Lübnan’daki Filistinli mülteci kamplarında sosyal güvenlik korkusu

UNRWA Lübnan Ofisi Müdürü Dorothee Klaus (Reuters)
UNRWA Lübnan Ofisi Müdürü Dorothee Klaus (Reuters)
TT

Lübnan’daki Filistinli mülteci kamplarında sosyal güvenlik korkusu

UNRWA Lübnan Ofisi Müdürü Dorothee Klaus (Reuters)
UNRWA Lübnan Ofisi Müdürü Dorothee Klaus (Reuters)

Lübnan’daki kamplardaki Filistinli mülteciler, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) fonlarının yalnızca Mart ayı sonuna kadar yeteceğini açıklamasıyla gerçek bir tehlike hissetmeye başladı. UNRWA Lübnan Ofisi Müdürü Dorothee Klaus, 7 Ekim’de gerçekleştirilen El-Aksa Tufanı Operasyonu’na 12 UNRWA çalışanının dahil olduğu yönündeki İsrail’in iddialarını incelemek için Birleşmiş Milletler ve bağımsız kurumlar tarafından yürütülen soruşturmalar nedeniyle 16 ülkenin finansman yardımlarını askıya aldığını belirtti.

UNRWA Lübnan’da hastane ve eğitim hizmetleri sağlıyor, aynı zamanda 3 bin 500’den fazla kişiyi istihdam ediyor. Dolayısıyla özellikle de 2019’dan bu yana benzeri görülmemiş bir mali kriz altında yaşayan Lübnan devletinin Lübnanlılara tıbbi bakım ve eğitim sağlayamadığı göz önüne alındığında söz konusu çalışmaların durdurulması, bu hizmetlerden yararlanan yaklaşık 200 bin kişinin kaderini tehlikeye atacak.

Lübnan Parlamentosu’nun Dışişleri ve Gurbetçilerle İlişkiler Komitesine çarşamba günü Lübnan’daki UNRWA Müdürü tarafından eldeki veriler ve rakamlarla ilgili brifing verildi. Klaus, milletvekilleri ve Komite üyelerine ‘kalan fonun yalnızca Mart ayı için yeterli olduğu’ bildirdi. Komite üyesi ve Değişim ve Reform Bloğu milletvekili Michel Douaihy komite hakkında “Sesini yükseltmeye ve kampların aşırı yoksulluk ve aşırılık döngüsüne girmemesi ve Lübnan’ın zaten kırılgan olan istikrarını daha fazla gerilime maruz bırakılmaması için finansman sağlanması çerçevesinde diğer dostlara çağrıda bulunulması amacıyla hükümete rapor sunmaya karar verdi” dedi. Douaihy ‘herkesin bir an önce sorumluluklarını üstlenmesi gerektiğini’ belirterek, durumu ‘endişe verici ve korkutucu’ olarak nitelendirdi.

Lübnan’da UNRWA’ya kayıtlı Filistinli mültecilerin toplam sayısı 489 bin 292 kişi olup, kayıtlara göre Suriye’den gelen toplam 31 bin 400 Filistinli mültecinin Lübnan’da ikamet ettiği biliniyor.

Finansmanı durdurmanın ciddi sonuçları

Klaus, “UNRWA’nın faaliyetlerini yürütmesini sağlayan finansman biterse, tahminen yüzde 80’inin yoksulluk içinde yaşadığı ve yarısının son derece zor koşullardan muzdarip olduğu 12 aşırı kalabalık kamp da dahil olmak üzere bölgedeki Filistinli mülteci topluluğu üzerinde ciddi yansımaları olacak. Geri dönüş ve diğer bağışçıların müdahalesi olmaksızın finansmanın durdurulması kararları, Lübnan’daki 62 UNRWA okulunda kayıtlı 38 bin Filistinli mülteci çocuğun eğitiminin yanı sıra 2 bin öğrencinin mesleki ve teknik eğitimini tehlikeye atacak. Bunun yanı sıra, tıbbi konsültasyonlar, temel ilaçlar, çocukluk çağı aşıları, hamile ve emziren kadınlara yönelik hizmetler ve kronik ve bulaşıcı olmayan hastalıklardan muzdarip olanlar da dahil olmak üzere hizmet almak için her yıl sağlık merkezlerimizi (Lübnan’daki 27 sağlık merkezi) ziyaret eden yaklaşık 200 bin Filistinli mülteci zor durumda kalacak. UNRWA ayrıca Ajans ile anlaşmalı hastaneler aracılığıyla ikinci ve üçüncü düzey sağlık hizmetlerine destek sağlıyor. Bu, her yıl hastanelere sevk edilen 50 binden fazla mültecinin hastane bakımına erişmesine yardımcı oluyor. UNRWA, değişen oranlarda maliyetlerin belirli bir yüzdesini karşılıyor, geri kalan yüzde ise hasta tarafından karşılanıyor” şeklinde konuştu.

Yetkili Klaus, “Lübnan’daki 12 mülteci kampında atıkların temizlenmesi, su, kanalizasyon ve yağmur suyu ağlarının bakımı da dahil olmak üzere yardım hizmetleri, sosyal hizmetler, altyapı ve çevre sağlığı hizmetleri de tehlikede” ifadeleri ile durumun ciddiyetini vurguladı.

UNRWA ayrıca Lübnan’daki Filistinli mültecilerin yüzde 65’ine nakit yardımı sağlıyor ve bu çerçevede çocuklar, yaşlılar ve engelliler gibi çalışamayan gruplara odaklanıyor. Klaus “Bu yılın ilk çeyreğinde UNRWA’nın nakit yardımı programının hedeflerine ulaşıp ulaşamayacağı belli değil” ifadelerini kullandı.

El-Fetih hareketinden bir kaynak ‘UNRWA’ın katkılarındaki herhangi bir eksikliğin çok büyük bir sosyo-ekonomik sorun yaratacağını ve bunun da otomatik olarak bir güvenlik sorununa yol açacağını’ belirtti. Kaynak Şarku’l Avsat’a “Başta tıbbi hizmet olmak üzere mültecilerin üzerindeki yükü hafifletmeye yönelik pek çok hizmet sunuluyor. Zira mültecilerin büyük çoğunluğu Lübnan hastanelerine gidemiyor ve büyük faturalarla karşılaşıyor. Eğitim de aynı, Lübnan devlet okulları çok sayıda mülteci öğrenciyi barındıramıyor ve yalnızca yüzde 10’u özel okullara gidebiliyor” dedi. Kaynak son olarak her üç ayda bir aşırı yoksulluk çeken yaklaşık 10 bin mülteciye mali yardım sağlandığını belirtti.



“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
TT

“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)

Lübnan’daki Hizbullah Hareketi, üyelerinin kullandığı çağrı cihazlarını hedef alan ‘en büyük güvenlik ihlali’ ile karşı karşıya kaldı. Bu güvenlik ihlali, Hizbullah’ın Lübnan’daki ve Suriye'deki kaleleri olarak kabul edilen bazı bölgelerde yaklaşık 2 bin 800 kişinin yaralanmasına ve 9 kişinin ölümüne neden olurken yaralıların sayısı hastanelerin kapasitesini aştı.

Suriye basını Suriye'de bulunan çok sayıda Hizbullah üyesinin taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını bildirdi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Şam’ın kentsel ve kırsal kesimlerinde Hizbullah üyelerinin bazılarının taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralanarak hastaneye kaldırıldığını aktardı.

Suriye’nin başkenti Şam'daki Kefer Susa Mahallesi yakınlarında seyir halindeki bir araçta bir çağrı cihazı patladı. İsrail’in Lübnan ve Suriye'deki Hizbullah üyeleri tarafından yaygın olarak kullanılan çağrı cihazlarını hedef alan eş zamanlı siber saldırısı sonucunda Lübnan'da birkaç cihaz daha patladı.

Güvenlik ihlali saat 15.30 sularında Beyrut'un güney banliyölerinde bir kişinin elindeki cep telefonunun patlamasıyla başladı. Ardından Lübnan'ın çeşitli bölgelerinde eş zamanlı olarak meydana gelen ‘patlamalar’ birbirini takip etti.

Lübnan’ın güney banliyölerinde, Nebatiye’de ve Bekaa'da yollarda kanlar içinde yatan onlarca insanın görüldüğü görüntüler düşmeye başladı. Ardından Hizbullah, çağrı cihazı taşıyan herkesten bu cihazları atmalarını isteyen bir açıklama yapıldı. İç Güvenlik Güçleri de vatandaşlardan yaralılara yardım edilmesini ve hastanelere kaldırılmalarını kolaylaştırmak için yolları açmalarını istedi. Genelkurmay Başkanlığı, vatandaşlardan, sağlık ekiplerinin olay yerlerine ulaşmalarını kolaylaştırmak amacıyla patlamaların yaşandığı bölgelerde toplanmamalarını istedi.

xy6muu7
Beyrut'un güney banliyösünde yaralıların tedavisine yardımcı olmak için kurulan çadırda kan vermek için bekleyen bağışçılar (AFP)

Reuters, Hizbullah yetkililerinin birinin çağrı cihazlarının patlatılması olayının şimdiye kadarki en büyük güvenlik ihlali olduğunu söylediğini aktardı. Reuters’ın emniyet kaynaklarından aktardığına göre Hizbullah, patlayan çağrı cihazları üyelerine daha yeni dağıtmıştı. Fransız Haber Ajansı (AFP) da Hizbullah'a yakın kaynakların ‘yeni çağrı cihazlarının lityum pillere sahip olduklarını ve aşırı ısınma sonucu patlamış gibi göründüklerini’ söylediklerini aktardı.

ABD merkezli gazete New York Times’ın (NYT) konuyla ilgili bilgi sahibi yetkililere dayandırdığı haberine göre cihazlar patlamadan önce birkaç saniye boyunca bip sesi çıkardı. Saldırıda Hizbullah üyelerine ait yüzlerce çağrı cihazı hedef alındı. Sosyal medyada dolaşan videolarda cihazların yollarda, dükkanlarda ve evlerde insanların ellerinde patladığı ve maddi hasara yol açtığı anlar görülüyor.

Hizbullah: Geniş kapsamlı inceleme başlatıldı

‘Güvenlik ihlalinden’ yaklaşık üç saat sonra Hizbullah tarafından yapılan ilk açıklamada dün öğleden sonra saat 15.30 sularında Hizbullah'ın çeşitli birimlerinde ve kurumlarında çalışanların iletişim için kullandığı çağrı cihazlarının patladığı duyuruldu. Açıklamada “Sebebi açıklanamayan patlamalar şimdiye kadar bir çocuğun ve iki kardeşin ölümüne ve birkaç kişinin de yaralanmasına neden oldu” denildi.

Açıklamada Hizbullah'ın uzman kurumlarının şu an eş zamanlı patlamaların nedenlerini belirlemek için geniş kapsamlı bir güvenlik soruşturması başlattığı belirtildi. Hizbullah tarafından yapılan ikinci açıklamada ise “Mevcut tüm gerçekleri ve verileri inceledikten sonra, bu canice saldırıdan tamamen düşmanımız İsrail'i sorumlu tutuyoruz” ifadeleri kullanıldı.

xc
Başbakan Mikati'nin Milletvekili Ali Ammar'ın oğlu için taziye ziyareti sırasında çekilen bir fotoğrafı (Başbakanlık Basın Ofisi)

Öte yandan Bakanlar Kurulu, Lübnan'ın egemenliğinin ağır bir ihlali olan ve suç teşkil eden İsrail'in bu saldırganlığını kınadı. Hükümetin ilgili ülkeler ve Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde gerekli tüm temasları derhal başlatarak bu suçla ilgili sorumluluklarını ortaya koyduğunu vurgulayan Bakanlar Kurulu, gelişmelerin takip edilebilmesi için toplantılarını kamuoyuna açık olarak yapma kararı aldı.

Bu arada Başbakan Necip Mikati, Milletvekili Ali Ammar'ı ziyaret ederek oğlu için başsağlığı diledi.