Öncü çalışma, siyahların agresif kanser türlerine neden daha çok yakalandığını araştıracak

Birleşik Krallık, ABD ve Afrika'dan araştırmacılara, siyah hastalardaki daha yüksek ölüm oranlarının nedenlerini incelemek üzere 21 milyon sterlin destek verildi

Cancer Research UK "Etnik azınlık gruplarında teşhis edilen kanser vakalarının sayısının zaman içinde muhtemelen artacağını biliyoruz, yani harekete geçilmezse bu uçurum genişlemeye devam edecek" diye belirtiyor (AFP)
Cancer Research UK "Etnik azınlık gruplarında teşhis edilen kanser vakalarının sayısının zaman içinde muhtemelen artacağını biliyoruz, yani harekete geçilmezse bu uçurum genişlemeye devam edecek" diye belirtiyor (AFP)
TT

Öncü çalışma, siyahların agresif kanser türlerine neden daha çok yakalandığını araştıracak

Cancer Research UK "Etnik azınlık gruplarında teşhis edilen kanser vakalarının sayısının zaman içinde muhtemelen artacağını biliyoruz, yani harekete geçilmezse bu uçurum genişlemeye devam edecek" diye belirtiyor (AFP)
Cancer Research UK "Etnik azınlık gruplarında teşhis edilen kanser vakalarının sayısının zaman içinde muhtemelen artacağını biliyoruz, yani harekete geçilmezse bu uçurum genişlemeye devam edecek" diye belirtiyor (AFP)

Siyahların prostat, meme ve pankreas kanserlerinin daha agresif biçimlerine yakalanmaya neden daha yatkın olduğu üzerine 5 yıllık ve milyonlarca sterlinlik bir araştırma başlatıldı.

Bu hastalıklar etnik azınlık gruplarındaki kişileri orantısız bir şekilde etkilerken, beyaz hastalara kıyasla daha yüksek ölüm oranları ve hastalığın daha erken ortaya çıktığı görülüyor.

Cancer Research UK ve ABD Ulusal Kanser Enstitüsü'nün Cancer Grand Challenges fonu aracılığıyla Birleşik Krallık (BK), ABD ve Afrika'dan araştırmacılara, siyahlardaki bu eşitsizliklerin nedenlerini incelemeleri için 21 milyon sterlin (yaklaşık 850 milyon TL) destek verildi.

Cambridge'deki Avrupa Biyobilişim Enstitüsü'nden bu çalışmayı yönetecek olan Isidro Cortes-Ciriano projeyi "heyecan verici" ve "kanser eşitsizliklerini anlayıp bunların üstesinden gelme yönünde atılmış büyük bir adım" diye tanımlıyor.

Dr. Cortes-Ciriano, "Bu, kansere katkıda bulunan sosyal, genetik ve çevresel faktörlerin karmaşık etkileşimini detaylıca inceleme açısından hayati önemde" diyor.

Bu proje Afrika kökenli kişilerdeki kansere dair anlayışımızı ilerleterek bu hastalıktan orantısız şekilde etkilenen kişilerin yaşamında bir fark yaratmaya katkı sağlayacak.

Geçen yıl ocakta yayımlanan dönüm noktası niteliğindeki bir araştırmada İngiltere'deki siyah kadınların meme, yumurtalık, rahim, küçük hücreli olmayan akciğer kanseri ve kolon kanserinde geç evre tanı alma ihtimalinin, Britanyalı beyaz kadınlara göre iki kata kadar daha yüksek olduğu ortaya konmuştu.

Kanser sözkonusu olduğunda erken teşhis hayati önemde: Geç tanı, hastalığın tedavisinin genellikle daha zor olduğu anlamına geliyor.

Ağustosta BK Ulusal Sağlık Servisi (NHS) Irk ve Sağlık Gözlemevi CEO'su Dr. Habib Naqvi, siyah kadınların "meme kanserinden çok fazla muzdarip olmadığı" yönünde "geniş çapta yanlış bir algı" olduğu ve bunun da "kanserin beyazların hastalığı olduğu" algısına yol açabileceğine dair uyarıda bulunmuştu.

Siyah erkeklerin prostat kanserinden ölme riskinin beyaz erkeklere kıyasla iki kat daha fazla olması da eşit derecede endişe verici.

Cancer Research UK CEO'su Michelle Mitchell o dönem şöyle demişti:

Etnik azınlık gruplarında teşhis edilen kanser vakalarının sayısının zaman içinde muhtemelen artacağını biliyoruz, yani harekete geçilmezse bu uçurum genişlemeye devam edecek.

Bu farklılıkların nedenleri çeşitlilik gösterirken buna katkıda bulunan faktörler arasında farkındalık eksikliği, sağlık sistemlerine güvensizlik, yardım aramada gecikmeler ve teşhis testlerine erişimde engeller yer alıyor.

Siyah topluluklarda kanserle ilgili damgalama ve efsaneler de rol oynayabiliyor.

Sağlık çalışanları ve kampanyacılar, bu eşitsizlikleri ele almak adına acilen hedefe yönelik araştırma ve stratejiler yürütülmesi çağrısı yapıyor.

Yeni bir araya gelen uzman ekip, "SAMBAI Projesi" (Societal, Ancestry, Molecular and Biological Analyses of Inequalities / Eşitsizliklerin Toplumsal, Kalıtımsal, Moleküler ve Biyolojik Analizleri) kapsamında çalışarak hastalıklarla ilgili sosyal, çevresel, genetik ve immünolojik faktörleri analiz edecek.

Ekip, çeşitlilik barındıran ve yetersiz hizmet alan popülasyonlarda bambaşka sonuçlara neden olan ve bunları etkileyen faktörleri tanımlamada kullanılabilecek küresel bir kaynak geliştirmeyi hedefliyor.

Independent Türkçe



Kanada'da maymun çiçeği alt türüne ait ilk vaka tespit edildi

lusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü (NIAID) tarafından 2024 yılında yayınlanan, yeşil renkteki enfekte hücrelerin içinde turuncu renkteki maymun çiçeği virüsü partiküllerinin elektron mikroskobu görüntüsü. (AP)
lusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü (NIAID) tarafından 2024 yılında yayınlanan, yeşil renkteki enfekte hücrelerin içinde turuncu renkteki maymun çiçeği virüsü partiküllerinin elektron mikroskobu görüntüsü. (AP)
TT

Kanada'da maymun çiçeği alt türüne ait ilk vaka tespit edildi

lusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü (NIAID) tarafından 2024 yılında yayınlanan, yeşil renkteki enfekte hücrelerin içinde turuncu renkteki maymun çiçeği virüsü partiküllerinin elektron mikroskobu görüntüsü. (AP)
lusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü (NIAID) tarafından 2024 yılında yayınlanan, yeşil renkteki enfekte hücrelerin içinde turuncu renkteki maymun çiçeği virüsü partiküllerinin elektron mikroskobu görüntüsü. (AP)

Kanada Halk Sağlığı Kurumu (PHAC) dün (Cuma) Manitoba'da bir kişide görülen Kanada'daki ilk maymun çiçeği alt tür 1 vakasını doğruladı.

PHAC, seyahatle bağlantılı vakanın Orta ve Doğu Afrika'daki hastalığın alt tür 1 salgınıyla bağlantılı olduğunu bildirdi.

PHAC tarafından yapılan açıklamada, “Kişi Kanada'ya döndükten kısa bir süre sonra maymun çiçeği semptomları için tıbbi yardım istedi ve şu anda izole ediliyor” denildi.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) dün yaptığı açıklamada, maymun çiçeği salgınının halk sağlığı açısından acil bir durum olmaya devam ettiğini belirtti. WHO, virüsün yeni bir türü olan 1B alt türünün Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden komşu ülkelere yayılmasının ardından ağustos ayında iki yıl içinde ikinci kez maymun çiçeği nedeniyle küresel halk sağlığı acil durumu ilan etti.

Şarku'l Avsat'ın PHAC'tan aktardığına göre şu anda Kanada'daki nüfus için risk düşük, ancak durum sürekli olarak izlenmeye devam ediliyor.  Ayrıca temaslı takibi dahil olmak üzere halk sağlığı taramasının da devam ettiği kaydedildi.