Gazze'deki kadın gazeteciler Dünya Kadınlar Günü'nde Filistin'deki dramı anlatıyor

Fotoğraf: Jehad Alshrafi/AA
Fotoğraf: Jehad Alshrafi/AA
TT

Gazze'deki kadın gazeteciler Dünya Kadınlar Günü'nde Filistin'deki dramı anlatıyor

Fotoğraf: Jehad Alshrafi/AA
Fotoğraf: Jehad Alshrafi/AA

Tüm dünya "8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlarken, Gazze'deki kadın gazeteciler, İsrail'in işlediği savaş suçlarını ve Gazze halkının dramını dünyaya duyurmak için çalışıyor.

Gazze'de görev yapan Filistinli kadın gazeteciler, bu yıl dünyadaki diğer meslektaşları gibi ekonomik, sosyal ve siyasi başarılarını kutlamak yerine kayıp, yıkım, açlık, susuzluk ve soykırımı belgeliyor.

Kadın gazeteciler, 7 Ekim 2023'ten bu yana devam eden savaş boyunca halkın yaşadığı drama kadınların gözünden ışık tuttu ancak kendileri de bu dramın bir parçası oldu.

AA muhabirine konuşan kadın gazetecilerden Hind el-Hudari, Gazze'deki Filistinli kadınların Dünya Kadınlar Günü'nde, İsrail'in soykırımına maruz kalacağını hayal etmediğini söyledi.

- Gazze'de gazeteci kadınlar, dramın bir parçası oldular

"Dünya, Kadınlar Günü'nü kutluyor Filistinli kadınlar ise evlerinden oldular, sevdiklerini kaybettiler, aç kaldılar, bugünleri ve gelecekleri ellerinden alındı, evlerini ve çocuklarını kaybettiler." diyen Hudari, şöyle devam etti:

"Savaş bizi çok etkiledi. Ben bir gazeteci olmaktan çok yerinden edilmiş biriyim. Ailemi ve eşimi bırakıp her koşulda Gazze'de kalmayı ve savaşı takip etmeyi seçtim. Bu benim için çok şey ifade ediyor."

Yaşadıkları olayların fiziksel ve psikolojik etkilerinin çok büyük olduğunu kaydeden Hudari, sadece gazetecilerin değil Gazze'deki tüm kadınların İsrail ordusu tarafından çok çeşitli ihlallere maruz kaldığını belirtti.

Başta kadınlar olmak üzere Filistinlilerin temel insani haklardan mahrum olduklarını vurgulayan Hudari, "Banyo yapmak (tehlikelere) meydan okuma demek, bir tas yemek bulmak değerli bir hazine bulmak demek." diye konuştu.

Gazze'de kadınlar, ya şehittir ya dul kalmıştır ya yaralıdır. Evini, işini ya da sevdiklerini kaybetmiştir." ifadelerini kullanan Hudari, Dünya Kadınlar Günü'nde Filistinli kadınların çektiği çilelerin dünya tarafından görülmesi temennisinde bulundu.

- Amaçları gerçek resmi göstermek

Deyr el-Belah'tan Gazze'nin güneyindeki Refah kentine göç eden Filistinli foto muhabiri Dua el-Baz ise Dünya Kadınlar Günü'nde kamerasıyla "savaşı ve katliamları" belgelemeye devam etti.

Savaşın başından bu yana ailelere ve özellikle kadınlara yönelik işlenen ihlalleri belgelediğini söyleyen Baz, "Dünya Kadınlar Günü'nde Gazze'de en çirkin katliamlara maruz kalan kadınların yaşadıklarını aktaracağız. Bu savaşta İsrail, evlerimizi bombaladı, sevdiklerimizi ve dostlarımızı öldürdü ve bunu yaparken hiçbir ayrım gözetmedi." dedi.

Baz, "Özel ihtiyaçlarımız dahil her şeyden yoksunuz ve gazeteciler olarak gerçek resmi göstermek için mücadele ediyoruz." diye konuştu.

En küçüğü 8 aylık 4 çocuk annesi TRT Arapça muhabiri Ruba el-Acrami ise İsrail'in düzenlediği saldırılar ve uyguladığı ablukanın, başta kadınlar olmak üzere tüm Filistinlileri, hayatta kalma mücadelesine ittiğini söyledi.

Gazze'deki gazetecilerin, İsrail'in saldırılarına rağmen yaşananları aktarmaya devam edeceğini dile getiren Acramı, şunları kaydetti:

"Dünya, 8 Mart'ı kutlarken, Filistinli kadınlar ölüm kalım mücadelesi veriyor. Pek çok defa yerinden edilen ve son olarak Refah'a gelen ailemin temel ihtiyaçlarını karşılamak için tüm gayretimi sarf ediyorum, aynı zamanda da Gazze'de yaşananları dünyaya duyurmaya çalışıyorum."



Lübnan ordusu: Hizbullah’ın askeri altyapısı neredeyse yok edildi

İsrail ordusunun aylarca bombardımana tuttuğu Lübnan'da ateşkes sevinçle karşılanmıştı (Reuters)
İsrail ordusunun aylarca bombardımana tuttuğu Lübnan'da ateşkes sevinçle karşılanmıştı (Reuters)
TT

Lübnan ordusu: Hizbullah’ın askeri altyapısı neredeyse yok edildi

İsrail ordusunun aylarca bombardımana tuttuğu Lübnan'da ateşkes sevinçle karşılanmıştı (Reuters)
İsrail ordusunun aylarca bombardımana tuttuğu Lübnan'da ateşkes sevinçle karşılanmıştı (Reuters)

Lübnan ordusu, İsrail sınırındaki Hizbullah altyapısının en az yüzde 90'ının dağıtıldığını bildirdi.

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla AFP’ye konuşan Lübnanlı bir yetkili, Litani bölgesinin güneyinde yer alan Hizbullah yapılanmasının yüzde 90’ından fazlasının dağıtıldığını belirtti.

İsrail’le Lübnan arasında 27 Kasım 2024'te yapılan ateşkes anlaşması kapsamında Lübnan ordusunun, sınır bölgelerindeki Hizbullah karargahlarını kaldırıp buralara konuşlanması talep ediliyor. Bunun karşılığında İsrail ordusunun da ülkeden çekilmesi gerekiyor. Ancak Tel Aviv yönetimi anlaşmayı sıklıkla ihlal ediyor. İsrail birlikleri, Lübnan’ın güneyindeki 5 bölgede asker konuşlandırmayı sürdürüyor. 

Lübnanlı güvenlik yetkilisi, ateşkes kapsamında Hizbullah’a ait yeraltı sığınaklarına ve karargahlarına ordu tarafından el konduğunu söyledi.

Kaynak, kamplardaki mühimmatların çoğunun ya İsrail bombardımanı nedeniyle hasar gördüğünü ya da "stoklanamayacak kadar kötü durumda" olduğunu, bu nedenle ordunun bunları imha ettiğini de sözlerine ekledi.

Askerlerin ayrıca Litani Nehri’nin kuzeyinden güneyine silah transferini önlemek için geçiş noktalarındaki güvenlik önlemlerini artırdığı aktarıldı.

Yetkili, anlaşma uyarınca Lübnan’ın güneyinden çekilmesi gereken Hizbullah’ın orduyla işbirliği yaptığını belirtti:

Hizbullah bölgeden geri çekildi ve 'Ne isterseniz yapın' dedi. Litani'nin güneyinde Hizbullah’a ait bir askeri altyapı kalmadı.

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, dün yaptığı açıklamada, anlaşmada üstlerine düşeni yerine getirdiklerini belirtirken, askerlerin bölgede konuşlandırılması önündeki tek engelin İsrailli birliklerin geri çekilmemesi olduğunu söyledi.

Avn, Sky News Arabia’ya verdiği röportajda, güneydeki bölgelerin yüzde 85’inin Lübnan ordusunun kontrolünde olduğunu belirterek, İsrail’in işgalini sonlandırması gerektiğini ifade etti.

Hizbullah’ın lideri Hasan Nasrallah, İsrail ordusunun 27 Eylül’de Beyrut’ta düzenlediği saldırıda öldürülmüştü. Onun yerine geçen Naim Kasım, 29 Mart’taki açıklamasında ateşkes ve silah bırakmaya ilişkin diplomatik kanalları açık tuttuklarını belirtirken, İsrail’in anlaşmaya bağlı kalmaması halinde “başka seçeneklere” başvurulabileceğini söylemişti. 

Lübnan Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 8 Ekim 2023'ten bu yana İsrail saldırıları yüzünden 1106'sı kadın ve çocuk, 222'si sağlık çalışanı 4 binden fazla kişi öldü, neredeyse 17 bin kişi de yaralandı. 

Independent Türkçe, Times of Israel, Arab News