Hapishanede hayatını kaybeden Rus muhalif Navalni kimdir?

Rus muhalif lider Aleksey Navalni (Reuters)
Rus muhalif lider Aleksey Navalni (Reuters)
TT

Hapishanede hayatını kaybeden Rus muhalif Navalni kimdir?

Rus muhalif lider Aleksey Navalni (Reuters)
Rus muhalif lider Aleksey Navalni (Reuters)

Rusya Federal Cezaevi Hizmetleri (FSİN), Rus muhalif lider Aleksey Navalni’nin öldüğünü açıkladı.

Reuters haber ajansının aktardığına göre, Yamalo-Nenets bölgesinin hapishane servisinden bugün yapılan açıklamada, Navalni’nin hayatını kaybettiği belirtildi.

FSİN’den yapılan açıklamada, “Navalni’ye yapılan gerekli tıbbi müdahaleler olumlu sonuç vermedi. Doktorlar öldüğünü tespit etti. Ölüm nedeni araştırılıyor” ifadeleri kullanıldı.

Rus muhalif Navalni kimdir?

Rus avukat, siyasi aktivist ve finans uzmanı olan Navalni, 1976’da doğdu.

2009’dan bu yana Rusya’da yolsuzluğu eleştirerek geniş bir üne kavuştu ve aynı zamanda Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yönelik eleştirileriyle de ön plana çıktı.

Navalni, Rusya Muhalefet Koordinasyon Konseyi’nin bir üyesi ve İlerleme Partisi’nin lideriydi.

Live Journal isimli blogunu büyük ölçekli iktidar karşıtı gösteriler düzenlemek için kullandı ve ayrıca Forbes Russia gibi birçok Rus yayın organı için makaleler yazdı.

2011 yılında Reuters’e verdiği bir röportajda, ülkesinin siyasi sisteminin, Rusya’nın beş yıl içinde Arap Baharı tarzı bir isyanla karşı karşıya kalabilecek kadar zayıfladığını iddia etti.

Hırsızlık suçlaması

2009 yılında Kirov bölgesi vali danışmanı olarak çalışan Navalni, devlete ait Kirovles kereste şirketinden 16 milyon ruble değerinde keresteyi zimmetine geçirmekle suçlandı.

Savcılar bu suçlama nedeniyle 6 yıl hapis cezası talep ederken, Kirov mahkemesi 18 Temmuz’da görülen davada, Navalni’yi 5 yıl hapis ve 500 bin ruble para cezasına çarptırdı.

Siyasi deneyim

Navalni, tüm siyasi eylem ve açıklamalarıyla Putin’in “Birleşik Rusya” partisine karşı güçlü bir şekilde muhalefet etti.

Rus muhalif lider, siyasi mesajlarını kamuoyuna iletmek için sosyal medyayı kullanması ve sıklıkla devlet kurumlarına karşı sert ve alaycı bir dil kullanması ile tanındı.

Protesto ve hükümete yönelik eleştirilerini, 2011’de çıkan yasa sırasında yoğunlaştırdı ve bu yasa, aynı yılın 5 Aralık gününde 15 gün süreyle tutuklanmasına yol açtı.

O dönemde on binlerce kişinin katıldığı protestolara öncülük etti ve 2011 yılında Yolsuzlukla Mücadele Vakfı’nı (FBK) da kurdu.

Şaşırtıcı bir şekilde, Eylül 2013’teki Moskova Belediye Başkanlığı seçimlerine katılmasına izin verildi.

Bu seçimlerde Putin’e yakın olan ve “Birleşik Rusya” partisinin bir üyesi olan Sergey Sobyanin’in ardından ikinci sırada yer aldı.

Muhalif lider, 2016 yılında devlet başkanlığına aday olma niyetini açıkladı. Ancak Seçim Komisyonu, daha önce zimmete para geçirme suçundan mahkum olması nedeniyle kendisine aday olma hakkı vermedi.

Navalni, Rusya genelinde bazen binlerce katılımcının yer aldığı izinsiz gösteriler düzenlediği için 2017 yılında üç kez tutuklandı.



Yeni Zelanda'dan 200 bin kişinin istismarıyla ilgili tarihi özür

"Resmi ve koşulsuz" özrünü sunan Christopher Luxon'un parlamentodaki yurttaşlara yaptığı jest dikkat çekti (Robert Kitchin/Stuff/AP
"Resmi ve koşulsuz" özrünü sunan Christopher Luxon'un parlamentodaki yurttaşlara yaptığı jest dikkat çekti (Robert Kitchin/Stuff/AP
TT

Yeni Zelanda'dan 200 bin kişinin istismarıyla ilgili tarihi özür

"Resmi ve koşulsuz" özrünü sunan Christopher Luxon'un parlamentodaki yurttaşlara yaptığı jest dikkat çekti (Robert Kitchin/Stuff/AP
"Resmi ve koşulsuz" özrünü sunan Christopher Luxon'un parlamentodaki yurttaşlara yaptığı jest dikkat çekti (Robert Kitchin/Stuff/AP

Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon, 200 bine yakın çocuk ve savunmasız yetişkinin devlet ve kilise bakımı altındayken istismara uğraması nedeniyle bugün parlamentoda özür diledi. 

Başbakan, akıl hastanelerinde ve yetiştirme yurtlarında yaşananların "tasavvur edilemez acıya" yol açtığını söyledi. 

Bu konudaki ihbarları önemsemeyen önceki hükümetler adına özür dileyen Luxon, şu ifadeleri kullandı:

Uğradığınız istismarı bildirmek için öne çıktığınızda size inanılmadığı için üzgünüm. Sözlerim, bu kadar acıyla bu kadar uzun süre yaşadıktan sonra bazılarınız için pek anlam ifade etmeyebilir. Ancak umuyorum ki taşıdığınız yükün tanınması ve bu özürle bazılarınız hafifleyecek.

54 yaşındaki siyasetçi, özellikle Alice Gölü'ndeki akıl hastanesinde yapılan kısırlaştırma operasyonları, etik dışı deneyler ve cezalandırma amaçlı elektrik şoklarına işaret etti:

Alice Gölü'nde işkenceye uğrayanlar… Gençtiniz, yalnızdınız ve tasavvur edilemez acılara maruz bırakıldınız. Derinden üzgünüm.

Luxon, istismar faillerinin adlarının kamusal alanlardan silineceğini de açıkladı. 

Soruşturmada adı geçen kiliselerin "doğru olanı yapıp" telafi sürecinde yer almasını beklediğini vurguladı. 

İstismardan kurtulup hayatta kalanlar, parlamentodaki dinleyici locasını doldururken pek çoğunun özür sırasında ağladığı görüldü.

Uzun zamandır beklenen bu adım, Fransız haber ajansı AFP tarafından "tarihi özür" diye nitelendi. 

İstismara uğrayan kişilerden Tu Chapman, "devlet, kilise ve inanca dayalı diğer kurumlardaki onlarca yıldır süren istismar ve işkenceden dolayı" devletin hesap vermesi gerektiğini vurguladı.

6 yıldır yürütülen soruşturma, 1950-2019'da 200 bine yakın Yeni Zelandalının istismara uğradığını ortaya koyarak ülkede "akla gelmez bir ulusal felaket" yaşandığı sonucuna varmıştı. 

Bu rakam, artık 5 milyon nüfusa ulaşan ülkenin geçmişinde devlet ve kilise bakımında olan 650 bin kişinin neredeyse üçte birinin istismara uğradığı anlamına geliyor.

Çocukların kilisede cinsel istismara uğradığı, annelerin çocuklarını evlat edinme sürecine sokmaya zorlandığı ve yataklara bağlanan sorunlu hastalara elektroşok tedavisi uygulandığı ortaya çıkmıştı.

Yerli Maorilere ırkçı saiklerle daha fazla istismar uygulandığı bildirilmişti. 

İstismara maruz kalanlar, yaşadıkları travmanın bağımlılık gibi sorunlara yol açtığını söylüyor. 

2018'de başlatılan soruşturma sonucunda temmuzda yayımlanan raporda, devlete 233'e yakın öneri sunuldu. Luxon hükümeti, Yeni Zelanda tarihinin en kapsamlı soruşturmasıyla hazırlanan rapordaki tavsiyeleri değerlendireceğini belirtiyor. 

Diğer yandan merkez sağcı Yeni Zelanda Ulusal Partisi liderliğindeki hükümet, somut tazminat planları açıklamadığı gerekçesiyle eleştiri de topluyor.

Independent Türkçe, CNN, AP, AFP