sonsuzluk Yolcusu'nun yüksek konseptli bilimkurgu evrenini sevenler, The 100'ün sonlarına doğru karşılaştıkları sürprizlerle çok keyif alacak. Eğer insanlık, ahlak, fedakarlık ve hayatta kalmanın bedeli üzerine yoğun bir anlatı arıyorsanız, bu dizi tam size göre.

Nereden izlenir: Türkiye'de bir platformda yer almıyor

6- Falling Skies 

Listede Sonsuzluk Yolcusu'na genel hatlarıyla belki de en çok benzeyen dizi Falling Skies... Bu dizi uzaylı istilası temasını sevenler için sürükleyici bir alternatif. Heyecan dolu dizi, gizemli uzaylıların dünyayı ele geçirmesinin ardından hayatta kalmaya çalışan insanların mücadelesini konu alıyor. Hikaye, istiladan 6 ay sonra, tüm büyük şehirler yok edilmiş ve insan nüfusu büyük ölçüde azalmışken başlıyor.

efrgty7u
Fotoğraf: TNT

Şu sıralar çok beğenilen medikal drama The Pitt'le adından söz ettiren Noah Wyle, eski tarih profesörü Tom Mason karakteriyle karşımıza çıkıyor. Mason, direniş grubunun liderlerinden biri olarak hem ailesini korumaya hem de insanlığın hayatta kalmasına öncülük ediyor.

Falling Skies, Sonsuzluk Yolcusu'nun istilacı yabancı tehdidini seven izleyiciler için biçilmiş kaftan. Özellikle böcek benzeri yaratıklar ve uzaylıların teknolojiyi yok etme taktikleriyle Sonsuzluk Yolcusu'na fazlasıyla göz kırpıyor.

Büyük ölçekli işlerin efsanevi ismi Steven Spielberg'ün yapımcı koltuğunda oturduğu dizi, Sonsuzluk Yolcusu'na kıyasla daha aksiyon odaklı ve sürükleyici bir bilimkurgu deneyimi sunuyor. Hikayesi ilerledikçe, karakterlerin direniş, kayıp ve umut dolu yolculuğu derinleşiyor.

5 sezon süren dizi, hem insan doğasına hem de toplumsal direnişe dair çarpıcı detaylar barındırıyor. Eğer Sonsuzluk Yolcusu'ndan sonra karanlık bir uzaylı istilası hikayesine dalmak istiyorsanız, Falling Skies listenizde olmalı.

Nereden izlenir: Türkiye'de bir platformda yer almıyor

7- Snowpiercer

Snowpiercer, kıyamet sonrası donmuş bir dünyada hayatta kalmaya çalışan insanları konu alan çarpıcı bir dizi. Dünyanın ekolojik felaketten sonra buzla kaplanması ve hayatta kalanların sürekli hareket eden dev bir trenle yaşamını sürdürmesini anlatıyor.

Dizideki tren, 1001 vagondan oluşuyor ve dünyanın etrafını yılda 2,7 kez turlayarak yolcularını ölümcül soğuktan koruyor. Ancak trenin içi, sınıfsal ayrımcılık ve sosyal adaletsizlikle kaynıyor.

sdefrgt
Fotoğraf: TNT / AMC

Başrollerde Jennifer Connelly ve Daveed Diggs'in yer aldığı Snowpiercer, 4 sezon boyunca hem hayatta kalma savaşını hem de sınıf mücadelesini gözler önüne seriyor. Dizinin karla kaplı, umutsuz atmosferi ve gizemli olay örgüsü, Sonsuzluk Yolcusu'na epey benziyor.

Andre Layton karakteri, liderlik vasfı ve direniş ruhuyla Juan Salvo'yu andırıyor. Sadece dışarıdaki ölümcül soğuk değil, trenin içindeki insan doğası da en az hava kadar tehlikeli.

Dizi, Parazit'le (Gisaengchung) 2020 Oscar gecesinde tarih yazan Bong Joon-ho'nun, 2013 tarihli filminden ve Fransız çizgi romanı Le Transperceneige'den uyarlanmış. Politik alegorisi ve sınıf çatışmalarıyla bilimkurgu severler için etkileyici bir alternatif.

Kısacası, karlar altında distopik hayatta kalma macerasıyla Snowpiercer, Sonsuzluk Yolcusu'nu beğenenlerin memnun kalacağı yapımlardan biri.

Nereden izlenir: İlk üç sezonu Netflix'te