İsrail’in Filistin’in Refah kentine yönelik yoğun hava saldırıları ve son haftalarda Refah’a akın eden 1 milyon 400 binden fazla insan için Mısır ve uluslararası toplumdan insani bir felaket uyarısı gelmesiyle birlikte, Mısır halkının büyük bir kesiminde Filistinlilerin ‘tehcir edilmesine’ ilişkin korkular arttı.
Mısır’daki en büyük siyasi muhalif grup olan Sivil Hareket, Mısırlıları ‘Gazze’de olup bitenlere karşı öfkelerini göstermek için meydanlara çıkmaya’ çağırdı. Hareket ‘iki ülke arasında imzalanan Camp David barış anlaşmasının iptal edilmesi’ ve ‘İsrail büyükelçisinin sınır dışı edilmesi’ talebini yineledi. Ayrıca, ‘küresel çaptaki bütün özgür güçlere’, ‘İsrail’in müttefiklerince desteklenen vahşetine karşı koyma’ çağrısında bulundu.
Sivil Hareket Sözcüsü Halid Davud’a göre, hareketin çağrısı, Mısır devletinin Filistinlilerin topraklarından sürülmesini reddeden resmi tutumuyla örtüşüyor. Davud, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, birçok Arap ve Avrupa ülkesinde İsrail politikalarını kınayan gösterilerin zaten yapılmakta olduğuna dikkat çekti. Davud, Mısırlı yetkililere, protesto için dışarı çıktıklarında vatandaşlara karşı hoşgörülü olmaları yönünde çağrıda bulundu.
Sözcü, hareketin çağrısında yer belirlemediğini, ancak El-Ezher Camii gibi genellikle gösterilerin yapıldığı bir dizi lokasyonda cuma namazından sonra Filistin halkına destek olup, İsrail’in davranışlarını kınayan gösteriler düzenlenmesini beklediğini kaydetti. Bu konuyla ilgili İçişleri Bakanlığı’na talepte bulunduklarını ancak ‘istisnai durum ve halkın öfkesi karşısında siyasi bir anlayış’ oluşmasını, barışçıl göstericilerden hiçbirinin tutuklanmamasını ümit ettiklerini belirtti.
Muhafazakarlar Partisi Başkanlık Konseyi üyesi Dr. Talat Halil, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, gösteri çağrısı için ‘Gösteri Kanunu’na uygun olarak İçişleri Bakanlığı’na talepte bulunulacağını’ doğruladı. Halil, İçişleri Bakanlığı’nın, Filistin halkına destek amaçlı gösteri düzenlenmesi talebini, her zamankinin aksine ‘reddedilmeden’ onaylayacağını umduğunu ifade etti.
2013 yılında gösterilerin düzenlenmesine ilişkin çıkarılan bir yasayla, gösteri düzenlemek üzere bir araya gelmek isteyenlere İçişleri Bakanlığı’na talepte bulunma zorunluluğu getirilmişti. Yasaya göre, İçişleri Bakanı, gösteriyi ‘güvenliğe tehdit’ oluşturması halinde reddetme ve engelleme hakkına sahip. 2017 yılında bu yasada bazı değişiklikler yapılmıştı.
El-Ehram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi uzmanı Beşir Abdulfettah, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, böyle bir çağrıya yanıt verileceğinden şüphe duyduğunu söyledi. Bunun sebebi olarak da hareketin Mısır sokaklarında bir etkisinin olmamasını gösterdi. Ayrıca böyle gösterilerin faydasız olduğunu, çünkü zaten Mısır devletinin olayların başından beri gerek yardımların ulaştırılması gerekse ateşkesin sağlanması hususundaki arabuluculuk çalışmaları ile Filistin’e destek vermek için siyasi düzeyde faaliyet gösterdiğini vurguladı.
Halil, gösteri çağrısının Mısır devletinin, savunmasız Filistin halkına karşı her gün ‘ihlaller ve suçlar’ işleyen İsrail’e karşı henüz kullanmadığı birçok baskı aracı bulunduğu gerekçesiyle hareketten geldiğini belirtti. İsrail’in Refah’a girme ve Philadelphia Koridoru’nu kontrol etmeye ilişkin tekrarlanan söylemleriyle Mısır ulusal güvenliğinin açıkça tehdit altında olduğunu vurguladı.
Geçtiğimiz haftalar, İsrail’in ‘sınır şeridi ve Philadelphia Koridoru konusunda bir anlaşmaya varılmasının yakın olduğu’ yönündeki tekrarlanan söylemlerinin etkisiyle Mısır ve İsrail arasındaki iplerin gerilmesine tanık oldu. Mısırlı yetkililer, koridorla ilgili herhangi bir anlaşmayı reddediyor. Koridorun varlığı iki ülke arasında imzalanan Camp David barış anlaşmasına ek bir güvenlik anlaşmasına bağlı. Koridor, 2005 yılından beri Filistinlilerin kontrolünde bulunuyor.
Sivil Hareket Sözcüsü’ne göre, İsrail’in, Filistin davasını tasfiye etmek için Filistinlileri topraklarından sürmeye yönelik planlarının tehlikelerinin ‘halkın farkında’ olması gerektiğini söyledi. Bunun için Filistin halkının kararlılığını destekleyen bir halk hareketi olmasının kaçınılmaz olduğunu ve bunun Mısırlı yetkililerin açıkladığı resmi tutumla da örtüştüğünü kaydetti.
Muhafazakarlar Partisi Başkanlık Konseyi’nin bir üyesi, Mısır’ın Camp David de dahil olmak üzere imzaladığı anlaşmalara saygı duymasının, İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürmesine ve Mısır’ın ulusal güvenliğini tehdit etmek de dahil olmak üzere, anlaşmayı ihlal etmesine müsaade etmek anlamına gelmeyeceğini vurguladı. Tel Aviv’in şartlarına uymaması nedeniyle Mısır’ın anlaşmayı derhal iptal ederek tepki göstermesi gerektiğini söyledi. Ancak El-Ehram Merkezi’ndeki uzman, Camp David’in iptal edilmesi yönündeki çağrıları ‘çocukça’ ve pervasızca bulduğunu söyledi. Bu tür anlaşmalara yaklaşımların, özellikle bunun gibi bir adımın sonuçları da dahil olmak üzere birtakım hususlara bağlı olduğunu vurguladı.