4 soruda dünyanın en büyük genel seçimleri: Hindistan'da neler yaşanacak?

Hindistan Başbakanı Narendra Modi, koltuğunu korumak istiyor

Uzmanlara göre Modi, yüksek ihtimalle iktidarını üçüncü kez korumayı başaracak (Reuters)
Uzmanlara göre Modi, yüksek ihtimalle iktidarını üçüncü kez korumayı başaracak (Reuters)
TT

4 soruda dünyanın en büyük genel seçimleri: Hindistan'da neler yaşanacak?

Uzmanlara göre Modi, yüksek ihtimalle iktidarını üçüncü kez korumayı başaracak (Reuters)
Uzmanlara göre Modi, yüksek ihtimalle iktidarını üçüncü kez korumayı başaracak (Reuters)

Dünyanın en kalabalık ülkesi Hindistan'da seçim maratonu 19 Nisan'da başlayacak.

1,4 milyar kişinin yaşadığı ülkede, bu yılki seçimlerde 969 milyon kişi oy kullanacak. Analizlere göre Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin seçimi kazanması öngörülürken, muhalefet özellikle istihdam sorunları üzerinden iktidara yükleniyor.

1) Kimler yarışacak?

Radikal sağcı Hindistan Halk Partisi'nden (BJP) Modi, seçimlerde iktidarını üçüncü kez korumak istiyor. 

BJP'nin liderliğindeki ittifakta 40 parti bulunuyor. Bloğun rakibiyse ana muhalefet partisi Hindistan Ulusal Kongresi (INC) liderliğinde toplanan Hindistan Ulusal Kalkınma Kapsayıcı İttifakı (INDIA).

Muhalif blok, 73 yaşındaki Modi karşısına INC Genel Başkanı Mallikarjun Kharge'yi çıkardı. 81 yaşındaki Kharge'nin yanı sıra eski Hindistan Başbakanı Rajiv Gandi'nin çocukları Rahul Gandi ve Priyanka Gandi de blokta yer alıyor. 

BJP karşıtı ittifakta, Delhi eyaletini yöneten Aam Aadmi Partisi (AAP) de dahil 41 farklı parti var. 

AAP'li Delhi Eyalet Başkanı Arvind Kejriwal'in 21 Mart'ta gözaltına alınması da muhalefetten tepki topladı. Kejriwal, Delhi'deki alkol satış ruhsatları üzerinden usulsüzlük yapmakla suçlanıyor. 

INC ve AAP'den yapılan açıklamalarda, seçim kampanyası yürütülen bir dönemde gelen gözaltıyla Modi'nin muhalefeti zayıflatmaya çalıştığı öne sürüyor. BJP ise iddiaları reddediyor.

2) Seçimde öne çıkan konular neler?

Modi, son dönemde ABD'yle gelişen ilişkilere işaret ederek ülkenin kalkınması üzerinden bir kampanya yürütüyor.

Apple ve Dell gibi Amerikalı teknoloji devleri, son dönemde ülkede yeni fabrikalar açtı.

Hindistan lideri ayrıca 800 milyon yoksul aileye ücretsiz bakliyat yardımının yanı sıra dar gelirli ailelerdeki kadınlara aylık 1250 Hint Rupisi (yaklaşık 485 TL) maddi destek de sağlıyor.

Buna karşı muhalefet bloğu, bu yatırımların istihdam rakamlarına yansımadığını savunarak özellikle gençler arasında işsizliğin yüksek olduğuna dikkat çekiyor.

Cenevre merkezli Uluslararası Çalışma Örgütü'nün verilerine göre Hindistan'da üniversite mezunu gençlerin neredeyse yüzde 30'u işsiz. Ülke nüfusunun yarısından çoğu 30 yaş altındaki kişilerden oluşuyor.

Dünya Bankası'nın bu ay yayımladığı raporda, diğer Güney Asya ülkeleri gibi Hindistan'da da "istihdamın, çalışma çağındaki nüfus artışının gerisinde kaldığı" belirtilmişti.

Hindistan'da özel sektörde iş bulamayan gençler, devlet kurumlarında işe girebilmek için kıyasıya mücadele ediyor. 

Mumbai'deki Tata Sosyal Bilimler Enstitüsü'ndeki ekonomist R. Ramakumar, şu yorumu yaptı: 

İstihdam, potansiyel işgücünün demografik açıdan genişlemesine yetişemiyor. Kamudaki az sayıda pozisyona birçok başvuru gelmesinin sebeplerinden biri de bu.

INC, iktidara gelmesi durumunda memuriyette 3 milyon kişilik ek istihdam oluşturulacağını ve kadınlara verilen desteğin artırılacağını vaat ediyor.  

Memuriyet sınavına 5 kez girdiğini ve başarılı olamadığını söyleyen 34 yaşındaki Ganesh Gore, "Hiçbir siyasetçi ya da parti bize yardım edemez. Onlar para yemekle uğraşıyor" dedi.

3) Seçim sistemi nasıl işliyor?

İktidardaki BJP partisi, Hindistan Parlementosu'nun alt kanadı Lok Sabha'da çoğunluğu korumayı hedefliyor. 

Lok Sabha, ülkenin başbakanını belirliyor. Daha sonra başbakan da birlikte çalışacağı bakanları seçiyor. 

543 sandalyeli Lok Sabha'da çoğunluğu sağlamak isteyen partinin 272 koltuk kazanması gerekli. 

2019'daki seçimlerde BJP, mecliste 296 koltuk alırken, liderliğini yaptığı radikal sağcı ittifak toplamda 346 sandalyeye sahip. INC ise seçimlerde 50 sandalyede kaldı. Muhalif bloğun toplam koltuk sayısıysa 116. Geri kalan 50 kişi bağımsız milletvekillerinden oluşurken, 13 sandalye boşta. 
 

Seçimlerde halk farklı bölgelerde ve farklı tarihlerde sandık başına gidecek. 19 Nisan, 26 Nisan, 7 Mayıs, 13 Mayıs, 20 Mayıs, 25 Mayıs ve son olarak 1 Haziran'da oy kullanılacak. Sonuçlar 4 Haziran'da açıklanacak. 

Seçim kanunlarına göre her yerleşim yerine en az 2 kilometre mesafede bir oy kullanma merkezi kurulması gerekiyor. 2019'daki seçimlerde en az 1 milyon merkez kuruldu ve buralara yaklaşık 1,7 milyon elektronik oy kullanma cihazı yerleştirildi. 

Buna ek olarak seçim güvenliğinin sağlanması da sürecin uzamasına neden olan unsurlar arasında. Seçimlerin farklı tarihlerde yapılması, güvenlik görevlilerinin de değişik bölgelerde konuşlandırılabilmesini sağlıyor.

4) Nasıl bir tablo bekleniyor?

ABD'nin önde gelen medya kuruluşlarından Bloomberg'ün analizinde, Modi'nin fazla zorlanmadan üçüncü kez seçimlerde galip gelebileceği savunuldu. Haberde özellikle teknoloji firmalarından gelen yatırımları öne çıkararak Modi'nin elini güçlendirdiği yazıldı.

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, Modi'nin Hindu milliyetçisi politikalarıyla muhalefet üzerindeki baskıyı artırdığına işaret edildi. 

Haberde, Uttar Pradeş eyaletinin Ayodhya şehrinde, eskiden tarihi bir caminin yer aldığı arazide inşa edilen tapınağın ocaktaki açılışı da hatırlatıldı. Analizde, Modi iktidarı altında dini bölünmelerin giderek artabileceği savunuldu.

Fransız haber ajansı AFP ise işsizlik sorununun Modi ve BJP'yi iktidardan indirebilecek bir harekete dönüşüp dönüşemeyeceğinin belli olmadığını yazdı.

BK'nin kamu yayımcısı BBC, "Modi üst üste üçüncü dönemi kazanmayı umuyor fakat muhalefet, iktidarda kalması halinde halkın birçok özgürlüğü kaybedebileceğini söylüyor" ifadelerini kullandı.

Independent Türkçe, BBC, AFP, Reuters, Bloomberg, Times of India, Carnegie Uluslararası Barış Vakfı, India Economic Times, The Hindu



Trump: Netanyahu'nun davasına ‘ona yardım etmek için’ müdahale edeceğiz

ABD Başkanı Donald Trump, hafta sonunu Florida'da geçirdikten sonra Beyaz Saray'a dönerken fotoğrafçılara el sallıyor. (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, hafta sonunu Florida'da geçirdikten sonra Beyaz Saray'a dönerken fotoğrafçılara el sallıyor. (Reuters)
TT

Trump: Netanyahu'nun davasına ‘ona yardım etmek için’ müdahale edeceğiz

ABD Başkanı Donald Trump, hafta sonunu Florida'da geçirdikten sonra Beyaz Saray'a dönerken fotoğrafçılara el sallıyor. (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, hafta sonunu Florida'da geçirdikten sonra Beyaz Saray'a dönerken fotoğrafçılara el sallıyor. (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump dün, Washington'un İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ceza davasına müdahale edeceğini açıkladı ve yargı makamlarının Netanyahu'ya kötü muamele ettiğini söyledi.

CBS'nin ‘60 Minutes’ programına uzun bir röportaj veren Trump, Netanyahu'nun yolsuzluk suçlamasıyla yargılanmasının haksızlık olduğu yönündeki görüşünü yineledi.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığına göre Trump, son aylarda davaya birkaç kez müdahale ederek, rüşvet ve dolandırıcılık suçlarından mahkûm edilen Netanyahu'ya yöneltilen suçlamaları reddetti. Trump, geçtiğimiz ay Knesset'te (İsrail parlamentosu) yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'dan Netanyahu'yu affetmesini istedi.

Kayda değer bir diğer husus ise ABD Başkanı’nın ocak ayında Beyaz Saray’a dönüşünden bu yana 59 kişiye af çıkarmış olmasıdır. Bu kişiler arasında, Trump’ın 2020 seçimlerini kaybetmesinin ardından 6 Ocak 2021’deki Kongre Binası baskınına karıştıkları için hüküm giymiş olanlar da var.

Trump, “Netanyahu’ya biraz yardım etmek için müdahale edeceğiz, çünkü yaşadıklarının haksızlık olduğunu düşünüyorum” dedi.

İsrail'in Doha'daki Hamas liderlerine yönelik başarısız saldırısının ardından Katar'dan özür dilemesi için Netanyahu'ya baskı uyguladığı gibi, Filistin devletini tanıması için de baskı uygulayabileceği ifade edildiğinde Trump, net bir karşılık vermekten kaçınarak ‘savaş zamanında başbakanla iyi çalıştığını’ belirtti. Ancak Trump, Netanyahu'ya baskı uyguladığını inkâr etmeyerek şöyle dedi: “Onu bir şekilde zorlamak zorunda kaldım.”

Trump, “Onun (Netanyahu) yaptığı bazı şeyleri beğenmedim ve bu konuda ne yaptığımı gördünüz” dedi.

Trump, Katarlı bir güvenlik görevlisi de dahil olmak üzere altı kişinin ölümüne neden olan, ancak amaçlanan hedeflerine ulaşamayan saldırıyı kamuoyuna açık bir şekilde eleştirdi.

Gazze'de arabuluculuk yaptığı ateşkesin ‘kırılgan olmadığını’ ve Hamas'ın silah bırakmaması halinde ‘yok edileceğini’ vurgulayan Trump, “Ateşkes kırılgan değil, çok sağlam. Hamas uymazsa hemen yok edilebilir” şeklinde konuştu.

Hamas'ı nasıl silahsızlandıracağına dair bir soruya yanıt olarak, “Silahsızlandırmak isteseydim, bunu çok hızlı bir şekilde yapardım. Onlar ortadan kaldırılırdı” dedi.

Trump'ın 20 maddelik planı Hamas'ın silahsızlandırılmasını içerirken İsrail ve Hamas'ın 9 Ekim'de Mısır'da imzaladığı fiili ateşkes anlaşması sadece İsrail ordusunun ilk geri çekilmesi, rehinelerin takası ve insani yardımın sağlanmasına odaklanıyordu.

Trump, “İran'a sert bir darbe indirdik. Sonra durma zamanı geldi, biz de durduk” ifadelerini kullandı.


Ukrayna, drone'la Rus askeri öldürmeyi oyuna çevirdi

Rusya-Ukrayna savaşı, yoğun drone kullanımıyla dikkat çekiyor (AP)
Rusya-Ukrayna savaşı, yoğun drone kullanımıyla dikkat çekiyor (AP)
TT

Ukrayna, drone'la Rus askeri öldürmeyi oyuna çevirdi

Rusya-Ukrayna savaşı, yoğun drone kullanımıyla dikkat çekiyor (AP)
Rusya-Ukrayna savaşı, yoğun drone kullanımıyla dikkat çekiyor (AP)

Ukrayna Birinci Başbakan Yardımcısı Mihaylo Fedorov, Guardian'a verdiği röportajda video oyunu gibi tasarlanan drone sistemini anlattı. 

Fedorov, Drone Ordusu Bonus Sistemi'nde puan almak için yarışan operatör ekiplerinin eylülde 18 bin Rus askerini öldürdüğünü ya da yaraladığını öne sürdü. 

Drone operatörlerinin bir yılı aşkın süre önce başlatılan sistemde kazandıkları puanları, Brave1 adlı çevrimiçi mağazada kullanabildiği aktarıldı. 

zxscdfg
"Savaş Amazon'u" diye nitelenen bu mağazadan çeşitli drone ve drone parçaları alınabiliyor (Brave1)

Ukrayna Birinci Başbakan Yardımcısı ağustosta 95 drone ekibi yarışırken bu sayının artık 400'e çıktığını ve ekiplerinin puan durumuna bakarak motive olduğunu söyledi:

Ne kadar fazla asker öldürürseniz, asker öldürmek için o kadar fazla drone alıyorsunuz.

Fedorov, askeri birlikler arasında "viral" hale geldiğini savunduğu saldırı sisteminin arayüzünün keşif, ağır silahlar ve lojistikte de kullanılması için çalışmalara başladıklarını sözlerine ekledi.

Birleşik Krallık gazetesine konuşan Ukraynalı siyasetçi, Rusya'nın kendileriyle yarışmak için benzer bir sistem geliştirmekte olabileceğini iddia etti. 

Fedorov, Rus askerlerinin başına puan koymanın kendilerini rahatsız etmediğini belirtti:

4 yıldır savaşıyoruz ve bu çok zor. Daha etkili olmanın yollarını buluyoruz. Bu bizim gündelik işimizin bir parçası. Bu konuda duygusal olarak neredeyse hiçbir şey hissetmiyoruz. Bize teknik bir mesele gibi geliyor. Eğer düşmanı durdurmazsanız askerlerinizi öldürür. Onlar öldükten sonra kentinize gelir, işgal eder, yıkar ve sivilleri öldürür.

En başarılı drone operatörü birliklerinden birinin komutanı olan Yuriy Fedorenko, video oyunlarında usta olanların değil, disiplinli kişilerin bu işi en iyi yaptığını söyledi. 

Bir başka birliğin başındaki Andriy Poltoratskyi ise komutanların da bu yarışa kendini kaptırdığını ifade etti. 

Rusya-Ukrayna savaşı, yoğun drone kullanımıyla dikkat çekiyor. 

BM'ye bağlı Bağımsız Uluslararası Ukrayna Araştırma Komisyonu, Rusya'nın drone'larla savaş suçu işlediğini geçen hafta bildirmişti. 

17 sayfalık raporda sivillerin kamera takılı drone'larla uzun mesafeler boyunca takip edildiği belirtilmişti. 

İnsansız hava araçlarının sığınacak yer arayan sivillere zaman zaman bombalarla saldırdığı da öne sürülmüştü. 

Rusya, Şubat 2022'de başlayan Ukrayna savaşında sivilleri kasten vurmadığını savunuyor. Ancak Moskova'nın emriyle düzenlenen saldırılarda binlerce sivil öldü. 

Kiev de Moskova'ya bağlı birliklerin kontrol ettiği Ukrayna bölgelerinde ve Rusya topraklarında sivil altyapıya yönelik saldırılar gerçekleştiriyor. 

Independent Türkçe, Guardian, Reuters


İsrail, Hamas'ın dün naaşlarını teslim ettiği 3 askerin kimliklerini açıkladı

Hamas, dün üç rehinenin cesetlerini İsrail'e teslim etti (İsrail medyası)
Hamas, dün üç rehinenin cesetlerini İsrail'e teslim etti (İsrail medyası)
TT

İsrail, Hamas'ın dün naaşlarını teslim ettiği 3 askerin kimliklerini açıkladı

Hamas, dün üç rehinenin cesetlerini İsrail'e teslim etti (İsrail medyası)
Hamas, dün üç rehinenin cesetlerini İsrail'e teslim etti (İsrail medyası)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün yaptığı açıklamada, Hamas tarafından dün iade edilen üç İsrailli rehinenin kalıntılarının teşhis edildiğini duyurdu.

Ofis, cesetlerin Albay Assaf Hamami, Yüzbaşı Ömer Maksim Nawtra (ABD vatandaşı) ve Kıdemli Başçavuş Oz Daniel'e ait olduğunu ve adli tıp onayının ardından ailelerine bilgi verildiğini belirtti.

Netanyahu, tüm İsrailli rehinelerin kalıntılarını defnedilmek üzere İsrail'e iade edeceğinin sözünü verdi.

İsrail, dün Gazze Şeridi'nde Hamas ile varılan ve 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkes anlaşması kapsamında rehin tutulan üç kişinin naaşını teslim aldığını duyurdu.

Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada, "İsrail, Kızılhaç aracılığıyla üç rehinenin tabutlarını teslim aldı ve tabutlar Gazze Şeridi'ndeki İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ve Şin Bet güçlerine teslim edildi" denildi.

 Daha önce, Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, Telegram kanalı aracılığıyladün Gazze'nin güneyindeki bir tünelde bulunan üç İsrail askerinin cenazelerini teslim edeceğini duyurmuştu. İsrail Sağlık Bakanlığı daha sonra, dün akşam geri getirilen üç cenazenin kimlik tespiti için Ulusal Adli Tıp Enstitüsü'ne ulaştığını bildirdi.

Hamas, Gazze'de 20'si hâlâ hayatta olan 48 rehineyi hâlâ elinde tutuyordu.

Ateşkes anlaşması uyarınca, hareketin 28 rehinenin kalıntılarını iade etmesi gerekiyordu, ancak şimdiye kadar sadece 17'sinin cenazesini teslim etti ve kalıntıların yerinin tespit edilmesinin zor olduğunu iddia etti.

Rehinelerin kalıntılarının tesliminde yaşanan tekrarlanan gecikmeler İsrail hükümetini öfkelendirdi.

İsrail, Hamas'ı süreci oyalamakla suçlarken, hareket, Gazze Şeridi'nde birçok kalıntının enkaz altında kalması nedeniyle sürecin yavaş ilerlediğini söylüyor. Hamas ayrıca, arabuluculara ve Kızılhaç'a, cesetleri kurtarmak için gerekli ekipman ve personeli sağlamaları çağrısında bulundu.