Fare yakalayan bir çocuktan kaplanları evcilleştiren bir başkana: Vladimir Putin

Rus Çarı’nın pek çok hobisi vardı ama etkileme arzusu aynıydı.

Okçuluk, avcılık, tüplü dalış, yamaç paraşütü, dövüş sporları... Bunlar Vladimir Putin'in hobilerinden sadece birkaçı (AP)
Okçuluk, avcılık, tüplü dalış, yamaç paraşütü, dövüş sporları... Bunlar Vladimir Putin'in hobilerinden sadece birkaçı (AP)
TT

Fare yakalayan bir çocuktan kaplanları evcilleştiren bir başkana: Vladimir Putin

Okçuluk, avcılık, tüplü dalış, yamaç paraşütü, dövüş sporları... Bunlar Vladimir Putin'in hobilerinden sadece birkaçı (AP)
Okçuluk, avcılık, tüplü dalış, yamaç paraşütü, dövüş sporları... Bunlar Vladimir Putin'in hobilerinden sadece birkaçı (AP)

Diğer devlet başkanları arasında Vladimir Putin, sıradan olanlardan tuhaf olanlara kadar değişen hobiler konusunda rekoru elinde tutuyor. Her ne kadar Ukrayna savaşının patlak vermesinden bu yana hobilerini sergilemeyi azaltmış olsa da, kaplanları evcilleştirmekten yamaç paraşütüne, piyano çalmaktan resmi törenlerde şarkı söylemeye kadar olağanüstü yeteneklerini Rus ve uluslararası kamuoyuyla paylaşma fırsatını hiçbir zaman kaçırmadı.

Putin'in sesi çok güzel olmayabilir. Ancak geçtiğimiz ay okul öğrencilerine katılıp onlarla birlikte ülkenin milli marşını söylediğinde olduğu gibi, Rus halkına vatanseverlik aşılamak için bu sesi kullanmaktan çekinmiyor.

Fareler arasında geçen bir çocukluk

Vladimir Putin çocukken müzik eğitimi almadı. Zira yoksul ailesi için bu bir lükstü. Doğduğu yıl (1952), memleketi St. Petersburg halen İkinci Dünya Savaşı sırasındaki Nazi kuşatmasının etkilerini taşıyordu. Ailesi iki çocuğunu hastalıklar nedeniyle kaybetmişti.

Çocukken... Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin zor koşullar altında yaşadı. (X)
Çocukken... Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin zor koşullar altında yaşadı. (X)

Putin, bu zorlu çocukluk döneminden nadiren bahseder. Bir röportajında, kendisinin ve arkadaşlarının sopalarla kovalamak ve ortadan kaldırmakla meşgul olduğu fare ordularının işgal ettiği ‘korkunç’ bir apartman dairesinde büyüdüğünü söylemişti.

Putin'in biyografi yazarları onun çocukluğunu ‘kötü, aç ve fakir’ olarak tanımlama konusunda hemfikir. Diğer taraftan Putin’in eski öğretmenlerinden biri, ailesinin diğer iki aileyle paylaştığı evin sıcak su gibi en temel ihtiyaçlardan bile yoksun olması nedeniyle ‘soğuk ve kötü’ yaşam koşullarından bahsetmişti.

Putin judo sporuyla meşru müdafaayı öğrendi. (EPA)
Putin judo sporuyla meşru müdafaayı öğrendi. (EPA)

Putin, okulda ve sokakta hakaretlere ve zorbalığa maruz kaldı. Gençlik yıllarında, savunmasızlığın kaderi olmadığını fark etti ve sokak çetelerine yakınlaştı. Burada önemli bir kural olarak tanımladığı şeyi öğrendi: “Eğer kavgadan kaçamıyorsan, ilk yumruğu sen at.”

Judoda siyah kuşak

Savunma sporları, 11 yaşında judo derslerine başlayan Vladimir Putin için bir hobiden çok daha fazlasıydı. Putin, okulda ve sokakta karşılaştığı tavırlara bir tepki olarak ve vücudunun yaşıtlarına kıyasla zayıf olduğu bir dönemde güçlü bir fiziğe sahip olma arzusuyla bu dünyaya adım attı.

Putin başarılı bir judocu oldu, birçok yerel yarışmayı kazandı ve judoda siyah kuşak sahibi oldu. Ringlerin dışında Rusya Devlet Başkanı, 2000 yılında ‘Vladimir Putin ile Judo Öğrenmek’ ve 2004 yılında ‘Judo: Tarih, Teori ve Uygulama’ adlı iki kitabın ortak yazarlığını yaptı.

Buzda yüzme

Vladimir Putin iktidara geldiğinden beri güç ve erkeklik görünümlerinden faydalanmaya hevesli bir çizgide ilerliyor. Örneğin judo ya da karate yaptığı videolar medya stratejisinin bir parçası. Ayrıca onun çıplak göğüslü, vahşi hayvanları ve balıkları avladığı veya ata bindiği pek çok yaygın fotoğraf da var.

Judo ve avcılık, çocukluğundan beri ona eşlik eden ilgi alanları olsa da, bazı hobiler daha sonra ortaya çıktı ve Putin için bir ritüel haline geldi. Örneğin Amerikan Newsweek dergisine göre Putin her yıl buzul göllerinin sularında yüzüyor. Yüzmenin günlük programında önemli bir spor olduğu bilinen Putin, her gün iki saatini buna ayırmaya çalışıyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Karadeniz'deki Taman Koyu'nda şnorkelle dalış yapıyor. (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Karadeniz'deki Taman Koyu'nda şnorkelle dalış yapıyor. (AP)

Putin'in su sevgisi geleneksel yüzmeyle sınırlı değil. Zira kendisi aynı zamanda hevesli bir dalgıç. 2011 yılında Karadeniz'in derinliklerine yaptığı bir gezi sırasında (bazı Rus medyasının eleştiri ve alaylarına yol açacak şekilde) antik Yunan dönemine ait olduğu söylenen kavanoz kalıntılarına rastladı.

Spor salonunda siyaset

Putin'in günlük bir spor salonu rutini var. Spor yapıyor ve hatta eski Başbakan Dmitriy Medvedev ile yaptığı gibi bazı resmi toplantılarını spor salonunda gerçekleştiriyor. İkili, halterde yarışıyor, önemli siyasi kararları tartışıyor ve ardından öğle yemeği için et ızgara yapıyor.

Putin ile Medvedev arasında siyasi-sportif görüşmeler (Reuters)
Putin ile Medvedev arasında siyasi-sportif görüşmeler (Reuters)

Putin'in gücünü göstermek için en sevdiği sporlardan bir diğeri de buz hokeyi. 2015'teki 63’üncü yaş gününde, uluslararası hokey yıldızları, Rus milli takım oyuncuları ve bir dizi resmi yetkiliyle birlikte Soçi'de bir spor gösterisiyle kutlama yapmaya karar verdi. O maçta Putin yedi gol atarak takımına maçı kazandırdı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 2015'te bir buz hokeyi maçında (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 2015'te bir buz hokeyi maçında (AP)

Karada, denizde ve havada çok çeşitli hobileri olan Putin, askeri uçak uçurma keyfinin yanı sıra, 2012 yılında Sibirya ormanları üzerindeki yolculuklarında onlara eşlik etmek için yamaç paraşütüyle uçarak göçmen kuşların korunmasının önemi konusunda bir bilinçlendirme kampanyası başlatmaktan da geri durmadı.

Putin göçmen kuşların korunmasına yönelik farkındalık kampanyasında planör uçurdu (X)
Putin göçmen kuşların korunmasına yönelik farkındalık kampanyasında planör uçurdu (X)

Daha fazla adrenalin için Putin, saatte 240 kilometreyi aşan hızla Formula 1 arabasını bizzat kullandı.

Putin'in rutini

Medyada yer alan çeşitli haberlere göre Putin geç kalkıyor. Manşetlere baktıktan sonra kahvaltıda omlet ya da bıldırcın yumurtalı yulaf lapası yiyor ve meyve suyu içiyor. Ardından rutin sporunu yapıyor. Tüm bu malzemeler başkanlık mutfağı tarafından Rusya Patriği Kirill'in yerel çiftlik arazisinden temin ediliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Putin'le Rus dondurması yiyor (Rus TV)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Putin'le Rus dondurması yiyor (Rus TV)

Kremlin'in eski şefi verdiği bir röportajda Putin'in en sevdiği yemeğin meyve aromalı dondurma olduğunu söyledi. Putin, Rus dondurmasına o kadar düşkün ki dünya liderlerini Moskova'ya yaptıkları resmi ziyaretler sırasında bu dondurmadan yemeye davet ediyor ve Çin'e ihraç edilmesi ve tanıtılması için yürütülen bir kampanyayı bizzat yönetiyor.

Hayvanlara aşık

Putin hem küçük ve büyük hem de yırtıcı hayvanlara olan düşkünlüğüyle tanınıyor. Evcilleştirdiği kaplanlara özel ilgi gösteriyor. Bazen siyasi mesajlar vermek için kullandığı çok sayıda köpeği de günlük programına eşlik ediyor. Tıpkı 2007 yılında, köpek korkusuyla bilinen eski Almanya Başbakanı Angela Merkel ile resmi bir görüşme sırasında siyah köpeği Koni’nin ofis içinde gezmesi örneğinde olduğu gibi.

Merkel-Putin görüşmesi sırasında ofis içinde gezen Koni isimli köpek (AFP)
Merkel-Putin görüşmesi sırasında ofis içinde gezen Koni isimli köpek (AFP)

Putin'in 1999 yılında Rusya Devlet Başkanı olmasından bu yana pazarladığı enerjik, sportif ve cana yakın başkan imajı, ülkesinin Ukrayna'daki savaşı nedeniyle son iki yılda ciddi bir şekilde sarsıldı.



İsrail, İran'ın nükleer tesislerine "sınırlı" bir saldırı başlatmayı düşünüyor

Tahran'ın yaklaşık 322 kilometre (200 mil) güneyinde yer alan Natanz'daki uranyum zenginleştirme tesisinin genel görünümü (Reuters)
Tahran'ın yaklaşık 322 kilometre (200 mil) güneyinde yer alan Natanz'daki uranyum zenginleştirme tesisinin genel görünümü (Reuters)
TT

İsrail, İran'ın nükleer tesislerine "sınırlı" bir saldırı başlatmayı düşünüyor

Tahran'ın yaklaşık 322 kilometre (200 mil) güneyinde yer alan Natanz'daki uranyum zenginleştirme tesisinin genel görünümü (Reuters)
Tahran'ın yaklaşık 322 kilometre (200 mil) güneyinde yer alan Natanz'daki uranyum zenginleştirme tesisinin genel görünümü (Reuters)

İsrailli bir yetkili ve konu hakkında bilgi sahibi iki kaynağın Reuters'a verdiği bilgiye göre, ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya ABD'nin şu anda böyle bir hamleyi desteklemeye hazır olmadığını söylemesine rağmen, İsrail önümüzdeki aylarda İran'ın nükleer tesislerine yönelik bir saldırıyı göz ardı etmiyor.

İsrailli yetkililer Tahran'ın nükleer silah edinmesini engelleme sözü verirken, Netanyahu da İran'la yapılacak her türlü müzakerenin nükleer programın tamamen ortadan kaldırılmasıyla sonuçlanması gerektiğinde ısrar ediyor.

ABD ve İran arasındaki nükleer ön görüşmelerin ikinci turu, geçen hafta Muskat'ta yapılan ilk turun ardından bugün Roma'da gerçekleştirilecek.

İsrail geçtiğimiz aylarda ABD Başkanı Donald Trump yönetimine İran tesislerine saldırmak için bir dizi seçenek sundu ve bunlardan bazılarının ilkbahar sonu ile yaz aylarında yapılması planlanıyor.

Kaynaklara göre bu planlar, Tahran'ın nükleer programını silah haline getirme kabiliyetini aylarca, bir yıl veya daha uzun süre sekteye uğratabilecek. Operasyon, yoğunluğu değişen hava saldırıları ve komando operasyonlarının bir karışımını içeriyor.

New York Times çarşamba günü, Trump'ın bu ayın başlarında Beyaz Saray'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede, Washington'un Tahran ile diplomatik görüşmelere öncelik vermek istediğini ve kısa vadede İran'ın nükleer tesislerine yönelik bir saldırıyı desteklemeye hazır olmadığını söylediğini aktardı.

Ancak İsrailli yetkililer, ordularının İran'a daha az ABD desteği gerektirecek sınırlı bir saldırı düzenleyebileceğine inandıklarını ifade ettiler. Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre bu saldırı İsrail'in başlangıçta önerdiğinden çok daha küçük çaplı olacak.

Özellikle nükleer anlaşmayla ilgili görüşmeler başlarken İsrail'in böyle bir saldırıyı gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği ya da ne zaman gerçekleştireceği belirsiz.

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AP)İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AP)

Bu hamlenin Trump'ı yabancılaştırması ve ABD'nin İsrail'e verdiği daha geniş desteği tehlikeye atması muhtemeldir.

Biden yönetiminden iki eski üst düzey yetkili Reuters'a yaptıkları açıklamada, planların bazı bölümlerinin geçen yıl Biden yönetimine sunulduğunu söyledi. Planların neredeyse tamamı doğrudan askeri müdahale ya da istihbarat paylaşımı yoluyla ABD'nin önemli ölçüde desteğini gerektiriyordu. İsrail ayrıca Washington'dan İran'ın misilleme yapması halinde, İsrail'in kendisini savunmasına yardım etmesini istedi.

Yorum talebine yanıt olarak ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Reuters'e Trump'ın perşembe günü gazetecilere İsrail'i bir saldırı başlatmaktan caydırmadığını, ancak Tahran'a karşı askeri eylemi desteklemek için “acele etmediğini” söylediği yorumlarına atıfta bulundu.

Trump şöyle dedi: “Bence İran'ın büyük bir ülke olma ve ölüm olmadan mutlu yaşama şansı var. Bu benim ilk tercihim. Eğer ikinci bir seçenek varsa, bunun İran için çok kötü olacağını ve İran'ın diyalog istediğini düşünüyorum” dedi.

Üst düzey bir İsrailli yetkili Reuters'a yaptığı açıklamada, İran'ın vurulması konusunda henüz bir karar alınmadığını belirtti.

İranlı üst düzey bir güvenlik yetkilisi, Tahran'ın İsrail'in planlarından haberdar olduğunu ve herhangi bir saldırının “İran'dan sert ve kararlı bir yanıt” alacağını söyledi.

ABD'ni başkanı Donald Trump (Reuters)ABD'ni başkanı Donald Trump (Reuters)

Yetkili Reuters'a yaptığı açıklamada, “Güvenilir kaynaklardan İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine büyük bir saldırı planladığına dair istihbarat aldık. Bu, İran'ın nükleer programı konusunda devam eden diplomatik çabalardan duyulan memnuniyetsizlikten ve Netanyahu'nun siyasi hayatta kalma aracı olarak çatışmaya duyduğu ihtiyaçtan kaynaklanıyor” değerlendirmesinde bulundu.

İran ve ABD arasında Tahran'ın nükleer hedefleri konusunda on yıllardır süren anlaşmazlığı çözmek üzere yürütülen görüşmelerin ikinci turu bugün Roma'da başlıyor.

Bazı İranlı yetkililerin yaptırımların yakında kaldırılabileceği yönündeki spekülasyonlarının ardından Tahran, anlaşmaya hızlı bir şekilde varılabileceği yönündeki beklentileri en aza indirmeye çalışıyor. İran Lideri Ali Hamaney geçen hafta yaptığı açıklamada “ne aşırı iyimser ne de aşırı kötümser” olduğunu söyledi.

ABD yönetimi İran'ın nükleer sorununu çözmenin en iyi yolu konusunda ikiye bölünmüşken, son birkaç gündür müzakerelere yeniden başlama şansını araştırmak üzere Arap ve uluslararası başkentlere diplomatik seferler düzenleniyor.

Tahran ve Washington arasındaki nükleer görüşmelerin ikinci turunun arifesinde İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi dün yaptığı açıklamada, ABD'nin niyetleri konusunda “ciddi şüpheleri” olduğunu söyledi.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) Direktörü Rafael Grossi, ABD ve İran'ın yeni bir nükleer anlaşmaya varmak için çok az zamanı olduğunu vurgularken, İran Dışişleri Bakanlığı ajansın devam eden görüşmelere katılması önerisini “henüz çok erken olduğu için” reddetti.

Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Müdürü Rafael Grossi Tahran'daki görüşme öncesinde (AP)Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Müdürü Rafael Grossi Tahran'daki görüşme öncesinde (AP)

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) İran'ın uranyumu yüzde 60 gibi yüksek bir oranda zenginleştiren nükleer silah sahibi olmayan tek ülke olduğunu ve bu oranın nükleer silah yapmak için gereken yüzde 90'a yakın olduğunu bildirirken, İran'ın büyük miktarlarda bölünebilir madde stoklamaya devam ettiğine dikkat çekiyor.