Gazzeli kadınlar, Dünya Kadınlar Günü'nde ölüme ve açlığa mahkum

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Gazzeli kadınlar, Dünya Kadınlar Günü'nde ölüme ve açlığa mahkum

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları ve işgali nedeniyle açlık kriziyle mücadele eden Filistinli kadınlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü buruk bir şekilde geçiriyor.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları ve işgali nedeniyle açlık kriziyle mücadele eden Filistinli kadınlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü ve yaklaşan ramazan ayını buruk bir şekilde karşılıyor.

Fotoğraf: AA

İsrail'in 5 aydır saldırılarını sürdürdüğü ve kıtlığa mahkum ettiği Gazze Şeridi'nde Filistinliler, katliam, yıkım ve açlığın gölgesinde ramazan ayını bekliyor.

"Gazze'nin kadınları ramazana kanlarla süsleniyor"
Ramazan ayını hüzünlü bir şekilde karşılayanlardan 44 yaşındaki Filistinli Buşra eş-Şafii, İsrail'in geçen hafta Beyt Lahya'yı hedef alan saldırısında ağır yaralandıktan sonra bilincini kaybeden ve Kemal Advan Hastanesinde tedavi gören teyzesine refakat ediyor.

devde

AA muhabirine konuşan Şafii, bomba seslerinin olmadığı daha güvenli bir ortamda bu mübarek ayın atmosferini yaşamak istediklerini belirterek, "Herkes ramazana süslerle hazırlanırken, Gazze'nin kadınları kanlarla süsleniyor." serzenişinde bulundu.

Dünya 8 Mart'ı kutlarken Gazze'deki kadınlar hayatta kalma mücadelesi veriyor
Filistinli 37 yaşındaki Necla, Gazze'de yıkımı ve yokluğu yaşayan binlerce kadından sadece biri.

7lko7

Gazze'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da evlerine düzenlenen saldırıda babasını kaybeden Necla'nın eşi de İsrail güçleri tarafından güneye sürüldü. Çocuklarıyla tek başına yaşam mücadelesi veren Necla, Cibaliya'daki Yemen es-Said Hastanesine sığındı.

Necla'nın öncelikli görevi artık kendisinin ve ailesinin hayatta kalması için çalışmak.

Bunun için ise sabahın erken saatlerinden itibaren yaktığı ateşin başına geçen Necla, çocuklarının gün boyu yiyecekleri tek yemek olan çorbayı pişiriyor.

sadvds

"Çocuklarım aç ve sabahtan beri ağlayıp yemek istiyorlar. Gazze'nin kuzeyinde yiyecek bulmak çok zor olsa da çocuklarımızın karnını doyurmak için elimizden geleni yapıyoruz. Bugünkü yemeğimiz de su ve salçadan ibaret bir çorba." dedi.

BM: Gazze'de günde ortalama 63 kadın öldürülüyor
Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), X sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, "8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde, Gazze’deki kadınlar bu acımasız savaşın sonuçlarına katlanmaya devam ediyor." ifadelerine yer verdi.

tr5yhj

İsrail’in saldırılarında en az 9 bin kadının öldürüldüğü ve çok daha fazlasının ise enkaz altında kaldığı vurgulanan paylaşımda, "Gazze'de günde ortalama 63 kadın öldürülüyor, bunların 37'si ailesini geride bırakan anneler." ifadeleri kullanıldı.

Filistin Esirler Cemiyeti: Bu yıl, İsrail'in Filistinli kadınlara yönelik en kanlı yılı
Filistin Esirler Cemiyetinden de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yazılı açıklama yapıldı.

erghtr

Açıklamada, "Bu yıl, İsrail'in Filistinli kadınlara yönelik en kanlı yılı." ifadesi kullanılarak Filistinli kadınları hedef almanın," işgalin ilk yıllarından bu yana en bilinen, sabit ve sistematik politikalardan biri" olduğu vurgulandı.

mku7y

"Halihazırda işlenen suçlara, Filistinli kadınların onlarca yıldır süren işgal boyunca tanık olduğu, 7 Ekim sonrasının istisnai bir durum olmadığı" ifade edilen açıklamada İsrail'in 7 Ekim'den sonra Kudüs dahil Batı Şeria'da ve 1948'de işgal ettiği bölgelerde yaklaşık 240 kadını gözaltına aldığı kaydedildi.

ju6kl

Ayrıca Gazze'de alıkonulan kadınların sayısı hakkında net bir bilgi olmadığı aktarılan açıklamada, bir kısmının alıkonulup daha sonra serbest bırakıldığı ancak hala askeri kamplarda alıkonulan kadınların bulunduğu ve zorla kaybedilmeye maruz bırakıldıkları belirtildi.

erhtr

Açıklamada, İsrail hapishanelerinde hala 60 Filistinli kadın esir bulunduğu hatırlatıldı.

Gazze Şeridi'ndeki 60 bin hamile kadın yetersiz beslenmeden muzdarip
Gazze'deki Sağlık Bakanlığı da İsrail'in 5 aydır saldırılarını sürdürdüğü ve kıtlığa mahkum ettiği Gazze Şeridi'nde Filistinli kadınların yaşadığı drama ilişkin yazılı açıklama yaptı.

gftnjmyt

Açıklamada, "Gazze Şeridi'ndeki 60 bin hamile kadın yetersiz beslenme, dehidrasyon ve uygun sağlık bakımı eksikliğinden muzdarip. Bunlardan yaklaşık 5 bini her ay bombardıman ve yerinden edilme nedeniyle zorlu, güvensiz ve sağlıksız koşullarda doğum yapıyor." ifadelerine yer verildi.

rtjytj

Gazze nüfusunun yüzde 49'unu kadınların oluşturduğu belirtilen açıklamada İsrail'in son 5 aydır devam eden saldırıları nedeniyle tümünün sağlıksız ve yetersiz beslenmeden dolayı ciddi sıkıntılar çektiği vurgulandı.

Gazze'de kadın gazeteciler, dramın bir parçası oldu
Gazze'de görev yapan Filistinli kadın gazeteciler, bu yıl dünyadaki diğer meslektaşları gibi ekonomik, sosyal ve siyasi başarılarını kutlamak yerine kayıp, yıkım, açlık, susuzluk ve soykırımı belgeliyor.

grnjtyj

Kadın gazeteciler, 7 Ekim 2023'ten bu yana devam eden savaş boyunca halkın yaşadığı drama kadınların gözünden ışık tuttu ancak kendileri de bu dramın bir parçası oldu.

tyhkmeu

AA muhabirine konuşan kadın gazetecilerden Hind el-Hudari, Gazze'deki Filistinli kadınların Dünya Kadınlar Günü'nde, İsrail'in soykırımına maruz kalacağını hayal etmediğini söyledi.

dsfvdfse

"Dünya, Kadınlar Günü'nü kutluyor Filistinli kadınlar ise evlerinden oldular, sevdiklerini kaybettiler, aç kaldılar, bugünleri ve gelecekleri ellerinden alındı, evlerini ve çocuklarını kaybettiler." diyen Hudari, şöyle devam etti:

Savaş bizi çok etkiledi. Ben bir gazeteci olmaktan çok yerinden edilmiş biriyim. Ailemi ve eşimi bırakıp her koşulda Gazze'de kalmayı ve savaşı takip etmeyi seçtim. Bu benim için çok şey ifade ediyor.

frtnhtr

Filistinli kadın doktorlar, Gazzelilere şifa olmaya çalışıyor
Filistinli sağlıkçı kadınlar da yaşanan sıkıntılara rağmen tüm gücüyle çalışmaya devam ediyor. 

dsevde

Gazze'nin çeşitli bölgelerindeki hastanelerde görev yapan doktorlar, tedaviye muhtaç Filistinlilere şifa olmaya çalışıyor. Kadın sağlıkçılar, savaş başlangıcından bu yana zamanının tamamını hastanede geçiriyor.

Filistin'in ilk kadın ambulans şoförü zorlu şartlarda görevini yapıyor
Filistinli sağlık çalışanları zorlu şartlar altında İsrail ordusunun baskın düzenlediği Batı Şeria'da görev yapmaya çalışıyor.

dsvfd

Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tulkerim kentinde 19 yıldır ambulans şoförü olarak görev yapan Safiye Bilbasi, AA muhabirine, Filistin'in ilk kadın ambulans şoförü ünvanına sahip olduğunu dile getirdi.

Bilbasi, hemşirelik eğitimi aldığını ve 25 yıldır sağlık çalışanı olarak görev yaptığını aktararak, "Sahada çalışan ve özellikle Tulkerim ve Nur eş-Şems mülteci kampında çalışan sağlıkçılar olarak şartlarımız çok ağır. Tabii ki kadın olarak zor bir işte çalışıyorum. Çatışmalara giriyoruz ama bu bizim işimizin doğası." dedi. 

Gazze'deki hükümet: Filistinli kadınlar azmin ve kararlılığın sembolü
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla İsrail'in Gazze'de Filistinli kadınlara yönelik suçlarına ilişkin açıklamada bulundu.

sdvsd

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana sürdürdüğü saldırılarda Gazze Şeridi'nde yaklaşık 9 bin kadını öldürdüğü belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

Bu uluslararası gün, başta Gazze Şeridi'ndekiler olmak üzere Filistinli kadınları onurlandırmanın değil, aşağılanmasının, öldürülmesinin, üzerlerine ateş açılmasının, işkence ve zorla yerinden edilmesinin gerçek bir örneğini temsil ediyor. İşgalci İsrail ordusunun sivillere karşı soykırım savaşında Filistinli kadınları soğukkanlılıkla katlettiği bir döneme denk gelen Dünya Kadınlar Gününde, dünya da bu felaketi ve Filistinli kadınlara yönelik bu tehlikeli ihlali hiçbir şey yapmadan izliyor.



Hamaney'in karşı çıkan konuşması ve yaklaşan ABD-İran anlaşması

 İran Dini Lideri Ali Hamaney, eski İran cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümünün birinci yıldönümünde ulusa sesleniş konuşması yapıyor, 20 Mayıs 2025 (AFP)
İran Dini Lideri Ali Hamaney, eski İran cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümünün birinci yıldönümünde ulusa sesleniş konuşması yapıyor, 20 Mayıs 2025 (AFP)
TT

Hamaney'in karşı çıkan konuşması ve yaklaşan ABD-İran anlaşması

 İran Dini Lideri Ali Hamaney, eski İran cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümünün birinci yıldönümünde ulusa sesleniş konuşması yapıyor, 20 Mayıs 2025 (AFP)
İran Dini Lideri Ali Hamaney, eski İran cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümünün birinci yıldönümünde ulusa sesleniş konuşması yapıyor, 20 Mayıs 2025 (AFP)

Siyasi analizde, sonuçlara varmak için göstergeleri izlemek gerekir. İran Dini Lideri'nin rejimin kurucusu Humeyni’nin ölüm yıldönümü sırasında yaptığı son konuşmadan ve Umman Sultanlığı aracılığıyla Tahran'a sunulan son Amerikan teklifinden, iki taraf arasında kapsamlı olmayıp geçici olsa bile bir anlaşmaya varma olasılığının yüksek olduğu söylenebilir. Hem de Umman himayesinde yapılan dördüncü tur görüşmelerden bu yana Tahran ve Washington arasında görülen keskin görüş farklılıklarına rağmen. Farklılığın sebebi İran'ın daha önce uranyumu 2015 nükleer anlaşmasında kabul edilen aynı seviyede, yani yüzde 3,67 oranında zenginleştirme hakkını tanıyan Amerikan pozisyonunda değişiklik olarak gördüğü son açıklamalar. Amerikan pozisyonunun, İran'ın nükleer programı barışçıl olduğu sürece zenginleştirme prensibini tamamen reddetme yönünde değiştiğini görüyoruz. Buna göre Tahran'ın uranyum zenginleştirme hakkı yok ve nükleer yakıtı yurtdışından ithal edebilir. Bu konu, sorunun çözümüne dair olumlu bir atmosfer oluşturmakta başarısız olan beşinci tura kadar uzanan görüşmelerin ilerlemesinin önündeki en büyük engeldi. Bu arada İran, kendi topraklarında kurulacak ve Suudi Arabistan ile BAE’nin de dahil olacağı bölgesel bir uranyum zenginleştirme kompleksi önerisinde bulundu; böylece topraklarında uranyum zenginleştirme faaliyetlerini sürdürebilir, nükleer yakıta erişimini sürdürebilir ve komşularına karşı iyi komşuluk gösterebilir.

Öte yandan, ABD tarafının da İranlılara sunulan ve Tahran’ın kendisine yanıt olarak birkaç mesaj verdiği bir teklifi var. Bu teklif, Tahran'ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerini tamamen durdurması, ABD'ye ilave olarak İran, Suudi Arabistan ve diğer bazı Arap ülkelerinden oluşan bölgesel bir nükleer enerji birliği kurulması çağrısını içeriyor. Daha sonra Umman Sultanlığı'nın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın gözetiminde bölgesel bir uranyum zenginleştirme tesisi kurulmasını önerdiği söylendi. Washington, Umman'ın teklifini kabul etti ve bu ortak uranyum zenginleştirme tesisinin İran dışında bulunmasını istedi. Axios sitesi, ABD'nin, programını askıya alması karşılığında İran'ın uranyum zenginleştirme hakkını tanıdığını, topraklarında yüzde 3’e kadar uranyum zenginleştirilebileceğini kabul ettiğini bildirdi. Tahran bölgesel zenginleştirme tesisi teklifini kabul edebilir, ancak bu, onun için yurt içindeki zenginleştirme faaliyetlerine bir alternatif olmayacaktır. Kaldı ki tesisin yurt dışında değil, kendi topraklarında bulunmasını istiyor.

Amerikan pozisyonunun yüzde 3 zenginleştirme etrafında dönmesi durumunda, bunun Washington'un pozisyonundan geri adım attığı anlamına geldiği iddia edilebilir. Washington, önceki iki görüşme turunda İran'ın topraklarında zenginleştirme faaliyetlerini sürdürmesini engellemekte ve yurtdışından nükleer yakıt ithal etmesinde ısrar etmişti. Bu nedenle, Tahran'ın küçük bir oranda bile olsa ülke içinde zenginleştirmeye devam etmesi, bir yandan Washington ile yaptırımları kaldıracak, diğer yandan ABD'nin topraklarında uranyum zenginleştirme hakkını tanımasını garantileyecek bir anlaşmaya varana kadar, orta yol olarak kabul edebileceği bir teklif olacaktır.

Dolayısıyla Amerikalıların önerdiklerine ve İran'ın cevabına göre, altıncı turun yakında yapılması ve daha sonra bir anlaşmaya varılması muhtemel. Amerikan teklifi, ABD'nin uranyum zenginleştirmenin tamamen durdurulması talebi ile İran'ın ülke içinde zenginleştirmeyi sürdürme ısrarı arasındaki uçurumu küçültecek bir uzlaşma olabilir. Hal böyle iken, İran Dini Lideri Ali Hamaney neden iki gün önce buna karşı çıkan ve Washington'a düşmanca yanıt veren, İran'ın pozisyonundan geri adım atmadığını vurgulayan açıklamalar yaptı? Konuşmasında, “Ülkesinin tam bir nükleer yakıt döngüsüne sahip olmakta başarılı olduğunu, nükleer endüstrinin sadece enerji için olmadığını, aynı zamanda tüm endüstrilerin temeli ve ulusal bağımsızlığın sembolü olduğunu, uranyum zenginleştirmenin nükleer meselenin anahtarı olduğunu ve İran'ın düşmanlarının zenginleştirmeyi kontrol altına almak istediklerini” söyledi. Hamaney böylece bir yandan ülkesinin anlaşma için can atmadığını ve ülkenin en yüksek otoritesinin buna bir ölçüde karşı çıktığını göstermeye çalıştı. Diğer yandan, bu konuşma içeriye dönüktü, çünkü Tahran'ın topraklarında uranyum zenginleştirme hakkından mahrum bırakılmayı reddettiğini duyuruyordu. Böylelikle Tahran, Donald Trump'ın sunduğu teklifi kabul etse bile, Dini Lider'in muhalif konuşması tekliften birkaç gün önce yapılmış olacaktı. Trump’ın teklifi uranyumu 2015 anlaşmasındakine yakın düşük bir seviyede zenginleştirmeyi içerdiğinden, Tahran, bunu İran direnişi karşısında Washington'un geri çekilmesi ve teklifin onu içeride zenginleştirme hakkından mahrum bırakmadığı şeklinde pazarlayabilir.

Konuşma ayrıca İran ve Washington'un kamuoyu önünde düşmanca açıklamalar yapma, ancak perde arkasında, aralarındaki boşlukları kapatmak için anlaşma ve ardından bunu açıklama alışkanlığının çerçevesine girebilir. Tahran'a ABD’ye pozisyonunda geri adım attırmakla övünme fırsatı verecek olan Trump, İran zihniyetini ve nükleer meselenin nasıl bir ulusal gurur meselesi, ulusal kimlik ve egemenliğin bir parçası olduğunu incelemiş olmalıydı. Öyle ki hükümet, öğrenciler için nükleer tesislere okul gezileri düzenliyor. Tahran rejimi ayrıca yaptırımlara ve kısıtlamalara rağmen ileri nükleer teknoloji seviyelerine ulaşma yeteneği ile övünüyor. Bu nedenle İran, topraklarında uranyum zenginleştirmekten mahrum bırakılmasını reddederdi. Yine özellikle bir yandan bilimsel ve nükleer ilerlemenin bir sembolü olduğu, diğer yandan da kendisinden vazgeçmesinin Washington veya Tel Aviv’in kendisine yönelik askeri bir saldırısını kolaylaştıracağına inandığı bir kart olduğu için yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyumundan vazgeçmeyi reddederdi.

*Bu analiz Şarku'l Avsat tarfından Independent Arabia sitesinden çevrilmiştir.