Sudani: Irak herkese açık bir ülke değil

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, ülkesinde ‘geri çekilecek muharip güç’ bulunmadığını söyledi.

ABD Başkanı Joe Biden, geçtiğimiz pazartesi günü Beyaz Saray Oval Ofis'teki ikili görüşmenin başında Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile (DPA)
ABD Başkanı Joe Biden, geçtiğimiz pazartesi günü Beyaz Saray Oval Ofis'teki ikili görüşmenin başında Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile (DPA)
TT

Sudani: Irak herkese açık bir ülke değil

ABD Başkanı Joe Biden, geçtiğimiz pazartesi günü Beyaz Saray Oval Ofis'teki ikili görüşmenin başında Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile (DPA)
ABD Başkanı Joe Biden, geçtiğimiz pazartesi günü Beyaz Saray Oval Ofis'teki ikili görüşmenin başında Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile (DPA)

Hibe el-Kudsi ve Hamza Mustafa

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, “Irak herkese açık bir ülke değil. Topraklarımızı her türlü saldırıdan korumak için yasal ve diplomatik haklarımızı kullanacağız” dedi.

Washington'da gazetecilerle bir araya gelen Sudani, “DEAŞ'la mücadele için 86 ülkeden oluşan uluslararası koalisyonun, artık Irak'ta tek bir metrekareye bile sahip olmayan örgütü yenilgiye uğratmasının ardından gerekçesi kalmadığını” söyledi. Sudani, Şarku’l Avsat'ın Irak'taki ABD muharip güçlerinin varlığına ilişkin tartışmalar ve ABD yönetimiyle yaptığı görüşmelerin çekilmeye ilişkin net bir takvim içerip içermediği sorusuna “Irak'ta geri çekilecek muharip güç yok. 2024 yılındaki Irak, koalisyon güçlerinin göreve başladığı 2014 yılındaki Irak'tan farklı” yanıtını verdi.

Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütünün yabancı karargâh ve tesislere yönelik silahlı saldırılarına da yanıt veren Sudani, İran vekil güçlerinin bulunduğu bölgelerde her türlü silahlı saldırıyı reddettiklerini ve hiçbir silahlı grubun güvenlik ve istikrarı bozmasına izin vermeyeceklerini söyledi.

Sudani, ülkesinin İsrail'e yönelik saldırıda füze ve insansız hava aracı (İHA) kullanıldığına dair İran'dan rapor aldığını ve özellikle de İran’ın Irak hava sahasını ihlal ettiğini reddetti. Sudani, Irak'ın İsrail ve İran arasındaki mevcut gerilime müdahil olduğunu yalanladı.

Sudani, mevcut gerginliğin temel nedeninin Filistin meselesi olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Bizim pozisyonumuz, Gazze'deki savaşın durdurulması ve yardımların ulaştırılması gerekliliğidir. İkincil dosyalarla ilgili diğer tüm konuşmalar, ana mesele olan Filistin meselesinden kaçıştır.”



Esma Esed'in kanserle yolculuğu bitmedi... ‘lösemi’ teşhisi konuldu

Esma Esed (Reuters)
Esma Esed (Reuters)
TT

Esma Esed'in kanserle yolculuğu bitmedi... ‘lösemi’ teşhisi konuldu

Esma Esed (Reuters)
Esma Esed (Reuters)

Suriye'nin First Lady'si Esma Esed'in kanserle olan yolculuğu sona ermiş gibi görünüyor.

Suriye Devlet Başkanlığı bugün (Salı) Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in eşi Esma Esed'e lösemi teşhisi konulduğunu açıkladı.

Devlet Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Klinik semptom ve bulguların ortaya çıkmasının ardından bir dizi tıbbi muayene ve test sonucunda First Lady Esma Esed'e lösemi teşhisi konuldu. First Lady, uygun sosyal mesafe ile izolasyon koşulları gerektiren özel bir tedavi protokolüne tabi tutulacaktır” denildi.

gtrhy
Suriye Devlet Başkanlığı Esma Esed'e lösemi teşhisi konulduğunu duyuran bir açıklama yayınladı.

Açıklamaya göre Esma Esed, ‘tedavi planının bir parçası olarak doğrudan çalışmaktan ve etkinlik ve faaliyetlere katılmaktan uzak duracak.’

Meme kanseri

Suriye Devlet Başkanlığı 2018 yılında, Esma Esed'in Ağustos 2018'de kötü huylu bir hastalığa yakalandığına dair haberlerin yayılmasının ardından, erken teşhis edilen kötü huylu bir meme tümörü için tedavinin ilk aşamasına başlandığını açıkladı.

Esma Esed 2019 yılında meme kanseri nedeniyle ameliyat oldu.

Devlet Başkanlığı o dönemde Esma Esed'in mavi bir kazakla masasında çalışırken çekilmiş bir fotoğrafını “Suriye Devlet Başkanlığı Esma Hanım’a acil şifalar diler” ifadesiyle paylaşmıştı. Fotoğrafın hangi tarihte çekildiği ise belirtilmemişti.

sdcvr
Esma Esed'in Suriye Devlet Başkanlığı tarafından yayınlanan 2019 tarihli fotoğrafı

48 yaşındaki Esma Esed aslen Humuslu. İngiltere'de doğup büyüyen Esma Esed, Beşşar Esed ile tanıştıktan sonra Suriye'ye döndü. İkili 24 yıldır evli ve Hafız, Zeyn ve Kerim adında üç oğulları var.

Babası İngiltere'de çalışan bir kardiyolog olan Favaz el-Ahras, annesi ise Seher Itri adında bir diplomat. Esma Esed, King's College London'dan üniversite diplomasına sahip.

Lösemi nedir?

Lösemi, kemik iliği ve lenfatik sistem de dahil olmak üzere vücuttaki kan oluşturan dokuların kanseridir.

Löseminin birçok türü vardır ve bazı türleri çocuklarda daha yaygındır. Diğer lösemi türleri genellikle yetişkinleri etkiler.

Lösemi genellikle vücudun enfeksiyona karşı ilk savunma hattı olan ve vücudun ihtiyaçlarına bağlı olarak düzenli bir şekilde büyüyen ve bölünen beyaz kan hücrelerini içerir.

Ancak lösemili hastalarda kemik iliği, düzgün çalışmayan aşırı miktarda anormal beyaz kan hücresi üretir.

Lösemi tedavisi, löseminin türüne ve diğer faktörlere bağlı olarak karmaşık olabilir. Bununla birlikte, tedavinin başarılı olmasına yardımcı olmak için kullanılabilecek stratejiler ve kaynaklar vardır.

Lösemi belirtileri löseminin türüne bağlı olarak değişir. Tipik belirti ve semptomlar arasında ateş, yorgunluk ve halsizlik, sık enfeksiyonlar, kilo kaybı, büyümüş lenf düğümleri, kolay kanama veya morarma, sık burun kanaması, ciltte küçük kırmızı lekeler, aşırı terleme, kemik ağrısı veya hassasiyeti yer alır.


UCM'nin Netanyahu ve Sinvar'ı yargılaması ne anlama geliyor? Haklarında tutuklama emri çıkarılan en önemli liderler kimler?

TT

UCM'nin Netanyahu ve Sinvar'ı yargılaması ne anlama geliyor? Haklarında tutuklama emri çıkarılan en önemli liderler kimler?

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcısı Kerim Han (X hesabı)
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcısı Kerim Han (X hesabı)

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcılığı dün (pazartesi) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ve üç Hamas lideri Yahya Sinvar, Muhammed ed-Dayf ve İsmail Heniyye hakkında savaş suçu ve insanlığa karşı suç işledikleri iddiasıyla tutuklama emri talep etti.

ABD merkezli haber ajansı Associated Press (AP), UCM’nin 2002 yılında savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım gibi dünyanın en kötü zulümlerinden sorumlu kişileri yargılamak için son çare olarak kurulduğunu bildirdi. Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre mahkemeyi kuran Roma Statüsü 1998 yılında kabul edildi ve 2002 yılında 60 kişinin onayını alarak yürürlüğe girdi. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu da UCM'nin kurulmasını destekledi, ancak UCM bağımsız bir mahkeme olarak görevini sürdürüyor.

AP, mahkemenin polisi olmadığını ve şüphelileri tutuklamak için üye devletlere güvendiğini, bunun da kovuşturmaların önünde büyük bir engel teşkil ettiğini kaydetti.

UCM'nin 124 üye ülkesi Roma Statüsü’nü imzalarken, İsrail, ABD, Rusya ve Çin de dahil olmak üzere onlarca ülke imzalamadı. Bu ülkeler mahkemenin savaş suçları, soykırım ve diğer suçlar üzerindeki yargı yetkisini kabul etmiyor.

UCM, devletlerin kendi topraklarında işlenen suçları kovuşturamadığı ya da kovuşturmak istemediği durumlarda devreye giriyor.

umıöo
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcısı Kerim Han (X hesabı)

2020 yılında eski ABD Başkanı Trump, UCM Savcısı’na ve savcılığın bir başka üst düzey çalışanına yönelik ekonomik ve seyahat yaptırımlarına izin verdi.

UCM personeli Afganistan'da ABD güçleri ve müttefikleri tarafından işlenen olası savaş suçlarını soruşturuyordu.

Yönetimi Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıya kritik askeri ve siyasi destek sağlayan ABD Başkanı Joe Biden, 2021 yılında yaptırımları kaldırdı.

rgbtyn
Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (AP)

UCM devam eden 17 soruşturma yürüttü, toplam 42 tutuklama emri çıkardı ve 21 şüpheliyi gözaltına aldı. Yargıçlar 10 şüpheliyi mahkûm ederken, dördünü beraat ettirdi.

İlk yıllarında Afrika'daki suçlara odaklandığı için eleştirilen UCM artık Asya, Avrupa, Ortadoğu ve Latin Amerika'da da soruşturmalar yürütüyor.

Putin, Beşir ve Kaddafi

UCM geçtiğimiz yıl Ukrayna'dan çocukların kaçırılmasından sorumlu olduğu gerekçesiyle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında tutuklama kararı çıkarmıştı.

Rusya buna UCM yargıçları için kendi tutuklama emirlerini çıkartarak karşılık verdi.

cvfgbh
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)

Mahkeme tarafından suçlanan diğer önde gelen liderler arasında ülkesinin Darfur bölgesinde soykırım yapmakla suçlanan devrik Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir ve 2011 yılında hükümet karşıtı protestoların acımasızca bastırılmasıyla bağlantılı suçlamalar nedeniyle UCM tarafından hakkında tutuklama emri çıkarılmasından kısa bir süre sonra muhalifler tarafından yakalanarak öldürülen eski Libya lideri Muammer Kaddafi de bulunuyor.

UCM'nin İsrail ve Filistin ile ne ilgisi var?

BM Genel Kurulu 2012 yılında Filistin devletinin statüsünü BM gözlemcisinden üye olmayan gözlemci devlet statüsüne yükselterek Filistin'in UCM de dahil olmak üzere uluslararası örgütlere katılmasının önünü açtı.

UCM, Filistin devletini 2015 yılında, Filistinlilerin mahkemenin yargı yetkisini kabul etmesinden bir yıl sonra üye olarak kabul etti.

UCM’nin o zamanki başsavcısı 2021 yılında Filistin topraklarında işlenmiş olası suçlarla ilgili bir soruşturma açacağını duyurdu.

İsrail sık sık BM'de ve uluslararası kurumlarda tarafgirlik suçlamalarıyla karşı karşıya kalırken, Netanyahu kararı ikiyüzlü ve antisemitik olarak niteleyerek kınadı.

Mevcut UCM Savcısı Kerim Han Aralık ayında Ramallah ve İsrail'i ziyaret ederek Filistinli yetkililer ve İsrail ile Hamas arasındaki savaşı başlatan 7 Ekim saldırısında Hamas militanları tarafından öldürülen ya da esir alınan İsraillilerin aileleriyle bir araya geldi.

Han, Hamas'ın eylemlerini ‘insanlığın vicdanını sarsan en ciddi uluslararası suçlardan bazıları’ olarak nitelendirdi ve tüm esirlerin derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması çağrısında bulundu.

Han, İsrail ile Hamas arasındaki savaşta ‘uluslararası insancıl hukukun uygulanmaya devam etmesi gerektiğini’ ve ‘İsrail ordusunun hangi hukuku uygulayacağını bildiğini’ belirtti.

Ziyaretin ardından Han, Hamas militanları ve İsrail güçleri tarafından işlenen olası suçlara ilişkin bir UCM soruşturmasının ‘öncelikli’ olduğunu söyledi.


Güney Lübnan savaşı: Hizbullah el-Gacir’i hedef alırken bir yandan da 6 üyesinin yasını tutuyor

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Ramiye bölgesine düzenlediği hava saldırısı sonrası yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Ramiye bölgesine düzenlediği hava saldırısı sonrası yükselen dumanlar (AFP)
TT

Güney Lübnan savaşı: Hizbullah el-Gacir’i hedef alırken bir yandan da 6 üyesinin yasını tutuyor

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Ramiye bölgesine düzenlediği hava saldırısı sonrası yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Ramiye bölgesine düzenlediği hava saldırısı sonrası yükselen dumanlar (AFP)

Hizbullah dün, 8 Ekim'den bu yana ilk kez İsrail’in işgali altındaki Lübnan'ın sınır köyü el-Gacar’da İsrail’e ait askeri bir noktayı hedef aldığını duyurarak Güney Lübnan'da yeni bir çatışma süreci başlattı.

Hermon Dağı'nın batı yamacında yer alan el-Gacar köyü, İsrail’in Lübnan'ın kuzey kesimini işgal etmesi nedeniyle sembolik bir öneme sahip. Son yıllarda işgalini genişleten İsrail, 2023 yılı kışında yeni yerlerin ilhakı da dâhil olmak üzere attığı adımlarla bölgede hem bir krize hem de Lübnan hükümetinin Birleşmiş Milletler'e (BM) şikâyette bulunmasına neden oldu.

Şarku’l Avsat’a konuşan sahadaki kaynaklar, el-Gacar köyü, sınır beldesi el-Vezzani'nin çevresindeki düzlüklere bitişik olduğundan Lübnan tarafındaki çevresi askeri açıdan savunmasız durumda. Aynı kaynaklara göre bu durum Hizbullah'ın buradan nadir olarak askeri operasyon düzenlemesini açıklıyor. Hizbullah, 8 Ekim'den bu yana Şebaa Çiftlikleri bölgesinde ve Kefr Şuba Tepeleri'nde işgal altındaki yerler de dâhil olmak üzere İsrail’in Lübnan'ın güneyindeki onlarca mevzisini hedef aldı.

yumıö
Suriye-Lübnan sınırındaki el-Kuseyr bölgesinde İsrail, Hizbullah’a ait bir mevziyi hedef aldı (SOHR)

Hizbullah tarafından yazılı olarak yapılan açıklamada, İsrail ordusunun el-Gacar köyünün doğu girişinde yer alan bir mevzisinin güdümlü füzelerle hedef alındığı, saldırıda İsrailli askerlerin toplanma yerinin doğrudan vurulduğu, bazılarının öldüğü bazılarının ise yaralandığı belirtildi. Açıklamada yaralı İsrail askerlerinin nakledilirken görüldüğü de not edildi.

Hizbullah’ın saldırısı, İsrail’in Hizbullah’ın Suriye topraklarındaki mevzilerini hedef aldığı bombardımanların arttığı bir döneme denk geldi.

Sahadaki kaynaklar, ikisi Mays el-Cebel beldesinde, diğer ikisi en-Nakura beldesinde olmak üzere dört Hizbullah üyesinin öldürüldüğünü söyledi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) haberine göre Humus'ta iki ayrı noktaya düzenlenen iki hava saldırısında Suriyeli olmayan iki savaşçı daha öldürüldü. SOHR'a göre bombardımanların ilki Zahiye el-Esed bölgesi ile Humus'un Meskene köyü arasında bir yeri noktaya düzenlenirken ikinci saldırı Humus’un kırsal kesiminde Suriye ile Lübnan sınırındaki Kuseyr ilçesinin kuzeyinde Hizbullah’ın konuşlandığı bir bölgeyi hedef aldı.

sd
İsrail'in Gazze Şeridi'nde bir kasabaya düzenlediği baskın (Arşiv - AP)

İsrail savaş uçakları, en-Nakura'nın merkezindeki bir yerleşim bölgesine çok sayıda füze kullanarak art arda iki saldırı düzenledi. Suriye basınının aktardığına göre saldırılarda iki ev yıkıldı, bazı evler hasar gördü. İsrail savaş uçakları Mays el-Cebel beldesine de hava saldırıları düzenledi.

Öte yandan Lübnan resmi ajansı NNA, İsrail’in Tire bölgesindeki eş-Şaitiyye ve el-Malikiyye beldeleri arasında bulunan bir evi hedef aldığını bildirdi. NNA’nın aktardığına göre İsrail'e ait bir insansız hava aracı (İHA) sivil savunma ekibinin bulunduğu bölgeye saldırdı. NNA, Nakura'nın dış mahallelerinin topçu saldırılarıyla hedef alındığını ve Ayta eş-Şaab ile el-Adise bölgelerinin de hedef alındığı bildirdi.


Gazze’de çatışmalar yoğunlaşırken İsrail ordusu Cibaliye’den çekilip Philadelphia Koridoru’nda ilerleme kaydetti

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da İsrail bombardımanlarının neden olduğu yıkım, 20 Mayıs 2024 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da İsrail bombardımanlarının neden olduğu yıkım, 20 Mayıs 2024 (Reuters)
TT

Gazze’de çatışmalar yoğunlaşırken İsrail ordusu Cibaliye’den çekilip Philadelphia Koridoru’nda ilerleme kaydetti

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da İsrail bombardımanlarının neden olduğu yıkım, 20 Mayıs 2024 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da İsrail bombardımanlarının neden olduğu yıkım, 20 Mayıs 2024 (Reuters)

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda ve güneyindeki Refah şehrinde şiddetli çatışmalar sürüyor. İsrail’in Gazze’deki savaşının 227’nci gününde de düzenlediği hava saldırıları, Gazze’nin çeşitli noktalarında daha fazla Filistinlinin ölümüne neden olmaya devam ediyor.

İsrail Ordu Radyosu, ordu güçlerinin Refah'ın Brezilya Mahallesi’ne girdiğini ve şu an Mısır sınırındaki Philadelphia (Selahaddin) Koridoru’nun üçte ikisini işgal etmiş durumda olduklarını duyurdu.

Şarku’l Avsat’a konuşan sahadaki kaynaklar, işgalci İsrail güçlerinin Refah'ta, özellikle de Mısır sınırındaki ‘Philadelphia Koridoru’ olarak bilinen bölgede daha fazla tünel olup olmadığını aramak için karadaki operasyonlarını derinleştirdiğini söylediler.

Kaynaklar söz konusu bölgelerde işgalci İsrail güçleriyle direnişçi grupları arasında şiddetli çatışmaların yaşandığını ve çok sayıda askerin ölümüne ve yaralanmasına neden olan operasyonlar düzenlendiğini belirttiler.

Savaş uçakları ve insansız hava araçları (İHA) Refah'ta çeşitli noktaları hedef alırken direnişçi grupları da İsrail askerlerinin toplandığı yerlere karşı havan topuyla düzenledikleri saldırıları yoğunlaştırdılar.

Öte yandan çatışmalar nedeniyle çok sayıda Filistinli Refah'ı terk etti.

Birleşmiş Milletler (BM), iki hafta önce Refah'a saldırının başlamasından bu yana şehirden Han Yunus'a ve Gazze'nin merkezine doğru yerlerinden edilen Filistinlilerin sayısının 850 bine ulaştığını açıkladı. Yerinden edilen 850 bin insanın göçü, yerlerinden edilenlerin sayısının artması ve kişi başına düşen yardımların azalması nedeniyle Han Yunus’ta ve Gazze’nin merkezindeki bölgelerde insani durumu daha da kötüleştirdi.

fdbg
Refah'ta İsrail’in düzenlediği bombardımanda isabet alan ailesinin evinin yanında duran yaralı bir çocuk, 20 Mayıs 2024 (AFP)

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi’nden yapılan açıklamada, işgalin devam etmesi ve Refah Sınır Kapısı’nın iki haftadır kapalı olması nedeniyle İsrail’i Gazzelilere karşı aç ve susuz bırakarak suç işlemeye devam etmekle suçladı. Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde yardım kamyonlarının yardıma muhtaç kişilere ulaşmasının engellenmesi, özellikle Gazze'nin kuzeyinde gıda güvenliği krizinin daha da kötüleşmesi riskini güçlendiriyor. Bunun yanında yurtdışında tedavi edilmeleri gereken binlerce yaralının çıkışının engellenmesi, bu kişilerin hayatlarını kaybetmesi ya da sağlık durumlarının kötüleşmesi tehdidi oluşturuyor.

İsrail ordusu, Refah'ta kaydettiği ilerlemenin ardından şiddetli çatışmalar devam ederken Cibaliye Mülteci Kampı’ndan çekildi.

Cibaliye’deki kaynaklar, İsrail araçlarının Blok 2 ve Ebu el-Ayş Caddesi gibi bazı bölgelerden geri çekildiğini doğrularken İsrail ordusunun geri çekilmeden önce el-Kasasib Mahallesi’ne doğru taktiksel bir hamle yapmaya çalıştığını ifade ettiler. Aynı kaynaklara göre İsrail ordusuna ait askeri araçlar geri çekilirken Cibaliye’nin içinde şiddetli bir direnişle karşılaştıkları için Blok 1 bölgesinde yeniden konuşlandılar.

İsrail savaş uçakları ve topçuları, karadaki geri çekilmeyle birlikte Cibaliye Mülteci Kampı’na yönelik bombardımanlarını yoğunlaştırdı.

İsrail ordusu, Cibaliye Mülteci Kampı’nda geri çekildikleri bölgelerde ateş üstünlüğünü sağlamak için ‘quadcaptor’ adlı küçük insansız hava araçlarının (İHA) yanı sıra topçu birliklerini de kullandı.

fvbrg
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar, 20 Mayıs 2024 (Reuters)

Cibaliye Mülteci Kampı, İsrail ile Hamas Hareketi arasında geçtiğimiz ekim ayının sonlarında Gazze Şeridi'nde savaşın başlamasından bu yana en şiddetli çatışmalara sahne oluyor.

İşgalci İsrail güçleri, Cibaliye’ye yönelik ablukayı sıkılaştırarak komşusu Beyt Lahya'nın bazı bölgelerinden ayırdı. İşgalci İsrail güçleri, Tel ez-Zahter'deki el-Avde Hastanesi'ne ve Cibaliye yakınlarındaki Kemal Advan Hastanesi’ne giden yolu kestiler. Bu durum sağlık ekiplerinin yaralılara müdahale etmelerini daha da zorlaştırırken hastanelerin hizmetlerini asgari düzeye indirmesine neden oldu.

Yardım kuruluşları ve uluslararası örgütler, saldırılar devam ederken Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki hastanelerdeki sağlık krizinin derinleştiği uyarısında bulundular.

İsrail tankları, Cibaliye ve Refah’ın yanı sıra Gazze Şeridi’nin orta kesimlerindeki Deyr el-Belah'ın doğu bölgesine saldırdı. İsrail savaş uçakları da Gazze Şehri'ndeki bazı evleri hedef aldı.

İsrail, Hamas hükümetinde çalışan güvenlik güçlerini hedef almaya başladı.

Sağlık kaynakları, son 24 saat içinde Hamas hükümetine bağlı 14 subay ve polisin öldüğünü veya yaralandığını açıkladılar. Aynı kaynaklara göre hedef alınanlar arasında Gazze Şehri’nin kuzeyindeki Şeyh Rıdvan Polis Karakolu Müdürü Ahmed el-Attar da bulunuyor. Kaynakların aktardığı bilgilere göre Attar, pazartesi günü düzenlenen saldırıda ağır yaralanırken ailesinden 6 kişiyi kaybetti.


İsrail ordusu Gazze Şeridi'nden 4 esirin cesetlerinin çıkarılmasına ilişkin detayları açıkladı

Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar sırasında İsrail askerleri (AFP)
Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar sırasında İsrail askerleri (AFP)
TT

İsrail ordusu Gazze Şeridi'nden 4 esirin cesetlerinin çıkarılmasına ilişkin detayları açıkladı

Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar sırasında İsrail askerleri (AFP)
Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar sırasında İsrail askerleri (AFP)

İsrail ordusu dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, birkaç gün önce Gazze Şeridi'nde esir tutulan dört kişinin cesetlerinin Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye bölgesindeki tünellerde bulunduğunu belirterek operasyonun ayrıntılarını açıkladı.

İsrail ordusu, Ron Binyamin, Yitzhak Glantner, Shani Luk ve Amit Bouskila adlı dört esirin cesetlerinin İsrail ordusunun 98. Tümeni tarafından yürütülen bir operasyonla çıkarıldığını bildirdi.

Ordudan yapılan açıklamada şöyle denildi: “Tünel ağzının yerini tespit eden askerler gece operasyonuyla yeraltı tüneline girerek içeride çatışmaya girdi. Koruyucu bariyerleri yıkan askerler, istihbarat malzemeleri ve büyük miktarda silah bulduktan sonra esirlerin cesetlerini tünelden çıkardı.”

Geçtiğimiz Cumartesi günü İsrail ordusu ve Şin Bet, ortak bir özel operasyonla Gazze Şeridi'nden dört İsrailli esirin cesedinin çıkarıldığını duyurdu.

Ordu ve Şin Bet tarafından Cumartesi günü yapılan açıklamada dört tutuklunun 7 Ekim saldırısı sırasında öldürüldüğü ve cesetlerinin Hamas mensupları tarafından Gazze Şeridi'ne nakledildiği belirtildi.


Sullivan, Filistin Yönetimi'ne alıkonulan fonların serbest bırakılması için İsrail'e baskı yapma sözü verdi

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan (Reuters)
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan (Reuters)
TT

Sullivan, Filistin Yönetimi'ne alıkonulan fonların serbest bırakılması için İsrail'e baskı yapma sözü verdi

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan (Reuters)
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan (Reuters)

Filistinli bir kaynak dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'ın Filistin Yönetimi'ne, alıkonulan fonların serbest bırakılması için İsrail'e baskı yapma sözü verdiğini söyledi.

Arap Dünyası Haber Ajansı'na (AWP) konuşan kaynak, Sullivan'ın Filistinli yetkililerle Washington'un Refah Sınır Kapısı’nı yeniden açma çabalarını görüştüğünü de sözlerine ekledi.

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın bu ay sonunda bir bağışçılar konferansına katılmak üzere Brüksel'e gideceğini belirten kaynak, Mustafa'nın Gazze Şeridi'nin yeniden inşası ve Batı Şeria'daki ekonomik durumun iyileştirilmesine yönelik bir plan sunacağını kaydetti.

Sullivan, Filistin Başbakanı ve Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Komitesi Genel Sekreteri Hüseyin eş-Şeyh ile yaptığı görüşmede, ABD'nin ‘Gazze Şeridi'ne insani yardım akışının arttırılması, sınır kapılarının yeniden açılması için çalışılması ve Batı Şeria'daki yerleşimci saldırılarının kınanması’ yönündeki kararlılığını bir kez daha yineledi.

Eş-Şeyh X platformu aracılığıyla yaptığı açıklamada, ‘toplantı sırasında Gazze Şeridi'ndeki savaşın derhal durdurulması, İsrail'in gıda ve ilaç getirmek için tüm geçişleri açmaya zorlanması, Batı Şeria'daki yerleşimler, saldırılar, istilalar ve Filistin Yönetimi fonlarına el konulması da dahil olmak üzere İsrail'in aldığı önlemlerin durdurulması gerektiği ve işgali sona erdirecek ve uluslararası meşruiyete uygun bir Filistin devletinin kurulmasına yol açacak kapsamlı bir siyasi çözümden başka bir alternatif olmadığı üzerinde durulduğunu’ bildirdi.

AWP tarafından ulaşılan hükümet belgeleri, Filistin hükümetinin bağışçı ülkelere Gazze Şeridi için bir acil müdahale planı başta olmak üzere çeşitli planlar sunacağını, İsrail'in ise başta Filistinlilerin vergileriyle ilgili olanlar olmak üzere hiçbir sonuca uymak zorunda kalmamak için konferansı boykot edebileceğini gösteriyor.

İsrail'in Filistinliler adına topladığı vergi gelirlerinden defalarca kesinti yapması ve İsrail Maliye Bakanlığı'nın Filistinlilere ödenmesi için onaylanan miktarı aktarmakta gecikmesi nedeniyle hükümet Mart ayı için çalışanlarının maaşlarını ödeyemedi ve maaşların yüzde 50'sini ödeyebilmek için yerel bankalardan borç almak zorunda kaldı.

Filistin hükümeti, yerel bankalardan borçlanma limitine ulaştıktan sonra Arap Bankası'ndan talep ettiği 100 milyon doların 50 milyon dolarlık kısmını aldı.

Filistin ekonomisi, sadece savaştan zarar gören Gazze Şeridi'nde değil, aynı zamanda ekonomik sektörlerin felç olduğu Batı Şeria'da da benzeri görülmemiş bir durgunluk içinde.


Hamas, Hizbullah ve Husiler Reisi'nin yasını tutuyor

Merhum İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan (AFP)
Merhum İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan (AFP)
TT

Hamas, Hizbullah ve Husiler Reisi'nin yasını tutuyor

Merhum İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan (AFP)
Merhum İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan (AFP)

Helikopter kazasında hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindekilerin yasını tutan Hizbullah, Reisi’yi ‘ağabey ve güçlü bir destekçi’ olarak tanımladı.

Lübnan Ulusal Haber Ajansı (NNA) tarafından bugün (pazartesi) yayınlanan basın açıklamasında Hizbullah, İran Dini Lideri Ali Hamaney'e, İslam Cumhuriyeti yetkililerine ve İran halkına, ayrıca dünyadaki Müslümanlara ve özgür insanlara başsağlığı dileyerek ‘en içten taziye duygularını’ sundu. Söz konusu açıklamada, “Cumhurbaşkanı’nı uzun zamandır yakından tanıyoruz. Kendisi bir ağabey, güçlü bir destekçi, başta Kudüs ve Filistin olmak üzere davalarımızın yılmaz bir savunucusu, bulunduğu tüm sorumluluk mevkilerinde direniş hareketlerinin ve mücahitlerinin koruyucusu ve sevgili İran halkının sadık ve samimi bir hizmetkârıydı” ifadeleri yer aldı.

Açıklamanın devamında, “Hüseyin Emir Abdullahiyan, en son Dışişleri Bakanlığı'nda olmak üzere tüm sorumluluk pozisyonlarında, dünyadaki tüm siyasi ve diplomatik forumlarda aktif ve fedakâr bir bakan ve bayrak taşıyıcısıydı” denildi.

Hamas tarafından bugün yapılan açıklamada ise şu ifadeler yer aldı: “Kardeş İran halkıyla ortak üzüntü ve acı duygularımızı ifade ediyoruz. Bu acılı ve kederli olayda tam bir dayanışma içinde olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Öyle ki bu olay İran'ın kalkınmasında yoğun gayret sarfetmiş olan İran'ın en iyi liderlerinden bir grubun hayatına mâl oldu. Aynı zamanda bu kişiler Filistin davamızı destekleyen onurlu bir duruş sergilemişti. Halkımızın Siyonist varlığa karşı verdiği meşru mücadeleyi desteklemişlerdi. Filistin direnişine takdire şayan bir destek vermişlerdi. İran'ın -Allah'ın izniyle- bu büyük kaybın yankılarının üstesinden gelebileceğinden eminiz. Sevgili İran halkı bu ağır sınavla başa çıkabilecek kadim kurumlara sahiptir.”

Reisi ve beraberindeki heyeti taşıyan helikopter, İran'ın kuzeybatısındaki Doğu Azerbaycan eyaletinde acil iniş yapmasına neden olan bir kazaya karıştı.

Şarku'l Avsat'ın Husi medya organlarından aktardığına göre Muhammed Ali el-Husi X platformu aracılığıyla yaptığı açıklamada, “İran halkına ve yönetimine en derin taziyelerimizi sunuyoruz. Allah'tan Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindekilerin ailelerine sabır vermesini diliyoruz. Biz Allah'a aidiz ve O'na döneceğiz” ifadelerini kullandı.


Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu, Gallant, Sinvar, Heniyye ve ed-Dayf hakkında tutuklama kararı çıkardı

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) Hollanda'daki genel merkezi (arşiv - Reuters)
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) Hollanda'daki genel merkezi (arşiv - Reuters)
TT

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu, Gallant, Sinvar, Heniyye ve ed-Dayf hakkında tutuklama kararı çıkardı

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) Hollanda'daki genel merkezi (arşiv - Reuters)
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) Hollanda'daki genel merkezi (arşiv - Reuters)

Arap Dünyası Haber Ajansı'na (AWP) göre, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcısı Kerim Han bugün (Pazartesi) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant, Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Heniyye, Hamas’ın Gazze sorumlusu Yahya Sinvar ve diğer isimler hakkında tutuklama kararı taleplerinin Ön Yargılama Dairesi'ne sunulduğunu açıkladı.

Han yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Ofisim tarafından toplanan ve incelenen kanıtlara dayanarak, Netanyahu ve Gallant'ın 8 Ekim 2023 tarihinden itibaren Filistin devleti topraklarında (Gazze Şeridi'nde) işlenen aşağıdaki savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan cezai sorumluluk taşıdığına inanmak için makul gerekçelerim var.”

Han’ın yönelttiği suçlamalar arasında, ‘sivillerin bir savaş yöntemi olarak aç bırakılması, kasten büyük acılara veya vücutta ya da sağlıkta ciddi yaralanmalara neden olmak veya zalimce muamele, savaş suçu olarak sivil nüfusa yönelik saldırıları kasten yönetmek, imha etmek ve/veya kasten öldürmek’ suçları yer alıyor.

Açıklamaya göre söz konusu suçlar arasında, ‘insanlığa karşı suç olarak zulüm ve insanlığa karşı suç olarak diğer insanlık dışı eylemleri’ de yer alıyor.

Han, “insanlığa karşı işlendiği iddia edilen bu suçlar, devlet politikası uyarınca Filistinli sivil nüfusa yönelik yaygın ve sistematik bir saldırının parçası olarak işlenmiştir. Bizim değerlendirmemize göre bu suçlar bugün de devam etmektedir” ifadelerini kullandı.

Han açıklamasının devamında Hamas liderleriyle ilgili olarak şunları söyledi: “Ofisim tarafından toplanan ve incelenen kanıtlara dayanarak, Sinvar, Muhammed Diyab İbrahim el-Mısri nam-ı diğer ed-Dayf (Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları lideri) ve Heniyye'nin 7 Ekim 2023 itibariyle İsrail ve Filistin devleti topraklarında (Gazze Şeridi'nde) işlenen aşağıdaki savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan cezai sorumluluk taşıdığına inanmak için makul gerekçelerim var.”

İsrailli yetkililer bugün UCM Savcısı’nın Netanyahu ve Gallant hakkında tutuklama emri çıkarılması talebini eleştirdi. UCM Savcısı’nın talebini ‘ahlaki körlük’ olarak nitelendiren İsrail Savaş Kabinesi üyesi Benny Gantz, “İsrail Devleti, bir terör örgütünün kendi vatandaşlarına karşı gerçekleştirdiği katliamın ardından en adil savaşı başlatmıştır. İsrail, uluslararası hukuka bağlı kalarak tarihteki en etik şekilde savaşmaktadır. İsrail güçlü ve bağımsız bir yargı sistemine sahiptir. Aatandaşlarını korumak için savaşan bir devletin liderlerini kana susamış teröristlerle aynı kefeye koymak ahlaki bir körlüktür. UCM Savcısı’nın talebini kabul etmek tarihi bir suç olacaktır” ifadelerini kullandı.

Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ise şu yorumu yaptı: “Başsavcı'nın Başbakan ve Savunma Bakanı'nı Hamas liderleriyle aynı kefeye koyan açıklaması, İsrailli temsilcilerin mahkemeye gönderilmesinin en başından beri vahim bir hata olduğunu göstermektedir. Başbakan ve Savunma Bakanı antisemit UCM Savcısı'nı görmezden gelmeli ve Hamas tamamen dağıtılana kadar bu örgüte karşı saldırıların artırılması talimatını vermelidir.”

Diğer yandan İsrailli muhalefet lideri Yair Lapid de bugün yaptığı açıklamada, Han’ın açıklamasını kınadı ve ‘felaket’ olarak niteledi.

Hamas yöneticilerinden Sami Ebu Zuhri, UCM'nin hareketin üç lideri için tutuklama emri talep etme kararının ‘kurban ile celladı eşitlediğini’ söyledi. Zuhri ayrıca, UCM’nin kararının İsrail'i ‘imha savaşını’ sürdürmeye teşvik ettiğini belirtti.


Mısır, Katar, BAE ve Ürdün... Arap liderlerinde  art arda taziye mesajları

Merhum İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi (AP)
Merhum İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi (AP)
TT

Mısır, Katar, BAE ve Ürdün... Arap liderlerinde  art arda taziye mesajları

Merhum İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi (AP)
Merhum İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi (AP)

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, Katar ve Irak bugün (Pazartesi) İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindekilerin ülkenin kuzeybatısında meydana gelen bir helikopter kazasında hayatını kaybetmesi dolayısıyla İran'a başsağlığı diledi.

BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed X platformu aracılığıyla yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ve beraberindekilerin trajik bir kazada hayatını kaybetmesi dolayısıyla İran İslam Cumhuriyeti liderliği ve halkına en içten taziyelerimizi ve başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz” ifadesini kullandı.

Muhammed bin Zayed, “Merhumlara Allah’tan rahmet, yakınlarına ve ailelerine sabır diliyoruz. BAE'nin bu zor koşullarda İran'la dayanışma içinde olduğunu yineliyoruz” diye ekledi. BAE Devlet Başkanı Yardımcısı ve Başbakan Şeyh Muhammed bin Raşid Âl Mektum da bir tweet atarak şu ifadeleri kullandı: “İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı’nın elim bir kaza sonucu hayatını kaybetmesi dolayısıyla kardeş İran halkına ve yönetimine başsağlığı ve en derin taziyelerimizi sunuyoruz. Bu zor zamanda kalplerimiz sizinle. Yüce Allah'ın onlara merhamet etmesi ve ebedi istirahat bahşetmesi için dua ediyoruz.”

Konuyla ilgili olarak Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi de bir açıklama yaparak, “Mısır, elim bir kaza sonucu vefat eden İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ve arkadaşlarının yasını büyük bir üzüntüyle tutmaktadır” dedi.

Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: “Mısır Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, kardeş İran halkına en derin taziye ve başsağlığı dileklerini sunarken, Yüce Allah'tan İran Cumhurbaşkanı ve beraberindekilere merhamet etmesini ve ailelerine sabır ve teselli vermesini niyaz eder, Mısır Arap Cumhuriyeti'nin bu büyük kayıpta İran yönetimi ve halkıyla dayanışma içinde olduğunu ifade eder.”

Ürdün Kralı 2. Abdullah da “Kardeş Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ve onlara eşlik edenlerin vefatı dolayısıyla İran İslam Cumhuriyeti liderliği, hükümeti ve halkına en derin taziyelerimi sunuyorum. Allah hepsine rahmet eylesin. Bu zor durumda İran'daki kardeşlerimizle dayanışma içindeyiz” ifadelerini kullandı.

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi, İran Cumhurbaşkanı'nın vefatı dolayısıyla bir tweet atarak başsağlığı diledi: “İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindeki heyetin helikopterlerinin talihsiz bir şekilde düşmesi sonucu hayatını kaybetmesi dolayısıyla İran İslam Cumhuriyeti hükümeti ve halkına en derin taziyelerimi ve başsağlığı dileklerimi sunuyorum.”

Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani de X platformu üzerinden bir mesaj paylaştı: “Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ve beraberindeki yetkililerin elim helikopter kazasında hayatını kaybetmesi dolayısıyla İran İslam Cumhuriyeti hükümeti ve halkına en içten taziyelerimizi sunar, Yüce Allah'tan kendilerine rahmet ve mağfiret, ailelerine sabır ve teselli vermesini dileriz.”

İran'ın İdari İşlerden Sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhsin Mansuri bugün yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı İbrahimi Reisi'nin dün (pazar) öğleden sonra Azerbaycan sınırına yakın dağlık bir bölgede helikopterinin düşmesi sonucu hayatını kaybettiğini doğruladı.

İran devlet televizyonu, Reisi ve onunla birlikte Azerbaycan sınırındaki bir barajın açılışından dönen helikopterde seyahat eden Dışişleri Bakanı Emir Abdullahiyan'ın da vefat ettiğini bildirdi.

Böylece, dün öğleden sonra ülkenin kuzeybatısında bir dizi yetkilinin de eşlik ettiği helikopterin düşmesi ve kendisinin ve helikopterde bulunan herkesin öldüğünün açıklanmasının ardından İran Cumhurbaşkanı'nın akıbetiyle ilgili gizem sona ermiş oldu.

Lübnan bugün, merhum İran Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı için üç günlük ulusal yas ilan etti. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed de İran Cumhurbaşkanı’nın yasını tuttu. Suriye Devlet Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Esed’in ‘bu acı verici kaza ve sonucunda meydana gelen büyük kayıptan dolayı derin üzüntü duyduğu’ ifade edildi. Açıklamanın devamında, “Suriye ve İran arasındaki stratejik ilişkilerin gelişmesi için merhum cumhurbaşkanıyla birlikte çalıştık ve onun Suriye ziyaretini bu süreçte önemli bir kilometre taşı olarak daima hatırlayacağız” ifadeleri yer aldı.

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ise Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindekilerin vefatı dolayısıyla İran hükümeti ve halkına en içten taziyelerini sundu.

Şarku’l Avsat’ın Irak Haber Ajansı’ndan (INA) aktardığına göre Sudani, “İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ve beraberindekilerin İran'ın kuzeyinde meydana gelen talihsiz uçak kazasında hayatını kaybettikleri haberini büyük bir üzüntü ve kederle aldık” açıklamasında bulundu.

ed
Merhum İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani 2022 yılında Tahran'da düzenledikleri ortak basın toplantısında (AFP)

Sudani, “İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney'e, İran hükümetine ve halkına en içten taziyelerimizi ve başsağlığı dileklerimizi sunarken, kardeş İran halkı ve İslam Cumhuriyeti'ndeki kardeşlerimiz ve yetkililerle bu acı trajedi karşısında dayanışma içinde olduğumuzu ifade ediyoruz. Allah'tan merhumlara rahmet etmesini, ailelerine ve sevenlerine sabır vermesini diliyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.


Sudan Doktorlar Sendikası: 100 bin  savaş kurbanı var

Doğu Sudan'daki Gedaref Hastanesi'nde tedavi gören hastalar (AFP)
Doğu Sudan'daki Gedaref Hastanesi'nde tedavi gören hastalar (AFP)
TT

Sudan Doktorlar Sendikası: 100 bin  savaş kurbanı var

Doğu Sudan'daki Gedaref Hastanesi'nde tedavi gören hastalar (AFP)
Doğu Sudan'daki Gedaref Hastanesi'nde tedavi gören hastalar (AFP)

Sudan Doktorlar Sendikası yaptığı açıklamada, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında geçen yılın nisan ayından beri devam eden savaşta en az 30 bin  kişinin öldüğünü ve 70 binden fazla kişinin yaralandığını duyurdu.

Sendika dün (Pazar) yaptığı açıklamasında, ancak ölü sayısının bu istatistiklerden daha yüksek olmasını beklediklerini belirtti ve "İnsani yardım ve destek alanında çalışan tüm kuruluşlara, savaş bölgelerinde mahsur kalan binlerce sivili kurtarmak için hızlı bir şekilde müdahale etmeleri" için acil yardım çağrısında bulundu.

Açıklamada, "Bu acil açıklamayla, acil ateşkes ve etkilenen yüz binlerce insana, özellikle de yaralılara yardım etmek için insani yardım yollarının açılması çağrısında bulunuyoruz" ifadeleri yer aldı.

grbtyn
Hızlı Destek Güçleri ile Sudan ordusu arasında Nisan 2023'te Omdurman'daki çatışmalardan (Arşiv-Reuters)

Sendika, "Sendikal cepheden ve uluslararası örgütlerden gelen, Sudan'daki insani krizin devam eden savaş nedeniyle ciddi şekilde kötüleştiğine dair tüm rapor ve istatistikleri derin bir endişeyle" takip ettiğini ifade etti.

Yaklaşık 15 milyon kişi sağlık hizmetlerine erişimden yoksun ve sağlık tesislerinin (hastaneler ve tıp merkezleri) yüzde 80'i tamamen hizmet dışı durumda. Bu istatistiklere Gezira eyaletindeki (orta Sudan) sağlık tesisleri dahil değil.

Sendikaya göre savaşın başlangıcından bu yana 53 sağlık çalışanı öldürüldü, 21 hastane bombalandı ve 22 hastane zorla boşaltıldı.

Açıklamada, sağlık tesislerine ve sağlık personeline yönelik 248 saldırının kaydedildiği belirtildi.

Raporlarda, Sudan ekonomisinin savaş nedeniyle kaybının 120 milyar dolar olduğu ve bunun ülkenin 12 yıllık bütçesine eşdeğer olduğu kaydedildi.

Uluslararası kuruluşların raporlarına dayanarak, 9 milyondan fazla insanın ülke içinde yerinden edildiğini ve yaklaşık 3 milyon kişinin de son derece karmaşık ekonomik ve insani koşullar altında komşu ülkelere sığındığını belirten sendika, bunu "dünyadaki en büyük yerinden edilme vakalarından biri" olarak nitelendirdi.

def
Gedaref'te yerinden edilmiş insanlar (AFP)

Tabipler Birliği'nin raporuna göre savaş nedeniyle, kamu ve yüksek öğretim kurumlarının yüzde 80'i tamamen veya kısmen tahrip edilmiş ve içindekiler yağmalamış durumda. Bu büyük yıkım okul merkezlerinin savaş nedeniyle yerinden edilenlerin barınma merkezleri haline gelmesinin ardından yaklaşık 19 milyon çocuğu eğitimden mahrum bıraktı.

Sağlık sendikası "ilgili tüm taraflara acil ve kalıcı ateşkes talebine destek vermeleri, insani yardımların etkilenen tüm gruplara kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi ve acil insani yardım sağlanması için güvenli yollar açılması" çağrısında bulundu.

Doktorların açıklamasında, savaşan taraflara "savaşı sona erdirmede ve çatışmayı sona erdirecek, adalet ve barışı sağlayacak barışçıl bir çözüme olan tüm sivil güçler için kapsamlı bir siyasi diyaloga girmeye" çağrıda bulunuldu.

Açıklamada, “Savaş liderleri ve generaller de dahil olmak üzere, savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlediği kanıtlanan herkesin yargılanması ve gelecekte ülke yönetimindeki herhangi bir görevden dışlanmasının" önemini vurgulandı. “Sudan'ı kurtarmanın herkesin sorumluluğu olduğu” vurgulanarak, aktörler “insani felaketi hemen, gecikmeden sona erdirmek için kararlı adımlar atmaya” çağırıldı.