Irak Başbakanı Sudani’nin ABD ziyaretinin ardından: Ortaklık konusunda anlaşma, uygulama konusunda anlaşmazlık söz konusu

ABD Başkanı Joe Biden, Beyaz Saray’daki görüşmelerinin başında Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile tokalaşırken, 15 Nisan 2024 (AFP)
ABD Başkanı Joe Biden, Beyaz Saray’daki görüşmelerinin başında Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile tokalaşırken, 15 Nisan 2024 (AFP)
TT

Irak Başbakanı Sudani’nin ABD ziyaretinin ardından: Ortaklık konusunda anlaşma, uygulama konusunda anlaşmazlık söz konusu

ABD Başkanı Joe Biden, Beyaz Saray’daki görüşmelerinin başında Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile tokalaşırken, 15 Nisan 2024 (AFP)
ABD Başkanı Joe Biden, Beyaz Saray’daki görüşmelerinin başında Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile tokalaşırken, 15 Nisan 2024 (AFP)

İyad Amber

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'nin Washington’a gerçekleştirdiği son ziyaret, Irak’ta 2003 yılındaki rejim değişikliğinden sonra Irak başbakanları tarafından ABD’ye gerçekleştirilen ziyaretlerden çok farklıydı. Bu farklılığın en önemli nedenlerinden biri, Sudani hükümetinin kurulmasının arkasında Şii siyasi güçleri olmasıydı. Irak’taki Şii siyasi güçlerin bazıları açıkça ABD karşıtıyken, bazıları siyasi sloganlarında halen ABD’nin Irak'taki askeri varlığına karşı direnişin bir işareti olarak silahlarını hava kaldırıyorlar.

Ziyaret, zamanlama açısından da eski ziyaretlerden farklı. Sudani ile ABD Başkanı Joe Biden arasında Beyaz Saray'da yapılan görüşme, İran'ın İsrail tarafından Şam'daki konsolosluğunun hedef alınmasına misilleme olarak Irak hava sahasından İsrail'e yüzlerce insansız hava aracı (İHA) ve balistik füzeyle hava saldırısı gerçekleştirdiği güne denk geldi. İsrail ve İran arasındaki bu askeri gerilim, Sudani ile görüşmesinin başında ‘ABD’nin İsrail’in güvenliğine olan bağlılığını’ vurgulayan Başkan Biden'ın açıklamalarında da yer aldı. Irak Başbakanı’nın yanıtı diplomatik bir tona sahipti. Ortadoğu’da olup bitenleri (açık sözlülükle ve ortaklık ruhuyla) değerlendirmedeki farklılığa dikkati çeken Sudani, uluslararası hukuk ilkeleri üzerinde mutabık kalındığını, sivillere yönelik saldırıların reddedildiğini ve diplomatik misyonların korunmasında uluslararası kanunlara ve normlara bağlı kalınması çağrısında bulunulduğunu söyledi.

Ziyarette gözlemlenen bir diğer farklılık ise Irak ile ABD arasındaki ilişkinin niteliğini tanımlamak üzere ‘ortaklık’ başlığı üzerinde anlaşmaya varılması oldu. Bu anlaşma, her ne kadar yeni değilse de ABD'nin Bağdat Büyükelçisi Alina Romanowski’nin ‘gelecekteki Irak-ABD stratejik ortaklığı’ etiketiyle Iraklı siyasetçilerle görüşmeler başlattığından beri üzerinde çalıştığı meselelerden sonra ABD-Irak ilişkilerinin başlığı olarak vurgulanması onu yeni bir kimliğe bürüdü. Sudani hükümeti de bu ortaklığı gerçekleştirme ve ufkunu genişletme yolunda ilerliyor gibi görünüyor.

Sonuç olarak Sudani’nin Başkan Biden ile Beyaz Saray'da bir araya gelmesi, Irak Başbakanı’na rahat bir nefes aldırttı. Çünkü kısa süren görev süresi boyunca ABD’lilerle ilişkileri en ılımlı ve en gergin ilişkiler içinde olan ve Washington'a davet edilmeyen eski Başbakan Adil Abdulmehdi senaryosunun tekrarlanması tehlikesini ortadan kaldırdı. Kişisel düzeyde Sudani, bölgedeki gergin ortamın ve hükümetini kuran güçlerin açıkça ABD karşıtı tutumlarının benzerliğine rağmen Abdulmehdi’nin ABD’lilerle yaşadığı karmaşayı çözmeyi başardı.

Genişletilen güvenlik ortaklığı

Irak hükümetinden ABD’ye giden heyette güvenlik birimlerinin yetkilileri de yer aldı. Ancak Washington ziyaretinin ana hedefleri arasında, özellikle Irak'ta DEAŞ’a karşı savaşan Uluslararası Koalisyonun misyonunu sona erdirmek için müzakerelerin başlamasından sonra, güvenlik ortaklığının yeniden başlatılması konusu yoktu. Yine de Sudani'nin ziyaretinde Bağdat ve Washington arasındaki güvenlik alanındaki iş birliğinde bir dönüşüm olduğunun sinyalleri güçlü bir şekilde görüldü.

Biden'ın Sudani ile görüşmesinde ABD kuvvetlerinin Irak'tan ‘çekilmesi’ kelimesi geçmedi. Aksine ABD Başkanı, Irak'ın topraklarının ve halkının güvenliği için Iraklı güvenlik güçlerinin kabilyetlerini güçlendirmekte kararlı olduklarını vurguladı. Beyaz Saray'dan yapılan açıklamaya göre hem Sudani hem de Biden, Yüksek Askeri Komisyon'un devam eden çalışmalarının yanı sıra ‘DEAŞ tehdidinin devam etmesi, operasyonel ve çevresel ihtiyaçlar ve Irak güvenlik güçlerinin kabiliyetlerinin arttırılmasını’ değerlendirecek olan üç çalışma grubunun çalışmalarına ve bu çalışmaların sonuçlarına bağlılıklarını ifade ettiler. Söz konusu gruplar, Uluslararası Koalisyon güçlerinin, Irak'taki rolünün ne zaman ve nasıl sona ereceğini belirlemenin yanında Irak Anayasası ve ABD-Irak Stratejik Çerçeve Anlaşması uyarınca sürdürülebilir güvenlik ortaklıklarına geçişin organize edilmesi için yukarıdaki faktörleri gözden geçirecekler.

Irak ve ABD arasında güvenlik ortaklığına geçişin en önemli göstergesi, Başkan Biden ve Başbakan Sudani’nin, güvenlik ortaklığının geleceğini konuşmak üzere bu yıl içinde ABD ve Irak arasında ikili bir güvenlik diyaloğu başlatma niyetinde olduklarını açıklamaları oldu. Bu tür niyetler her ne kadar ABD'deki başkanlık seçimlerinin sonucuna bağlı olsa da Bağdat ve Washington arasındaki güvenlik ortaklığının geleceği konusunda iki taraf arasındaki ilk anlaşmayı yansıtıyor.

xcdfrg
Bağdat'taki Irak Merkez Bankası'nın girişi, 25 Mart 2024 (AFP)

Sudani'nin ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile görüşmesi daha çok güvenlik ortaklığının ayrıntılarıyla ilgiliydi. ABD Savunma Bakanlığı’ndan (Pentagon) Sudani- Austin görüşmesiyle ilgili yapılan açıklamada, ‘yabancı bir ülkeye’ askeri malzeme satışlarının yanında güvenlik güçlerini destekleyen ve DEAŞ’la Mücadele Eğitim ve Donatım Fonu aracılığıyla finanse edilen çok çeşitli eğitim ve donatım faaliyetleriyle Iraklı güvenlik güçlerinin modernizasyonuna ve askeri kabiliyetlerinin arttırılmasına yönelik çabaların ele alındığı belirtildi. Açıklamada ayrıca – ABD Dışişleri Bakanlığı adına profesyonel askeri eğitim kursları olan Yabancı Askeri Finansman (FMF) ve Uluslararası Askeri Eğitim ve Talim Programları (IMET) aracılığıyla finanse edilen savunma hizmetleri de sunulduğu kaydedildi.

İsrail ve İran arasındaki askeri gerilim, ‘ABD’nin İsrail’in güvenliğine olan bağlılığını’ vurgulayan Başkan Biden'ın açıklamalarında da yer aldı. Irak Başbakanı Sudani’nin yanıtı ise diplomatik bir tondaydı.

Öte yandan Irak'ın esnek ödeme mekanizması Kredi Garantili Ödeme Planı’nı (Credit Assured Payment Schedule/CAPS) kullanarak yaklaşık 550 milyon dolarlık kredi çekmesini öngören bir ortak çalışma protokolü imzalandı. Irak, tüm ödemeyi peşin yapmak yerine taksitlere bölerek yapmasına izin veren bu mekanizmayı kullanma fırsatından yararlanan ilk ülke olacak. Pentagon'dan yapılan açıklamada çalışma protokolünün imzalanmasının Irak ve ABD arasındaki güvenlik ortaklığının şimdi ve gelecekteki gücüne işaret ettiği belirtildi.

Güvenlikten ekonomiye

Muhammed Şiya es-Sudani, beraberinde çok sayıda Iraklı işadamıyla Washington'ı ziyaret eden ya da ABD’li şirketlerle sözleşmeler imzalanmasına öncülük eden ilk Irak başbakanı değil. Ancak Başbakan Sudani, ekonomik ortaklığa giden yolun ABD’lilerle ilişkilerin güçlendirilmesinde güvenilebilecek yeni ufkun enerji alanında yatırım kapılarının açılmasından geçtiğini anlamış gibi gibi görünüyor.

Irak, ekonomisi petrole dayalı bir ülke olduğundan doğalgaz alanında yatırım yapma niyetinde. Bu yüzden de petrol ve doğalgaz alanında faaliyet gösteren ABD’li şirketlerle çeşitli görüşmeler ve Houston, Teksas'taki Baker Enerji Çalışmaları ve Araştırmaları Enstitüsü'nden bir heyetle toplantı yapıldı. 

ABD merkezli General Electric, Honeywell, Transatlantic Petroleum ve diğer bazı şirketlerle elektrik, petrol ve doğalgaz alanlarında 14 ayrı mutabakat zaptı ve ortaklık sözleşmesi imzalandı.

Bu mutabakatlar, ABD ile stratejik ortaklığın yeniden yapılandırılması ve bu ortaklığın güvenlik alanından ekonomik ortaklığa taşınması için yeni bir yol haritası olabilir. Ancak ekonomik ortaklığa geçiş sadece mutabakatlar yeterli değil. Gerek ABD ile ilişkileri tamamen reddeden bazı siyasi güçlerin varlığı olsun gerek devleti etkisi altına alan yolsuzluk vakaları olsun, gerek bürokratik engeller olsun gerekse hükümetin güvenliği sağlamada zayıf kaldığı petrol ve doğalgaz sahaları ile elektrik tesislerinin bulunduğu coğrafi bölgelerin devletin kontrolü dışındaki silah gruplarının varlığı olsun, söz konusu anlaşmaların, sözleşmelerin ve mutabakatların uygulanmasını engelleyen çeşitli iç zorluklarla yüzleşmeye karar verilmesi gerekiyor.

Sudani hükümetinin, ABD ile ekonomik ortaklığa geçişte tüm bu konuları ele alması, doğrudan eyleme geçmesi ve mutabakatlarla sözleşmelerin uygulanmasını takip etmesi gerekiyor. ABD’lilerle yeni bir ilişki biçimine doğru cesur ve net kararlar almazsa Sudani’nin güvenilirliği tehlikeye girmesi işten bile değil.

En büyük kazanan IKBY oldu

Öte yandan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesrur Barzani'nin Başbakan Sudani'den önce gerçekleştirdiği ABD ziyareti, Irak Yüksek Federal Mahkemesi’nin kararları nedeniyle Bağdat ile Erbil arasında yaşanan gerilimi, Sudani’nin Washington ziyareti sırasında ele alınacak önceliklerden biri haline getirmeyi başarmış gibi görünüyor.

xcdsrg
ABD saldırısında ölen bir arkadaşlarını cenaze törenine katılan Haşdi Şabi üyeleri, 26 Aralık 2023 (AFP)

Bu yüzden Biden-Sudani görüşmesinde IKBY’ye değinilmesi son derece önemliydi. Beyaz Saray'dan yapılan açıklamaya göre Biden ve Sudani, IKBY’nin istikrarlı ve refah içinde bir Irak'ın ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladılar. Biden’ın Başbakan Sudani ve hükümetinin IKBY ile devam eden sorunları çözecek kalıcı anlaşmalara ulaşma çabalarını överken daha fazla ilerleme kaydedilmesi için cesaretlendirdiği belirtilen açıklamada, ayrıca ABD’nin IKBY’de özgür, adil ve şeffaf seçimler yapılması başta olmak üzere Irak'ta demokrasinin güçlendirilmesini desteklediğini bir kez daha teyit ettiği aktarıldı.

Beyaz Saray açıklamasında Biden ve Sudani görüşmesinde IKBY’nin istikrarlı ve refah içinde bir Irak'ın ayrılmaz bir parçası olduğunun vurgulandığı belirtildi.

ABD merkezli bazı haber siteleri ve araştırma merkezleri, ABD'nin Erbil ile yaşanan ve Başbakan Sudani’nin IKBY’ye karşı tutumunu sertleştirmesinden ziyade Yüksek Federal Mahkeme'nin Erbil aleyhine aldığı kararların bir sonucu olan krizleri çözmesi için Sudani hükümetine baskı yapmasının önemini vurguladı.

Irak’taki dolar krizine çözüm getirmeyen ortaklık

Washington’a giden Irak heyetinde yer alan Irak Merkez Bankası Başkanı’nın açıklamaları, Irak’ın ABD Merkez Bankası (Fed) ile olan sorunlarının ele alındığına dair herhangi bir işaret taşımıyordu. Merkez Bankası Başkanı’nın açıklamaları Irak’ın Hazine Bakanlığı ve ABD Merkez Bankası ile olan sorunlarının ele alındığına dair herhangi bir izlenim vermiyordu. Merkez Bankası Başkanı, daha ziyade ortak komitelerin kurulmasına ilişkin daha önce yaptığı bir tekrarını yaparken Irak'ın mali geçiş süreçleri konusunda aldığı tedbirlere övgüde bulundu. Merkez Bankası Başkanı’nın açıklamalarına göre ABD’den bir heyetin Irak Merkez Bankası'nın aldığı söz konusu tedbirleri görüşmek üzere Irak'ı ziyaret etmesi bekleniyor.

Bunun yanında Sudani hükümeti ve Irak Merkez Bankası yönetiminin Irak'tan yapılan dolar kaçakçılığı, kara para aklama ve ABD'nin yaptırım uyguladığı ülkelere finansman sağlanması gibi konuların ele alınmasına yönelik açık bir gündemi ve hatta bankacılık sektöründeki ihlallere ilişkin net bir stratejisi olmadığı görülüyor. Ayrıca doların resmi kur değeri ile kara borsadaki fiyatı arasındaki uçuruma çözüm bulacak bir mali politika taslağı dahi yok.

Irak Başbakanı ve Merkez Bankası Başkanı, ülkedeki dolar krizi ve yerel bankalara uygulanan yaptırımlar konusunda yeni bir vizyona ya da plana sahip olmadıkları aşikar. Bu yüzden ABD Hazine Bakanlığı’dan bir heyetle yapılan görüşmede, ABD'nin Irak’taki bankacılık sektörüne ve dolar kaçakçılığına karşı daha önceki itirazlarını yeniden dinlemekle yetindiler. Bu ziyarette yeni olarak yalnızca Irak'taki bankacılık ve finans sistemine yardımcı olmak için geliştirilmiş interaktif bir plan sunuldu. Söz konusu plan, Irak Merkez Bankası’nın para transferi konularındaki politikasının daha fazla incelenmesinin ve gözden geçirilmesinin yanı sıra Irak’taki bankacılık sektörüne yeni şartların getirilmesini de içerebilir. Ancak bunun, sorunu çözmekten ziyade daha da karmaşık hale getireceği kesin.

*Bu makale Şarkul Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



‘Amerikan limanı’ faaliyete geçerken Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar şiddetlendi

 ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)
TT

‘Amerikan limanı’ faaliyete geçerken Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar şiddetlendi

 ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)

ABD'nin Gazze açıklarındaki yüzer limanına nakledilen ilk yardımlar, kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nde dağıtılmaya başlanırken, İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de 27 Ekim'de kara harekâtının başlamasından bu yana yaşanan çatışmaların ‘en şiddetli boyuta ulaşabileceğini’ bildirdi.

Bu atmosferde ABD Başkanı Joe Biden yönetimindeki yetkililer, Tel Aviv'i Washington'un Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirme ve Ortadoğu'da kalıcı barışı sağlama vizyonunu benimsemeye ikna etme fırsatlarını tükettiklerini ve iki tarafın her zamankinden daha uzak hale geldiğini düşünüyor.

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı bilgiye göre İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri yönetimin insan kayıplarının yanı sıra yılda yaklaşık 5,4 milyar dolara mal olacağını gösteren bir ordu raporu nedeniyle, Gazze Şeridi üzerinde askeri yönetim uygulama planına alternatif aramaya karar verdi..


İsrail uçaklarından atılan bir füze Gazze sınırındaki Yahudi kasabasına isabet etti

Aksa Tufanı Operasyonu kapsamında Gazze Şeridi’ne komşu Yahudi yerleşim birimlerinde oluşan hasar Ekim 2023. (Reuters)
Aksa Tufanı Operasyonu kapsamında Gazze Şeridi’ne komşu Yahudi yerleşim birimlerinde oluşan hasar Ekim 2023. (Reuters)
TT

İsrail uçaklarından atılan bir füze Gazze sınırındaki Yahudi kasabasına isabet etti

Aksa Tufanı Operasyonu kapsamında Gazze Şeridi’ne komşu Yahudi yerleşim birimlerinde oluşan hasar Ekim 2023. (Reuters)
Aksa Tufanı Operasyonu kapsamında Gazze Şeridi’ne komşu Yahudi yerleşim birimlerinde oluşan hasar Ekim 2023. (Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye Mülteci Kampı bölgesinde beş İsrail askerinin ‘dost ateşi’ sonucu öldürülmesinden üç gün sonra, dün (Cuma) bir İsrail savaş uçağından atılan füzenin Gazze Şeridi sınırındaki bir Yahudi kasabasına düştüğü ortaya çıktı. Olay dün sabah İsrail Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-15 savaş uçağından atılan 500 kilogramlık büyük bir füzenin Gazze Şeridi'ne komşu Eshkol bölgesindeki Yad kasabasında evlerin arasına düşmesiyle meydana geldi.

Askeri kaynaklara göre füze bir Gazze kasabasını hedef alıyordu, ancak rotasından saparak patlamadan bir İsrail hedefine isabet etti. Şarku'l Avsat'ın elde ettiği bilgiye göre görgü tanıkları, savaşçılar ve Hava Kuvvetleri yetkilileri füzenin patlamadığını, patlayıcı madde içerip içermediğini incelemek için olay yerine koştuğunu belirtti.

Kasaba, füzenin kontrollü bir şekilde patlatılmasına hazırlanıyor. Bu nedenle kaza bölgesine yakın yerlerde yaşayan sakinler polisin talimatıyla tahliye edildi. Hava Kuvvetleri olayın nedenini ve yankılarını belirlemek üzere soruşturma başlattı.

Bölge sakinlerine dağıtılan bildiride, “Sabah saatlerinde Yad kasabasındaki bir evin bahçesinde İsrail Hava Kuvvetleri’ne ait bir uçaktan atılan bir füze görüldü. Güvenlik güçleri olay yerini boşaltmak için çalışıyor. Durum uzmanlar tarafından değerlendiriliyor” ifadeleri yer aldı. Ordu olayı nadir ve tehlikeli olarak nitelendirirken, uzmanlar füzenin patlaması halinde ciddi hasar ve kayıplara yol açabileceğini belirtti.


Axios: Washington bölgede gerilimin tırmanmasını önlemek için Tahran'la dolaylı görüşmelerde bulundu

 İsrail'in 1 Nisan 2024'teki baskınından sonra Şam'daki İran konsolosluk binası (Arşiv -Reuters)
İsrail'in 1 Nisan 2024'teki baskınından sonra Şam'daki İran konsolosluk binası (Arşiv -Reuters)
TT

Axios: Washington bölgede gerilimin tırmanmasını önlemek için Tahran'la dolaylı görüşmelerde bulundu

 İsrail'in 1 Nisan 2024'teki baskınından sonra Şam'daki İran konsolosluk binası (Arşiv -Reuters)
İsrail'in 1 Nisan 2024'teki baskınından sonra Şam'daki İran konsolosluk binası (Arşiv -Reuters)

Axios haber sitesinin bilgi sahibi kaynaklara dayandırdığı habere göre, ABD Başkanı Joe Biden'ın yönetiminden iki üst düzey yetkili bu hafta Umman'da İranlı yetkililerle, bölgede saldırıların artmasının nasıl önlenebileceği konusunda dolaylı görüşmelerde bulundu.

İki kaynak, Biden yönetimi yetkilileri ile İranlı yetkililer arasındaki görüşmelerin, İran'ın ve bölgedeki vekillerinin eylemlerinin sonuçlarını açıklığa kavuşturmaya odaklandığını, ayrıca Amerika'nın İran nükleer programının durumuyla ilgili endişelerinin de görüşüldüğünü belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Axios’tan aktardığı habere göre Başkan Biden'ın kıdemli Orta Doğu danışmanı Brett McGurk ve ABD'nin İran elçisi vekili Abram Paley'in de yer aldığı görüşmeler, Amman'da benzer görüşmelerin yapıldığı ocak ayından beri ABD ile İran arasında yapılan ilk görüşme oldu,

Görüşmeler, İran'ın 13 Nisan'da İsrail'e düzenlediği ve Orta Doğu'yu bölgesel bir savaşın eşiğine getiren benzeri görülmemiş füze saldırısından yaklaşık bir ay sonra gerçekleşti.

İsrail, saldırıdan birkaç gün sonra İran'a ait bir hava üssündeki S-300 hava savunma sistemini hedef alan bir misillemede bulundu.


Washington, Gazze'den 17 Amerikalı doktoru tahliye etti

Kerem Şalom sınır kapısı yakınlarında insani yardım taşıyan insanlar ve kamyonlar (AP)
Kerem Şalom sınır kapısı yakınlarında insani yardım taşıyan insanlar ve kamyonlar (AP)
TT

Washington, Gazze'den 17 Amerikalı doktoru tahliye etti

Kerem Şalom sınır kapısı yakınlarında insani yardım taşıyan insanlar ve kamyonlar (AP)
Kerem Şalom sınır kapısı yakınlarında insani yardım taşıyan insanlar ve kamyonlar (AP)

Yetkililer, Amerika Birleşik Devletleri'nin dün (Cuma) İsrail'in Mısır'la olan Refah sınır kapısının kontrolünü ele geçirmesinden beri Gazze Şeridi'nde mahsur kalan 17 Amerikalı doktoru tahliye ettiğini duyurdu.

Adının açıklanmasını istemeyen bir ABD'li yetkili, Amerikalı diplomatların 17 doktorun Kerem Şalom sınır kapısından İsrail'e geçişini ABD'li diplomatların sağladığını söyledi.

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü "Gazze'de mahsur kalan bazı Amerikalı doktorlar, Kudüs'teki ABD Büyükelçiliğinin yardımıyla güvenli bir şekilde bölgeden ayrıldılar" ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre sözcü "Bu Amerikalı doktorların ait olduğu gruplar ve Amerikan vatandaşlarının aileleriyle yakın temas halindeydik" dedi.

Operasyon hakkında bilgi sahibi bir kaynak, gönüllü sağlık ekibinde olan üç Amerikalı doktorun, bir daha ayrılma şansına sahip olabilecekleri konusundaki belirsizliğe rağmen Gazze’de kalmaya karar verdiklerini söyledi.

İsrail güçlerinin 7 Mayıs'ta Refah Sınır Kapısı'nın Filistin tarafının kontrolünü ele geçirdiğinden beri kapıdan hiçbir insani yardım geçmedi.

İsrail ve Başbakanı Binyamin Netanyahu, aylardır Refah'a saldırı düzenleme tehdidinde bulunuyor. ABD de dahil olmak üzere uluslararası toplumun böyle bir saldırının sivillerin yaşamı üzerindeki sonuçlarına ilişkin uyarılarına rağmen, Hamas'ı "ortadan kaldırma" hedefine ulaşmak için operasyonun gerekli olduğu konusunda ısrar ediyor.


Milyarderlerin "Filistin eylemlerine müdahale" baskısı ifşa oldu

Filistin destekçisi eylemciler, gösterilerde Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Hall binasını işgal etmişti (Reuters)
Filistin destekçisi eylemciler, gösterilerde Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Hall binasını işgal etmişti (Reuters)
TT

Milyarderlerin "Filistin eylemlerine müdahale" baskısı ifşa oldu

Filistin destekçisi eylemciler, gösterilerde Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Hall binasını işgal etmişti (Reuters)
Filistin destekçisi eylemciler, gösterilerde Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Hall binasını işgal etmişti (Reuters)

İş insanlarının Columbia Üniversitesi'ndeki Filistin eylemlerine polis müdahalesi için New York Belediye Başkanı Eric Adams'a baskı yaptığı ortaya çıktı.

Amerikan gazetesi Washington Post (WP), gıda şirketi Kind'in kurucusu Daniel Lubetzky, risk fonu Third Point'in kurucusu Daniel Loeb, Warner Music Group'un sahibi Len Blavatnik ve gayrimenkul yatırımcısı Joseph Sitt'in, Adams'la 26 Nisan'da Zoom'dan görüştüğünü yazdı.

Görüşmenin, New York Polis Teşkilatı'ndan (NYPD) ekiplerin Columbia Üniversitesi'ne girdiği 18 Nisan'dan yaklaşık bir hafta sonra yapıldığına dikkat çekildi. 

Polis, üniversitenin talebi üzerine eylemcilere müdahale etmiş, en az 100 kişiyi gözaltına almıştı. Adams da polis müdahalesini savunarak, eylemlerin "dış etkilerin güdümünde" örgütlendiğini ve radikalleşmenin önüne geçilmesi gerektiğini iddia etmişti.

Haberde, Zoom görüşmesine katılan iş insanlarından Lubetzky'nin, 2025'te yapılacak belediye başkanlığı seçimlerinde Adams'ın yürüteceği kampanyaya maddi destek sağlanması çağrısı yaptığı belirtildi.

Gazete, Blavatnik'in nisanda 2 bin 100 dolar bağış yaptığını yazdı. WP, diğer bağışçıların kimliklerinin tespit edilemediğini aktardı.

Zoom görüşmesinde ayrıca Columbia Rektörü Minouche Shafik'le iletişime geçilmesi ve kampüse polisin girmesine müsaade etmesinin sağlanması istendi.

Ayrıca iş insanlarının Adams'tan, protestoların bastırılması ve eylemcilerin sorgulanması için NYPD'nin özel dedektiflerle çalışmasına izin vermesini istediği öne sürüldü. Haberde, Adams'ın bu seçeneğe sıcak yanaştığı savunuldu. 

Adams'ın yardımcısı Fabien Levy, WP'ye açıklamasında iddialara doğrudan yanıt vermezken, polisin kampüse üniversite yönetiminden gelen talep üzerine iki kez girdiğini söyledi. 

NYPD ekipleri, 30 Nisan'da tekrar Columbia kampüsüne girmiş, birçok akademisyen ve öğrenciyi gözaltına almıştı. Gazete, Shafik'in talebi üzerine polislerin halen kampüste olduğunu aktardı. 

İkinci polis müdahalesinin ardından yaptığı açıklamada Adams, "Barışçıl protestolar Yahudi düşmanı gösterilere döndüğü için harekete geçtik" demişti.

Milyarderlerin WhatsApp grubu

WP, Zoom görüşmesine katılan kişilerin yanı sıra aralarında Starbucks'ın eski CEO'su Howard Schultz, Dell CEO'su Michael Dell ve eski ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner'ın kardeşi Joshua Kushner'ın yer aldığı isimlerin bir WhatsApp grubu kurduğunu aktardı.  

Kimliğinin paylaşılmamasını isteyen kaynaklar, "İsrail'de mevcut durum" adlı sohbet grubunun Gazze savaşının başladığı 7 Ekim'den kısa süre sonra kurulduğunu söyledi. 

WhatsApp'taki yazışmaların, Amerikalı gayrimenkul yatırımcısı Barry Sternlicht'in bir çalışanı tarafından başlatıldığı, iş insanının gruba doğrudan üye olmadığı ifade edildi. 

Gazete, çalışanın 12 Ekim'de gruba attığı mesajla misyonu şu şekilde belirlediğini aktardı:  

İsrail savaşı cephede kazanmak için mücadele ederken, sohbet grubunun üyeleri Hamas karşıtı bir bilgilendirme kampanyasını finanse ederek, ABD kamuoyunu kendi tarafına çekip savaşın kazanılmasına destek sağlayacak.

Amerikan haber sitesi Semafor, kasımdaki haberinde Sternlicht'in 50 milyon dolarlık bir Hamas karşıtı medya kampanyası başlattığını öne sürmüştü. WP, kampanyaya WhatsApp grubundaki bazı kişilerin de katıldığını iddia etti.

WP, ayrıca gruptaki bazı isimlerin, İsrail Savaş Kabinesi Üyesi Benny Gantz, eski İsrail Başbakanı Naftali Bennet ve İsrail'in ABD Büyükelçisi Michael Herzog'la görüştüğünü aktardı.  

Eski Starbucks CEO'su Schultz'un, 16 Ekim'de gruba attığı mesajda Bennet'in özellikle görüşmeden memnun kaldığını yazdığı belirtildi.

Haberde, sohbet grubunun mayıs başında kapatıldığı aktarıldı.

Independent Türkçe, Washington Post, Semafor


Çin'in gözü Norveç'in Svalbard takımadasında

Svalbard takımadası kömür, bakır ve çinko kaynakları açısından zengin (Aktieselskabet Kulspids)
Svalbard takımadası kömür, bakır ve çinko kaynakları açısından zengin (Aktieselskabet Kulspids)
TT

Çin'in gözü Norveç'in Svalbard takımadasında

Svalbard takımadası kömür, bakır ve çinko kaynakları açısından zengin (Aktieselskabet Kulspids)
Svalbard takımadası kömür, bakır ve çinko kaynakları açısından zengin (Aktieselskabet Kulspids)

Norveç'e bağlı Svaldbard takımadasındaki son özel mülk 300 milyon euroya satılığa çıkarıldı. 

Fransız haber ajansı AFP'nin aktardığına göre, Arktik Okynausu'ndaki satılık arazi yaklaşık 60 kilometrekare büyüklüğünde. Üzerinde hiçbir yapının yer almadığı arazininyaklaşık 5 kilometre uzunluğunda kıyı şeridi var.

Takımadaların batısındaki Wedel Jarlsberg bölgesinde yer alan Sora Fagerfjord adlı arazi, Norveçli Aktieselskabet Kulspids firmasına ait. 

Şirketin avukatı Per Kyllingstad, firmanın Oslolu sanayiciler tarafından bölgede asbest madenciliği yapmak için kurulduğunu fakat bununla ilgili arazide hiçbir çalışılma yürütülmediğini belirtti. 

Avukat, satışın Norveç'in Svalbard üzerindeki egemenliğini tanıyan Svalbard Anlaşması uyarınca yapılacağını söyledi.

1920'de yapılan anlaşmada, aralarında Türkiye'nin yanı sıra Çin, ABD, Suudi Arabistan ve Japonya'nın da bulunduğu 46 ülkenin imzası var.

Kyllingstad, anlaşma gereği tüm ülkelerin satın alma sürecine eşit şekilde dahil olabileceğini söylerken, "Uzun süredir Kuzey Kutbu ve Svalbard'a gerçekten ilgi gösterdikleri için Çinliler, araziyi satın alabilecek potansiyel müşteriler arasında" dedi. 

Avukat, Norveç'in Svalbard'daki Longyearbyen bölgesine havalimanı ve ev inşa ettiğine dikkat çekti. 

Ayrıca Barentsburg bölgesinde de Rusya'ya ait bir kömür madeni faaliyet gösteriyor. Anlaşmaya göre Svalbard'a askeri üs inşa edilmesi yasak.

Kyllingstad, 2018-2019'da arazinin satışı için Norveç devletiyle görüşüldüğünü fakat fiyatta anlaşılamadığı için sürecin olumsuz sonuçlandığını söyledi. 

Arazinin satış işlemlerine destek sağlayan hukuk firması Zeiler Floyd Zadkovich'ten avukat Jonathan Webb, potansiyel alıcılar arasında çeşitli devletlerin yanı sıra ultra yüksek gelirli kişilerin olduğunu söyledi. 

Norveç'teki Fridtjof Nansen Enstitüsü'nden Andreas Osthagen, bölgenin 50 ila 100 yıl sonra çok değerlenebileceğine işaret ederek, Çinlilerin araziyi satın almaya çalışmasının Norveç makamlarını harekete geçirecek bir hamle olacağını belirtti.

Independent Türkçe, AFP, CNN


İsveç polisi İsrail'in Stokholm Büyükelçiliği’nin bulunduğu bölgeyi kordon altına aldı

İsveç’in başkenti Stokholm'deki İsrail Büyükelçiliği (Reuters)
İsveç’in başkenti Stokholm'deki İsrail Büyükelçiliği (Reuters)
TT

İsveç polisi İsrail'in Stokholm Büyükelçiliği’nin bulunduğu bölgeyi kordon altına aldı

İsveç’in başkenti Stokholm'deki İsrail Büyükelçiliği (Reuters)
İsveç’in başkenti Stokholm'deki İsrail Büyükelçiliği (Reuters)

İsveç polisi bugün (Cuma) yaptığı açıklamada, devriye ekiplerin silah sesi olduğundan şüphelendikleri bir ses duyması üzerine birkaç kişiyi gözaltına aldıklarını ve Stokholm'de geniş bir alanı kordon altına aldıklarını belirterek, polis tarafından kordon altına alınan bölgede İsrail Büyükelçiliği’nin de bulunduğunu kaydetti.

İsveç polisinin internet sitesi üzerinden yapılan açıklamada, “Stokholm'deki Strandvagen'de devriye ekipleri bir ses duydu ve bunun bir silah sesi olduğundan şüphelendi” ifadesi yer aldı. Açıklamada, söz konusu bölgenin başkentteki Djurgarden Köprüsü, Nobel Parkı ve Oscar Kilisesi arasında yer aldığına dikkat çekildi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre polis, birkaç kişiyi gözaltına aldıklarını ve olayla ilgili soruşturma başlattıklarını belirtti.


ABD Kongresi'ndeki Demokratlar, İsrail'e silah sevkiyatına ilişkin tasarının kabul edilmesini eleştiriyor

Washington'daki ABD Kongre Binası (Reuters)
Washington'daki ABD Kongre Binası (Reuters)
TT

ABD Kongresi'ndeki Demokratlar, İsrail'e silah sevkiyatına ilişkin tasarının kabul edilmesini eleştiriyor

Washington'daki ABD Kongre Binası (Reuters)
Washington'daki ABD Kongre Binası (Reuters)

ABD Temsilciler Meclisi'nde Başkan Joe Biden'ın İsrail'e silah sevkiyatını engelleme yetkisini zayıflatan bir karar tasarısının onaylanmasına karşı çıkan İsrail yanlısı bazı Demokrat üyeler, oylamayı ‘İsrail'i ve Yahudi toplumunu ABD'nin siyasi mücadelesinde kullanmaya yönelik utanç verici bir girişim’ olarak nitelendirerek şiddetle eleştirdi.

Söz konusu gelişme, ABD Temsilciler Meclisi'nin İsrail'e silah sevkiyatını zorunlu kılan bir tasarıyı onaylamasının ardından geldi. Cumhuriyetçiler, yedi ayı aşkın bir süredir Gazze Şeridi'nde Hamas'la savaşan İsrail'e mühimmat sevkiyatını askıya alma kararı alan Başkan Joe Biden üzerindeki baskıyı arttırmaya çalışıyor.

Şarku’l Avsat’ın Axios'tan aktardığı habere göre, Demokrat üyeler Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson'a ‘tek taraflı yasa tasarıları’ politikasını durdurması ve İsrail'i destekleyen iki partili bir konsensüsü yeniden tesis etmesi çağrısında bulunuyor.

Demokrat üyeler tarafından yapılan açıklamada, ABD-İsrail ilişkilerinin tehlikeye atılmaması, Hamas'ın ortadan kaldırılması ve Gazze Şeridi'nde Hamas ve diğer Filistinli gruplar tarafından tutulan tüm esirlerin geri dönmesinin sağlanması için Cumhuriyetçi meslektaşlarıyla birlikte çalışmaya hazır oldukları ifade edildi.

Şarku’l Avsat’ın CNN’den aktardığına göre tasarı, Biden'ın Kongre tarafından İsrail'e onaylanan herhangi bir silah sevkiyatını engelleme, durdurma veya iptal etme kabiliyetini zayıflatıyor.

Tasarı ayrıca İsrail'in askıya alınan silah sevkiyatlarının yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren 15 gün içinde teslim edilmesini gerektiriyor.

CNN’e göre Demokratların kontrolündeki Senato'nun tasarıyı reddetme olasılığı düşükken, Beyaz Saray'ın da Biden'ın Kongre'den geçen yasayı onaylayacağını söylediği belirtildi.


Fransa'nın kuzeybatısında sinagogu ateşe vermeye çalışan bir şahıs polis tarafından vuruldu

Fransız polisi (Reuters - arşiv)
Fransız polisi (Reuters - arşiv)
TT

Fransa'nın kuzeybatısında sinagogu ateşe vermeye çalışan bir şahıs polis tarafından vuruldu

Fransız polisi (Reuters - arşiv)
Fransız polisi (Reuters - arşiv)

Fransız polisi, ülkenin kuzeybatısındaki Rouen'de bir sinagogu ateşe vermeye çalışan bıçaklı ve demir sopalı bir şahsı etkisiz hale getirdi.

Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “Fransız polisi Rouen'de bu sabah erken saatlerde kentteki sinagogu ateşe vermek isteyen silahlı bir kişiyi etkisiz hale getirdi. Gösterdikleri tepki ve cesaretten ötürü kendilerini kutluyorum” ifadelerini kullandı.

Dosyaya yakın kaynağa göre, sinagogu ateşe vermeye çalışan adamın elinde ‘bıçak ve demir sopa’ vardı. Ateş açan polislere yaklaşan şahıs öldürüldü.


İsrail, Uluslararası Adalet Divanı önünde Güney Afrika'nın ‘soykırım’ suçlamalarına yanıt veriyor

Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)
TT

İsrail, Uluslararası Adalet Divanı önünde Güney Afrika'nın ‘soykırım’ suçlamalarına yanıt veriyor

Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)

İsrail bugün Uluslararası Adalet Divanı (UAD) önünde, Güney Afrika'nın Refah'taki askeri operasyonla Gazze Şeridi'ndeki ‘soykırımı’ devam ettirdiği yönündeki suçlamalarına cevabını sunacak.

Pretorya, UAD'dan İsrail'in Hamas'ı ortadan kaldırmak için gerekli olduğunu söylediği Refah saldırısını durdurmasını talep etti.

İsrail daha önce uluslararası hukuka bağlılığının ‘sarsılmaz’ olduğunu vurgulamış ve Güney Afrika'nın açtığı davayı ‘tamamen temelsiz’ ve ‘ahlaki açıdan iğrenç’ olarak nitelendirmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas'ın son kalesi olarak gördüğü Refah'ta geniş çaplı bir kara harekâtının Hamas’ı ortadan kaldırmak için gerekli olduğunu söylüyor.

İsrail dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, yoğun nüfuslu bu kente yönelik geniş çaplı bir saldırıya karşı uluslararası uyarılara rağmen, Refah'taki kara operasyonlarını ‘yoğunlaştıracağını’ duyurdu. İsrail'in Refah'ta ‘insani bir felaketi’ önlediğini düşünen Netanyahu, ofisi tarafından Arapça olarak yayınlanan açıklamasında “Şu ana kadar Refah'taki yaklaşık yarım milyon insan çatışma bölgelerinden tahliye edildi. Bahsettikleri insani felaket gerçekleşmedi ve gerçekleşmeyecek” ifadelerini kullandı.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ise Refah'taki askeri operasyonun ‘takviye kuvvetlerin girişiyle devam edeceğini’ duyurdu.