İsrail bu yıl 20 bin askerinin çürüğe çıkmasını bekliyor

İsrail ordusu Gazze savaşında günde ortalama 60 askerin yaralandığını açıkladı

İsrail bu yıl 20 bin askerinin çürüğe çıkmasını bekliyor
TT

İsrail bu yıl 20 bin askerinin çürüğe çıkmasını bekliyor

İsrail bu yıl 20 bin askerinin çürüğe çıkmasını bekliyor

İsrail Ordusu Askerleri Rehabilitasyon Bölümü, Gazze'deki savaşın başladığı 7 Ekim'den bu yana 5 bin 500’den fazla yeni askerin fiziksel ve psikolojik engellere maruz kaldığını, yani günde ortalama 60 kaybın gerçekleştiğini duyurdu.

İsrail Savunma Bakanlığı’nın yayınladığı açıklamaya göre, bölüm "bu sayının bu yılın sonuna kadar 20 bine yükselmesini" bekliyordu.

Bu rakam İsrail toplumunu şoke etti çünkü ordunun günlük açıkladığı veriler bu kadar çok sayıda yaralının varlığını göstermiyor. Yine ordu sözcüsü de ölü ve yaralılarla ilgili "mütevazı" açıklamalar yapıyor.

Konuşulan rakamlar, savaş karşıtlarının, ordunun "ölüm veya yaralanma sayıları hakkında doğruyu söylemediği" ve gerçek rakamların hastane veya Bakanlığın Rehabilitasyon Bölümü raporlarında ve bunların dışındaki farklı raporlarda yer aldığı yönündeki ifadelerini güçlendiriyor.

Askeri Birim, şu ana kadar yaralananların olanların yüzde 95'inin erkek olduğunu, bunların yaklaşık yarısının (yüzde 46) 21 ila 30 yaş arası genç erkekler, yüzde 36'sının 31 ila 40 yaş arasında ve yüzde 18’inin 40 yaşın üzerinde olduğunu belirtti.

Yaralanmaları nedeniyle terhis edilenlerin yüzde 70'inin yedek kuvvet asker, yüzde 7'sinin kadrolu asker, yüzde 10'unun düzenli asker ve yüzde 13'ünün ise polis ve güvenlik mensupları olduğu vurgulandı.

En fazla yaralı asker Tel Aviv’de görülürken onu Kudüs, Beerşeva (Biru’s-Seba) ve Aşkelon (Askalan) izledi. Yaralanmaların yüzde 84'ü hafif, yüzde 9'u orta ve yüzde 7'si ciddi olarak tanımlandı.

Bu askerlerin yüzde 42'si uzuv yaralanması, yüzde 21'i travma veya travma sonrası psikolojik sorun yaşama, yüzde 9'u iç yaralanma, yüzde 7'si omurilik yaralanması, yüzde 7'si kulak yaralanması ve yüzde 3'ü kafa yaralanması, geri kalanlardan göz yaralanmaları ve vücudun çeşitli organlarında yaralanmalar yaşadılar.

Açıklamada, Rehabilitasyon Bölümü'nün halen önceki savaşlardan kaynaklı yaklaşık 62.000 engelli askerle ilgilendiği ifade edildi.

Savunma Bakanlığı'nın şu ana kadarki savaş verileri ve daha önceki askeri operasyonlardaki yaralanmalara dayanarak hazırladığı raporuna göre, "Rehabilitasyon Bölümü" 2024 yılı sonuna kadar yaklaşık 78 bin askere tedavi uygulayacak ve bu sayı 2030 yılında yaklaşık 100 bine çıkacak.

Psikolojik engelli ve travma yaşamış olan asker sayısının fazla olması bekleniyor. Bu nedenle yakın zamanda iki tedavi merkezi faaliyete geçti, yakın gelecekte 3 merkez daha açılacak.

Açıklamada: "Asker Rehabilitasyon Dairesi, savaşın başlangıcından bu yana, yaralıların ve aile üyelerinin rehabilitasyona yoğunlaşma, tıbbi, psikolojik, genel ve sosyal destek sağlamak amacıyla sağlık komitelerinin çalışmalarını erteleme kararı aldı” denildi.

Büyük sayılarda yaralanma ve sakatlıklara yol açan insani ve maddi kayıpların yanı sıra, durumun İsrail ekonomisi açısından da devasa mali kayıplara neden olduğu ifade ediliyor.

Ordu bütçesine göre, Asker Rehabilitasyon Bölümü'ne yılda 1,5 milyar dolara denk gelen 5,5 milyar şekel tahsis ediliyor. Bölüm müdürü Limor Luria'ya göre, yeni engellilere harcanmak üzere 1,6 milyar şekel (435 milyon dolar) tutarında bir miktar bu bütçeye eklenecektir. Luria, bu bütçenin "tank ve mühimmat satın alma harcamalarıyla ilgili başka büyük bütçeyle yarışa giren büyük bir bütçenin parçası olmaması ve bağımsız kalması için Savunma Bakanlığı bütçesinden ayrılması gerektiğini" söyledi.



İran füzesinin laboratuvarlarını vurmasının ardından bilim insanları deneylerini kurtarmak için çabalıyor

 İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran'ın füze saldırısı sonucu hasar gören Weizmann Enstitüsü'nü ziyaret etti. (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran'ın füze saldırısı sonucu hasar gören Weizmann Enstitüsü'nü ziyaret etti. (AP)
TT

İran füzesinin laboratuvarlarını vurmasının ardından bilim insanları deneylerini kurtarmak için çabalıyor

 İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran'ın füze saldırısı sonucu hasar gören Weizmann Enstitüsü'nü ziyaret etti. (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran'ın füze saldırısı sonucu hasar gören Weizmann Enstitüsü'nü ziyaret etti. (AP)

İsrail'in prestijli Weizmann Enstitüsü araştırmacıları, İran'dan atılan bir füzenin onlarca gelişmiş laboratuvarın bulunduğu bir binayı yerle bir etmesinin ardından deneylerini kurtarmak için çabalıyor.

Pazar sabahı erken saatlerde Tel Aviv'in güneyindeki Rehovot'ta bulunan enstitü kampüsüne isabet eden füze, birkaç binaya hasar verdi. Araştırmacılar, enkaz ve şiddetli yangına rağmen deneylerinden numuneleri kurtarmak için içeri koştular.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre, kampüs gece boyunca boş olduğu için kimse yaralanmadı, ancak binanın bir kısmı tamamen çökerken, binanın kalan kısmındaki duvarlar yıkılarak bükülmüş demirler, moloz yığınları ve tozdan oluşan bir karmaşayı ortaya çıkardı.

Weizmann Enstitüsü Geliştirme ve İletişim Başkan Yardımcısı fizikçi Roee Ozeri Reuters'a yaptığı açıklamada, “Yangınla mücadele ederken laboratuvarlardan mümkün olduğunca çok numune kurtarmak için elimizden geleni yaptık” dedi.

Tel Aviv'in güneyindeki Rehovot'ta Herzl Caddesi üzerinde bulunan Weizmann Enstitüsü (Enstitünün internet sitesi)

Tel Aviv'in güneyindeki Rehovot'ta Herzl Caddesi üzerinde bulunan Weizmann Enstitüsü (Enstitünün internet sitesi)

İsrail, düşmanının nükleer silah geliştirmenin eşiğinde olduğunu söyleyerek geçtiğimiz cuma günü İran'a saldırmaya başladı. Nükleer programının sadece barışçıl amaçlı olduğunu söyleyen İran ise İsrail'e roket ve insansız hava aracı (İHA) saldırılarıyla karşılık verdi.

İsrail saldırıları, İran'ın önde gelen nükleer bilimcilerini, üst düzey askeri liderlerini ve yüzlerce sivili öldürdü ve İran'ın nükleer kapasitesine zarar verdi.

İran saldırıları, İsrail'de 24 sivili öldürdü ve güneydeki Beerşeba kentindeki bir hastane de dahil olmak üzere yüzlerce binaya zarar verdi.

İran, Weizmann Enstitüsü'nü hedef alıp almadığını ya da neden hedef aldığını açıklamadı.

Enstitünün araştırmalarının çoğu tıp ve bilimsel bilgi için potansiyel faydaları olan alanlara yönelik olsa da, enstitünün savunma sektörüyle de bağlantıları var. Ekim 2024'te enstitü, İsrail'in en büyük savunma şirketi Elbit ile ‘savunma uygulamaları için biyo-esinlenmiş malzemeler’ konusunda bir iş birliği yaptığını açıkladı.

1934 yılında kurulan Weizmann Enstitüsü, genetik, immünoloji ve astrofizik gibi alanlarda araştırmalar yürüten çok disiplinli bir kurumdur; uluslararası bilim camiasında dünya standartlarındadır.

Enstitü, 286 araştırma grubu, 191 öğretim üyesi ve yüzlerce doktora ve yüksek lisans öğrencisi ve doktora sonrası bursiyeriyle İsrail'in en önemli bilimsel araştırma enstitüsüdür.

‘Her şey kayboldu’

İran füzesi, özellikle yetişkin kalp hastalıklarıyla ilgili rejeneratif tıbba odaklanan Eldad Tzahor gibi araştırmacıların çalışmalarını vurdu. Tzahor, uzun süredir devam eden deneylerin parçası olan birçok numune ve dokunun yok olduğunu söyledi.

 İsrail'deki Weizmann Enstitüsü, İran bombardımanında hasar gördü. (New York Times)

    İsrail'deki Weizmann Enstitüsü, İran bombardımanında hasar gördü. (New York Times)

Reuters’a konuşan Tzahor, “Her şey kayboldu. Her şeyin yeniden çalışır hale gelmesinin neredeyse tam bir yılımızı alacağını tahmin ediyorum” ifadelerini kullandı.

Enstitü fiziksel hasarın 300 ila 500 milyon dolar arasında olduğunu tahmin ediyor. Enstitü, genellikle birkaç laboratuvar ya da araştırma grubu tarafından paylaşılan karmaşık ve pahalı makinelere sahip.

Embriyonik kök hücre bilimine odaklanan bir moleküler genetik ekibini yöneten Yacoub Hanna, bilim dergisi Nature’a verdiği demeçte, laboratuvarının çatısının çöktüğünü ve merdivenlerin yerinden çıktığını ifade etti.

Derginin haberine göre, öğrencileri yüzlerce donmuş insan ve fare hücre dizisini Hanna'nın bodrum katına yerleştirdiği yedek sıvı nitrojen tanklarına aktararak kurtarmayı başardı.

Hanna, “Bir savaş çıkarsa onları (tankları) kaybetmek istemediğim için hep endişeleniyorum” dedi.