Katil ölüm döşeğinde itiraf etti: 24 yıl önce öldürülen anne kızın kalıntılarına ulaşıldı

Larry Webb ölüm döşeğindeyken Susan Carter ve kızı Natasha "Alex" Carter'ı mali sıkıntılar yüzünden vurarak öldürdüğünü itiraf etti

Natasha "Alex" Carter (solda) ve annesi Susan Carter'ın (sağda) kalıntıları, ikilinin ortadan kaybolmasından 24 yıl sonra cinayetleri itiraf eden katilleri Larry Webb'in (altta) evinde bulundu (FBI/WVNS 59News)
Natasha "Alex" Carter (solda) ve annesi Susan Carter'ın (sağda) kalıntıları, ikilinin ortadan kaybolmasından 24 yıl sonra cinayetleri itiraf eden katilleri Larry Webb'in (altta) evinde bulundu (FBI/WVNS 59News)
TT

Katil ölüm döşeğinde itiraf etti: 24 yıl önce öldürülen anne kızın kalıntılarına ulaşıldı

Natasha "Alex" Carter (solda) ve annesi Susan Carter'ın (sağda) kalıntıları, ikilinin ortadan kaybolmasından 24 yıl sonra cinayetleri itiraf eden katilleri Larry Webb'in (altta) evinde bulundu (FBI/WVNS 59News)
Natasha "Alex" Carter (solda) ve annesi Susan Carter'ın (sağda) kalıntıları, ikilinin ortadan kaybolmasından 24 yıl sonra cinayetleri itiraf eden katilleri Larry Webb'in (altta) evinde bulundu (FBI/WVNS 59News)

ABD'nin Batı Virginia eyaletinden bir baba, Ağustos 2000'de hararetli bir velayet anlaşmazlığı sırasında 10 yaşındaki kızı ve kızın annesinin ortadan kaybolmasının ardından 20 yılı aşkın bir süre boyunca bir yanıt bulabilmek için mücadele etti.

Şimdiyse eyalet polisi ve FBI'ın salı günü Susan Carter ve kızları Natasha "Alex"in kalıntılarının bulunduğunu açıklamasının ardından Rick Lafferty nihayet onu evine götürebilecek. Carter'lar, pazartesi günü yani Larry Webb'in tutukluyken hayatını kaybettiği gün Webb'in evinde bulundu. 

Lafferty, basın toplantısında "Bugün biraz üzücü ama aynı zamanda mutlu bir gün çünkü sonunda bebeğimi eve götürebiliyorum" dedi.

Geçen 24 yılın ve bu davanın pek çok kez rafa kaldırılmasının ardından birçok kez neredeyse umudumu kaybediyordum.

Batı Virginia Eyalet Polisi salı günü yaptığı açıklamada, 80'li yaşlardaki Webb'in önceki haftalarda kızın ölümüyle bağlantılı olarak tutuklandıktan sonra kefaletsiz olarak tutulduğu Mount Olive Cezaevi Kompleksi'nde pazartesi sabahı ani bir sağlık sorunu yaşadığını duyurdu.

Savcı, Webb'in ölüm döşeğindeyken cinayetleri itiraf ettiğini bildirdi. Webb, evdeki bir miktar parayı harcadığını düşündüğü için Susan Carter'la tartıştığı sırada onu vurduğunu itiraf etti.

sdvgrftb
Alex Carter, Ağustos 2000'de ortadan kaybolduğunda 10 yaşındaydı (FBI)

Müfettişlere Carter'ı vurduğunu söyleyen Webb, "hayatını sonsuza dek mahvettiğini bildiğini", tespit edilmemek için de 10 yaşındaki kızı Alex'i de vurup öldürmesi gerektiğine karar verdiğini belirtti.

Webb, kızı ve anneyi öldürdükten sonra cesetlerini nasıl sardığını ayrıntılı olarak anlattı. Cesetleri, bodrum katında iki gün boyunca tuttuktan sonra arka bahçesinde sığ mezarlar kazdığını ve 25 yıldan uzun bir süredir burada gömülü kaldıklarını açıkladı.

Webb'in hayatını kaybettiği açıklandıktan 6 saat sonra anne ve kızın kalıntıları Batı Virginia eyaletindeki Beckley'deki evinin arka bahçesindeki sığ mezarlarda bulundu.

dfvbr
Susan Carter'ın 2000'deki hali ve (üstte) yaşlandırılmış fotoğrafı (FBI)

Beckley Polis Departmanı Komiser Yardımcısı Dave Allard, "Aynı gün öğleden sonra Susan ve Alex Carter'ı bulduk" dedi.

Benim bile yazamayacağım kadar şiirsel bir son.

FBI'a göre Ağustos 2000'de Carter ve Lafferty, çocukları Alex için  "çekişmeli" bir velayet savaşı içindeydi. Anne ve kızın öldürülmeden önce evden ayrıldıkları ve Webb'in evinde kaldıkları yönünde haberler vardı.

Dava yıllarca çözülemedi ta ki 2021'de cevap arayışı yeniden hız kazanana kadar. 2023'te Batı Virginia Eyalet Polisi, Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ve ABD Kolluk Kuvveti, Webb'in evinde arama emri çıkartarak DNA ve diğer kanıtları ortaya çıkarmış, bu da Webb'e Alex'i öldürmeden suç isnat edilmesine yol açmıştı.

xdy
Larry Webb, ölüm döşeğinde cinayetleri itiraf etti (WVNS 59News/YouTube)

2023'te yapılan aramalar sırasında Webb yerel haber kaynaklarına yaptığı açıklamada kızın başına ne geldiğini ve onu en son ne zaman gördüğünü bilmediğini söylemişti. 

Webb o zaman "Hatırlamıyorum" demişti.

Bende bunama var. Kesin bir şey söyleyemem.

Ama artık Alex'in babası nihayet cevaplara sahip. Lafferty, sevdikleri kaybolan ya da çözüme kavuşmamış davalara sahip kişileri denemeye devam etmelerine dair cesaretlendirdi.

Lafferty, "Benim durumumdaki kişilere asla umutlarını kaybetmemelerini söylemek istiyorum" dedi.

Independent Türkçe



Japonya'nın ilk kadın lideri, "Demir Leydi" mi olacak?

Sanae, LDP'nin tabanından büyük destek alıyor (Reuters)
Sanae, LDP'nin tabanından büyük destek alıyor (Reuters)
TT

Japonya'nın ilk kadın lideri, "Demir Leydi" mi olacak?

Sanae, LDP'nin tabanından büyük destek alıyor (Reuters)
Sanae, LDP'nin tabanından büyük destek alıyor (Reuters)

Japonya'da iktidardaki Liberal Demokrat Parti (LDP), görevi bırakacak Başbakan İşiba Şigeru'nun halefini ve yeni parti liderini belirlemek için yarın seçim düzenleyecek.

Temmuzda gerçekleştirilen Danışman Meclisi (Sangiin) seçim sonuçları, son 70 yılın 65'inde ülkeyi yöneten LDP'ye önemli bir darbe vurmuştu. Bunun ardından İşiba, başbakanlık ve LDP genel başkanlığından istifasını duyurmuştu.

İşiba yerine geçmek için yarışacak 5 aday var. Bunlar arasında öne çıkanlardan biri eski İçişleri Bakanı Sanae Takaiçi.

Reuters'ın analizinde, 64 yaşındaki Sanae'nin muhafazakar çizgisiyle destek topladığı belirtiliyor. "Demir Leydi" lakaplı siyasetçi, agresif devlet harcamalarıyla ekonomiyi canlandırmayı planlıyor.

2022'de öldürülen eski başbakan Şinzo Abe'ye yakın isimlerden biri olan Sanae, özellikle teknoloji, altyapı ve gıda gibi sektörlere büyük yatırımlar vadediyor.

Foreign Policy'nin analizindeyse siyasetçinin "ultramilliyetçi" tavrının, son dönemde Güney Kore ve Çin'le görece iyi ilişkilere sahip Tokyo yönetiminin dış politikasını yeniden belirleyebileceği yazılıyor.

Sanae'nin LDP liderliğini kazanması halinde, Meclis oturumunda Japonya'nın ilk kadın başbakanı olarak seçilmesi bekleniyor. LDP ve koalisyon ortağı Komeito son seçimlerde çoğunluğu kaybettiğinden, bazı muhalefet partilerinden destek almaları gerekiyor.

Yarışta öne çıkan bir diğer isimse eski Tarım Bakanı Şinciro Koyzumi. 44 yaşındaki siyasetçi, yarışta ipi göğüslemesi halinde Japonya'nın II. Dünya Savaşı sonrası dönemdeki en genç başbakanı olabilir.

Eski Japonya Başbakanı Cuniçiro Koyzumi'nin oğlu, artan yaşam maliyetlerinin daha rahat karşılanabilmesi için vergileri düşüreceklerini söylüyor.

Yarışta Kabine Baş Sekreteri Hayaşi Yoşimasa da en deneyimli bürokrat olarak rekabet ediyor. 64 yaşındaki politikacının, radikal değişikliklere gitmeyeceği ve çoğunlukla İşiba'nın programını devam ettireceği belirtiliyor.

69 yaşındaki eski LDP Genel Sekreteri Toşimitsu Motegi ve 50 yaşındaki eski Ekonomi Güvenliği Bakanı Takayuki Kobayaşi de yarışa katılan diğer adaylar arasında.

Ülkenin yeni lideri kim olursa olsun, hem LDP içindeki krizleri hem de göç, enflasyon, gümrük vergileri ve Çin'in Güney Çin Denizi'nde askeri tehdidini artırması gibi sorunları devralacak.

Independent Türkçe, Reuters, Foreign Policy, The Diplomat


İran'da su krizi: Başkenti taşımak zorundayız

İran'ın başkenti Tahran, iklim değişikliği nedeniyle son yıllarda su kıtlığı yaşıyor (Reuters)
İran'ın başkenti Tahran, iklim değişikliği nedeniyle son yıllarda su kıtlığı yaşıyor (Reuters)
TT

İran'da su krizi: Başkenti taşımak zorundayız

İran'ın başkenti Tahran, iklim değişikliği nedeniyle son yıllarda su kıtlığı yaşıyor (Reuters)
İran'ın başkenti Tahran, iklim değişikliği nedeniyle son yıllarda su kıtlığı yaşıyor (Reuters)

İran su kıtlığından ötürü Tahran'dan başka bir şehri başkent yapmayı değerlendiriyor.

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, başta su krizi ve toprak çökmesi olmak üzere altyapı ve kaynak sorunları nedeniyle başkentin güneye taşınması gerektiğini söyledi.

Pezeşkiyan, Hürmüzgan eyaletinde dün yaptığı açıklamada, başka bir şehri başkent yapma teklifini Ayetullah Ali Hamaney'e sunduğunu söyledi.

Dini liderin herhangi bir yanıt verip vermediğine ilişkin bilgi paylaşmayan Pezeşkiyan, Tahran, Karal ve Kazvin şehirlerindeki su krizinin kolayca çözülemeyeceğini belirtti.

İran'ın su kaynaklarının neredeyse yüzde 25'i yaklaşık 10 milyon nüfuslu Tahran tarafından tüketiliyor.

Başkentteki barajlar şehrin su ihtiyacının yüzde 70'ini karşılarken, kalan yüzde 30'u da yeraltı sularından elde ediliyor. Ancak yağışların azalması ve buharlaşmanın artmasıyla barajlardaki su miktarı düşerken, yeraltı kaynaklarına bağımlılık da arttı.

Ülkedeki su kriziyle ilgili uzun süredir uyarı yapan Pezeşkiyan, yağışların yüzde 50 ila 60 oranında azaldığına dikkat çekerek, başkentin güneydeki Basra Körfezi'ne taşınması gerektiğini belirtti.

Dubai'nin karşı kıyısında yer alan Hürmüzgan'ın bunun için uygun bir bölge olduğunu söyleyerek, "Burası Basra Körfezi kıyısında ve açık denize doğrudan erişimi var. Ticaret ve ekonominin gelişmesi açısından büyük potansiyele sahip" dedi.

Başkent payesinin Tahran'dan alınması önerisi daha önce de gündeme gelmişti. Eski İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, çeşitli seçenekleri içeren planlar da hazırlamıştı.

2016'da İran Meclisi, başkentin taşınması önerisini incelemek için toplanmış ancak yüksek maliyet ve yönetimdeki muhafazakarların itirazları sonucu süreç durdurulmuştu.

Independent Türkçe, Guardian, Iran International


Birleşik Krallık'ı şoke eden sinagog saldırısına dair tüm bilinenler

Sinagog saldırısı, başta Yahudi cemaati olmak üzere Birleşik Krallık'ı yasa boğdu (Reuters)
Sinagog saldırısı, başta Yahudi cemaati olmak üzere Birleşik Krallık'ı yasa boğdu (Reuters)
TT

Birleşik Krallık'ı şoke eden sinagog saldırısına dair tüm bilinenler

Sinagog saldırısı, başta Yahudi cemaati olmak üzere Birleşik Krallık'ı yasa boğdu (Reuters)
Sinagog saldırısı, başta Yahudi cemaati olmak üzere Birleşik Krallık'ı yasa boğdu (Reuters)

Birleşik Krallık'ın (BK) Manchester şehrindeki sinagoga düzenlenen saldırının yankıları sürüyor.

Greater Manchester Polisi'nden yapılan açıklamada, dün yaşanan olayda saldırganın aracını sinagog önündeki kaldırıma sürerek yayaları ezmeye çalıştığı belirtildi.

Daha sonra saldırganın araçtan inip etraftakileri bıçaklayarak sinagoga girmeye çalıştığı aktarıldı. Kimliği Jihad al-Shamie olarak açıklanan zanlının, ibadethaneye girmeden polis tarafından vurularak öldürüldüğü ifade edildi. Ayrıca olayla ilgili üç kişinin daha gözaltına alındığı belirtildi, şüphelilerin kimliği açıklanmadı.

Yahudiliğin en kutsal bayramı olan Yom Kippur'da düzenlenen saldırıda iki kişi yaşamını yitirirken, üç kişi de ağır yaralandı. Polis ölen kişilerin kimliğini 53 yaşındaki Adrian Daulby ve 66 yaşındaki Melvin Cravitz olarak paylaştı. Öte yandan hayatını kaybeden kişilerden birinin, olaya müdahale sırasında polis tarafından vurulduğu duyuruldu. Greater Manchester Polisi'nin açıklamasında, Yahudi cemaatinden birinin polis kurşunuyla hayatını kaybetmesi "öngörülemez ve trajik" diye nitelendi.

Saldırganın üzerinde ve aracında el yapımı patlayıcılar bulunduğu aktarılıyor. Bomba imha ekipleri patlayıcıları uzaktan infilak ettirdi.

Tarihi 18. yüzyılın başlarına kadar uzanan Heaton Park İbrani Cemaati Sinagogu, Britanya'nın en büyük Yahudi cemaatlerinden birinin yaşadığı Crumpsall bölgesinde yer alıyor. Burası, Manchester'ın en büyük Müslüman nüfuslarından birinin yaşadığı Cheetham Hill'e de yakın.

Yetkililerin paylaştığı bilgilere göre 35 yaşındaki saldırgan, Suriye kökenli bir BK vatandaşı. Britanya medyasındaki haberlere göre Shamie, 2006'da vatandaşlık almış. Sinagoga yakın bir mahallede oturan zanlının daha önce sabıkası olmadığı ve terörle mücadele ekiplerinin takip listesinde yer almadığı belirtiliyor.

cxdvfgt
Komşuları, Jihad al-Shamie'yi "sıradan biri" olarak anlatıyor (Facebook/X)

Birleşik Krallık İçişleri Bakanı Shabana Mahmood, olayın ardında herhangi bir terör örgütü olup olmadığının henüz belirlenemediğini söyledi.

Diğer yandan saldırının yaşandığı günün akşamı Manchester'da Filistin'e destek yürüyüşü düzenlenmesi de tartışma yarattı. Mahmood, protestoları eleştirerek şunları söyledi:

Dün gece bu protestoların devam etmesini görmek beni çok hayal kırıklığına uğrattı. Bence bu davranış temelde Britanyalılara yakışmıyor. Onursuzca bir davranış.

Bakan, ayrıca BK'nin geçen ay Filistin devletini tanımasının antisemitizmi güçlendirdiği iddialarını reddetti.   

Metropoliten Polis Teşkilatı da cumartesi günü Londra'da düzenlenmesi planlanan Filistin'e destek eyleminin iptal edilmesini istedi.

İngiliz Milletler Topluluğu Başhahamı Sör Ephraim Mirvis, olayın son dönemde yükselen antisemitizmin bir sonucu olduğunu söyledi.

BK Başbakanı Keir Starmer, saldırıyı kınayarak Yahudilerin ülkede güven içinde yaşaması için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını söyledi. Olayı "terör saldırısı" diye niteleyen Starmer, saldırganın "Yahudileri Yahudi oldukları için, Britanya'yı da değerleri nedeniyle" hedef aldığını belirtti.

Kral III. Charles da "Yahudi toplumu için böylesine önemli bir günde Manchester'daki saldırıdan dolayı üzüntü ve şok içindeyiz" dedi.

İsrail lideri Binyamin Netanyahu da olayı "barbarca saldırı" diye niteleyip, "Britanya'daki Yahudi topluluğuyla yas tutuyoruz" ifadelerini kullandı.

Independent Türkçe, Guardian, BBC, Times of Israel, CNN