96. Oscar ödüllerine 'Oppenheimer' ile Gazze çağrısı damga vurdu

Oppenheimer geceyi "En İyi Film" dahil 7 Oscar ile tamamlayarak büyük başarı kazandı. "Yabancı Dilde En İyi Film" dalında Oscar kazanan "Zone of Interest" filminin yönetmeni Glazer, "Gazze'deki İsrail saldırılarına ve işgaline" tepki gösterdi.

Oscar töreninden genel görüntü
Oscar töreninden genel görüntü
TT

96. Oscar ödüllerine 'Oppenheimer' ile Gazze çağrısı damga vurdu

Oscar töreninden genel görüntü
Oscar töreninden genel görüntü

ABD'de bu yıl 96’ncısı düzenlenen Oscar ödül töreninde "En İyi Film" ödülünü Oppenheimer, "En İyi Yönetmen" ödülünü bu filmin yönetmeni Christopher Nolan alırken hem dışarıda gerçekleştirilen Gazze gösterisi, hem de ödül kazanan yönetmen Jonathan Glazer'ın "Gazze'de işgale tepki" konuşması geceye damga vurdu.

ABD'nin Los Angeles kentinde bulunan Dolby Theatre'da gerçekleştirilen ödül töreninde Oppenheimer filmi kadar Gazze'de yaşanan katliamlara tepkiler de dikkati çekti.

Ödül töreninden önce Dolby Theatre önünde toplanan Filistin destekçisi göstericiler Gazze'de acil ateşkes için gösteri yaptı ve yolu kapadı. Amerikan medyasının da yer verdiği Gazze'ye destek gösterisi nedeniyle ödül töreni bir süre geç başlarken, Gazze'de acil ateşkes talebinde bulunan ünlü Hollywood oyuncuları da kırmızı halıda yakalarında "ateşkesi" sembolize eden broşlarla poz verdi.

Aralarında Ramy Youssef, Mark Ruffalo ve Billie Eilish gibi ünlü Hollywood yıldızlarının bulunduğu birçok oyuncunun salona "Gazze'de ateşkes" talebini sembolize eden kırmızı broşlarla gelmesi dikkati çekti.

Ünlü oyuncu Ramy Youssef da ödül töreni öncesinde medyaya yaptığı açıklamada, "Gazze'de acil ve kalıcı ateşkes çağrısında bulunuyoruz. Filistin halkı için barış ve kalıcı adalet için çağrıda bulunuyoruz. Bu aslında evrensel bir mesaj: Çocukları öldürmeyi bırakın." mesajını verdi.

Oscar ödülü alan yönetmenden Gazze'ye destek

"Yabancı Dilde En İyi Film" dalında Holokost'u anlatan "Zone of Interest" filmiyle ödül kazanan Jonathan Glazer, ödülünü kabul ederken yaptığı konuşmada Gazze'deki işgale tepki gösterdi.

Glazer, yaptığı konuşmada, "Şu an burada Holokost'un ve Yahudiliklerinin bir işgal tarafından gasp edilmesini reddeden kişiler olarak karşınızda duruyoruz. Bu işgal pek çok masum insan için çatışma getirdi, ister İsrail'deki 7 Ekim kurbanları olsun, isterse halen Gazze'de devam eden saldırılar olsun, hepsi bu insanlıktan çıkarma eylemlerinin kurbanları." şeklinde konuştu.

Oppenheimer gecenin galibi

Oscar gecesinde ise Christopher Nolan'ın Amerikalı fizikçi Julius Robert Oppenheimer'ın hayatını konu alan "Oppenheimer" filmi, "En İyi Film" ödülünü kazandı.

13 dalda aday gösterilen filmin yönetmeni Christopher Nolan ise ilk kez Oscar heykeline uzanarak "En İyi Yönetmen" ödülüyle büyük başarı elde etti.

Filmde Oppenheimer'ı canlandıran İrlandalı aktör Cillian Murphy ise "En İyi Erkek Oyuncu" ödülüyle büyük sevinç yaşadı.

Oppenheimer'daki rolüyle dikkatleri çeken ve "Iron Man" karakteriyle ünlenen Robert Downey Jr. ise ilk Oscar'ına "En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu" ödülüyle ulaştı.

Aleksey Navalnıy'ın videosu yayınlandı

Ödül töreninde ayrıca, kısa süre önce Rusya'da cezaevinde iken hayatını kaybeden Rus muhalif Aleksey Navalnıy için de kısa bir anma videosu yayınlandı. Videoda Navalnıy'ın hapishanede iken çektiği bir video kaydındaki, "Kötünün zaferi için gereken tek şey, iyi insanların hiçbir şey yapmamasıdır." şeklindeki sözleri salonda alkışlarla karşılandı.

"Mariupol'de 20 Gün" adlı belgesel de ödül töreninde "En İyi Belgesel" kategorisinde ödüle layık görüldü.

Oscar ödül törenindeki öne çıkan ödüller:

En İyi Film: Oppenheimer

En İyi Yönetmen: Chistopher Nolan - Oppenheimer

En İyi Kadın Oyuncu: Emma Stone - Poor Things

En İyi Erkek Oyuncu: Cillian Murphy - Oppenheimer

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Da’Vine Joy Randolph - The Holdovers

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Robert Downey Jr. - Oppenheimer

En İyi Özgün Şarkı: What Was I Made For? - Barbie

En İyi Film Müziği: Oppenheimer

En İyi Sinematografi: Oppenheimer

En İyi Görsel Efekt: Godzilla Minus One

Oscar ödül töreninin yapıldığı salonun önünde Gazze gösterisi

96. Oscar ödül töreninin gerçekleştirildiği Los Angeles'taki Dolby Theatre önünde toplanan Filistin destekçisi göstericiler Gazze'de acil ateşkes için gösteri yaptı.

ABD'nin Los Angeles kentinde yapılan ödül töreni öncesinde kent merkezindeki tören salonu Filistin'e destek gösterisine sahne oldu.

Filistin bayrakları taşıyan göstericiler, "Özgür Filistin" ve "Gazze'de hemen ateşkes" şeklinde slogan atarak bölgede acil ateşkes taleplerini dile getirdi.

Törenin gerçekleştirildiği Dolby Theatre önündeki gösteri sebebiyle trafik dururken, polis çevrede güvenlik önlemleri aldı.

Hollywood yıldızlarından "Gazze'de ateşkes" broşu

Öte yandan aralarında Ramy Youssef, Mark Ruffalo ve Billie Eilish gibi ünlü Hollywood yıldızlarının bulunduğu bazı oyuncular salona "Gazze'de ateşkes" talebini sembolize eden kırmızı broşlarla geldi.

Kırmızı Halı üzerinde poz veren oyuncular, sinema oyuncularının Gazze'de ateşkes çağrısıyla oluşturdukları "Artists4Ceasefire" platformu kapsamında kırmızı broşlarla kameralara poz verdi.

Ünlü oyuncu Ramy Youssef'tan Oscar ödülleri öncesi "Gazze'de ateşkes" çağrısı

Ünlü Hollywood oyuncusu Ramy Youssef, 96. Oscar ödül töreni öncesinde, "Gazze'de acil ve kalıcı ateşkes çağrısında bulunuyoruz. Filistin halkı için barış ve kalıcı adalet için çağrıda bulunuyoruz. Bu aslında evrensel bir mesaj: Çocukları öldürmeyi bırakın." mesajı verdi.

Bu yıl "Poor Thing" filmindeki performansıyla göz dolduran Youssef, Oscar ödül töreni öncesinde, kırmızı halıdan geçen ünlülerle röportajlar yapan Variety dergisine konuştu.

Youssef, "Gazze'de acil ve kalıcı ateşkes çağrısında bulunuyoruz. Filistin halkı için barış ve kalıcı adalet için çağrıda bulunuyoruz. Bu aslında evrensel bir mesaj: Çocukları öldürmeyi bırakın. Bu savaşın bir parçası olmayalım." dedi.

Aralarında birçok ünlü Hollywood oyuncusunun da olduğu bir platformla Gazze'de ateşkes için çağrı yaptıklarını kaydeden Youssef, ateşkes için ümitli olduğunu da söyledi.

ABD yönetiminin de bu konuda ateşkese yavaş yavaş yaklaştığını ifade eden oyuncu, ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in ateşkes çağrısına atıf yaparak "Bunun zamanı neden şimdi olmasın?" şeklinde konuştu.

Youssef birçok oyuncunun bu gece yakalarında kırmızı bir broş ile Gazze'de ateşkes için sembolik bir çağrı yaptığını da sözlerine ekledi.



Eşimi kurtarmak için açlık grevi yaptım: Starmer neden Leyla Suveyf'e de yardım etmiyor?

Mısır'da hapis yatan bir Britanya vatandaşının annesi Leyla Suveyf, insan hakları aktivisti oğlu Ala Abdulfettah'ın Mısır hükümeti tarafından tutuklanmasını protesto etmek için 8 aydır açlık grevinde (Reuters)
Mısır'da hapis yatan bir Britanya vatandaşının annesi Leyla Suveyf, insan hakları aktivisti oğlu Ala Abdulfettah'ın Mısır hükümeti tarafından tutuklanmasını protesto etmek için 8 aydır açlık grevinde (Reuters)
TT

Eşimi kurtarmak için açlık grevi yaptım: Starmer neden Leyla Suveyf'e de yardım etmiyor?

Mısır'da hapis yatan bir Britanya vatandaşının annesi Leyla Suveyf, insan hakları aktivisti oğlu Ala Abdulfettah'ın Mısır hükümeti tarafından tutuklanmasını protesto etmek için 8 aydır açlık grevinde (Reuters)
Mısır'da hapis yatan bir Britanya vatandaşının annesi Leyla Suveyf, insan hakları aktivisti oğlu Ala Abdulfettah'ın Mısır hükümeti tarafından tutuklanmasını protesto etmek için 8 aydır açlık grevinde (Reuters)

Richard Ratcliffe & Nazanin Zaghari-Ratcliffe

Çocuğunuzla aranıza hapishane duvarları girmesinin acısını tarif etmek neredeyse imkansız. Ailemizin 6 yıllık çilesi sırasında, İran'ın "adalet" sisteminin keyfi işleyişi tarafından Nazanin'in kızımız Gabriella'dan ayrı tutulmasının acımasızlığı bizi sık sık boğulma noktasına getirdi.

Şimdi sevgili dostumuz Leyla Suveyf'in, en büyük çocuğu Ala Abdulfettah'ı kurtarmak için yaşamla ölümün kıyısında olduğunu görmek yüreğimizi parçalıyor. Cesur ve ilkeli bir yazar olan Mısır asıllı Britanyalı Ala, yıllarını annesinden, küçük çocuğundan ve kız kardeşlerinden ayrı bir şekilde hapiste geçirmeyi hak edecek hiçbir şey yapmadı.

Nazanin gibi Ala da düzmece bir yargılama sürecinin ardından hukuka aykırı olarak hapsedildi; bu gerçek Birleşmiş Milletler uzmanları tarafından da teyit edildi. Nazanin gibi, onun da ailesinin kaderi giderek daha fazla Britanya hükümetinin çabalarına bağlı hale geliyor. Hükümet davayı çözme imkanına sahip olmasına rağmen bu dayanılmaz adaletsizliğe tepki vermek için çok geç kaldı ve buna sadece diplomatik bir pürüz gibi yaklaştı.

İşkenceyle ilgili bir Facebook paylaşımı nedeniyle aldığı son 5 yıllık hapis cezası eylülde sona ermesine rağmen serbest bırakılmaması ve Britanya hükümetinden herhangi bir açıklama gelmemesi üzerine Leyla protesto için açlık grevine başladı. Neredeyse 9 ayın ardından açlık grevini hâlâ sürdürüyor. Fakat şu anda Londra'nın merkezindeki bir hastanede yatıyor.

Geçen hafta Leyla'yı yatağının başında ziyaret ettiğimizde, kızları tehlikeli derecede düşük kan şekeri seviyesini endişeyle izliyordu. Direnci tek kelimeyle hayret verici ancak vücudu sonsuza kadar dayanamaz. Doktorları ona besin alması için yalvarıyor ancak o, oğlunun serbest bırakılmasına yönelik somut bir ilerleme olmadan geri adım atmamaya kararlı. Herkese, hapishane duvarlarının ardındaki Ala'nın da neredeyse 100 gündür açlık grevinde olduğunu hatırlatıyor.

Leyla'nın protestosu, bize Richard'ın 2021'de Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığı önünde 21 gün süren açlık grevi ve oturma eylemini, vücudunun iflas etmesinin yarattığı hisleri, geriye sadece inatçı bir irade kalmasını ve ailenin gözlerinde büyüyen korkuyu hatırlatıyor. Richard bu adımı, Britanya hükümetinin Nazanin'in de cezasının sona ermesini önemsememesi, Birleşik Krallık olup biteni izlerken İranlıların onu yeniden mahkum ederek yeni bir hapis cezasına hazır olması gerektiğini söylemesi üzerine çaresizlik içinde atmıştı. 

Richard, Londra'nın bir kaldırımında aç ve üşümüş bir şekilde otururken, dönemin muhalefet lideri Keir Starmer onu ziyaret etmişti. Birkaç gün sonra, o sırada Tahran'da ev hapsinde tutulan Nazanin'i aramış ve eve dönmesini sağlamak için elinden geleni yapacağına söz vermişti. Ailemize verdiği söz, onun özgürlüğü için sürdürdüğü destek ve hükümete karşı kararlılığı, kampanyamızın nihai başarısında önemli bir rol oynamıştı. Starmer, Nazanin eve döndükten birkaç gün sonra bizimle kutlama fotoğrafı çektirmişti.

Şimdi bizim başbakan olan Starmer'dan istediğimiz, Ala'nın serbest bırakılması için de aynı liderliği göstermesi. Şubatta Leyla'la görüşen Starmer, Ala'nın serbest bırakılması için baskı yapacağına dair bir söz daha verdi. Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'yle bu konuyu görüştü ve ailenin yaşadığı "ıstırabı" vurguladı.

Bunlar iyi ilk adımlardı ancak Ala ve ailesinin çok daha fazlasına, daha hızlı bir şekilde ihtiyacı var. Davamızda politikacıların sözlerinin gücünü, hem olumlu hem de olumsuz yönleriyle çok iyi öğrendik. Ancak bir hükümeti sözleriyle değil, eylemleriyle yargılamayı da öğrendik. Önde gelen parlamenterler ve eski üst düzey diplomatlar, haksız hapis cezalarının risklerini vurgulamak için Britanya'nın Mısır'a seyahat tavsiyelerini gözden geçirmeyi, yasal işlem başlatmayı ve hatta yaptırımları değerlendirmeyi de içeren daha güçlü adımlar atılması çağrısında bulunuyor. Bizim davamızda İran'a karşı tüm bunlar yapıldı.

Bu hükümet, bizim davamızdan dersler çıkaracağına ve keyfi bir şekilde gözaltına alınan Britanya vatandaşlarının korunmasını dış politikasının temel direklerinden biri haline getireceğine söz vererek iktidara geldi. Nazanin, İşçi Partisi Konferansı'nda bu açıklamayı dinlemesi için davet edildi. Seçim manifestosunda konsolosluk korumasının yasal bir hak olarak tanınacağı taahhüt edildi ve hâlâ bu sözün tutulmasını bekliyoruz. Gölge Dışişleri Bakanı David Lammy, Ala'nın davasında Tory hükümetinin tutumunu sık sık eleştirmişti. Şimdiyse onun kararları Leyla'nın açlık grevini tetikledi.

Nihayetinde Ala'nın davası, tıpkı öncesinde Nazanin'in davası gibi, bu hükümete basit bir soru soruyor: Yurtdışında haksız hapis cezaları sözkonusu olduğunda, Britanya pasaportunun sunduğu korumanın gerçekte bir anlamı var mı? Muhalefetin vaatleri, politikacılar iktidara geldiğinde genellikle unutuluyor. Ancak insanların hükümetlerinin koruması olmadan son derece savunmasız kaldığı keyfi gözaltı ve işkence durumunda, sözlerin tutulmaması bilhassa travmatik sonuçlar doğurabiliyor. Bunu, başbakanın sözünü tutmasını yıllarca beklediğimiz kendi davamızda da gördük.

Giderek artan bir şekilde şu soru da soruluyor: Bir annenin sevgisinin bedeli nedir? Nazanin, Gabriella'dan zorla ayrılmanın üstesinden gelmek için hiç bilmediği bir güç rezervine ihtiyaç duydu. Leyla, oğluna kavuşmak için vücudundaki son enerji damlasını kullanıyor. Bu hafta onu ziyaret etmek insana tevazu veren ama aynı zamanda unutulmaz bir deneyimdi. Artık bütün aile tutsak durumda.

Başbakan ve hükümetinden sözlerini tutmalarını rica ediyoruz: Ala'yı evine, Leyla'ya kavuşturmanın ve umutsuzluk bir başka aileyi vurmadan önce bu ülkenin, vatandaşlarının keyfi bir şekilde gözaltına alınmasını ele alma şeklini değiştirmenin zamanı geldi.

Independent Türkçe