Paris'te İslamofobi konulu konferans düzenlendi

Fotoğraf: Esra Taşkın/AA
Fotoğraf: Esra Taşkın/AA
TT

Paris'te İslamofobi konulu konferans düzenlendi

Fotoğraf: Esra Taşkın/AA
Fotoğraf: Esra Taşkın/AA

Fransa'nın başkenti Paris'te, Müslüman karşıtlığı (İslamofobi) konulu konferans gerçekleştirildi.

Paris'teki konferansa, "Başörtülü Kızlar Konuşuyor" başlıklı kitabın yazarı İsmahane Chouder, Fransız siyasetçi Adel Amara, "Parti des İndigenes de la Republique" partisinin kurucusu Mehdi Meftah, Fransa'da Müslüman Öğrenciler (EMF) derneğinin eski halkla ilişkiler sorumlusu Soundouce Khemies, Yeni Antikapitalist Parti (NPA) üyesi Hafiza B. Kreje, Siyaset Bilimi alanında araştırmalar yapan Romy Dematon, Chafika isimli Londra merkezli sivil toplum kuruluşu CAGE üyesi, Yahudi asıllı Fransız Laurent Levy, Perspectives Musulmanes Hareketi üyeleri Maria De Cartena, Elias İmzalene ve Ahmed İbrahim katıldı.

İslamofobi konulu konferans, Fransa'da 15 Mart 2004'te yürürlüğe giren, ilk ve orta dereceli tüm kamu okullarında başörtü dahil dini simgelerin kullanımını yasaklayan yasanın 20. yıl dönümü kapsamında yapıldı. Söz konusu yasa, "2004 yasası" olarak da biliniyor.

Konferansta konuşan Chouder, ırkçı, cinsiyetçi ve Müslüman karşıtı olarak nitelediği 2004 yasasının, 1905 laiklik yasasının mimarlarının aklındaki "laiklik prensibine" aykırı olduğu belirtti.

- İslamofobi çoğunlukla kadınları mağdur ediyor

Okullarda dini simgeleri yasaklayan yasayla Müslümanların başörtüsünün hedef alındığının altını çizen Chouder, ülkedeki Müslüman karşıtlığı mağdurlarının yüzde 70'ini kadınların oluşturduğuna dikkati çekti.

Amara, bu yasanın Fransa'daki İslamofobi için "dönüm noktası" oluşturduğunu belirterek, "İslamofobi, Müslümanlara veya Müslüman olduğu düşünülen kişilere yönelik düşmanlık tutumudur. (İslamofobi) Devlet eliyle yapılan faşist, otoriter, ırkçı bir siyasi projedir." açıklamasında bulundu.

Müslüman karşıtlığının vatandaşların hayatlarında somut etkileri olduğuna vurgu yapan Amara, Fransa'da kapatılan camilerin ve genç kızların okulda giydiği abayanın (uzun elbise) polemik yarattığını hatırlattı.

Amara, 2004 yasasının müzakereleri sırasında başörtülü kızların hedef alındığının gözlemlediğini anlatarak, bu yasasının yürürlükten kaldırılmasının tartışılmasını istedi.

Meftah, Fransa'da Müslümanlar bulunduğundan bu yana Müslüman karşıtlığının da var olduğunu söyledi.

Ülkedeki İslamofobinin geçmişini Fransız sömürge tarihine dayandıran Meftah, "İslamofobiye karşı mücadele etmeyen, adalet için mücadele etmiyordur." dedi.

De Cartena, 2004 yasasının ülkedeki Müslüman karşıtı mevzuata "ilham verdiğine" işaret etti.

Bu yasanın uygulandığı alanın gittikçe genişlediğine dikkati çeken De Cartena, başörtülü annelerin okul gezilerine katılmasının giderek daha fazla reddedildiğini ifade etti.

De Cartena, bazı belediye başkanlarının gelinlerden nikah sırasında başörtülerini çıkarmasını istediğini kaydederek, 24 Ağustos 2021'de yürürlüğe giren "Cumhuriyet Değerlerine Saygıyı Güçlendiren Prensipler" adlı yasayla ülkedeki Müslümanların "alt sınıf vatandaş" konumuna gerilediği yorumunu yaptı.

- İslamofobi nedeniyle gençler gitmek istiyor

Kreje, Fransızların çoğunlukla Müslüman karşıtı politikaları desteklemesinin rağmen, gençlerin bu politikaları reddettiğini belirterek, Fransa'daki İslamofobik ve ırkçı atmosfer karşısında gençlerin ülkeden ayrılmak istediğini söyledi.

İmzalene, İslamofobinin sadece eylemlerden ibaret olmadığını, bir siyasi program oluşturduğunu belirtti.

İslamofobiyi, "Müslüman toplumun oluşmasını ve görünürlüğünü engelleyen her şey" olarak tanımlayan İmzalene, tüm ayrımcı yasalara rağmen Müslümanların hala Fransa'da yaşadığını ifade etti.

- İslamofobiye karşı her alanda mücadele çağrısı

İmzalene, Müslümanlara her alanda İslamofobi ile mücadele etme çağrısında bulundu.

Khemies, EMF'nin yaptığı araştırma kapsamında 500 öğrencinin yüzde 38'inin yükseköğrenimde Müslüman karşıtı ayrımcılığa maruz kaldığını söylediğini belirtti.

Dematon, Fransa'da Müslümanların kendilerine ait medya kurmalarının önemine dikkati çekti.

Levy, dini simgeleri yasaklayan yasa çıkmadan önce, 2003'te okula başörtüsüyle giden 2 kızının okuldan atıldığını anlattı.

Chafika, Fransa'daki İslamofobinin Avrupa kıtasında "örnek" alındığına işaret etti.

İbrahim, Hindistan'ın Fransa'daki Müslüman karşıtı politikalardan ilham aldığını söyledi.



"Amerikan paralı askerleri, yardım kuyruğundaki Filistinlileri katlediyor"

GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinli yardım bölgelerinde öldürüldü (AFP)
GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinli yardım bölgelerinde öldürüldü (AFP)
TT

"Amerikan paralı askerleri, yardım kuyruğundaki Filistinlileri katlediyor"

GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinli yardım bölgelerinde öldürüldü (AFP)
GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinli yardım bölgelerinde öldürüldü (AFP)

ABD'li güvenlik şirketlerine bağlı paralı askerlerin Gazze'de yardım almaya çalışan Filistinlileri öldürdüğü iddiaları gündemden düşmüyor.

ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) erzak dağıtım bölgelerinde görev yapan eski güvenlik görevlilerinden biri, paralı askerlerin savunmasız sivillere ateş açtığını savunuyor.

Kimliğinin gizli kalması koşuluyla BBC'ye konuşan görgü tanığı, paralı askerlerin hiçbir tehdit oluşturmayan aç Filistinlilere makineli tüfeklerle saldırdığını ileri sürüyor.

Kaynak, bir paralı askerin, erzak dağıtım noktasından yavaş ayrıldıkları gerekçesiyle kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan bir gruba makineli tüfekle ateş açtığını iddia ediyor.

GHF'nin yardım bölgelerinde görev yapmış paralı asker, şahit olduğu bir diğer olayı da şöyle anlatıyor:

Paralı askerler kalabalığa 15 ila 20 el ateş açtı. Filistinli bir adam yere düştü, hareketsiz kaldı. Orada duran diğer paralı asker de 'Vay canına, sanırım bir tane vurdun' dedi. Sonra da gülüştüler.

Kaynak, olayın GHF'ye raporlandığını fakat yöneticilerin Filistinli adamın "yorgun düşüp bayılmış ya da ayağı takılmış" olabileceğini savunduğunu iddia ediyor.

Ayrıca paralı askerlere standart operasyon prosedürleri verilmediğini ve bir ekip liderinin kendilerine "Tehdit altında hissederseniz öldürmek için ateş edin" dediğini savunuyor. Kaynak, GHF'nin kültürünü şöyle özetliyor:

Gazze'ye gidiyoruz, o yüzden kural yok. Ne istiyorsanız onu yapın.

Diğer yandan ABD-İsrail destekli yardım kuruluşu, bir dönem kendileriyle çalışmış bu kişinin iddialarının gerçeği yansıtmadığını iddia ediyor.

Amerikan haber ajansı Associated Press de dünkü haberinde, ABD'li paralı askerlerin gerçek mermi kullandığını ve Filistinlileri öldürdüğünü yazmıştı. GHF bu haberi de yalanlamıştı.

Bunlara ek olarak eski Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Joseph Borrell, Amerikan paralı askerlerinin bir ayda 550 Gazzeliyi öldürdüğünü savunmuştu.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

Öte yandan İsrail-Hamas arasında ateşkes görüşmeleri de hızlandırıldı. Suudi Arabistan merkezli medya kuruluşu Şark News'ün aktardığına göre Hamas, silah bırakma meselesinde "esnek" davranabilir.

Filistinli örgütün, Katar ve Mısır aracılığıyla silah kaçakçılığına son vermeyi, Gazze Şeridi'ndeki silah üretim faaliyetlerini durdurmayı ve mevcut silah stoklarını başka bir yerde depolanması için teslim edebileceği savunuluyor. Hamas'ın İsrail ve ABD'nin 60 günlük ateşkes teklifine henüz yanıt vermediği aktarılıyor.

Independent Türkçe, BBC, Times of Israel, AP