Amerika: İran seyir füzeleri ve insansız hava araçlarını hareket ettiriyor ve İsrail'e karşı “büyük” bir saldırı planlıyor

İran'da bir askeri tatbikat sırasında füze fırlatılması (Arşiv-Reuters)
İran'da bir askeri tatbikat sırasında füze fırlatılması (Arşiv-Reuters)
TT

Amerika: İran seyir füzeleri ve insansız hava araçlarını hareket ettiriyor ve İsrail'e karşı “büyük” bir saldırı planlıyor

İran'da bir askeri tatbikat sırasında füze fırlatılması (Arşiv-Reuters)
İran'da bir askeri tatbikat sırasında füze fırlatılması (Arşiv-Reuters)

Arap Dünyası Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre cuma günü iki kaynak CNN'e, ABD'nin İran'ın insansız hava araçlarını ve seyir füzelerini hareket ettirdiğini tespit ettiğini, bu durumun İran topraklarından İsrail hedeflerine saldırmaya hazırlanabileceğini gösterdiğini söyledi.

CNN, İran'ın ilk saldırının parçası olarak kendi topraklarından bir saldırı başlatmaya mı hazırlandığı, yoksa İsrail'i veya ABD'yi kendi topraklarına saldırı düzenlemekten caydırmaya mı çalıştığının net olmadığını bildirdi.

CNN, bilgili bir kaynağından aktardığına göre ABD, İran'ın 100 kadar seyir füzesi hazırladığını fark etti. İranlılar, İsrail'in geçen hafta Şam'daki İran konsolosluğuna düzenlediği saldırıya yanıt olarak misilleme amaçlı saldırı yapılmasını istiyorlar ama aynı zamanda İsrail ve ABD ile doğrudan bir savaşa girmekten de kaçınmak istiyorlar.

Amerikan haber ağı, üst düzey yetkili ve bilgili bir kaynağın "Hedefler muhtemelen İsrail'in içinde ve tüm bölgededir" ifadelerini kullandığını belirtti.

İsrail’in Şam'daki İran büyükelçiliği kompleksini geçen hafta hedef alan saldırısında, İran Devrim Muhafızları'ndan üst düzey bir komutanın öldürülmesinin ardından bölgedeki güvenlik riskleri arttı.

İran lideri Ali Hamaney, İsrail'in "cezalandırılması gerektiğini ve cezalandırılacağını" söyledi.



“İnsani durumu yakından takip ediyor”... Prens William Filistinli yardım görevlilerini ağırladı

İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)
İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)
TT

“İnsani durumu yakından takip ediyor”... Prens William Filistinli yardım görevlilerini ağırladı

İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)
İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)

İngiltere Prensi William, Ortadoğu'daki acılardan duyduğu endişeyi dile getirerek Filistinli yardım görevlilerini ağırladı.

Prens William, perşembe günü İngiliz Kızılhaçı ve Filistin Kızılayı temsilcileriyle bir araya geldi.

Şarku'l Avsat'ın The Telegraph gazetesinden aktardığına göre, her iki yardım kuruluşunun da öncelikleri arasında yer alan Gazze'deki çatışmalar, görüşmelerin ana gündem maddesi oldu.

Uluslararası bir devlet adamı olarak rolü giderek artan Prens, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın saldırısından bu yana İsrail ve Gazze'deki gelişmeleri yakından takip ediyor.

Kensington Sarayı sözcüsü dün yaptığı açıklamada, “Galler Prensi, Ortadoğu'daki insani durumu yakından takip etmeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Filistin Kızılayı Derneği'nden bin 600'den fazla çalışan ve gönüllü, Gazze'de hayat kurtaran destek sağlıyor, acil yardım malzemeleri dağıtıyor ve 100 binden fazla kişiye tıbbi destek sunuyor.

Filistin Kızılayı Derneği'nden sekiz sağlık görevlisi mart ayında, Gazze'de görev yaparken öldürüldü ve bir meslektaşları hala kayıp. Dernek, Gazze'deki insani durumun “dayanılmaz” olduğunu ve hızla kötüleştiğini ifade etti.

Prens, Şubat 2024'te, İsrail ile diplomatik anlaşmazlığın fitilini ateşlemekle tehdit eden sert ifadeli bir müdahalede bulunarak, çatışmaların sona erdirilmesi çağrısında bulundu.

Prens'in açıklaması, insani yardım çalışmalarına katılan İngiliz Kızılhaç çalışanlarıyla yaptığı görüşme ve bölgede çalışan meslektaşlarına hitaben yaptığı konuşma sırasında yapıldı. Prens, şiddetin kendisini “bir baba olarak çok etkilediğini” belirtti.

Prens, "Çok sayıda kişinin öldüğünü" söyleyerek, daha fazla insani yardım, rehinelerin serbest bırakılması ve "çatışmaların en kısa sürede sona erdirilmesi" çağrısında bulundu.

Bu müdahalesi, İngiliz başbakanının desteğini aldı ve başbakan, ulusun “tek ses” olarak konuşması gerektiğini söyledi.