İsrail askeri sistemi: Savaş birimleri, istihbarat teşkilatları ve ‘ölüm mangaları’

Tel Aviv hükümeti, Şin-Bet liderliğinin onayını almadan Filistinlilerle ilgili hiçbir karar alamaz.

İsrail, 1948 yılından bu yana güvenlik hizmetlerini geliştirmek ve güçlendirmek için çalışıyor. (AFP)
İsrail, 1948 yılından bu yana güvenlik hizmetlerini geliştirmek ve güçlendirmek için çalışıyor. (AFP)
TT

İsrail askeri sistemi: Savaş birimleri, istihbarat teşkilatları ve ‘ölüm mangaları’

İsrail, 1948 yılından bu yana güvenlik hizmetlerini geliştirmek ve güçlendirmek için çalışıyor. (AFP)
İsrail, 1948 yılından bu yana güvenlik hizmetlerini geliştirmek ve güçlendirmek için çalışıyor. (AFP)

Rağde Atme

7 Ekim'de gerçekleşen Hamas saldırısından sonra, tüm İsrail güvenlik ve askeri sistemi, yıllar içinde inşa edilen yapının çöküşü karşısında şaşkına dönmüştü. Zira İsrail, 1948 yılından bu yana, kendine çok tutarlı bir güvenlik teorisi oluşturmuş, onu uygulamaya çalışmış ve buna uygun olarak birçok askeri başarıya imza atmıştı. Sloganı, İsrail'in hayatta kalmasının caydırıcı güvenlik yeteneklerine bağlı olduğu, ordusunun bölgedeki en güçlü ordu olarak kalması ve savaşları büyük bir hız ve verimlilikle çözebilme kapasitesine sahip olması gerektiğiydi. Yalnızca Batı'nın askeri yardımına dayanmadı, aynı zamanda güvenlik sistemini buna göre geliştirmeye çalıştı. Düşmanlarında bulunmayan özel muharebe birimleri oluşturmaya karar verdi ve bu sayede güçlü ve etkili bilgiler toplayabildi. Vurulması veya etkisiz hale getirilmesi gereken hedefler hakkında bol miktarda malumat içeren niteliksel operasyonlar yürüttü.

dsvffe
Mossad'ın çalışmaları esas olarak casus ağlarını yönetmeye odaklandı. (İsrail ordusu internet sitesi)

Kara, hava, deniz kuvvetleri ile diğer kollardan oluşan ve İsrail güvenlik sisteminin en önemli askeri kurumu olarak kabul edilen İsrail ordusunun kuruluşundan bir ay sonra, 1948 yılında Tel Aviv, İsrail'deki en önemli üç istihbarat teşkilatını kurmaya başladı. Askeri İstihbarat Dairesi (AMAN) olarak bilinen ilki, askeri istihbarat, saha güvenliği ve karşı istihbarata dayanıyor. Mossad olarak bilinen ikinci teşkilat, yurt dışındaki istihbarat operasyonlarından sorumludur. Üçüncüsü ise misyonu iç güvenlik sorunlarıyla ilgilenmeyi, terörle ve siyasi komplolarla mücadeleyi ön planda tutan İç İstihbarat Servisi Şin-Bet’tir (Şabak). Bu üç kurum doğrudan Başbakan’a rapor verir.

Mossad

İsrail Dış İstihbarat Servisi Mossad, 8 Şubat 1951'de resmi olarak İsrail sınırları dışında görevlerini yürütmeye başladı. Siyasi, sosyal, askeri ve güvenlik alanlarında dünya çapında birçok kaynaktan bilgi ve veri toplamanın yanı sıra özel güvenlik ve diplomatik operasyonların gizli ve kontrollü bir şekilde yürütülmesinde ve İsrail politikasının şekillenmesinde belirleyici rol oynadı. Mossad'ın çalışmaları esas olarak casus ağlarını yönetmeye ve İsrail'in güvenliğine tehdit oluşturan hedefleri engellemeyi kolaylaştıracak bilgileri elde etmek için ajanları bünyesine almaya odaklandı. Bilgi Departmanı, misyonu dünyadaki gelişmeleri ve olayları anlamak amacıyla bilgi toplamak ve analiz etmek olan en önemli üç departmandan biridir. Operasyon Departmanı, kesin bir stratejik çerçeve dahilinde, adam kaçırma ve suikast gerektiren özel operasyonların planlanması ve uygulanmasıyla ilgilenir. Psikolojik Harp Daire Başkanlığı ise psikolojik nitelikteki operasyonların geliştirilmesini ve uygulanmasını denetler. İstihbarat ve Diplomatik İlişkilerden Sorumlu Masa Birimi, Mossad'ın en önemli dört biriminden biridir. Diğer üç birim ise; operasyon ajanlarıyla ilgilenen Tzomet birimi, özel operasyonlardan sorumlu Kayserya birimi, tasfiye ve suikast yöntemleri konusunda uzmanlaşmış Kidon birimidir. Yaklaşık 40 kişiden oluşan ve görevi teknoloji yoluyla istihbarat bilgisi elde etmek olan Nebiot birimi, ileri teknolojilerin geliştirilmesinden sorumlu Signet teknoloji birimi ile koordineli olarak çalışır. Sahadaki birimler, gerekli en son teknik araçlarla desteklenir. Tüm bunlara rağmen ajanlar, Mossad'ın en önemli bilgi kaynağıdır. Uzmanlara göre, Mossad teşkilatındaki çalışan sayısı, bin 200 ila bin 600 arasında değişiyor. Bu kişiler, göreve başlamadan önce özel bir okulda gizli çalışmanın kurallarını ve casusluk faaliyetleriyle ilgili konuları öğreniyor. Eski Mossad Başkanı Tamir Pardo'nun açıklamasına göre, Mossad çalışanlarının yüzde 40'ını kadınlar oluşturuyor ve bunların yaklaşık üçte biri üst düzey görevlerde bulunuyor. Ayrıca Mossad çalışanlarının yüzde 23’ü, 22 ila 32 yaş aralığında.

sdfbr
Askeri İstihbarat Dairesi (AMAN), en büyük, en kapsamlı ve en pahalı istihbarat kurumlarından biridir. (İsrail ordusu internet sitesi)

Filistinli yazar ve gazeteci Gassan Kanafani'nin 1972 yılında Beyrut'ta arabasının patlatılarak öldürülmesi, Mossad'ın gerçekleştirdiği en dikkat çekici operasyonlardan biridir. Bir diğer önemli operasyon da 1973'te El Fetih Hareketi ve Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) önde gelen üç liderinin, yani Muhammed Yusuf en-Neccar, Kemal Advan ve Kemal Nasır'ın öldürülmesidir. Mossad, bu olaydan birkaç yıl sonra Halk Kurtuluş Cephesi lideri Vedi Haddad'ı bir Alman otelindeyken bir parça şekerin içine zehir koyarak öldürmeyi başardı. 1988'de Mossad, El Fetih hareketinin lideri Halil el-Vezir'i Tunus'un sembolik Sidi Busaid kasabasının eteklerinde öldürdü. Suikast operasyonlarında uzmanlaşmış Kidon birimi, İslami Cihad Hareketi’nin eski Genel Sekreteri Fethi eş-Şikaki'yi Malta'dayken öldürmeyi başardı. Mossad, Tunuslu mühendis Muhammed ez-Zevari'nin 2016 yılında Safakes kentindeki evinin önünde öldürülmesini son yıllardaki en önemli niteliksel operasyonlarından biri olarak değerlendiriyor.

AMAN

1953'te kurulan Askeri İstihbarat Dairesi (AMAN) en büyük, en kapsamlı ve en pahalı istihbarat kurumlarından biridir. Öncelikli ve doğrudan görevi, İsrail Devleti'nin genel politikalarını temelde formüle edecek stratejik değerlendirmeleri sağlamaktır. Özellikle de bölgedeki düşman ülkeleriyle girdiği çatışmalarda yurtdışındaki çıkarlarına karşı bir savaş ya da askeri eylem başlatılma olasılığı konusunda acil uyarılarda bulunma sorumluluğu vardır. AMAN, aynı zamanda askeri gözetimin uygulanmasından, haritaların hazırlanmasından, istihbarat ağı için prosedürlerin geliştirilmesinden ve orduda istihbarat doktrini geliştirilmesinden sorumludur. Görevlerini yerine getirirken ileri teknolojik teknikler kullanır. Bilgi Toplama Bölümü, Dış İletişim Bölümü, Kontrol ve Muharebe İstihbarat Bölümü, Kara İstihbarat Bölümü, Deniz İstihbarat Bölümü, Hava İstihbarat Bölümü ve Medya Bölümü en önemli bileşenleridir. Ayrıca, ‘LAMDAN’ olarak bilinen Hava Kuvvetleri İstihbarat Birimi ve ‘MADAN’ Deniz Piyadeleri İstihbarat ve Navigasyon Birimi gibi çeşitli özel birimleri de içerir. Kuzey, Merkez ve Güney Komutanlıkları ile iç cephedeki istihbarat birimlerinin yanı sıra Psikolojik Savaş Birimi, Askeri Kontrol Birimi, Birim 8200 ve Birim 9990 ile ajan temin eden Birim 504 AMAN’a bağlıdır. Aynı zamanda Cyber birimi, haritalama birimi ve öngörücü istihbarat için Hatsab birimi; İstihbarat ve İnsan Güvenliği Birimi, Bilimsel Araştırma Birimi ve Bilgi Güvenliği Birimi ile birlikte en gizli birimlerden biridir.

dfe b
Şin-Bet, İsrail'de siyasi ve askeri karar almada en etkili kurumlardan biridir. (İsrail ordusu internet sitesi)

AMAN, kendine ait üslerde yılda yaklaşık 14 bin asker ve subayın katıldığı özel kurslar düzenliyor. Askerler, ateş etme, patlayıcı madde hazırlama, navigasyon, takip ve takipten kaçma, fotoğraf çekme ve şifreli mesaj gönderme gibi birçok alanda kapsamlı eğitim alıyor. Bu kurslar ve eğitimler asker adaylarını cezbediyor. AMAN, her 81 acemiden sadece birini internet alanında çalışmak üzere seçiyor. AMAN’da görev yapanların yüzde 60'ının yaşı 18 ila 21 arasında değişiyor. Uydu sistemlerini işletenler ise yirmili yaşların başında oluyor.

Şin-Bet

1949 yılında kurulan İsrail İç İstihbarat Servisi Şin-Bet’in (Şabak), İsrail istihbarat servislerinin en küçüğü olmasına rağmen, İsrail'deki siyasi ve askeri karar alma süreçlerinde en etkili konumda olduğu düşünülüyor. Bazı analistlere göre, İsrail hükümeti, ‘İsrail'in güvenliğini iç komplolardan korumak, casusluk operasyonlarını ve faaliyetlerini engellemek, İsrail'de çalışan casusları yakalamak’ gibi resmi bir misyonla görevlendirilen Şin-Bet liderliğinin onayını almadan Filistinliler ile ilgili herhangi bir karar alamaz. Şin-Bet esas olarak iç terörizmi engellemek, havalimanları ve yurtdışındaki İsrail büyükelçilikleri gibi resmi stratejik tesislerle ilgili güvenlik prosedürlerini ve kamu sektöründeki çalışanların ve işçilerin güvenlik sınıflandırmasını izlemek için çalışır. Arap Birimi, teşkilatın en büyük bölümlerinden biri olarak kabul edilir ve misyonu, İsrail'deki Arap toplumu içindeki düşmanları keşfetmektir. Buna ek olarak Şin-Bet, İsrail havalimanlarında, yolcu uçaklarında ve elçiliklerde bireyleri ve delegasyonları korumaktan, tutukluları sorgulamaktan, bilgi toplamak ve terörizmle mücadele etmek için teknolojik araçlar geliştirmekten sorumludur. Kudüs bölgesi ve Batı Şeria, Şin-Bet'in faaliyet gösterdiği en geniş alanlar arasındadır. Yüzlerce istihbarat görevlisi, müfettiş ve güvenlik teknolojisi uzmanı, söz konusu bölgeden başlatılan Filistin operasyonlarını engellemek için orada görevlendirildi.

Duvdevan Birimi

Ehud Barak tarafından 1986 yılında kurulan ve İsrail ordusuna bağlı olan bu özel birimin yüzlerce üyesi, sadece Batı Şeria'daki Filistinli topluluklar arasında baskınlar düzenlemek, aranan kişileri tutuklamak ve öldürmekle görevlerini yerine getirmiyor. Aynı zamanda kendilerine verilen görevleri yerine getirmeye giderken Filistinlilerin tarzını ve lehçesini taklit ediyor. Oryantal özellikler ve sokak Arapçasına hakimiyet bu birime kabul için ön koşuldur. Üyelerinin ve çalışanlarının isimleri ve kimlikleri asla açığa çıkarılamaz. Duvdevan, savaş alanının derinliklerindeki belirli hedefleri yok etmek için istihbarat bilgisi üretme konusunda uzmanlaşmış Magellan Birimi ile birlikte İsrail Komando Tugayı'nda piyadeleri güçlendirmek için kurulan dört özel birimden biridir. Söz konusu özel birimlerden diğerleri de Golani Tugayı'na bağlı çok sayıda el bombası ve hızlı ateş eden silahlar kullanarak çetelerle savaşma konusunda yetenekli olan Eyğur Birimi ve çöl savaşında uzmanlaşmış Ramon Birimi’dir. Bu birliğin üyeleri, faaliyetlerini gizlemek ve kamufle etmek amacıyla sık sık yoldan geçenlerin kılığına girer. Ramon Birimi’nin eğitim kursu yaklaşık bir yıl dört ay sürer. Bazen bundan daha uzun sürdüğü de olur. Bu birim altında eğitim gören askerler, istihbarat ve keşif kursu, müdahale ekipleri için yeterlilik kursu ve tabanca savaşları kursu gibi özel uygulamalı eğitim programlarından geçer. Bu birimin savaşçıları, zihinsel-fiziksel güç ve sahada bağımsız çalışma becerisi ile karakterize edilir.

sd vdf
Yehlum Birimi, piyade tugaylarının mühendislik ve patlayıcı taburlarından önemli ölçüde farklıdır. (İsrail ordusu internet sitesi)

Duvdevan Birimi, İsrail polisinin özel Musta'rab güçlerine bağlıdır. Bu güçler, Filistinliler arasında ölüm mangaları olarak bilinir. Musta'rab'lar sahip oldukları özellikleri, ten renkleri ve Filistin aksanları sayesinde Filistinlilerin düzenledikleri gösterilere kolayca katılabilir ve protestocuları tutuklayabilir. Bu birimin üyeleri, Filistin toplumundaki köylere benzer yapay köylerde özel ve yoğun bir eğitimden geçerek Filistin yaşamının, dilinin ve geleneklerinin ayrıntılarını öğrenir. 1943'te kurulan bu birim, Filistinlilerin gösterilerini yok etmek ve dağıtmaktan sorumludur. Ayrıca, İsrail hapishanelerinde Mitsada adı altında faaliyet göstermekte ve Filistinli mahkumların hapishanelerde katıldığı protestoları kontrol etmektedir. Bazı üyelere de Filistinli tutukluların arasına sızarak haklarındaki suçlamaları kanıtlayacak bilgiler elde etme görevi verilmiştir. Hapishanelerin içinde Musta'rablar ‘güvercinler’ olarak bilinir. Son yıllarda İsrail polisi, İsrail içindeki Arap toplumu arasında Ged'onim adını verdiği yeni bir gizli Musta'rab birimi kurmaya çalışıyor. Bu birimin temel görevi protesto, gösteri vb. durumlarda bilgi sağlamak olacak.

Özel Yehlum Birimi

İsrail Ordusu Mühendislik Birlikleri'nin savaş mühendisliği, patlamalar ve mayın döşeme alanında çalışan Özel Yehlum Birimi, çeşitli piyade tugaylarının mühendislik ve patlayıcı taburlarından önemli ölçüde farklıdır. Askeri mühendislik alanında en yüksek profesyonel otorite olarak kabul edilmesinin yanı sıra, ordunun elit gizli birimlerinden biri olan Yael Birimi gibi bir dizi gizli ve özel birimleri içeren birçok özel uzmanlığa sahiptir. Kara ve deniz mayınları, patlayıcıları yerleştirme ve mühendislik keşif alanında diğer seçkin birimlere destek sağlama konusunda uzmanlaşmıştır. Ayrıca Sebir Birimi, patlayıcı cihazları ve patlayıcıları etkisiz hale getirme ve sökme konusunda uzmanlaşmıştır. Bu birimin askerleri, düzensiz silah sahalarını ve eski silah depolarını ortaya çıkaran karmaşık operasyonlara katılır. Yehlum Birimi’ndeki Ulusal Mühimmat Araştırma ve Söküm Enstitüsü, ordunun kullandığı her türlü silah, mayın ve patlayıcının ansiklopedisini oluştururken, Enstitü ise kullanılan her türlü silahın özelliklerini ve bunlarla ilgili tüm değerli bilgileri belgeler, inceler ve kaydeder. Silah Önbelleği ve Tüneller Birimi ise saklanılan yerleri ortaya çıkarma ve yer altı savaşlarında uzmanlaşmıştır. Bu birim, tünellerin çökme ihtimali nedeniyle askerler tünellere girmeden önce uzaktan kontrol edilen otomatik robotlar kullanır.

Sayeret Matkal

İsrail ordusunun en iyi ve en önemli elit birimlerinden biri olan Sayeret Matkal'daki keşif devriyesi, dünyanın önde gelen birimlerinden biridir. Kendisine verilen görevleri, İsrail Ordusu Harekât Komutanlığı Karargâhı’ndan takip eden ve uygulamaya çalışır. 1957 yılında kurulan birim, son derece hassas ve gizli çalışmalarıyla tanınıyor. Bu birliğe asker kabul etme süreci, İsrail ordusunun geri kalan birimleri arasında hâlâ en zor süreçlerden biri. Sınava girmeye hak kazananlar, vücutlarının güvenliğini sağlayacak muayene ve testlere tabi tutuluyor. Daha sonra bu sınavı geçmeleri halinde üniteye uygunlukları için temel standartları belirleyen psikologlar tarafından psikolojik teste tabi tutuluyorlar. Kabul edilen askerler yılın ilk yarısında Paraşüt Kolordusu’nda eğitiliyor. Daha sonra kazı, yer arama ve yer belirleme konularında özel bir kurstan geçiyorlar. Bu iki aşamayı tamamlayanlar nihayet birime kabul ediliyor. Birimin faaliyetleri, istihbarat bilgileri toplamak veya terörizmle mücadeleyi amaçlayan belirli askeri operasyonlar yürütmek etrafında dönüyor.

Bu birliği komuta eden isimler arasında Ehud Barak, Binyamin Netanyahu, Şaul Mofaz ve Matan Vilnai yer alıyor. Bu birimin mezunları arasında ise Şin Bet'in eski başkanı Avi Dichter ve Mossad'ın eski başkanı Danny Yatom gibi önemli isimler bulunuyor.

1969 yılında Yıpratma Savaşı sırasında yapılan saldırı, 1972'de Lod Havalimanı'nda kaçırılan Sabena uçağına yapılan operasyon, 1973'te Lübnan'da Yusuf en-Neccar, Kemal Nasır ve Kemal Advan'ın (FKÖ'nün önde gelen liderleri) suikastı, Uganda Havaalanı’nda Air France uçağını kaçıranlara yönelik Yonatan Operasyonu (Entebbe Operasyonu), bu birimin gerçekleştirdiği en önemli ve öne çıkan askeri operasyonlar olarak daha sonra resmen açıklandı.

*Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Indepednent Arabia'dan çevrilmiştir.



ABD'den tepki çeken plan: 80 bin göçmeni "Amazon gibi" depolayacaklar

ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)
ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)
TT

ABD'den tepki çeken plan: 80 bin göçmeni "Amazon gibi" depolayacaklar

ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)
ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)

Donald Trump yönetimi, ABD'ye yasadışı yollarla giren göçmenlerin gözaltında tutulması için bir adım daha atıyor.

İç Güvenlik Bakanlığı, büyük sanayi depolarını gözaltı merkezlerine çevirmek için harekete geçti. 

Washington Post'un özel haberine göre yüklenici şirketlere çağrı yapılarak bu işi üstlenmeleri istenecek.

Bu planla toplamda 80 bini aşkın göçmenin elden geçirilecek depolarda tutulması planlanıyor.

Mevcut sistemde hangi tesiste boş yer varsa göçmenler oraya gönderiliyor. 

Yeni planla birlikte 5-10 bin kişi taşıyabilecek 7 dev tesis ya da 1500 kişi kapasiteli 16 merkezden birine hızlıca sevk edilecekler.

Planın savunucuları, yeni planın göçmenlerin daha rahat ve "verimli" bir şekilde sınır dışı edilebilmesini sağlayacağını savunuyor.

Diğer yandan bu plan eleştiri de topluyor. Depoların insanların yaşaması için planlanmadığını vurgulayan insan hakları savunucuları yapılacak tüm değişikliklere rağmen havalandırma, ısıtma, su tesisatı ve hijyende büyük sıkıntılar yaşanabileceğini işaret ediyor. 

National Immigration Project'ten Tania Wolf, göçmenlere insan gibi davranılmayacağını öne sürerek "Daha iyi bir ifade bulamadım ama insanlara sığır muamelesi yapıyorsunuz" dedi. 

ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) Direktör Vekili Todd Lyons'un nisanda düzenlenen bir sınır güvenliği konferansında Amazon depoları örneğini verdiği hatırlatıldı:

Bunu bir iş gibi görmeyi daha iyi becermeliyiz. Prime gibi ama insanlarla yapılanı.

Amerikan gazetesi taslağın nihai halini henüz almadığını ve detayların değişebileceğini bildirdi. 

Washington Post, ay başında ICE'nin 68 bini aşkın göçmeni tesislerinde tuttuğunu ve bunlardan yüzde 48'inin herhangi bir hüküm giymediğini veya suçlamayla karşı karşıya olmadığını belirtti. 

Donald Trump'ın "sınır çarı" diye tanımladığı Tom Homan'ın 2025'te 580 bine yakın kişiyi sınır dışı ettiklerini duyurduğu da anımsatıldı. 

Independent Türkçe, Washington Post, Daily Beast


Myanmar'daki iç savaşta salgın riski: Bulaşıcı hastalıklar sınır tanımaz

Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)
Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)
TT

Myanmar'daki iç savaşta salgın riski: Bulaşıcı hastalıklar sınır tanımaz

Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)
Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)

Myanmar'daki iç savaş, sıtma ve kolera gibi hastalıkların bölgeye yayılmasına neden olabilir.

New York Times'ın haberine göre, yatırımlarda silahlara öncelik veren cunta yönetimleri tarafından Myanmar sağlık sistemi yıllardır ihmal ediliyor.

Sivil hükümet döneminde hastalık kontrolünde bazı ilerlemeler kaydedilmiş olsa da 2021'de ordunun yeniden iktidarı ele geçirmesiyle bunlar tersine döndü.

UNICEF'e göre Myanmar, hiç aşılanmamış çocukların sayısının en fazla olduğu ülkeler arasında. İç savaşla boğuşan ülkedeki doktorlara göre, boğmaca ve difteri gibi önlenebilir hastalıklar artıyor.

Cunta sağlık sistemini korumadığı gibi hastane ve tıbbi tesislere de saldırıyor.

Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre Myanmar ordusu, bu yıl sağlık tesislerine en az 67 saldırı düzenledi.

Myanmar'ın Bangladeş sınırına yakın bir bölgede isyancıların elindeki 300 yataklı hastanenin bu ay bombalanması sonucu en az 34 kişi hayatını kaybetmişti.

Köylüler ve ayrılıkçı örgütler, hava saldırılarından korunmak için sıtma gibi hastalıkları taşıyan sivrisineklerin istila ettiği ormanlarda saklanıyor. Bazı doktorlar 20 defa sıtma geçiren hastaları tedavi ettiklerini söylüyor.

Ayrıca Myanmar'da 2021'deki darbenin ardından Tayland'da da sıtma vakalarının arttığı belirtiliyor.

Çatışmalar nedeniyle, Myanmar-Tayland sınırındaki Mae Sot kasabasında yer alan Mae Sot Genel Hastanesi'ne giden hasta sayısı yaklaşık yüzde 50 arttı.

Ancak hastane müdür yardımcısı Dr. Rojanasak Thongkhamcharoen, gelen Myanmarlı hastaları tedavi etmekten başka seçenekleri olmadığını belirtiyor:

Myanmar'daki sağlık durumunu önemsemezsek, çocuk felci gibi uzun süredir görülmeyen hastalıkların yeniden ortaya çıkmasıyla karşılaşabiliriz. Bulaşıcı hastalıklar sınır tanımaz.

Tayland-Myanmar sınırında çalışan epidemiyolog Dr. Voravit Suwanvanichkij de şu uyarıları paylaşıyor:

Bu kriz insanları geceleri uykusuz bırakmalı. Myanmar'ın çoğu epidemiyolojik bir kör noktaya dönüştü.

Ülkede nisanda yaşanan  7,7 ve 6,4 büyüklüğündeki iki depremde 3 binden fazla kişi hayatını kaybetmiş, halihazırda zaten yetersiz olan sağlık sistemi de iflasın eşiğine gelmişti.

Independent Türkçe, New York Times, Think Global Health


Güney Asya devi, Silikon Vadisi’nin hedefinde: 70 milyar dolarlık yatırım yapılacak

Microsoft CEO'su Satya Nadella, Başbakan Narendra Modi'yle ocak ayında Yeni Delhi'de görüşmüştü (Narendramodi.in)
Microsoft CEO'su Satya Nadella, Başbakan Narendra Modi'yle ocak ayında Yeni Delhi'de görüşmüştü (Narendramodi.in)
TT

Güney Asya devi, Silikon Vadisi’nin hedefinde: 70 milyar dolarlık yatırım yapılacak

Microsoft CEO'su Satya Nadella, Başbakan Narendra Modi'yle ocak ayında Yeni Delhi'de görüşmüştü (Narendramodi.in)
Microsoft CEO'su Satya Nadella, Başbakan Narendra Modi'yle ocak ayında Yeni Delhi'de görüşmüştü (Narendramodi.in)

Amazon, Microsoft ve Google gibi teknoloji devleri Hindistan'a büyük yatırım taahhütleri verdi.

Washington Post'un haberine göre Silikon Vadisi şirketleri, ekimden bu yana Hindistan'da toplam 67,5 milyar dolarlık yatırım yapma sözü verdi. Taahhütlerin yüzde 80'i bu ay açıklandı.

Yatırımların büyük kısmı, yapay zeka destekli sohbet botlarının işlemesini sağlayan devasa veri merkezlerinin inşası için kullanılacak.

Hindistan'daki yazılımcılar için eğitim programları ve küçük işletmeler arasında yapay zeka kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla yatırımlar da yapılacak.

ChatGPT'nin yaratıcısı OpenAI ve rakibi Claude'un üreticisi Anthropic, bu yıl Hindistan'da ofisler açtı.

Microsoft CEO'su Satya Nadella ve Intel CEO'su Lip-Bu Tan gibi isimler de bu ay Hindistan Başbakanı Narendra Modi'yle bir araya gelip, yapay zeka ve yarı iletken çip üretimiyle ilgili konuları ele aldı.

Güney Asya ülkesi, şubatta uluslararası bir yapay zeka zirvesine ev sahipliği yapmaya da hazırlanıyor. Hindistan hükümetine göre bu, Küresel Güney'de düzenlenen ilk uluslararası zirve olacak.

Analizde, 1 milyardan fazla internet kullanıcısına sahip Hindistan'ın teknoloji devleri için "kazanılması gereken bir pazara" dönüştüğü ifade ediliyor.

Amerikan finansal hizmet şirketi Wedbush Securities'den Dan Ives, "Silikon Vadisi'nde herkes Hindistan'da büyük bir rekabetin başladığını biliyor" diyor.

Microsoft, Hindistan'da 17,5 milyar dolarlık yatırım yapacağını 9 Aralık'ta duyurmuştu. Firmanın Asya'daki en büyük yatırımı kapsamında, Hindistan'ın Haydarabad şehrinde devasa bir veri merkezi kurulması planlanıyor.

Google da büyük bir veri merkezi için 15 milyar dolarlık yatırım yapacağını ekimde açıklamıştı.

Öte yandan çevreciler, ciddi miktarda enerji ve su gerektiren veri merkezlerinin, halihazırda kaynak sıkıntısı çeken Hindistan için uzun vadede kıtlık gibi sorunlar yaratabileceğine işaret ediyor.

Ekonomistler de yapay zekanın yaygın olarak benimsenmesinin ülkedeki işgücü piyasasını altüst edebileceği uyarısında bulunuyor.

Independent Türkçe, Washington Post, New York Times