NASA, Ay'da depremleri ölçecek

İnsanlar yarım yüzyıl sonra Ay'a gidiyor

1972'den beri Ay'a ayak basılmadı (NASA/Temsili)
1972'den beri Ay'a ayak basılmadı (NASA/Temsili)
TT

NASA, Ay'da depremleri ölçecek

1972'den beri Ay'a ayak basılmadı (NASA/Temsili)
1972'den beri Ay'a ayak basılmadı (NASA/Temsili)

NASA, sıradaki insanlı Ay görevinde depremleri tespit etmek için Dünya'nın uydusuna sismograf yerleştirecek. 

Ay Ortamı İzleme İstasyonu (Lunar Environment Monitoring Station / LEMS), 2026'da gerçekleşmesi planlanan Artemis 3 görevinde astronotların Ay'a götüreceği ilk üç yük arasında yer almaya aday. Kendi kendine çalışan bu kompakt sismograf, Ay'ın güney kutbunda depremlerin yol açtığı yer hareketlerini durmadan izleyecek.

İnsanların Dünya'nın uydusuna en son ayak bastığı Apollo görevlerinde Ay'ın yüzeyine sismograflar yerleştirilmiş ve buradaki ilk depremler böyle tespit edilmişti. Fakat 1969-1972 döneminde düzenlenen bu görevler, Ay'ın ekvatoruna yakın ve Dünya'ya bakan yüzündeki verileri toplamıştı. NASA'nın yeni göreviyle Ay'ın güney kutbundaki sismik verilere ulaşmak, bu bölgenin insan yaşamına uygun olup olmadığını öğrenmek açısından önem taşıyor. 

Ay yüzeyinde üç aydan iki yıla kadar çalışması planlanan LEMS'in, Ay'ın jeofiziksel faaliyetlerini uzun süre boyunca tek başına ölçmesi bekleniyor. 

Artemis 3 astronotlarına eşlik etmeye aday diğer araçlar ise Ay'ın Tarımsal Bitki Örtüsü Üzerindeki Etkileri Aracı (Lunar Effects on Agricultural Flora Instrument) ve Ay Yalıtkanlığı Analiz Aracı (Lunar Dielectric Analyser). 

Ay'daki depremlere temelde Dünya ve uydusu arasındaki kütleçekimsel kuvvet yol açarken, bu çekim gücü gelgitlere de neden oluyor. Diğer nedense Ay yüzeyinin gündüzleri 121 dereceden geceleri eksi 133 dereceye kadar düşebilmesi. Bu büyük sıcaklık değişimleri Ay'ın genleşip büzülmesine yol açarak sarsıntı yaratıyor.

Bu nedenle sismik veriler, Ay yüzeyinin altında neler yaşandığını anlamaya da katkı sağlayacak. 

Independent Türkçe, Space, Indian Express



Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
TT

Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)

Bilim insanları meyve sineklerinin genetiğini değiştirerek kokaini sevmelerini sağladı. Çalışmanın insanlardaki kokain bağımlılığını daha iyi anlama ve tedavi etmeye katkı sunması bekleniyor. 

Meyve sinekleri ve insanlar birbirlerine sanılandan daha fazla benziyor. Örneğin bu iki türde çeşitli hastalıklardan sorumlu genlerin yaklaşık yüzde 75'inin aynı olması, bilim insanlarının ilgisini çekiyor. Sinekler üzerindeki genetik incelemeler, bu hastalıkların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlıyor.

Bu rahatsızlıklardan biri de kokain gibi maddelere karşı gelişen bağımlılıklar. Utah Üniversitesi'nden Dr. Adrian Rothenfluh, "Son yıllarda, sinekler ve insanların birçok açıdan sandığımızdan daha fazla birbirine benzediği ortaya çıktı" diyerek ekliyor: 

Örneğin sineklerin alkole verdiği tepkiyi düzenleyen genlerin, insanlardaki alkol bağımlılığında da rol oynadığını birçok kez gösterdik. Bu durumun kokain bağımlılığıyla bağlantılı genler için de geçerli olacağını ve bunların sineklerdeki etki mekanizmasını inceleyebileceğimizi düşünüyoruz.

Ancak sineklerin kokaini sevmemesi bu çalışmaların önünde engel teşkil ediyordu. Meyve sineklerinin bacaklarındaki tat reseptörleri, böceğin bir şeyi yemeden önce zararlı olup olmadığını algılamasını sağlıyor. 

Dr. Rothenfluh ve ekip arkadaşları yeni çalışmalarında kokainin acı tadı nedeniyle bu reseptörlere yakalandığını ve sineklerin maddeden bu yüzden uzak durduğunu doğruladı. Araştırmacılar daha sonra sineklerin genetiğini değiştirerek bu reseptörleri devre dışı bıraktı.

Bulguları hakemli dergi Journal of Neuroscience'ta 2 Haziran Pazartesi günü yayımlanan çalışmada genetiği değiştirilmiş sineklerin kokaini sevdiği gözlemlendi. Düşük seviyede kokain içeren şekerli su verilen sinekler 16 saat içinde bu içeceği tercih etmeye başladı.

Dr. Rothenfluh, "Düşük dozlarda, tıpkı insanlar gibi koşuşturmaya başlıyorlar" diyor: 

Çok yüksek dozlardaysa yine insanlar gibi hareket edemez hale geliyorlar.

Bilim insanları genetiğiyle oynanmış sinekleri üretmeyi artık öğrendiği için çalışmalarını daha kolay ve hızlı yürütmeyi umuyor. Meyve sineklerinin hızlı yaşam döngüsü ve nispeten basit genetik yapıları, üzerlerinde insanlara kıyasla daha kolay deney yapılmasına imkan tanıyor. 

Makalenin yazarlarından Travis Philyaw "Daha karmaşık organizmalarda ortaya çıkması zor olan riskli genleri tespit ederek bu bilgileri memeliler üzerinde çalışan araştırmacılara aktarabiliriz" diyor.

Ekip bu sayede insanlardaki kokain bağımlılığına yönelik yeni tedaviler geliştirmeyi umuyor. Dr. Rothenfluh şu ifadeleri kullanıyor:

Kokain tercihinin mekanizmalarını gerçekten anlamaya başlayabiliriz ve mekanizmayı ne kadar iyi anlarsak, o mekanizmaya etki edebilecek bir tedavi bulma şansımız o kadar artar.

Independent Türkçe, Popular Science, IFLScience, Journal of Neuroscience