Japonya'da iktidar ve muhalefet heyeti tartışmalı Yasukuni Tapınağı'nı ziyaret etti

Fotoğraf: Ahmet Furkan Mercan/AA
Fotoğraf: Ahmet Furkan Mercan/AA
TT

Japonya'da iktidar ve muhalefet heyeti tartışmalı Yasukuni Tapınağı'nı ziyaret etti

Fotoğraf: Ahmet Furkan Mercan/AA
Fotoğraf: Ahmet Furkan Mercan/AA

Japonya'da iktidar ve muhalefet kanadı milletvekilleri, "geçmiş militarizmin sembolü" görülen tartışmalı Yasukuni Tapınağı'nı ziyaret etti.

Başkentte devlet ve bürokrasi dünyasının konuşlandığı Çiyoda bölgesindeki Şinto inancı tapınağında 21-23 Nisan'da geleneksel ilkbahar festivali sürüyor.

Resmi Kyodo ajansının haberine göre, iktidar ve muhalefet üyesi 90'dan fazla milletvekiliyle bazı bakan yardımcıları Yasukuni Tapınağı'na ziyaret düzenledi.

Ekonomi Güvenliğinden Sorumlu Bakan Takaiçi Sanae ile Ekonomik Canlanmadan Sorumlu Devlet Bakanı Şindo Yoşitaka da tapınağı ziyaret etmişti.

Bakan Takaiçi, ziyaret sonrası açıklamasında, "Ulusal politika uğruna hayatını kaybedenlerin ruhlarına saygıyla şükranlarımı sundum." ifadesini kullanmıştı.

Başbakan Kişida Fumio'nun makamı adına saksıda "kutsal Masakaki çiçeği" gönderilmişti. Kişida'nın tapınağı ziyaret etmeyi planlamadığı aktarılmıştı.

- Komşu ülkeler nezdinde diplomatik tepkilere yola açıyor

Tapınak, özellikle ilkbahar, sonbahar başlangıçları ile Japonya'nın mağlubiyetini ilan ettiği 15 Ağustos'un yıl dönümünde, savaşta hayatını kaybedenlerin anılması amacıyla ziyaretçi akınına uğruyor.

Japon İmparatoru için can verilmesine şükran duyulması ve savaşta öldürülen ataların ruhlarına saygı duyulması niyeti taşıyan tapınak gezileri, komşu ülkeler nezdinde diplomatik tepkilere neden oluyor.

Yasukuni'yi, "Japonya'nın geçmiş militarizminin sembolü" olarak gören Güney Kore ve Çin yönetimleri, başta başbakan olmak üzere Japon hükümeti temsilcilerinin tapınağa bağış ve gezilerini protesto ediyor.

- Başbakan düzeyinde en son Abe gitmişti

Tapınağı başbakan düzeyinde en son Aralık 2013'te Başbakan Abe Şinzo ziyaret etmişti.

Ülkenin "en uzun süre görev yapan başbakanı" ünvanına sahip Abe Şinzo'nun tapınak ziyareti Güney Kore, Çin ve Tayvan'ın tepkisini çekmişti.

1869'da inşa edilen tapınağın, İkinci Dünya Savaşı'nda ölen 2,5 milyon kişinin anısını onurlandırdığı ancak tapınak keşişlerinin, savaş dönemi Başbakanı ve Japon Ordusu Generali Tojo Hideki dahil 14 savaş suçlusunu, 1978 yılında "kutsal" kabul etmesi nedeniyle tartışmalı statüsünü koruduğu biliniyor.



Çin’den madencilik atılımı: Yatırımlar rekor seviyeye ulaştı

Çin'de yaklaşık 40 milyon tonluk nadir toprak elementi var (Reuters)
Çin'de yaklaşık 40 milyon tonluk nadir toprak elementi var (Reuters)
TT

Çin’den madencilik atılımı: Yatırımlar rekor seviyeye ulaştı

Çin'de yaklaşık 40 milyon tonluk nadir toprak elementi var (Reuters)
Çin'de yaklaşık 40 milyon tonluk nadir toprak elementi var (Reuters)

Çin'in yabancı ülkelerdeki maden yatırımı son 10 yılın en üst seviyesine çıktı.

Financial Times’ın haberinde, Pekin yönetiminin artan jeopolitik gerilimler ve yüksek hammadde ihtiyacı nedeniyle yurtdışındaki madencilik faaliyetlerini yoğunlaştırdığı belirtiliyor.

S&P ve Mergermarket verilerine göre Çin, 2023’te toplam değeri 100 milyon doların üzerinde 10 madencilik anlaşması yaptı. Bu rakam, 2013’tan bu yana görülen en yüksek seviyede.

Griffith Asya Enstitüsü’nün çalışmasında da 2023’ün Çin’in yurtdışı madencilik yatırımı ve inşaatı açısından en aktif yılı olduğu belirtiliyor.

Analizde, sözkonusu trendin geçen yıl da sürdüğüne dikkat çekiliyor. Çin merkezli Zijin Mining şirketi, geçen yıl Kazakistan’daki bir altın madenini 1,2 milyar dolara satın alınacağını duyurmuştu.

Madencilik sektörüne odaklanan Britanyalı özel sermaye şirketi Appian da Brezilya’daki Mineraçao Vale Verde bakır ve altın madenini Çinli Baiyin Nonferrous Group’a 420 milyon dolara satmıştı. 

Çin, lityum ve kobalt gibi kritik nadir toprak elementlerinin işlenmesinde dünya lideri olsa bile bu minerallerin ham hallerini genellikle ithal etmek zorunda kalıyor. Analistler, bunun Pekin yönetiminin global tedarik zincirindeki konumunu güçlendirme arayışını hızlandırdığını söylüyor. 

ABD, Kanada, Avustralya ve bazı Avrupa ülkeleri, Çin’e olan madencilik bağımlılığını azaltmak için alternatif tedarik zincirleri kurmaya çalışıyor. Ancak Çinli şirketlerin Batılı rakiplerinden farklı olarak daha uzun vadeli yatırım perspektifine sahip olduğuna ve yüksek riskli bölgelerde faaliyet göstermekten çekinmediklerine işaret ediliyor. 

Bunun yanı sıra Çinli finans kuruluşlarının, gelişmekte olan ülkelerdeki madencilik projeleri için firmalara milyarlarca dolarlık kredi verdiği aktarılıyor.

Appian’ın kurucusu Michael Scherb, Pekin yönetiminin son dönemde stratejisini değiştirdiğine dikkat çekerek şunları söylüyor: 

Çin yönetimi eskiden her varlık satışı sürecine yalnızca bir alıcı atardı. Son üç dört yıldaysa bu yaklaşımı değiştirdiler. Artık Çinli firmaların birbiriyle rekabet etmesine izin veriliyor.

Independent Türkçe, Financial Times, RT, Mining